TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ahmet Ersin, ''devlette görev yapan ve cemaatle çatışma içine giren ya da cemaatin güdümünde olmayan herkesin tehdit altında olduğunu'' savundu.



TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun CHP'li üyeleri Ahmet Ersin, Çetin Soysal, Malik Ecder Özdemir ve Ali Rıza Ertemür, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesine giderek, tutuklu bulunan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'yı ve ''Ergenekon'' davasında tutuklu olarak yargılanan gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ı ziyaret etti.
Milletvekilleri, yaklaşık 4 saat süren görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ahmet Ersin, Avcı ile bir saat 40 dakikalık bir görüşme yaptıklarını, kendisiyle kitabında yer alan ve almayan çok çeşitli konular hakkında görüştüklerini aktardı.
Bu görüşme sonucunda, ''emniyet içinde ve özellikle emniyetin istihbarat, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele birimlerinin cemaat için ne tür çalışmalar yaptıklarını öğrendiklerini'' belirten Ersin, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Cemaat örgütlenmesinin çok yoğun olduğunu biliyorduk, ama anlatılanlardan sonra dehşete düştüğümüzü söyleyebilirim. Bu iki birim, yasaların ve devletin denetimi dışındadır. Her iki kurum istedikleri herhangi bir kişi veya kişiler hakkında izinsiz, yasa dışı dinlemeler yapabiliyor. Komplo hazırlıkları, komplo ve şantaj yapabiliyor. Susturma, sindirme amacıyla her şeyi yapabiliyor, yani devletin bütün arşivinin bu iki kurumun elinde olduğunu öğrendik. Dolayısıyla devlette görev yapan ve cemaatle çatışma içine giren ya da cemaatin güdümünde olmayan herkes tehdit altındadır ve bunlarla ilgili istedikleri zaman, istedikleri şekilde düzmece birtakım raporlar yapıştırılmış, eklenmiş, dinleme kayıtları oluşturulabiliyor. Bakanlar ve Başbakan'ın dahi kendileriyle ilgili bazı özel bilgilerin bu cemaatin elinde olduğuna ilişkin bir kanaat sahibi olduklarını, bu nedenle de tedirgin olduklarını ve cemaatle bir çatışma içine girmekten çekindiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.''
Avcı'dan aldıkları bilgiler sonucunda milletvekilleri olarak dehşete düştüklerini vurgulayan Ersin, emniyetteki bu iki kurumun mutlaka devletin disiplini ve denetimi altına alınması gerektiğini, aksi halde bugünleri arayacak noktalara gelinebileceğini iddia etti.

''NEDEN HİÇBİR YAPTIRIM UYGULANMIYOR?''
Ersin, ''Başbakan ve bakanlarla ilgili yorumunun, aldığı bilgiler doğrultusunda mı, yoksa kendi düşünceleri doğrultusunda mı olduğu'' yönündeki soru üzerine, ''Adalet ve İçişleri bakanlarının sorumlulukları dahilindeki alanlarla ilgili cemaat yapılanması hakkında herhangi bir soruşturma yapamadıklarına ve Başbakan'ın bu soruşturmaları engellediğine ilişkin izlenim aldık, böyle bilgiler aldık. Neden engellerler? Yasa dışı uygulamalar yapan bir cemaat örgütlenmesine karşı Başbakan ve bakanlar bunu yıllardan beri bildikleri halde neden hiçbir yaptırım uygulamıyor?'' yanıtını verdi.
Çetin Soysal da Türkiye adına, Türk demokrasisi adına, hukukun güvenliği adına son derece ciddi kaygılar yaşayabileceğiniz bir örgütlenme modeliyle karşı karşıya bulunulduğunu öne sürdü.
Malik Ecder Özdemir de Silivri'nin ''muhalifleri toplama kampı'' haline geldiğini savunarak, ''Korkarım ki bu iş böyle devam ederse Başbakan'ı da burada ziyaret edeceğiz, öyle görünüyor'' dedi. Özdemir, Avcı'nın kendilerine, ''tutukluluğa itirazın kendi isteğiyle olmadığını, avukatına böyle bir yetki vermediğini'' belirttiğini, ''itirazın, CMUK kapsamında görevlendirilmiş avukatın görevi gereği yaptığı bir itiraz olduğunu'' aktardığını ifade etti.

YENİ KİTABINDA GÖZALTI VE TUTUKLAMA SÜRECİNİ ANLATACAK
Avcı'nın yeni bir kitap yazma hazırlığında olduğunu, bu kitapta da gözaltı ve tutuklama sürecini anlatacağını aktaran Özdemir, onun dışında morali ve sağlığı konusunda bir sorunu olmadığını, istediği kitap ve gazeteleri okuyabildiğini kaydetti.
Özdemir, Avcı'nın, tutukluluk halinin uzun süreceğini de öngördüğünü belirterek, buna gerekçe olarak da soruşturma kapsamında ilgili-ilgisiz binlerce belgenin, kasıtlı olarak bilirkişi incelemesi, iddianame yazılması ve duruşma sürecinin uzatılması için toplatıldığını söylediğini ifade etti.
Milletvekilleri, Balbay ve Özkan'ın da iyi olduklarını, ancak diğer mahkumlarla temas halinde olmayacak şekilde sadece 3 koğuş arkadaşlarıyla görüşebildiklerini söyledi.

AA

Bazı kurumlarda var olan mason örgütlenmesinden haberdar oldukları
ve destekledikleri kanaatindeyim
bu yüzden kendileri cemaatin de böyle bir örgütlenme içinde olabileceğini
düşünüyorlar.
Böyle bir örgütlenme varsa bile milletin özünün örgütlenmesidir.
Ya masonlar?

bu chpde ne çok avukat varmis , milletvekilliginden istifa edip avukatlik yapsalar memlekete daha faydalari olur