CHP içinde bir kesim var, mutlaka tedavi edilmeli!



Reklamcı Ateş İlyas Başsoy, aynı zamanda Birgün gazetesinde köşe yazıyor.

2009 yerel seçimlerinde CHP'nin Antalya'daki reklam kampanyalarını ücretsiz olarak yürüten Ateş İlyas Başsoy, "AKP Neden Kazanır, CHP Neden Kaybeder?" isimli bir kitap yazdı. Başsoy, "CHP, ancak kendi tabanının dışındaki insanlara kucak açarsa seçim kazanabilir. Ama CHP yöneticileri bunu anlamak istemiyor!" diyor.

***

Kitabı yazmak için biraz geç kalmadınız mı? Yerel seçimlerin üzerinden bir hayli zaman geçti...

Kitap yapmak biraz zor bir iş. İlk başlarda kitap yazacak kadar yeterli birikimim yoktu. Bir de genel seçimlerin sonuçlarını bekledik. Zaten kitabın bazı bölümlerinde genel seçimlerde yaşadığım anılar da var. Açıkçası CHP'nin genel seçimlerde izleyeceği yolu da gözlemlemek istedim. Ama CHP hiçbir şey yapmadı. Bütün algı yönetimi rezaletti.

CHP'nin seçim kaybetmesi, AK Parti'nin kazanması artık insanların algısında bir 'durum' özelliği taşıyor değil mi? Çünkü çoğu insan "CHP kazanmak için seçime girmiyor. Muhalefet olmak istiyor." diyor.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi bile böyle bir tespitte bulundu. "Zaten seçimleri kazanamazdık." dedi ve bu çok tartışıldı. Ben bunu kabul etmiyorum, doğru yol izlenirse insanların algısı değişebilir. CHP'nin çekirdek tabanı AK Parti'ninkinden az değil.

Bu, "CHP neden kazanamıyor?" sorusunun da cevabı mı aynı zamanda?

Evet, tamamen bu. CHP, ne zaman kendi tabanının dışındaki insanlara kucak açarsa seçim kazanabilir. İcraattan ve hizmetten bahsedip herkesi kucaklarsa gidişat değişir.

AK Parti'yi iktidara taşıyan da bahsettiğiniz bu yönü mü?

Hiçbir parti seçimleri laboratuvarda kazanmıyor. AK Parti'nin iyi bir zemini var. 30-40 yıldır tırnaklarıyla elde ettikleri bir zemin. AK Parti, "Ben bundan sonra hiç hizmet yapmayacağım, yan gelip yatacağım." dese bile AK Parti'ye oy verecek muazzam bir taban var. Bu tabanın aynısı CHP'de de var.

Mustafa Akaydın'ın Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanması gerçekten de Başbakan'ın tabiriyle anormal bir durum mu?

Herkes iki üç ay öncesine kadar Menderes Türel'in tekrar seçileceğine kesin gözüyle bakıyordu. CHP hiç seçim yatırımı bile yapmadı. Çünkü yenileceğini düşünüyordu. Seçim sonrasında ise herkes AK Parti'nin ilk yenilgisi diye konuşmaya başladı.

Bu başarı, kitapta sanki mucizevî bir durummuş gibi gösteriliyor. Bu mucizenin kaynağı da sizmişsiniz gibi algılanıyor. Biraz abartılı değil mi?

Ben kitapta da söyledim; hiçbir algı yönetimi sıfır olan bir şeyi bir yapamaz. Ama bir olanı iki yapabilir. Bizim orada yaptığımız, insanların algısını yönetmekti. Bunu Tayyip Erdoğan çok iyi yapıyor. Beni salt bir reklamcı olarak görürseniz yanılırsınız. Ben orada sadece bir reklam çalışması yapmadım. Mesela Mustafa Akaydın doktor olduğu için ona sağlıkla ilgili projeler sundum.

Bir reklam kampanyası seçimde ne kadar etkilidir?

Sadece yüzde bir ikidir. Önemli olan algıyı yönetmektir. AK Parti bunu çok iyi yapıyor. Mesela Erdoğan 'çılgın proje' dediğinde Kılıçdaroğlu karşılık olarak, "Bu kadar fakirin olduğu yerde bu proje yapılır mı?" dedi ve insanlar nefret etti bu sözden. İnsanlar icraat duymak istiyor.

Yerel seçimler için CHP'den gerçekten de hiç para almadınız mı?

Hiç para almadım.

Otel ve yemek paranızı da mı karşılamadılar?

Hayır, hiç para almadım. Ben bütün masraflarımı kendim karşıladım.

Kaç kişilik bir ekiptiniz Antalya'da?

20 kişiydik.

Kaç paraya mal oldu peki size bu seçim?

Alternatif sermayesiyle 1 milyon doları buldu ama ben 100 bin dolar civarında bir para harcadım. En kötü tarafı İstanbul'daki işlerimi takip edemedim.

Seçimin size getirisi ne oldu?

Hiçbir şey olmadı! Benim kafamdaki düşünce şuydu. 19. yüzyılda doktorlar buldukları ilaçları kendi üzerlerinde denermiş. Ben de böyle bir deney yaptım! Kafamda öteden beri bu soru vardı. Çünkü CHP'nin tek sorunu bir ilkokul öğrencisinin çözebileceği kadar basit. İcraat demesi, hizmet demesi yeterli.

Peki, CHP sizin bahsettiğiniz bu kadar basit bir meseleyi neden algılayamıyor?

Onu vallahi ben de bilmiyorum! AK Parti, son 10 yıldır çok rahat; çünkü CHP ve MHP icraat ve istikrar kelimelerini ağzına bile almıyor. CHP hâlâ çocuk gibi kısır tartışmaların peşinde koşuyor ve siyasi iradeye inanmıyor. CHP hâlâ kendisini ev sahibi olarak görüyor. 'Bir gün gelecek ve bu şeriatçılar gidecek' diye düşünüyorlar. Türkiye'nin yarısının bir torba kömüre kandırıldığını düşünüyor. Hâlâ CHP içinde AK Parti'nin ileride seçim barajına takılacağını düşünenler var. Bana kalırsa AK Parti büyük bir hata yapmazsa % 60 oy alır.

CHP yönetimi genel seçimler öncesinde reklam çalışmaları için sizinle görüştü. Peki neden anlaşamadınız?

Antalya başarısından sonra Kılıçdaroğlu bizi çağırdı ve üç saatlik bir sunum yaptık. Ama seçim dönemlerinde puslu havayı seven bazı siyasetçiler önümüzü kesti; çünkü ortada devasa bir para var. Bu paradan birileri nemalanıyor. Şimdi bana bazıları, "Sen bundan sonra CHP'nin reklamlarını nasıl yapacaksın?" diye soruyor. Bırak reklamı, ben bu kitabı yazdıktan sonra CHP'nin binasına bile giremem, girsem bile çıkamam!

Kitapta bir isimden bahsediyorsunuz. Bu isim gelen seçimler öncesinde Kılıçdaroğlu'nu aramış ve sizinle çalışmamasını tavsiye etmiş. Bu isim Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın mı?

Süreçle ilgili tahminlerim var. Arif olan anlar. Kitabı iyi okuyan anlar.

Seçimlerden sonra Antalya'ya gitmişsiniz ve Mustafa Akaydın'ın seçim projelerini yerine getirmesini tavsiye etmişsiniz, hatta üniversite açması için arazi göstermişsiniz...

Evet, ben projeleri ayarladım ama Akaydın, "Bu üniversiteler Sorosçu, bunlar Fethullahçı." diyerek vazgeçti. Ben, 'ne fark eder öğrenciler okusun yeter' dedim ama işe yaramadı.

CHP'li bir belediyenin başörtülüleri rahibeye benzeten bir reklamı vardı. Siz o reklamı görünce mesleki açıdan neler hissettiniz?

Bunu yapmak için insanın akıl sağlığının yerinde olmaması gerek. Aynısını Mersin'de de yaptılar. Kadınlar çarşaf yaktı. CHP'nin içinde bir kesim var ve o kesimin artık orada barınmaması gerek. Bu insanların iktidar olduğunda gaddarlaşacağını düşünüyorum ve bir an önce bu insanlar tedavi edilmeli.

Kaynak

Zaman 25.12.2011