![]() |
#1 |
![]() Ağabey hani bir gün eğer bir şeye filan ihtiyacın olursa çekinmeden gelebilirsin demiştin ya işte ben sana geldim bana yardım et ne olursun.
-Söyle bakalım neymiş istediğin Deniz tereddütsüz bana bomba bul ağabey Cevdet şaşırmayla birlikte yüzünde bir memnuniyet belirdi.Cevdet numaradan oğlum manyak mısın ne yapacaksın bombayı filan dedi. Ağabey seni ne görmüş olurum nede görmüş sen bana bul ağabey onlar benim amca oğlunun hayatını kararttılar bende onlara bunu ödeteceğim dedi .Cevdet oğlum bu işler öyle kolay şeyler değil seni yakalarlarsa belki asarlar bile dedi Deniz gayet kararlı bir şekilde ben her şeyi göze aldım dedi Denizin kararlılığı Cevdet’i memnun etmiş ve sana yardım edeceğim önümüzdeki hafta bugün ben yine geleceğine sende yine orda ol dedi ve ayrıldılar. Salih ve arkadaşları çok sıkı çalışıyorlar ama karşılığını da alıyorlardı iki taraftan da bir çok genci ikna etmişler hayata yeniden farklı bakmalarını sağlamışlardı Salih İrfan aracılığıyla onların toplantı yaptıkları yerde İrfanın bütün arkadaşlarına bir konuşma yapacaktı bir anda çok kişiye ulaşma şansı olacaktı Salih İrfanın aracılığıyla Çarşamba akşam ı için toplantı sözü aldı bu arada ilk sayılarını hazırlayıp İstanbul a gönderdiler ve önümüzdeki hafta salıya ilk sayının basılmış birkaç dergisi ellerinde olacağını öğrendiler çok sevindiler buna çok emek sarf etmişlerdi. Salih postaneden sabırsızlıkla beklediği dergileri aldı o an çok heyecanlanmıştı elindeki dergide haftaların emeği vardı sanki onu yeni doğmuş bebeyi gibi hissetti dergileri ihtimamla tutuyordu dergilerle birlikte ilk Enver Amcanın yanına gitti beraber incelediler basımını çok beğenmişlerdi Enver Bey inşallah harcadığımız emeğin karşılığını dergilerin okunmasıyla alırız dedi Salih de iştirak ederek inşallah dedi sonra Selim ,Mustafa,Ahmet ve Recep teker teker gelmişler hep beraber ilk dergilerinin heyecanını yaşamışlardı uzun uzun sohbet ettiler akşam oldu Salih izin isteyip kalktı benim çok önemsediğim bir toplantım var oradaki performansım çok önemli dedi Recep bende senle geleyim mi yalnız bırakmam dedi. -Sen bilirsin gelirsen memnun olurum. Sözleştiler buluşacakları saati söyleyip Salih eve gitti . Deniz toplandıkları yere geldi kendine bir şey aldı her halinden heyecanlı olduğu belli oluyordu büyük merakla Karabatak Cevdet’i beklemeye başladı derken elindeki bir gazeteyi okuduğu bir esnada Cevdet içeriye girdi etrafa gözlerini gezdirdikten sonra denizi gördü yanına gitmedi gözüyle tamamdır gibisinden bir işaret yapıp diğer gurubun yanına oturdu onlarla havadan sudan müddet konuştu saat geç olmuş yavaş yavaş millet evine dönmeye başlamıştı bir süre sonra Karabatak Cevdet de dışarı yöneldi ve gözüyle denize peşinden gelmesi için işaret etti Deniz kimse anlamasın diye hemen çıkmadı birkaç dakika o yalandıktan sonra herkese iyi akşamlar deyip öyle ayrıldı deniz yürüyordu ama Karabatak Cevdet yoktu gecede sinsi bir planı koynunda saklıyormuşçasına kulakları sağır eden bir sessizlik vardı deniz biraz daha yürüdükten sonra ilerdeki inşaat ta Karabatak Cevdet in el etmesini gördü ve etrafına dikkatlice baktıktan sonra Cevdet in yanına gitti Cevdet onu evin bodrum katına indirdi özenle gizlediği yerden bomba düzeneğini çıkardı Denizin kalbi heyecanla atmaya başlamıştı Cevdet aceleyle düzenekten bahsedip nasıl çalıştıracağını anlattı saati kurmayı öğrettikten sonra soracağın bir şey var mı dedi Deniz bu süre zarfında bu düzeneklerle ilgili birkaç şey okuduğun dan ve Cevdet in tarifi ustalıkla yaptığından gerek yok dedi Karabatak Cevdet tamam o zaman dedi sana birkaç lafım var eğer yakalanırsan beni tanımıyorsun sakın ağzından bir şey kaçırma eğer öyle bir yanlış yaparsan içerde işini bitiririz dedi Deniz yok dedi öyle şey mi olur bana yaptığın iyiliğe bu şekilde mi karşılık vereceğim sen hiç merak etme ölsem de söylemem köstebek Cevdet tamam o zaman sana bol şans dedi ve hızla oradan ayrıldı deniz bombayla baş başa kalmış bombayı inceliyordu bombaların üzerinde Rusça olduğu muhtemel anlamadığı bazı yazılar yazmaktaydı deniz kafasında bir plan yapmış yarın sabah orası daha açılmadan gidip düzeneği yerleştirecekti. Zehra Hanım yatakta bir o tarafa bir bu tarafa dönüyor bir türlü uyku tutmuyordu içinde tarifi mümkün olmayan bir sıkıntı vardı bu durumlarda hep çocukları aklına gelip Allah’ a dua ederdi onları bana bağışla yarabbi onların acısını bana gösterme. Zehra Hanımın içindeki asıl sıkıntı üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen gördüğü o kötü rüyaydı rüyasında evlerine bir telefon edildiğini ve telefon eden kişinin Salih demircinin evimi diye soran sesi evet cevabını alınca başınız sağ olsun oğlunuz şehit oldu diyip telefonu kapatıyor ve Zehra ana duyduğu haberin acısıyla uykusundan ayılıyordu Zehra Hanım uzun bir zaman geçmesine rağmen bu rüyayı bir türlü unutamıyordu gerçi rüyaya da bir anlam veremiyordu ne bizde telefon var nede Salih askerde diye düşünüyordu ama bir gün askere gidecek diye düşündü içinden ve bu onu sıktı bu düşünceler onu oğlunun odasına götürdü oğlunun yatağında mışıl mışıl uyuduğunu görünce biraz olsun rahatladı kendiside yatağına gidip biraz rahatlamanın etkisiyle uykuya daldı. Deniz heyecan içerisinde geceyi hiç uyumadan geçirmiş sabaha kadar hem kafasında plan yapmış hem de işin sonrasını düşünmüştü.İçinde tarifi mümkün olmayan bir kin vardı saatine baktı vakit gelmişti düzeneği sırt çantasına yerleştirip yola koyuldu eline dikkat çekmemek için oltasını da almıştı balığa gidiyor havası vermek için ;Evi kahveye yakındı sadece iki sokak vardı araların da deniz in içini o kadar büyük bir kin kaplamıştı ki yapacağı bu olayın büyüklüğünü kestiremiyordu beklide bu yüzden içinde öyle çok bir büyük heyecan hissetmiyordu kararlı adımlarla kahvenin olduğu sokağa geldi etrafa iyice göz gezdirdi kimsecikler yoktu hızlı adımlarla yolun karşısına geçip kahveyi iyice inceleyip düzeneği yerleştireceği yeri ararken kahvenin bir camının aralık olduğunu fark etti ya unutmuşlar yada içerde önemli bir eşyanın olmamasının rahatlığıyla içersi sabaha kadar hava alması için açık bırakmışlardı Deniz bu fırsatı değerlendirmek için hızlı adımlarla cama yaklaşıp içeriye girdi etrafta düzeneği yerleştireceği müsait bir yer arıyordu birden gözüne soba borusunun deliği çarptı ağzı bir gazeteyle kapatılmış deliğe bir sandalyeyi çekip sandalyeye basarak uzandı gazeteyi çekip deliğin ağzını açarken üstüne biraz kurum döküldü sonra sırt çantasından düzeneği çıkarıp saatini akşam toplantının olacağı saate ayarlayıp düzeneği arkaya doğru itti ve gazeteleri ayı şekilde deliğin ağzını kapacak şekilde düzgünce örttü seri bir şekilde sandalyeyi yerine koydu etraf da bir şey bırakıp bırakmadığını kontrol etti bir şey görmedi sadece yerdeki kurumları dikkat çekmemesi adına sobanın altına süpürdü son kez etrafa bakıp hılı bir şekilde camı yine aralık bırakarak çıktı yine etrafını dikkatli bir şekilde kontrol etti etraf da kimsecikler yoktu koşar adımlarla karşı tarafa geçti bir sokak geçtikten sonra rahatlamıştı artık rahatlamanın verdiği güvenle adımlarını yavaşlattı etrafına bakarak bir şey olmamış gibi yürümeye başladı evine de az kalmıştı sanki bir görev yerine getirmiş edasıyla evine girdi odasına girer girmez geceyi uykusuz geçirmenin ve stresin yorduğu vücudunu yatağa bıraktı . Salih sabah uyandığında dışarı baktı güneş gözüne her zaman kinden bir daha güzel gözüktü içi içine sığmıyordu yaşamak ne kadar güzeldi hele de insanın bir amacı olunca diye düşündü kalktı lav obaya gitti elini yüzünü yıkayıp odasına dönerken yine anası hamaratlığını ircaa ediyordu aşağıdan mis gibi menemen kokusu geliyordu birden iştahı açıldı üstünü giyinip aşağı koşar adım indi annesi hayırdır oğul dedi bir acelen mi var Salih bilmiyorum anam dedi içim içime sığmıyor iştahımda o biçim senin o maharetli ellerinle yaptığın menemeni yemek için sabırsızlanıyorum annesi kulaklığın içine yaptığı menemeni sofraya bıraktı çayını doldurup işlerine devam edecekti Salih; -Ana gel senle ana-oğul karşılıklı kahvaltı edelim - Ben ettim oğul sen ye -Anacığım olsun senin güzel yüzünü seyrederek kahvaltı yapmak istiyorum -Hay deli oğlan . ve bir bardak kendine çay doldurup oğlunun karşısına oturdu , oğlunun yüzünü yanında olmasına rağmen hasret yüklü bir bakışla seyrediyordu sanki oğlunu yemen cephesine yollayacak bir annenin hüznü vardı suratında . Salih kahvaltısını bitirip annesini anacığım ellerine sağlık yine yaptığın her şey çok güzel olmuş dedi ve odasına çıktı akşam yapacağı konuşmayı hazırlaması gerekiyordu odasına kapandı eline kalemi aldı yazmaya başladı .Yazmaya hazırladığı metnin hem etkileyici olmasına hem de slogan vari kelimeler barındırmamasına dikkat ederek hazırlıyordu konuşma metnini bir yazıyor bir silip değiştirerek yeniden yazıyordu çalışarak saati üç buçuk etmişti karnı acıkmış annesi dışarıda olduğundan mutfağa gidip yemekleri ısıtıp kendisine sofrayı hazırladı sonra yemeğe başladı aklına yazdığı kelimelerden daha güçlü bir ifade geliyor düzeltmeliyim diye aklından geçiriyordu yemeği bitirmiş sadece tokluk hissediyordu bu şekilde yediğinden hiçbir zevk alamamıştı hemen yukarı çıktı metindeki son değişiklikleri yapıp konuşma için çalışmaya başladı odanın içerisinde hem dolaşıyor hem ses tonunun akordunu yaparcasına hazırlamış olduğu metni okuyordu bu şekilde baya bir çalıştı biraz yorulduğunu hissetmenin birazda doğaçlamasına güvenmenin verdiği rahatlıkla çalışmaya son noktayı koydu biraz kafamı toparlar evden yavaş yavaş çıkar Recep’i de alıp kahveye geçeriz diye düşündü. Salih üstünü giyinmiş sade bir şıklıkla receple buluşmak için çay bahçesine gitti Salih girer girmez Recep’i tek başına oturup gazete okur şekilde buldu masaya yanaştı, selam verdi ve oturdu Recep Salih’i görünce ooo bu ne şıklık dedi. -Kardeşim normaldir insan içine çıkacağız. -Yakışır kardeşime -Sende hiç fena değilsin kardeşim . -Sağ olasın ama adabı muaşeretten böyle diyorsun dimi, ayıp olmasın diye . -Yok kardeşim sahiden öylesin senin devamlı elbisen olan yüzün,için güzel malum şair ne demiş : “ben ne elbiseler gördüm içinde adam yok ;ben ne adamlar gördüm üstünde elbisesi yok” biz adam olalım da elbise önemli değil -Haklısın kardeşim . -Recep’im geç kalmayalım saat yaklaştı İrfan bizi yolda karşılayacak o da beklemesin . Yolda konuşa konuşa yürümüşler kahveye yaklaşmışlardı eski liselerini görünce Salih hatırlıyor musun Recep dedi lise bir ve ikiyi burada okuduk sonra yeni binaya geçtik hatırlamaz mıyım kardeşim dedi. İrfan onları karşıladı ve kahvenin içine beraber girdiler içeridekilere selam verip bir masaya oturdular .Çay ikram edildi içerlerken İrfan ağabey on beş dakika daha bekleyelim herkes gelsin dedi Salih tabi dedi bir mahsuru yok bu arada çayları tazelenmiş taze çaydan içerken içeriye toplantıyı dinlemeye gelenler iştirak ediyorlardı.İrfan ağabey tamam dedi başlaya biliriz. Salih konuşma yapacağı masaya geçti hemen yanında Recep de vardı Salih masaya hazırladığı metni koydu bir eli masanın üstünde hazırlamış oldukları ilk derginin üstündeydi. Sanki kalbini tutuyormuş gibi itinayla dergiyi tutuyordu. Konuşmasına değerli arkadaşlar her şeyden önce bana bu fırsatı veren İrfan ve arkadaşlarına sonra siz konuşmamı dinlemek için zahmet etmiş mahalle sakinlerimiz, dostlarım hepinize çok teşekkür ediyorum sonra eli suya gitti sanki içtiğinin sonsuyu olduğunu hissedercesine suyunu çok yavaş içti bardağı ağzından çekip masanın üstüne bıraktığı anda düzeneğin faaliyete geçmesiyle Lapseki’nin her yerinden duyulacak bir şiddetle patlama gerçekleşti düzenek duvarda soba borusu deliğinin içinde olması hasebiyle kahve içerdekilerin üstlerine yıkılmıştı kahvenin duvar tarafında oturan Salih Recep ve onlara yakın olanlar o anda patlamanın etkisiyle ve taşların üstlerine yıkılmasıyla can vermişlerdi;diğer bölgelerde olanların bazıları ağar yaralı olarak yaşamaktaydılar onların acılar içersinde inlemeleri duyulmaktaydı kahvenin içi patlamadan çok deprem geçirmiş bir binayı andırıyordu çöken duvarın altında kalanların olduğunu gösteren tek delil dışarıda kalmış bir eldi o el bir dergiyi sımsıkı tutmaktaydı tutmuş olduğu derginin kapağında okunması zorda olsa şunlar yazmaktaydı. Vatan uğrunda ölmeyi mukaddes kılan: üzerinde yaşanıldığında birliktelik ruhuyla ortaya konulan eserlerdir.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|