|
02-21-2010, 10:42 | #1 |
D.Mehmet Doğan "Hukukçular önce kendilerine hâkim olmalı!"
Mesele ortada: Türkiye’nin hukuku, adaleti tesis için oluşturduğu kurumlar Bugünümüzü ve değişen dünyayı doğru okuyamıyor ve müdahaleci tavırlarıyla tamamen tersine sonuçlar üretiyorlar. Hukukçuların önce kendilerine hâkim olması gerekiyor! Hukuk adına yapılan müdahaleler, hukuku yıpratıyor, adaleti zedeliyor. Şemdinli’de böyle oldu. Bir savcının hayatı karartıldı. Başka bir ülkede olsa idi, bu her şeyi elinden alınmış olan meslek mensubu ile ilgilenen birileri çıkardı. Öncelikle hukuk camiasından çıkardı. Çıkmadı. Hukukçuların derneği olmak iddiasındaki YARSAV böyle bir mağduriyetle ilgilendi mi? Onların defterinde böyle bir eski savcının adı yazılı mı? Yargının bağımsızlığı çok çiğnenmiş bir sakız. Türkiye’de yargı bağımsız mı? Avrupa Birliği raporlarına kadar girdi, Türkiye’de yargının bağımsızlık değil tarafsızlık sorunu var diye. Bu ne demek? Türkiye’de yargı, ideolojik alışkanlıklarla hareket ediyor… İdeolojik verileri hukuki verilerin üstüne çıkarıyor. Anayasa Mahkemesi’nin 367 ve örtü kararları bunun dehşet verici örnekleri. Elbette Danıştay’ın bütün önceki kararlarını yok sayan katsayı kararı da öyle. Bunlar hukukçuların kendilerine hâkim olamadıkları kararlar. Erzincan başsavcısı, Erzurum’daki özel yetkili savcı tarafından gözaltına alınıyor. Bu hukuki bir süreç. Yargılama sürecek, belki hâkim gözaltı kararını kaldıracak veya kaldırmadan mahkeme devam edecek. Sonunda bir karara varılacak ve bu karar Yargıtay’a gidecek. Yargıtay da bunu doğru bulacak veya bozacak. Bu süreç beklenmeli değil miydi? Veya sonuçtan emin olunsa beklenmez miydi? Bu telaş niye? YARSAV birinci gün sert bir açıklama yapıyor. Ertesi gün YARSAV üyelerinden oluşan HSYK Erzurum savcısının ve yardımcılarının yetkisini kaldırıyor! Adalet Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporlar üzerine şikayet konusu hakim ve savcılarla ilgili işlem yapılıp yapılmamasına karar veren kurul, bu sefer kendiliğinden harekete geçiyor. Çok tartışılan Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya dosyasında bile aynı usulü takib etmişken neden şimdi böyle hareket ediyor? Rekabet Kurumu elbette ekonomideki rekabet meseleleriyle uğraşıyor. Peki bürokrasideki, yargıdaki rekabeti ne yapacağız? YARSAV bir dernek. Belli siyasi görüşteki hukukçuların derneği olduğu yönünde güçlü işaretler var. Türkiye’de siyaset alanında çok partililik var. Yargıda tek derneklilik nasıl açıklanacak? YARSAV-HSYK ve nihayet Yargıtay… Ve Yargıtay Başsavcısı… Kapatma dâvası sakızları… Yargı bağımsızlığını, hâkim teminatını her fırsatta öne sürenler yargıya en sert şekilde müdahalede beis görmüyorlar. Yargı kimden bağımsız? Siyasetten. Peki siyasetten bağımsız yargı, askeri bürokrasiden brifing alıyorsa ne olacak? Brifing alan yargı nasıl bağımsızlık tafrası satabilir? Yargı desteği olmasa idi, darbeler olabilir miydi? 28 Şubat’taki yargı desteğini unutabilir miyiz? Yargının gerçek anlamda bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanması için harekete geçmenin tam zamanı!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|