![]() |
#1 |
![]() ![]() Çocukçaydı bizim sevdamız tutarsız, karşılıksız ,uçarı , hadsiz, art niyetsiz.Rabbimizden dileğimiz hep bu yönde, saf ve tertemiz olsun bu sevda.Büyüyüp alttakilere basıp yükselmeyi amaçlıyanlardan olmayalım hiç.Sevelim yalnız kardeşlik bağı yetsin bu sevdaya olmasın hiç bir çıkar sevdası.Açalım kalbimizi emin olarak olmasın hiç korkumuz. ![]() BıRaKıN Bir YaNıMıZ çOCUk KaLsIN oLmAZ!!! ![]() Ey çocuk! Neredesin çık hadi ortaya.. Gel kucaklarımı açtım sana.. O sarı saçlarının ve ela gözlerinin parlaklığı nerede.. Gel o umudunla birlikte.. Sevgiyle açılmış kucaklara yürüyen minik ayaklarınla Koş naçar kalbimin imdadına.. Amin diyen tertemiz ellerinle Getir, saf kalbinde yeşerttiğin sevgiyi.. Neredesin çocuk dinlediğin masallar ülkesine götür beni.. Yol göster dünyanda bana da yer ayır gözyaşlarında. Seninle bir ağaç gölgesinde söz açalım havadan sudan.. Dalgalı denizleri gördüm kıyıdan bana durgun suları anlat.. Zift çektim dinlensin diye ruhum bana öğret temiz hava solumayı.. Ekmeği anlat bana sevgiyi, anneyi, Bu dünyada ne kadar yeri var senin yaşadığın dünyanın.. Bana dünyanın kapılarını aç sonuna kadar.. Senden daha çok muhtacım saçlarımı okşamana.. Gel oyunlar oynayalım seninle.. Ey çocuk! Tut elimden sana gitmemen gereken yerleri anlatayım; bildiğim kadarıyla. Sen de bana kaybettiğim yolumu göster. Deme bana sen büyüksün ne de çok şey istiyorsun diye.. Yaşlandı mı insan gün gördü mü ellerine baston aldığı zaman çocuklaştı derler bu memlekette.. Nasıl olsa başa dönmeyecek miyim? Hiç olmazsa çocuk bir günlüğüne ver bana kalbini, Bir günlüğüne zannın kötüsünden, mantığın yanıltıcı etkisinden, gerçeklerin bozuculuğundan, büyüklerin anlamsız kavgalarından uzak Tertemiz bir kalple göreyim hayatı.. Ey çocuk gel de bana yol göster bu çıkmaz sokakta.. ![]() Ey Çocuk! Yüreğinde sevgi büyüt Bakışında umut taşı Sen geleceğin teminatı Yaşamın en renkli çiçeği Gülüşünde güneşler yüklü Gül ki barış kucaklasın evreni ![]() ÇOCUKÇA bir HAYAT... __________________ Sağanak yağarken yağmur,gözlerini esirgemeyeceksin düşen onlarca damladan. Bekleyeceksin güneşli, güzel günleri. neden ağladığını unutmadan... . . . . . . . . . hüznün_de tadını çıkar (: ![]() Küçüğüm daha çok küçüğüm Bu yüzden bütün hatalrım Öğünmem bu yüzden Bu yüzden kendimi Özel önemli zannetmem Küçüğüm daha çok küçüğüm Bu yüzden bütün saçmalamam Yenilmem bu yüzden Bu yüzden kendime hala güvensizliğim Ne kadar az yol almışım Ne kadar az Yolun başındaymışım meğer Elimde yalandan kocaman rengarenk Geçici oyuncak zaferler Küçüğüm daha çok küçüğüm Küçüğüm daha çok küçüğüm Bu yüzden bütün korkularım Gururum bu yüzden Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım Küçüğüm daha çok küçüğüm Bu yüzden sonsuz endişem Savunmam bu yüzden Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem ![]() Ey çocuk elinde tuttugun taştan daha sert yürekler var karşında ey çocuk. öyle diksinki ibrahim kokuyor duruşun isyanın gözlerinden okunuyor kudüs aşkın kalbinden ey çocuk sende abini göremedinmi sende babanı hiç tanıyamadınmı uyurkende elinde bir gece ansızın kapınızı çalar diye zalimler taşlarlamı uyudun ey çocuk küfre attığın taş burdan gül gibi duruyor senin ellerinde kirletemedikleri o minicik ellerinde ey çocuk tek bildiğiniz şarkılar kudüsmü tek ezberinize geçen marşlar özgürlükmü ey çocuk masumiyetin miracın israların tekmi kaldın yalızmı kaldın bunca emanet sadece sanamı bırakıldı sende ahmet yasin gibi dargınmısın ey çocuk ölümünü her gece başına koyarken şehadet rüyalarınımı süslüyor oyun yollarınızda başka bir çocugun ölümünemi şahit oluyor o alnından ve gözlerinden öpülesi saflığın ey çocuk ülkeni işkal edenler yüreğindeki kudüse dokunamadılar diyemi bukadar kudurdular sokagınızın adı gazze soy adı taşmı şehrinizin ışıkları yeşil yolları kanmı ey çocuk seccaden filistin bayrağınmı gamzende kudüs gülleri hiç solmazmı sen ey çocuk hep dikmisindir böyle topladığın taşlar yarınına karmıdır heybende göklerinde ebabillerin uçmaz kervan geçmezmi ümmet seni görmezmi kızmazmısın suskunluğumuza bahçendeki zeytin ağacını ezenler bilmezmi diriltir herdem içindeki ömeri ey çocuk dünyanın başka çocuklarına imrenmezmisin o uğruna ölmeyi göze aldığın kutsal aslında hepimizin o küçücük omuzlarındaki bunca yükle ezilmezmisin kaç intifada gördü senden önceki çocuklar kaçının mezar taşında adı var o bakışlarındaki kahramanlık ismaili gözyaşların kerbelayı hatırlatır ama bilesin elinde attığın her taşta Filistin zaferi yazılıdır!!! FİLİSTİN ZAFERİ YAZILIDIR!!!!! ![]() ![]() ![]() Kolay mı çocukla konuşmak. otur dersin, hayır der. çıra dersin çamur der. çiçek dersin yaprak der. bulut dersin yağmur der. ders dersin küstüm der. seni seni dersin yapma der. oysa kolay çocukla konuşmak. "masal "de bak evet der. ![]() ![]() ANNE SÖYLESENE Anne,bak… Şuradaki çocuklara. Elleri çamur içinde ne güzelde şekil veriyorlar öyle… Anne, Anne,barbie bebeklerimi versem değişirler mi çamurdan oyuncaklarını benimle? Onların anneleri kızmıyor mudur ellerini çamura bulaştırmalarına? Yoksa anne,tek oyuncakları çamurdan yaptıkları şekiller midir? Anne söylesene… Anne,bak… O çocukların ayaklarındaki terliklere… Terlikler kışın da giyilir mi anne? Öyleyse sen neden yaz bitiminde kaldırıyorsun dolaba terliklerimi? Anne ayaklarında çorapta yok üstelik… Üşümüyor mudur onların ayakları? Ve ağrımıyor mudur karınları? Kızmıyor mudur onların annesi? “Çorap giy ayağına” diye… Anne susma,söylesene… Anne,bak… Ellerinde kuru bir ekmek… Doyuyor mudur karınları onunla? Sıcak yemek yemeden doyar mı anne karınlar? Daha mı tatlıdır,içi boş,kuru bir ekmek? Anne,hadi söylesene… Anne neden sustun? Ne düşünüyorsun anne? Hani şükretmekten bahsetmiştin ya, Şimdi mi yapmalıyım onu? ..Kelimelerin Ahengi.. ![]() Babası İspanya"nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkumdu küçük kızın.Fırsat bulduğu her haftasonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapisaneye giderdi.Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı.Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı...Çok üzülmüştü küçük kız...Babasına söyledi bunu,o da "üzülme kızım,yine çizersin;bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?" dedi.Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü.bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti.Babası keyifle resme baktı ve sordu:"Hmmm!Ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı?Küçük kız babasına eğilerek,sessizce:"Hşşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!....." ![]() "Çocuk olmak istiyorum" diyorum kimseler duymadan, içten içe... Ne tuhaf! Küçükken, hep büyümek isterdim... Büyümek ve her istediğimi yapabilmek... Şimdilerde ne çok gülüyorum, o zamanlar içten gelen isteğime... Bir zamanlar 18 yaşında olmak, ne kadar büyük bir şeydi benim için! Sanki hayat değişecekmiş gibi bekledim doğduğum günü... Ve bir gün o gün geldi, artık 18 yaşındaydım... Ne değişti? Hiçbir şey... Koca bir hiçbir şey... Hoş neyin değişmesini bekliyordum ki? Cevap isteme, cevabım yok! Masumdu tüm duygular o zaman... Ne çok ağlardım... Kimseler görmezdi gözyaşlarımı... Daha çocukken, hayallerimi cebime koyup, unutmuştum rüyalarımı... Olgun, sorumluluk sahibi, ne yapması gerektiğini bilmesi gereken küçük bir çocuk... Her şeyi taa o zamanlarda bile içime atardım... Kendi içimde çözmeye çalışmak, yapmaya çalıştığım en zor davranıştı belki de... Sevgimi belli edemez, hep kaçardım sevgi gösterisinde bulunanlardan... Bu özellik hala benimle ! "Kelebek" derlerdi bana arkadaşlarım... O zaman sebebini anlayamazdım... Şimdilerde anlıyorum... Kelebekler çok narindir, en ufak bir şeyde kırılırlar ya işte sebep bu! Hiç kırılamazdım ki oysa... Ne o zaman ne de şimdi! Hep anlayış ve sabırlı olmak bana yapışan hem en iyi hem en kötü özellik olsa gerek... Şimdi 22 yaşındayım... Ve yine ne tuhaftır ki, büyüme isteğim tersi bir hal aldı... Artık küçülmek istiyorum... Kapris yapmak, şımarmak istiyorum...! Her şeye gülmek, durup dururken ağlamak... Sokaklarda koşuşturmak... İçimde, kaygılara yer vermeden yaşamak... O an ne düşünüyorsam yapmak istiyorum belki de... O zamanlar ne yapsan çocuk olduğundan hoş görülür ya, işte ben o hoşgörüyü özlüyorum... Bayramlarda sabahın erken saatlerinde herkesten önce kalkıp, bayramlıklarımı giymek, doyasıya şeker yemek istiyorum...Ta ki babam "dur , dişlerin çürüyecek" diyene kadar... Geceleri karanlıktan korkup, ışığı söndürmeden uyumak istiyorum... Yaramazlık yapıp, kaçmak istiyorum annemden... Bir de annemin yanında uyumak istiyorum, sıcacık... Sözün özü; çocuk olmak istiyorum... Büyümek; kötüleri tanımakmış... Büyümek; susmakmış... Büyümek; çaresizliğe boyun eğmekmiş... Büyümek; acıyı en derinlerde yaşamak, Sonra o acı ile gülebilmekmiş... Her şeyi anlamakmış büyümek... Evet anlıyorum artık her şeyi... Ve anladığıma, ağlıyorum çaresizce... Şimdilerde küçükken sebepsiz yere akıttığım gözyaşlarımı özlüyorum... Herkese küçük, bana büyük gelen mutluluklarımı istiyorum... Ben dileğimi geri aldım! Çocuk olmak istiyorum... Doyasıya çocuk olmak... Sevimli, mutlu, küçük bir çocuk…! Bu mümkün mü? ![]() çocuklar ağlamasın hiç ağlamasın güneşte yunmuş bir damla su ama siz ağlayın,payınıza düşeni bilerek,ederek ve de hiç hak geçirmeden şu perişan rahatlığınıza ne hale getirdiğiniz bu dünyaya namusluca utanarak ağlayın ama çocuklar ağlamasın hiç ağlamasın.. ama çocuklar ağlamasın hiç ağlamasın.. ![]()
![]() Konu ÇAĞINZEYNEBİ tarafından (11-28-2008 Saat 22:43 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|