Diyarbakır Sanayi Başkanı Galip Ensarioğlu, Erbil'den yaptığı çağrıda, "Cumhurbaşkanımız, Ermenistan'a yaptığı gibi Kürdistan'ı da ziyaret edip ezber bozmalı" dedi.


Abant Platformu'nun Erbil'de devam eden "Barışı ve Geleceği Birlikte aramak" konulu toplantıda konuşan Diyarsakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Galip Ensarioğlu, Cumhurbaşkanı Gül'e bir çağrıda bulundu. Galip Ensarioğlu'nun çağrısı şöyle:
"İlk kez bir ekonomi tebliği sunacağım. Bu bölgenin tamamı Osmanlı’dan ortaya çıkan ülkeler olduğu için ticaretle siyaseti birbirinden ayıramıyoruz. Dünyada ticaret siyasi ilişkilere yön verirken maalesef bizde siyasi yaklaşımlar, her şeye yön veriyor.
Kürt bölgesindeki malların yüzde 80’i Türkiye’den giderken bu rakam şimdilerde yüzde 50’ler düzeyine inmiş bulunuyor. İnşaat işkolunun yüzde 95’ini Türk firmaları yapmaya devam ediyor.
Şanlıurfa’dan Habur’a otoyol yapılmalı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Gül, Ermenistan’a yaptığı ziyaretin bir benzerini bu bölgeye yaparak ezberleri bozmalı. Bu yapılırsa sınırlar kağıt üzerinde kalır.
Türkiye ile Kürdistan arasında Benelüx ülkeleri arasındaki bir ilişki kurmalı.
12 Avrupa ülkesi Erbil’de konsolosluk açtı. İran açtığı 2 konsoloslukla ticaretinde patlama yaptı. Türkiye ise ticari ataşesi bile yok. En çok aranan ve satılan mallar Türk malı olmasına rağmen Türkiye’nin gündeminde konsolosluk yok.

Türkiye komşuluk ve akrabalık bağlarına rağmen bölgenin Arap bölgesine bağlanmasını istemesi, bölgenin olmadığı gibi Türkiye’nin de menfaatlerine değil.

Türkiye'nin Ortadoğu'ya açılan kapısı Kürdistan, Küdistan'ın Batı'ya açılan kapısı ise Türkiye'dir."



Haber 7

işte böle haberleri görünce çıldırıyorum
başbakanımız bi şunlara sesini çıkramıyor şuraya bak adamlar kürdistan diyolar ya birisi sunlara dersini versin artık

kürdistan kim :P:

Senin şunlar dediğin Sorosçu, Diyalogçu , Ilımlı islamcılar bu ülkenin kırmızı çizgilerini delik deşik ettiler. Hoşgörü dediler her ihaneti sineye çektirdiler. Sözde entel takımı yıllardır Abant platforumunda bir araya gelip öncden planlanmış senaryoyu Türk halkına sunarak sahiplarinin emrini yerine getirmiş oluyorlar.

Bu Platform , VAtikanın Dinler arası diyalog projesinin sadece bir ayağı. İlk toplantılarını din eksenli yapan bu ekip ilerleyen zamanlarda memleket meseleerinede el atmaya başladı. Mazisi pek te iç açıcı olmayan bir takım dolmakalem yazarla sözde Türk- Kürt diyaloğu sağlayalım derken her iki tarafında istemediği sonuçlar doğuran işlere imza atıyorlar. Kürdistan sözü ne Türkiyede yaşayan Kürtlerin ne de Türklerin hoşuna gitmeyen bir sözdür. Ancak soy özürlü oldukları için bir zamanlar Ermeni olan bu soysuzlar bugün Kürt oldular. Toplantıyı Erbile taşıyarak Türk halkına Irakın kuzeyindeki Kürt yönetimini KÜRDİSTAN olarak benimsetmeye çalışaıyorlar.


DAha dün Ermenilerden özür dileyen kaypak aydınlar bugün hepimiz Kürdüz diye nutuk atar oldular. Soyu sopu belli olmayan insanların fikirleri rağbet gördükçe bu millet AB nin ABD nin kapısında sürünür durur.

Abant Platformu barışa kardeşliğe hizmet eden Türkiye'ye ufuk sağlayan entelektüel bir oluşumdur. Bir kişinin Irak sınırları içerisindeki Kürt bölgesini Kürdistan diye tanımlaması üzerinden Abant Platformunu karalamaya kimsenin hakkı yok. Orada Kürdistan diye federal bir yapı zaten var, orası Irak'ın Kürt bölgesi, yıllardır da öyle.

Pkk'yı ortadan kaldırmak için oradaki Kürt yönetimle ilşkilerimizi daha da sıklaştırmalıyız, bu faaliyet de son dönemde iyice hızlandı. PKK'yı ancak o bölgedeki fedaral yönetimin kararlı tutumuyla bitirebiliriz.

Bence Kürdistan tabirine bu kadar takılmamalı. Öze bakmalı..
Abant Platformu gözardı edilip şu başlıktaki yalavuz iki üç kelama takılı kalmak hata olur.

Ve dikkat edilirse o bölge Osmanlı zamanında da 'Kûrdistan' diye adlandırılmıştır.. Ancak bu bir 'bölünme' yahut bir bölünmüşlüğün tezahürü müydü? E tabiiki de değil...

Birileri bu denli geniş konularda söze değil öze bakmalı diye düşünüyorum..

(Hatta yalnızca başlığa bile bakınca 'haklı gibi' diyebiliyorum ben. Yani Mustafa Kemal zamanı da dahil o devirden beri ayak basıl(a)mayan vatan topraklarımız oluvermiştir o bölge.. Mesela altta verdiğim harita M. Kemal'in 1923'ten beri ''yurt, gidebildiğin zaman senindir'' diyerek karış karış gezdiği ülke topraklarının görünümüdür.




Harita üzerinde de göreceğiniz gibi, ziyaret ettiği iller Karadeniz bölgesi daha az olmak üzere Marmara, Ege, Orta Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşmıştır. Trabzon-Adana hattının doğusunda gittiği iller ise Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Kars, Malatya, Rize, Yozgat ve Diyarbakır'dır. (Bunların çoğuna da sadece bir defa gitmiştir.) Hiç gitmediği illerin daha çok Doğu ve asıl Güneydoğu bölgelerinde yoğunlaştığı, açık bir şekilde görülebilmektedir.


Yani o başlığı da ''yurt, gidebildiğin zaman senindir'' sözü (yada vasiyeti!) ile birleştirirsek, bu bağlamda benim de başlığa ''haklı gibi'' dememin bir maruzatı olmaz kanısındayım)