|
06-10-2010, 11:48 | #1 |
D. Mehmet Doğan "Seyfi Oktay neden bakan olmuştu?"
Adalet tarihimiz iki bakanı unutmaz: Mehmet Moğultay ve Seyfi Oktay. Peşpeşe bakanlık yapan bu ikili, Türkiye’de adalet teşkilatında mezhebî yapılanma için ellerinden geleni arkalarına koymadılar.
Moğultay ve Oktay döneminde 2554 hakim ve savcı alındı. Böylece en çok hakim ve savcı alan bakanlar olarak tarihe geçtiler. Mehmet Moğultay, partisinin İstanbul İl Kongresinde yaptığı konuşmada, “Hükümetten 5 bin kişilik kadro çıkardım. Bu kadroları örgütüme vermeyip de MHP'ye mi verseydim, Refah'a mı verseydim?” diyerek millet hafızasındaki yerini aldı! Hani yüksek yargı mensubu olmak için bir formülden söz ediliyor ya: TSE (Tunceli Sivas Erzincan). Bu standardı yerleştirenler de onlar! Seyfi Oktay epeydir unutulmuştu. Fakat o kendini çok güçlü şekilde hatırlattı. Yargıyı etkilemek için, yüksek yargıyı oluşturmak için yapıp ettikleri ortaya çıktı. Yargının bağımsızlığını dert edinenlerin tarafsızlığından neden korktukları anlaşıldı. Usulüne uygun olarak, evinden sorgulanmak maksadıyla alınmak istendiğinde, “alevi olduğu için tutuklanıyor!” diye gösteri yapılan, bindirildiği arabanın camı kırılan kişi Seyfi Oktay… Bu gözaltı gerçekten alevilere karşı yapılmış bir psikolojik harekat mıdır? En azından bazı alevilerin öyle gördüğü anlaşılıyor. Gelin işin doğrusunu konuşalım. Türkiye’de alevî siyaseti, demokratik bir siyaset mi? Yoksa, tarikat veya mezhep hiyerarşisinin politikleştirilmesi mi? “Alevî” olarak tanımlanan siyasetçiler, sıradan aleviler mi? Yoksa, mezhep, tarikat hiyerarşisinde tepede olanlar mı? Seyfi Oktay bir “dede” imiş. Moğultay da öyle idi! Abdülkadir Gölpınarlı, “dede”nin alevî şeyhlerine verilen unvan olduğunu yazıyor. Seyfi Oktay bir dede, yani “şeyh”! Siz Meclis’te kaç tane sünnî (nakşî, kadirî, halvetî vs.) şeyh olduğunu biliyor musunuz? Değil şeyh, derviş, müntesib, bağlı… olanlar bile basının diline dolanır ve ne acayip tantanalar çıkarılır! Ama bir alevî şeyhi Meclis’e giriyor, milletvekili olmakla kalmıyor, bakan oluyor! Zaten dede olduğu için milletvekili oluyor ve bakan oluyor! Şimdi CHP’nin başında olan zat da soydan “dede” imiş! Yani kazara CHP önümüzdeki seçimleri kazansa bir “dede”, yani tarikat şeyhi TC’nin başbakanı olacak! Hani Türkiye şeyhler, dervişler memleketi olamazdı! Bunu en çok savunanlar da CHP’lilerdi! İşin özü şu: Alevilikte şeyhlik, dedelik soydan geliyor. Dedenin oğlu dede oluyor! Yani ruhani bir saltanat sözkonusu. Ruhanî saltanat sahipleri, cismanilikte de en öne geçiyorlar! Çünkü alevilik bu hiyerarşiyi kıramadı, demokratikleşemedi. Laik göründü, ama cahilane bir dini taassup gösterdi. Soydan gelen dedelere, dini bilgileri sıfır mertebesinde bile olsa, dede muamelesi yapmaya devam etti. Seyfi Oktay gözaltına alınırken de bu taassubunu dışa vurdu!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|