Çocuklar için timsah gözyaşları


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 90. yılına; çocuklar için dökülen timsah gözyaşları, çocuk emeğinin sömürülmesini arttıran düzenlemeler ve çocukların istismarı damga vurdu.

Değirmencioğlu: Toplumun ve çocukların kinlenmesi için özel çaba gösteriliyor
Çocuk haklarına dönük çalışmaları ile tanınan Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu, ‘taş atan çocuklar’ gündeminin toplumda kinlenmenin bir aracı haline dönüştürüldüğünü belirtiyor. Değirmencioğlu’nun konu ile ilgili soL'a yaptığı değerlendirme şu şekilde: “Polise taş attıkları gerekçesiyle tutuklanan çocuklar kötü muamele görüyor, adil yargılanmıyor ve akıl almaz cezalara çarptırılıyorlar. Bir türlü sonu gelmeyen savaş politikalarının yarattığı çıkmazın acısı bu çocuklardan çıkarılıyor. Çocukların durumunu duymayan kalmadı ama ceza vermekte ısrar edenler geri adım atmıyorlar. Toplumun ve çocukların kinlenmesi için özel çaba gösteriliyor. Bir çeşit taş devri bu; medyatik, cilalı ama acımasız mı acımasız bir taş devri.”
Çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasında bir sakınca görülmüyor
Ucuz işgücü olmaları ve kötü koşullarda rahatlıkla çalıştırılabilmelerinden ötürü kapitalist düzende her dönem gündemde olan çocukların çalıştırılması özellikle kriz dönemlerinde tırmanıyor. Türkiye’de de sürekli gündemde olan çocuk işçiliğinde, yakın zamanda yapılan düzenleme ile çocuk emeğinin sömürülmesi iyice meşrulaştırılmış oldu.
Geçtiğimiz günlerde AKP hükümeti ve tekstil patronları arasında yürütülen müzakerelerin ardından ‘Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği’nde değişikliğe gidilerek, başta tekstil olmak üzere yaklaşık 45 iş kolu tehlikeli işler kapsamından çıkarıldı. Bu değişiklikle beraber söz konusu iş kollarında çocuk işçilerin çalıştırılması önündeki engeller kaldırılırken, patronlar AKP hükümetine teşekkürlerini sundu.
Güneş: Yönetmelik çocuk işçilerin çalıştırılmasını meşrulaştırmak için değiştirildi
Konuyu soL'a değerlendiren DİSK İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Uzmanı Tevfik Güneş, yönetmeliğin çocuk emeğinin yoğun olarak kullanıldığı tekstil sektörünün talepleri doğrultusunda değiştirildiğinin altını çizdi. Güneş, değişiklikle beraber çocukların tekstil sektöründe, ağır koşullarda çalıştırılmasının önünde engel kalmadığını vurguladı.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre dünyada 5 ile 17 yaş arasındaki yaklaşık 250 milyon çocuk, yaşlarına uygun olmayan, ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılıyor. TÜİK verilerine göre ise Türkiye’de çalıştırılan çocuk işçiler, 6- 17 yaş grubunun yüzde 10,2’sini oluşturuyor. Bu da ülkemizde her on çocuktan birinin çalıştığı anlamına geliyor.
Çocuklar 14 saat aralıksız çalıştırılıyor
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin 2008 yılında gerçekleştirdiği anket, çocuk işçilerin çalışma saatleri ile ilgili çarpıcı bilgiler sunuyor. 7-18 yaş arası 195 çocuk ve genç işçi ile yapılan ankette, yüzde 62’sinin 14 saat çalıştırıldığını ve ancak yarım saatlik yemek molasında dinlenebildiklerini ortaya koyuyor.
Kesintisiz 14 saat dinlenme süresi dikkate alınmalı
Oysa Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin Çalışma Süreleri ve Ara Dinlenme Süreleri başlıklı bölümünde aynen şu ifadeler yer alıyor: “Çocuk ve genç işçilerin günlük çalışma süreleri, 24 saatlik zaman diliminde, kesintisiz 14 saat dinlenme süresi dikkate alınarak uygulanır.”
Çocuklar okul yerine atölyeye ya da tarlaya gidiyor
Öte yandan, Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 14 yaşını bitirmiş ve ilköğretim eğitimini tamamlamış çocukların çalıştırılmasına dönük bir düzenleme olmasına rağmen, halen ilköğretim eğitimini sürdüren ve ilköğretim eğitimini yarıda bırakarak çalışan on binlerce çocuk olduğu biliniyor.
Eğitim-Sen’in verilerine göre, ilköğretim çağındaki nüfusun yüzde 5’inin eğitim hakkından yararlanamadığı Türkiye’de, yapılan araştırmalar 1999 – 2005 yılları arasında toplam 436 bin 614 çocuğun ilköğretim diplomasına sahip olmadan okuldan ayrıldığını ortaya koyuyor.
Yine Eğitim-Sen’in verilerine göre mevsimlik tarım işçiliği yapan çocuklar sınıf arkadaşlarına göre okulu 38 gün erken terk ederken, 32 gün geç başlıyorlar. Bu durumda tarım işçiliği yapan çocuklar, iki ay eğitim ve öğretimden uzak kalıyorlar.
Cinsel istismar çocuk sömürüsünün diğer bir boyutu
Çocukların maruz kaldıkları istismar ile ilgili veriler bulunmamakla birlikte gündeme yansıyan olaylar, yaşananların buzdağının görünmeyen bölümünü düşünmeye yol açıyor.
Geçtiğimiz günlerde, Siirt’te ilköğretim çağındaki yedi kız çocuğuna yönelik cinsel istismar olaylarının Siirt Valiliği ve Emniyeti tarafından iki yıldır bilindiği fakat önlem alınmadığı gibi suçun devamına göz yumdukları, olayın failleri arasında AKP’ye yakın şeyh ve imamların da bulunduğu iddialarının ardından Siirt Savcılığı tarafından dosyayla ilgili gizlilik kararı alındı.
Yine geçtiğimiz yıl Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu gerekçesi ile tutuklanmıştı.


http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-si...i-haberi-27338

malesef ne kadar önlem alınsa da dünyanın hemen her ülkesinde çocuklara karşı bazı olumsuz durumlar cereyan edebiliyor.. bunu tamamen ülke liderlerine mal etmek haksızlık olur. ayrıca yazıda geçen birçok bilgi yalan. çocuklar nerde 14 saat çalıştırılıyor? 14 saat açık işyeri sayısı bile yok denecek kadar az iken, zorunlu eğitimin olduğu bir ülkede bir çocuğun 14 saat çalışması pek mümkün değil.

bu arada bazı ideolojilere körü körüne bağlanıyorsun. biri solcu mu, sosyalist mi hemen kendisini benimsiyorsun. Senin Stalin'in küçük çocuklara tecavüz ettiğini herkes biliyor. sen kalkmış çocuklara yapılan cinsel istismarlardan bahsediyorsun.

İngiliz tarihçi Beevor’un Rus arşivlerine dayandırarak yaptığı araştırmada senin Sosyalist Kızıl Ordunun tam bir tecavüz ordusu olduğunu söylüyor. İşte Beevor'un 2002'deki araştırmasının sonuçları:

Kızıl tecavüz ordusu!
İngiliz tarihçi Beevor’un ‘Kızıl Ordu askeleri iki milyon Alman kadına tecavüz’ etti iddiası Rusları fena kızdırdı...
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Sovyet Kızıl Ordu askerlerinin İkinci Dünya Savaşı sırasında 2 milyon Alman kadına tecavüz ettiği öne sürüldü. İngiliz askeri tarihçi Antony Beevor’un yeni yayınlanan ‘Berlin’ isimli kitabında gündeme getirdiği iddialar Rus diplomatları öfkelendirdi. Savaş şartlarının her erkeği potansiyel tecavüzcü haline getirdiğini söyleyen Beevor’un iddialarına Rusya’nın İngiltere büyükelçisi büyük tepki gösterdi.
Bir önceki kitabı Stalingrad ile büyük başarı kazanan Beevor, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Rus Kızıl Ordu askerlerinin sadece Berlin’de 130 bin kadına tecavüz ettiğini iddia etti.
10 bin kadın intihar etti
Beevor’un ikinci korkunç iddiası ise, bu kadınların yaklaşık 10 bininin ‘tecavüzü kaldıramayarak’ intihar ettiğiydi. Beevor, kitabında, askerlerin bu kadınlardan en az yarısına gruplar halinde tecavüz ettiğini, bir keresindeyse 23 Rus askerinin bir Alman kadına sırayla tecavüz ettiğini öne sürdü.
‘Erkeklerimiz sağlıklıdır(!)’
Beevor kitabında bahsettiği bir olayda, bir Sovyet subayının, kendisine yalvaran Alman kadınlarına "Size bir zarar gelmeyecek. Erkeklerimizin hepsi sağlıklı" dediğini de iddialarına ekledi.
Rusya’nın İngiltere Büyükelçisi Grigory Karasin, kitabın yalanlarla dolu olduğunu söylese de, Beevor, kitabı hazırlarken büyük oranda Rus devlet arşivlerinden yararlandığını açıkladı.
30.04.2002, Milliyet Yaşam


bu arada Nazım Hikmet'e olan aşkının sebebini merak ettim, açıklayabilir misin? bazı sözleri hoşuna gittiyse saygı duyarım, onun iyi bir edebiyatçı olduğunu düşünüyorsan saygı duyarım ama benim düşüncem Rus hayranı, sosyalist olduğu için onu benimsediğindir. Nazım Hikmet güzel eserler vermiş olabilir, sözlerinin bir kısmı beğenilmiş olabilir fakat halkçı diye geçinen bu edebiyatçı müsveddesinin halktan nefret ettiğini, Türkleri her defasında aşağıladığını hepimiz biliyoruz. türkleri aşağılamakla kalmıyor Türkiyeye duyduğu nefreti ifade etmekten çekinmiyordu. yoksa bu ülke hiçkimseyi kolay kolay vatandaşlıktan çıkarmaz.. Nazım Hikmet'in oğlu baası için ne demiş?






Oğlundan Nazım Hikmete şok suçlamalar

Nazım Hikmet`in mezarının Türkiye`ye getirilmesine karşı çıkan oğlu Memet Nazım, babasına şok suçlamalarda bulundu...

Nazım Hikmet'in mezarının Türkiye`ye getirilmesine karşı çıkan oğlu Memet Nazım, bunun sebebini şöyle açıklıyor: Babam, Ruble karşılığında şiir yazan bir adamdı... Hasta annemi ve henüz 3 yaşında olan beni terkedip başka kadınlara gitmiş bir adam için kılımı kıpırdatmam.`

Moskova'daki Novodeviçye Manastırı'nda yatan Nazım Hikmet'in mezarının Türkiye`ye getirilmesi konusunda yıllardır saklanan gerçekleri açıklıyoruz. Nazım Hikmet`in son eşiVera Tulyakovanın, hayattayken, mezarın nakli karşılığında 1 milyon dolar istediği ortaya çıktı.





Nazım Hikmet'i en iyisi oğlu bilir dimi? Bak ruble karşılığında şiir yazıp 3 yaşındaki oğlunu ve hasta eşini bırakıp kendi zevki için başka kadınlarla birlikte olacak kadar aşağılık bir adam..!! kusura bakma sana ağır gelebilir belki bu aşağılık sözü ama inan daha fazlasını da hakediyor. Eşini aldatan, hele hele onu hasta başına çocuklarıyla birlikte bırakıp kendi zevkinin peşine düşen bir adam kim olursa olsun haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir.. belki yukarıkdai yazı hoşuna gitmiştir devamını okumak istersin, sana link vereyim de o gurur duyduğun adamın nasıl biri olduğunu iyice öğrenir, hiçbir şeye böyle körü körüne bağlanmazsın..

http://www.tumgazeteler.com/?a=5651224

Tebrikler Üstad...
Komunizm nasıl bir şey bir kez daha anladım...

yazını cok gaflet içinde gordum cunku daha dun aksam arkadaşımla bulustuk işten çıkıp gelmişti. kendisi büyük bir magazalar zincirinin bir şubesinde çalışıyor (kıyafet satış magazası).

işten çıktıgı saat gece 23:30
o sabah işe gittgi saat sabah 08:30 du.
hatta geldiginde sinirinden kufur ediyordu arkadaşım .
bugun turkiye konfeksiyonlarda patronun kar etmresi için işçiler hayvan gibi çalıştırılıyor biriside benim ailemden birisi hafta içi hergun fazla mesaiye bırakıyorlar insanları sabah 7:30 aksam 22:30
siz daha hiç bir işyeri 14 çalışmıyor diyorsunuz. turkiyede yaşıyorsunuz dimi?

bakın bir ornek vereyim bir arkadaşımın anlattıgına göre başka bir tekstil fabrikasında işçiler gunde 12 saat gunduz 12 saat gece çalışıyorlar.
evleri aileleri yok iş yerinde ranzalarda kalıyorlar.
gece çalışan işçiler gündüz çalışan işçilerin yattıgı ranzalarda uyuyorlar yani donusumlu olarak kullanılıyori.

yazımı dikkatli oku. 14 saat açık olan işyeri yok denecek kadar az dedim, yok demedim. mutlaka vardır, 24 saat açık olan yerler de vardır, ama bunların sayıları sınırlıdır. zorunlu eğitim var, çocuklar zaten 6 saatini okulda geçiriyor, 8 saat uyuduğunu hesaplasak geriye 10 saat kalıyor. 14 saat çalışan çocuklar yok mu? mutlaka vardır, sayıları sınırlıdır. çalıştırılmamalıdırlar, aileleri çocuklarına gereken önlemleri vermeli, işverenler de insaflı olmalı. siz ne kadar yasa koyarsanız koyun işveren çalıştırdıktan sonra, çocuk ve ailesi ses çıkarmadıktan sonra bunun önüne geçemezsiniz..

bu arada gaflet içinde olduğumu söylemişsin bunu senden duymak ilginç (: zira savunduğun adamların ne tür kişiler olduğunu belgelerle ipatladım sana, hala gaflet uykusundasın. çocuklara cinsel istismardan bahsediyorsun ama samimi değilsin, senin Stalin'in 1 numaralı sapıktı, çocuklara sürekli tecavüz etti. sadece kendisi değil ordusu da öyle. ne demek 2 milyon kadına tecavüz etmek? bu bir rekor olsa gerek..

ayrıca nazım hikmet'in. senin adamın.. o da 1 numaralı sapık 3 yaşındaki oğlunu ve hasta karısını yni şerefini namusunu bırakıp namussuzluk yapmaya başka bir ülkeye gidiyor.. ne büyük adam dimi samimi değilsin tecavüzden bahsediyorsun ama senin adamların sapık. neyse gaflet uykusundan uyanman için, senin için, Allah'a dua edecem..

İşine gelmediği içindir noveek

ANlattığın gibi 12 saat 14 saat çalışan bir tane bile işçi hayatımda görmedim ha çalışan olursada tıkır tıkır parasını alıyor.Bizim elemanlar saat 4 ten sonra saate bakmaktan çalışamıyorlar bile saat 5 oldumu elindekini yere atar gider şimdiye kadarda bir kelime etmedim
5 ten sonrada sat başı 7 tl parasını tıkır tıkır alır.

Hiçbir kiyafet mağazasınında saat 7:30 ta açıldığını görmedim gece saat 23:30 kadar çalışıyorsa zorlamı veya silah zoruylamı çalışıyor çalışmasın gitsin rusyaya veya çin daha rahat yaşayacagından emin olabilirsin
günde 1 dolar neyine yetmez harca harca bitmez

bana illada komunistlerinm yaptıklarından ornekler vericeksin.
şuanda yanı başımızda ırakta halen tecavüz ediliyor amerikalı kapitalistler tarafından . buna ne diyceksin iyi niyetli oldugundan suphem var.
bu arada çok meark ediyorum baban yada sen ne iş yapıyorsun?
kendi işinmi yoksa maaşlımı çalışıyorsun ? yada ailen için soruyorum.

Nazım Hikmet Türkiye dışında yaşayıp ölmüş olmasaydı ülkemize Komünizmi benimsetmek adına büyük çabaları olacaktı..
Arkadaşın aşık olması normaldir yani

parayamı aşık oldu yoksa kadınamı? burda şüphem var