AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Parti Milletvekilleri Forumu AK Parti Milletvekilleri hakkında paylaşım bölümümüz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-10-2010, 19:27   #1
Kullanıcı Adı
sudaduran
Post Dağı: İsrail'i kuranlar da yeraltından geldi
Dağı: İsrail'i kuranlar da yeraltından geldi




AK Partili Zeynep Dağı, Türkiye'nin Hamas'ı desteklemesine "terör örgütü" suçlaması ile karşı çıkılmasına İsrail'in kurucularını hatırlatarak cevap verdi. Dağı, İsrail'in kurucularının da yeraltından geldiğini söyledi.

Türkiye son bir aydır, tarihinin en hareketli dönemlerinden birini yaşıyor. Deniz Baykal’ın internete düşen görüntülerinin ardından CHP genel başkanlığından ayrılmak zorunda kalmasıyla tırmanan bu olaylar, olmaz denilenleri olur hale getirdi. Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara’ya İsrail askerlerinin uluslar arası karasularda saldırı düzenlemesi ve sonrasındaki gelişmeler… Türkiye’nin Hamas’a verdiği destek…
İşin enteresanı, bu olayların aslında AK Parti iktidarına yönelik olduğu konuşuluyor. Bu tartışmalı konudaki sorularımızı, AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa-Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Başkanı Doç. Dr. Zeynep Dağı cevaplandırdı.
- Başbakan Erdoğan’ın Hamas’ı sahiplenmesi üzerine yeni bir tartışma başlatıldı. “Hükümet terör örgütüyle işbirliği yapıyor” tarzında suçlamalara dönüştü. Siz bu suçlamaları nasıl bir yere oturtuyorsunuz?
- Bu suçlama çok indirgeyici bir bakış açısına sahip. AK Parti’yi özellikle dış politika olarak ele aldığımızda, Türkiye’nin tarihinde ilk kez bütüncül bir politika uygulamayı başardığını görüyoruz. Bu şu anlama geliyor, Türkiye bölgesinde ve küresel anlamda barış içinde yaşamayı hedefleyen, komşularıyla sorunlarını minimize etmeye çalışan, bölgesel bazda ve küresel ölçekte bölgedeki aktörler arasındaki çatışmayı önlemede çok önemli misyonlar üstlendiğine tanıklık ediyoruz.
Dolayısıyla AK Parti’nin dış politikasını tek boyutla ele almak çok büyük haksızlık olur.

TÜRKİYE DIŞ POLİTİKADA YAŞADIĞI COĞRAFYANIN DIŞINDA İDİ
- Zeynep Hanım biraz önce “ilk kez bütüncül bir dış politika izlendi” ifadesini kullandınız. Bugüne kadar Türkiye dış politikada sacayağının bütün ayaklarını oturtamamış mıydı?
- Öyle bir dış politika izlendi ki belki Soğuk Savaş döneminin getirdiği şartlar nedeniyle Batı blokunda idiniz. Bu bloklaşma, yalnız Türkiye’nin değil, bütün ülkelerin dış politikasında etkili oldu. Bundan dolayı Türkiye, içinde yaşadığı coğrafyanın aslında politika itibariyle dışında idi. Kendi coğrafyanızda yoktunuz, ya da çatışmacı bir dil içinde idiniz.
Şu an Türk dış politikası, uluslararası ilişkilerin gelişmesine paralel olarak küreselleşme eksenli bir dış politika izliyor. Bunun sonucu olarak da hem küresel olarak, hem de bölgesel olarak çok önemli bir aktör durumuna erişmiş oldu.
Çünkü küresel dinamikler öyle ya da böyle, işbirliğini, entegrasyonu ve karşılıklı bağımlılığı tetikleyen bir olgu. Türkiye bu gelişmelerin dinamiklerini iyi okuyarak ve iyi adapte ederek dış politika geliştiriyor. Aslında şimdilerde de bunun meyvelerini topluyor. Hem ekonomik, hem siyasi, hem de kültürel olarak inanılmaz bir şekilde varlığını tesis ediyor.
TURİZMDE TERCİH EDİLEN ÜLKE OLMAK İSTİKRAR GÖSTERGESİDİR
Bildiğiniz gibi turizm, rahmetli Özal’la birlikte başladı. 1985 sonrası gelişen bir sektör. Önceleri yalnızca Almanya’dan turist gelirken, şimdi bakıyorsunuz bütün dünyadan bir turist akını var.
Bakın bu bize, bütün dünya kamuoyları ile bir şekilde iletişime geçtiğinizi gösteriyor. Tercih edilen bir destinasyon olduğunuzu gösteriyor. Tercih edilmek sizin istikrarlı olduğunuzu da ortaya koymuş oluyor. Siz bir istikrarlı ortam oluşturmamışsanız, turist sizin ülkenize gelmez.
Turist aslında çok hassas bir dengeyi anlatıyor. Global ölçekte bir kriz yaşanırken, Türkiye hem turizm alanındaki, hem de diğer alanlardaki başarısını sürdürülebilir bir noktaya taşımış durumda.
Konumuz turizm değil. Ama turizmin çok hassas dengeler üzerine kurulduğunun altını çizmek için bu detayları paylaştım.
KOMŞUNUN İSTİKRARSIZLIĞINA OYNAMAK SİZE ZARAR VERİR
- Şunu sormak istiyorum. Türkiye bir zemin üzerine oturdu ama, bu durum daha önce oturduğu zemini rahatsız etmişe benziyor.
- Bütüncül perspektif derken, daha önce Batı bloğu içinde yer almış bir Türkiye, Batılı kurumlarda başından beri yer almış, kimilerinin kurucusu olmuş bir Türkiye var. Birleşmiş Milletler, OECD, Avrupa Konseyi ve NATO gibi... Batı ittifakındaki konumunu Soğuk Savaş sonrası bu küreselleşme sistemi içerisinde bulunduğu coğrafyaya da yayabilme başarısını gösterdi. Yani orada var olmayı kendi yakın coğrafyasına da taşımaya başladı. Çünkü sizin güvenliğiniz artık ulusal ölçekle sınırlı değil. Siz hem bölgesel güvenliğin hem de küresel güvenliğin parçası konumundasınız.
Bu yalnız Türkiye’nin gerçeği değil, bütün ülkelerin gerçeği. Sizin komşunuzda istikrarı bozan bir unsur varsa bu bir şekilde sizi de etkiliyor. Dolayısıyla komşunun istikrarsızlaştırılması üzerine, komşunun fakirliği üzerine siyaset yapmak, ya da komşularla restleşmek aslında size zarar olarak dönebiliyor. Türkiye barışın tesisi yönünde çok misyonlar üstlendi ve köprü görevi yaptı.
- Bu dediklerinizi Türkiye büyük ölçüde yapıyor. Ama birileri menfaatini, bölgedeki istikrar değil de bölgede istikrarsızlık üzerine kurmuşsa, Türkiye’nin üstlendiği rolden bu odaklar rahatsız mı oldular? Tablo bunu mu anlatıyor?
- Tabii ki bu konuda direnç noktaları olacaktır. Muhakkak ki çatışmadan, istikrarsızlıktan, fakirlikten medet uman çevreler olabilir. Çatışmadan beslenmek, krizleri derinleştirmek aslında orta ve uzun vadede ele alındığında o ülkelerin de aleyhine işleyecek bir süreç. Bir yandan duvarlar yıkılırken, bir yandan duvarlar inşa ederseniz burada paradoksal bir durum var demektir.
Örneğin 1961’de Berlin Duvarı inşa edilmiştir. Berlin Duvarı’nın inşa edildiği tarih, Soğuk Savaş’ın zirveye çıktığı nokta idi. Yıkılışı da bir o kadar yeni dönemin başlangıcını ifade eder. Yeni bir küresel sistemde yaşıyoruz. Bu sistemin ana dinamiklerini iyi okumak gerekiyor.
Bu bağlamda da duvarların yıkıldığı, işbirliklerinin yeni bir boyut kazandığı, sınırların etkisizleştiği, her anlamda işbirliğinin çok yoğunlaştığı bir süreçte siz de bu gidişatı iyi okursanız başarıya ulaşma imkanına sahipsiniz demektir. Bu sürece meydan okumalar yapıldığında aslında yalnızlaştığınıza tanıklık edeceksiniz.
DIŞ POLİTİKADAKİ BAŞARININ SIRRI
- Ben en başa dönüp bir noktayı sormak istiyorum. Türkiye Filistin konusunda, Batılı ülkelerin terörist saydığı Hamas’ı desteklediği için suçlanıyor. Bu suçlamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türkiye’nin bölgede izlediği politikayı iyi analiz etmek lazım. Örneğin Irak özelinde ele alındığında bile buradaki başarı, Irak’taki bütün unsurlarla diplomatik bağ içinde bulunmasında yatmaktadır. Türkmenlerle, Araplarla, Şiilerle, Kürtlerle görüşen, dahası bunlardan hiçbirini dışarıda tutmayan kendi aralarında barışçıl bir inisiyatif almasında yatmaktadır.
Dolayısıyla Türkiye, bölgede hiç kimseyi dışlamayan, bölgedeki aktörler arasında aracılık eden, bölgedeki aktörlerin birbirini anlaması ve tanıması konusundaki sürecin mimarı konumunda.
Bütün bunlardan dolayı, Türk dış politikasını bunlarla anmak yanlış.
Hamas özelinde de; bölgedeki aktörlerin değişimine saygı göstermek lazım. Hamas da 10 yıl sonra seçime katılarak tavrını demokrasiden yana koyma noktasında çok güçlü bir mesaj vermiştir.
Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Akdeniz Parlamenterler Asambeli’nde Fransız parlamenter yaptığı konuşmada, “Biz Avrupa Birliği olarak Hamas’ın seçimlere katılmasını doğru okuyamadık. Biz bu fırsatı kullanamadık” diye özeleştiride bulundu.
Türkiye bölgede İsrail de dahil bütün taraflarla görüşen güçlü bir diplomasi izledi. Bölgedeki aktörleri dışarıda tuttuğunuzda başarıya ulaşamazsınız. Buna Hamas da El Fetih de dahil. Hamas’ın seçime katılma sürecini iyi analiz etmekte fayda var. Türkiye, arka planda bunları buluşturan bir güç olarak ortaya çıktı. Türkiye’nin terör örgütü ile işbirliği yaptığı iddiasını ortaya atmak, her şeyden önce bugüne kadar izlediğimiz politikalara karşı haksızlık.
İSRAİL’İN KURUCULARI DA YER ALTI ÖRGÜTLERİNDEN GELME
- Şimdi şöyle bir durum var. Hamas için yer altı örgütü olarak ortaya çıktı, bugüne geldi deniyor. Benzeri bir durum İsrail tarafında da var sanıyorum.
- İsrail bilindiği gibi 1948’de kuruldu. Öncesinde Osmanlı’nın çözülmesiyle başlayan sonrasında İngiltere’nin manda yönetimi dönemi var. 1948 öncesine baktığınızda İsrailli devlet adamlarının da yer altı örgütlerinden geldiğini görüyoruz.
- Böyle kimler var? İsrail’in hangi kurucuları yer altı örgütlerinden geldi?
- En başta Moşe Dayan var. Çok öne çıkmamış isimlerin tamamına yakını bu örgütlerden çıktı.
- O zaman devletleşme süreci takip eden Filistin için de benzeri bir yol normal görünüyor öyle mi?
- Şunu unutmamak gerek. Filistin halkı kendi toprağında. Sonradan geldiği bir toprakta değil. Kendi topraklarında işgale uğramış bir halk söz konusu. İsrail bir taraftan “Ben iki devletli çözümden yanayım” diyor. Öyle ise devletin kurucu unsurları nedir? Toprak ve toplum. İsrail, bir taraftan böyle diyor, öte yandan da devletin iki temel unsurunu yok etmeye çalışıyor. Bu İsrail tarafının aslında iki devletli çözümden yana olmadığını gösteriyor.
İki devletli çözüm olacaksa, İsrail öncelikle Filistin halkına ve Filistin toprağına saygı göstermesi lazım. Ne var ki Filistin halkı, kendi toprağında her türlü işkenceye maruz kalıyor. Dahası da toprağı işgal altında tutulmaya devam ediliyor.

Haber 7

 

sudaduran isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi