![]() |
#8 | |
![]() Alıntı:
1923-1940 arasında bir Ülkenin inşası gerçekleştiğini ve bu dönemde aslında farklı fikirlerin ne kadar bu inşayı yavaşlatacağını kavradığını düşünüyorum. Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanımız neden 12 yıl boyunca koalisyon zaman kaybı olur biz bu ülkeye kat çıkmamız hızlı hızlı adımlar atmamız lazım diyordu. Ortaya koyulan irade milletin faydası için ise buna eminsek burda zaten ülkenin kuruluşundan itibaren 15 yıllık sürede yapılanlar aslında inşa edilmek istenilen ülkenin 40 senede ulaşacaklarını belki 10-15 senede başarmak düşüncesi. Ak Parti'nin 12 senede başardığını bence Ak Parti herhangi bir koalisyonda ancak 20-25 senede başarabilirdi bunları inkar etmemek lazım. Ben 1923-1940 Chp'sini de tek parti diktatörlüğü olarak görmüyorum. İyi incelenirse milletvekillerinin hepsi kendi içinde gruplara bölünmüş. Her görüşten kişi var. Mecliste çok ciddi uyuşmazlıklar tartışmalar var. Tek Parti olmasına rağmen. Demokrat Parti vekillerinin belki yarısı o Tek Parti Chp'si içinden çıkıp vekil olanlardan. O tek Parti Chp İlkesel olarak bakıldığında evet tek partidir Demokrasi yoktur, seçim yoktur sadece kağıt üzerindedir. Ancak arka planda bir amaç vardır, Cumhuriyetin temel prensipleri ve yapısı oluşturulurken demokrasi biraz ertelenmiştir. Zaten Miillet olarak 600 yıllık bir imparatorluktan çıktığımız için pek demokrasi bilincinede sahip değildik Osmanlının son 100 senesindeki küçük kıvılcımları adımları saymazsak. Mustafa Kemal Atatürk olağanüstü birisi felan değildir, ama dönemin şartları gereği çok partili sistemi de denetmiştir. Görülmüştür ki, henüz zemine oturtulmamış bir cumhuriyette telafisi bile mümkün olamayacak hatalara ve siyasi çıkar ve ya koltuk savaşlarından başka birşeye sebep vermeyecek durumdu. O gün için bence doğru olanı yaptı. Ben bu yüzden Mustafa Kemal'e yapabileceğinin %100'ünü vermiş bir insan diyorum. Bu kadar sabırlı bu kadar milletine bekasını kaybetmeyen tek bir kez çıkıpda şikayet etmeyen tarihin ender liderlerinden birisidir. Allah'ın Türk Milletine ve Anadolu coğrafyasına aslında yüzyıllarca süregelen bu coğrafyada adil bir yönetimin karşılığı bu milletin en zor anında lütfüdur. Son bölüm şahsi kanaatim tabiki. Dönemin değerlendirilmesinde asla 23-38 koşulları gözden kaçmamalı, Bir iktisadi yapı, bir eğitim sistemi, bir sosyal yapı, bir devlet yapılanması, bir hukuk sistemi kurulacak. Burda o kadar farklı görüşler ortaya çıkardıki, ne tek bir uzlaşma kolay söz konusu olabilirdi ne de bunlar 15 sende başarılabilirdi. Yani öyle sağda solda yazıldığı gibi bir gecede tüm nesil cahil bırakıldı okuma yazma oranı bitti laflarına inanmayın sakın olaki. Son 100 yıldır çocuk yaştan beri ömrü savaşta geçen nesillerimizin Osmanlı'dan bize mirası ne okuma yazarlık olmasıydı nede bilgi birikim olmasıydı. Bu çok normaldir. Bir devletki eğer Osmanlı devleti gibi eğer bir gerileme dönemi yaşar ve uzun yıllar savaş içinde bulunur defalarca silah altına toplanırsa insanlar bu insanların artık sadece askeri vasıfları ve kabiliyetleri gelişmiş olabilir. Bizim Kurtuluş Savaş'ı için başarılı olma sebebplerimizden birisi bu iken, aynı nesilin eğitim konusunda çok geride olduğu %100 dür. Benim dedemin babası Samsun'da Mustafa Kemal'i ilk karşılayanlardandır. Ne kadar doğru bilmesekte Trabzon'dan da Samsun'dan da Mustafa Kemal'le ilgili babadan oğula geçen bilgiler var. Bizim bildiklerimize göre bu admın 4-5 il dolaşarak bu halkı bu şekilde örgütlemeyi başarması bu inancı vermesi mücize değil, büyük bir önderdi. Benim sevgim saygımda aslında burdan geliyor. |
||
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|