Damat Ferit, “2011 Ak mı Kara mı?” sorusunun cevabı sandıkta! - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**LâHuTî** · 10-16-2011, 16:58

Arzu Erdoğral
2011-10-14

Halkın iradesine zerre kadar saygı duymayanlar, "Geç Gelen Altın Portakal Ödülleri"ni alırken ‘show’ yaptılar. Bu ‘show’ onların ne kadar iyi bir oyuncu olduklarının adeta bir kanıtıydı.

İlk olarak “Rutkay Aziz Show” sahnelendi. Hukukun üstünlüğünün yitirildiğini iddia edip hükümete göndermeler yaparken, o çok eleştirdiği hükümetin Kültür Bakanlığı’ndan en çok parayı alanlardan biri olduğundan ise hiç bahsetmedi!

Anlaşılan o ki yıllar önce yayınlanan Bizimkiler dizisinin ressamı, gerçekleri de kendi çizdiği Türkiye resmi ile örteceğini sandı.

Show sırası Hababam Sınıfı’nın Damat Ferit’ine geldiğinde ise 27 Mayıs ve 28 Şubat’ı darbe görmeyip karanlığı 1980’de başlatıp, 2011’de Silivri, Ergenekon, Balyoz, Gök, Adalet, gençlik...kelimelerine getirdikten sonra “Lütfen 2011 Ak mı Kara mı siz karar verin" diye sorunca ne yalan söyleyeyim hangisinin ‘show’u daha iyi karar veremedim.

“Seviyesi Düşük Muhabbet Ödülünü” ise bir ara; Tarık Akan’a Altın Portakal heykelciğini veren ve bu yılki ulusal uzun metraj film yarışmasının jüri başkanı olan Müjde Ar, ikisinin de elinden kapar alır diye düşünmeden edemedim. Hakkını sahibine teslim edelim, o bayağı ve ahlak sınırlarını yerle bir eden sözleri ile (Tarık Akan’a hitaben söylediği ve burada tekrar anmak istemediğim) aslında ödüllerin en büyüğünü hak etti!

Hele bir de Levent Kırca, İlyas Salman, Zeki Alasya gibi isimler orada olacaktı ki o zaman ‘show’un kralını izlerdik!

Malum ortak çok noktaları var;
İslam düşmanı, ulusalcı ve darbe yanlısı olmak onları siyasi show havuzunun en has yüzücüleri yapıyor.

Onlar hak, hukuk ve sosyal adaletten bahsedip sinema emektarcıları tarafından en vefasız ödülü için her sene aday gösteriliyor.

Unutmamak gerekir ki onlar; sosyal hiyerarşiyi kaldırıp, zenginliğin ve imtiyazların eşit dağılımını destekleyen politik hareketin adı olan solculuğu bile savunduğu ilkelerden çıkarıp Türkiye’de seküler ve çakma sol haline getirmeyi başaranlar arasında yer alan önemli isimler.

Demokrasiyi çerez niyetine tüketip, 2011 Türkiye’sinin (takkeli ve dinci olarak isimlendirdiklerinin eli ile) Ortaçağ karanlığına saplandığını savunan bu isimler, Ortaçağ’ı kapatıp yeni bir çağ açan Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in ise ne olduğunu hiç hesaba katmıyorlar.

2008 yılının Mayıs ayında Tarık Akan, Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği’nin ödül töreninde yaptığı konuşmada hani Kadir İnanır ile birlikte dincilere, faşistlere karşı, ülkesinin adam gibi idare edilmesi için mücadele verdiklerini söyleyip “Artık yaşlandık. Gelin hep beraber dinci, şeriatçı basına ve televizyonlara hayır diyelim ve çalışmayalım." demişti ya o zamanlar bir ‘Ergenekon’ filmi yaparlar diye umut etmiştik.

Bol darbeli, bol kanlı, faşizmin alayını sollayan sahnelerden aldıkları gazla gençlik iksiri içmiş gibi olurlardı.

Ama ne gerek var film çekip yorulmaya…
Halka gerçek yüzlerini göstermeyerek yakaladıkları şöhretle bugünlere kadar geldiler nasıl olsa!

Tabi, “2011 Ak mı Kara mı?” sorusunu sorduktan sonra Deniz Baykal’ın gözüne bakıp oradaki azınlığın alkışları ile cevabı aldığını zanneden Tarık Akan’ı o bir zamanlar yakaladığı şöhrette kurtarmaz artık.

“2011’in Ak mı Kara mı” olduğunu sandıktan çıkan yüzde 50 ile anlamayan bir insanın, Altın Portakal Heykelciğinden sonra alabileceği en iyi ödül, “zeka tespit sınavından” sonra orta dereceyi (o da yüzde elliye tekabül ediyor) ‘tutturursa normal ödülü’ olur.

Ama rakamlar ile ilgili bir soru sorarlar ise “zihninin geleceğinin ak mı kara mı” olduğu konusunda epeyce yardıma ihtiyaç duyabilir.

Üzüldüm şimdi, ağlamamak için zor tutuyorum kendimi yazıkkk…
Nerede bu doktor, nerede bu hemşire, her yer karanlık mı oldu ne!

10-16-2011, 16:58	#1
Kullanıcı Adı LâHuTî	Damat Ferit, “2011 Ak mı Kara mı?” sorusunun cevabı sandıkta! Arzu Erdoğral 2011-10-14 Halkın iradesine zerre kadar saygı duymayanlar, "Geç Gelen Altın Portakal Ödülleri"ni alırken ‘show’ yaptılar. Bu ‘show’ onların ne kadar iyi bir oyuncu olduklarının adeta bir kanıtıydı. İlk olarak “Rutkay Aziz Show” sahnelendi. Hukukun üstünlüğünün yitirildiğini iddia edip hükümete göndermeler yaparken, o çok eleştirdiği hükümetin Kültür Bakanlığı’ndan en çok parayı alanlardan biri olduğundan ise hiç bahsetmedi! Anlaşılan o ki yıllar önce yayınlanan Bizimkiler dizisinin ressamı, gerçekleri de kendi çizdiği Türkiye resmi ile örteceğini sandı. Show sırası Hababam Sınıfı’nın Damat Ferit’ine geldiğinde ise 27 Mayıs ve 28 Şubat’ı darbe görmeyip karanlığı 1980’de başlatıp, 2011’de Silivri, Ergenekon, Balyoz, Gök, Adalet, gençlik...kelimelerine getirdikten sonra “Lütfen 2011 Ak mı Kara mı siz karar verin" diye sorunca ne yalan söyleyeyim hangisinin ‘show’u daha iyi karar veremedim. “Seviyesi Düşük Muhabbet Ödülünü” ise bir ara; Tarık Akan’a Altın Portakal heykelciğini veren ve bu yılki ulusal uzun metraj film yarışmasının jüri başkanı olan Müjde Ar, ikisinin de elinden kapar alır diye düşünmeden edemedim. Hakkını sahibine teslim edelim, o bayağı ve ahlak sınırlarını yerle bir eden sözleri ile (Tarık Akan’a hitaben söylediği ve burada tekrar anmak istemediğim) aslında ödüllerin en büyüğünü hak etti! Hele bir de Levent Kırca, İlyas Salman, Zeki Alasya gibi isimler orada olacaktı ki o zaman ‘show’un kralını izlerdik! Malum ortak çok noktaları var; İslam düşmanı, ulusalcı ve darbe yanlısı olmak onları siyasi show havuzunun en has yüzücüleri yapıyor. Onlar hak, hukuk ve sosyal adaletten bahsedip sinema emektarcıları tarafından en vefasız ödülü için her sene aday gösteriliyor. Unutmamak gerekir ki onlar; sosyal hiyerarşiyi kaldırıp, zenginliğin ve imtiyazların eşit dağılımını destekleyen politik hareketin adı olan solculuğu bile savunduğu ilkelerden çıkarıp Türkiye’de seküler ve çakma sol haline getirmeyi başaranlar arasında yer alan önemli isimler. Demokrasiyi çerez niyetine tüketip, 2011 Türkiye’sinin (takkeli ve dinci olarak isimlendirdiklerinin eli ile) Ortaçağ karanlığına saplandığını savunan bu isimler, Ortaçağ’ı kapatıp yeni bir çağ açan Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in ise ne olduğunu hiç hesaba katmıyorlar. 2008 yılının Mayıs ayında Tarık Akan, Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği’nin ödül töreninde yaptığı konuşmada hani Kadir İnanır ile birlikte dincilere, faşistlere karşı, ülkesinin adam gibi idare edilmesi için mücadele verdiklerini söyleyip “Artık yaşlandık. Gelin hep beraber dinci, şeriatçı basına ve televizyonlara hayır diyelim ve çalışmayalım." demişti ya o zamanlar bir ‘Ergenekon’ filmi yaparlar diye umut etmiştik. Bol darbeli, bol kanlı, faşizmin alayını sollayan sahnelerden aldıkları gazla gençlik iksiri içmiş gibi olurlardı. Ama ne gerek var film çekip yorulmaya… Halka gerçek yüzlerini göstermeyerek yakaladıkları şöhretle bugünlere kadar geldiler nasıl olsa! Tabi, “2011 Ak mı Kara mı?” sorusunu sorduktan sonra Deniz Baykal’ın gözüne bakıp oradaki azınlığın alkışları ile cevabı aldığını zanneden Tarık Akan’ı o bir zamanlar yakaladığı şöhrette kurtarmaz artık. “2011’in Ak mı Kara mı” olduğunu sandıktan çıkan yüzde 50 ile anlamayan bir insanın, Altın Portakal Heykelciğinden sonra alabileceği en iyi ödül, “zeka tespit sınavından” sonra orta dereceyi (o da yüzde elliye tekabül ediyor) ‘tutturursa normal ödülü’ olur. Ama rakamlar ile ilgili bir soru sorarlar ise “zihninin geleceğinin ak mı kara mı” olduğu konusunda epeyce yardıma ihtiyaç duyabilir. Üzüldüm şimdi, ağlamamak için zor tutuyorum kendimi yazıkkk… Nerede bu doktor, nerede bu hemşire, her yer karanlık mı oldu ne!

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)