08-31-2007, 15:19 | #1 |
'Cumhuriyetin kazanımları’na sadece AK Parti mi saygılı olmalı?...MEHMET BARLAS
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan ve ezici bir seçim zaferi kazanan AK Partili kadrolardan beklentilerimizi devamlı yazıp söylüyoruz. - Laikliğe saygılı olun - Cumhuriyet değerlerine sahip çıkın - Atatürk devrimlerine gölge düşürmeyin - Sizin gibi olmayanların da varlıklarına, yaşam tarzlarına ve haklarına saygı gösterin… Kim konuşursa veya kim bildiri yayınlarsa bunları söylüyor. Sanırız AK Partililer de bu beklentiler listesini ezberledi. - Cumhuriyetin kazanımlarını aşındırmayın - Atatürk ilke ve inkılaplarını yıpratmayın… Acaba beklentilerimizi sadece AK Parti kadrolarının muhtemel davranışları konusunda bir nevi uyarı (veya muhtıra) üslubunda sıralamak, “rejim”den sadece onların sorumlu oldukları anlamına geliyor? Mesela diğer kurumlara ve yetkili kişilere dönük beklentilerimiz de yok mu? Örneğin “rejim”le veya “cumhuriyetin kazanımları” ile ifade edilen olgu, en somut söylenişi ile “Anayasal demokrasi” değil mi? Hukukun üstünlüğü, seçilenlerin ülkeyi yönetmesi, bütün devlet kurumlarının yetki ve görevlerinin Anayasa ile düzenlenmiş olması da, bu coğrafyada büyük bir “kazanım” değil mi? Devlet sorumluluğu Türkiye’nin demokratik ve laik bir hukuk devleti olarak çağdaş uygarlık hedefine doğru yaptığı yolculukta, tekerleğe sadece AK Partililer mi çomak sokabilir? Birinci mesele galiba şu. Cumhurbaşkanı Gül’ün eşinin başı açık da olsa kapalı da olsa, o tüm devletin askeri ve sivili ile başkanıdır. Bir vatandaş olarak veya bir seçmen olarak “Ben Gül’ü beğenmiyorum” veya “Gül bana hitap etmiyor” diyebilirsiniz, yazabilirsiniz. Ama maaşınızı halktan toplanılan vergilerden alıyor, kamu görevlisi olmanın ayrıcalıklarını taşıyor ve seçilmişlerin ataması ile görevinizi üstleniyor iseniz, sizin bırakın Gül’ü kabul etmemeye, ona saygısızlık yapıldığı izlenimi verecek davranışları sergilemeye de hakkınız yoktur. “Anayasal demokrasi” ve “hukuk devleti” benzeri kazanımları bu tür davranışlar yerle bir eder. Anayasa’ya sadakat “Atatürk devrimleri” ile hedef alınan gelişmiş dünyanın parçası olmak rüyası, bir anda Ortadoğu’nun “Baasçı kabus”u ile yer değiştirir. Benimsediğiniz “kuvvetler ayrılığı” ilkesi, sonunda “güvenlik bürokrasisi”nin de bir erk olarak kabul edildiği siyasi hilkat garibesine dönüşür. Yani başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere tüm askeri bürokrasiden de “Anayasa’ya sadakat” bekliyoruz. Bir diğer beklentimiz de, özellikle Ankaralı habercilere dönük. Televizyon magazin haberlerinde Bülent Ersoy’la mesela Gülşen’in kapışmaları reyting getirebilir. Ama Ankara’da seçilmişlerle atanmışların sürekli kapışmak üzere oldukları yolundaki zorlama haberlerden reyting veya tiraj beklemek, sadece mesleki deformasyondur. Özetle Anayasa’ya, cumhuriyetin kazanımlarına, hukuk devletine, demokrasiye, kendisi gibi olmayanların haklarına, yaşam tarzlarına özen göstermek ve saygılı olmak, sadece AK Partililerden beklenilmiyor.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-31-2007, 15:30 | #2 |
'Cumhuriyetin kazanımları’na sadece AK Parti mi saygılı olmalı?...MEHMET BARLAS
helal olsun!!!ayakta alkışlıyorum bu yazıyı!!
'başkalarının haklarına ve yaşam tarzlarını saygı göstermek' bu cümleyi basbas bağıranlar istedikleri gibi yaşarken;bu cümleye maruz kalanlar yani bizler ne istediğimiz gibi okuyabiliyor ne de çalışabiliyoruz... üstüne üstlük 2.sınıf insan muamelesi görüyoruz....evet ben de mesela chp den 'yaşam tarzımı güvence altına almasını' istesem ne olur ya da bunu başbakan söylese ne olur??ne dersiniz şeriat geliyor diye ortalığı yıkıp darbe yaparlar mı?? |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|