![]() |
#1 |
![]() Dar alanda derin paslaşmalar yerine
Tamam, PKK terörü yüzünden canımız yanıyor, içimiz kan ağlıyor ve bir an önce bir şeyler yapılmasını istiyoruz. Ancak öfkeyle kalkıp zararla oturmamak şart. Devletlerin büyüklüğü böyle kritik dönemlerde ortaya çıkar. Tarihî tecrübelere sahip bir ülke, toy delikanlılar gibi narayı atıp meydana çıkmaz. Her stratejik hamlenin B planı C planı vardır. Ne yazık ki Türkiye'nin alternatif açılımlarının önü günlük tepkilerle kesiliyor. Sınır ötesi harekât tartışmalarını düşünelim mesela. Çözüm müdür sınır ötesi? Diyelim ki çözümdür; PKK terörünü bitirecek, örgütün kökünü kazıyacak, çanına ot tıkayacak, beslendiği kaynakları kurutacak kadar derin ve çok boyutlu bir çözüm müdür? Mesele kabaran duygularımızın tatmin edilmesi, devletin bekası için akıllı, mantıklı, tutarlı, bir politika üretilmesi mi? Bazılarına göre Türkiye bir sınır ötesi harekât yapacak ve her şey yoluna girecek. Yok, böyle bir şey! Tabii ki sınır ötesi harekât yapılabilir; ancak her meseleyi sınır ötesi operasyona irca etmek büyük bir hayal kırıklığına zemin hazırlamak demektir. Çünkü terörist örgüt, ötelenmiş bir yığın problemi suiistimal ederek güç kazanmaya çalışıyor ve önemli odaklardan destek alıyor. Türkiye hiçbir zaman tek bir alternatif üzerine dış politika üretemez. Aracısız görüşme yapılacaklar üçüncü dereceden muhataplar ve dahi uluslararası arenada PKK terörüne karşı tutum sergilemek zorunda olanlar... Hepsiyle de ayrı ayrı yapılacak temaslar vardır ve Türkiye'nin her birine vereceği mesaj ayrı ayrıdır. Şimdi şu tartışılıyor: Talabani gelse, törenle mi karşılanır, 'merhaba asker' derse ne cevap verilir? Diplomasinin önü böyle tıkanmaz ki! Türkiye Irak devlet başkanı ile görüşmesin, öfkemiz aracısız dile getirilmesin; ama Irak'la savaşın eşiğine gelsin. Bu mudur söylenmek istenen? Iraklı resmî yetkililerle görüşme yollarını tamamen kapatınca, seçeneklerimiz azalır; o zaman tek bir yol kalır; o da derdimize kökten deva olmayabilir. Irak'ın devlet başkanı sıfatını taşıyan bir adamı sevmiyor olabilirsiniz, hatta nefret ediyor olabilirsiniz; ancak öyle bir adam yokmuşçasına davranıp muhatap almadığınızda kendinizi de alternatifsizliğe doğru itmiş olursunuz. Kaldı ki şahsından nefret edildiği, davranışından sürekli rahatsızlık duyulduğu halde görüşülen dünya kadar devlet başkanı var yeryüzünde. Ermeni meselesinde de aynı sıkıntı yaşanıyor. Yanı başımızda Ermenistan diye bir ülke var. Her haliyle Türkiye'ye muhtaç, her haliyle Türkiye'yle dost kalmak zorunda. Jeopolitik şartlar bu ülkenin sizinle iyi geçinmesini şart koşuyor. Ne var ki Ermeni sorununu Ermenistan'ı yok sayarak çözmeye, diplomatik yolları tamamen kapamaya çalışıyorsunuz. Tabii ki vahim hataları var Ermenistan'ın; ancak bu hataları ortadan kaldırmak diplomatik kapıları kapamaktan mı geçiyor yoksa kapıyı hafifçe aralık bırakıp doğrudan temas suretiyle bazı yaptırım yollarını zorlamamızdan mı? Bunları iyi düşünmek, serinkanlı olmak, akıl ve stratejiyi geri plana atma yerine yeni açılımlar üzerine kafa yormak zorundayız. Kimse size ülkemizin menfaatlerini zedeleyecek bir taviz verin demiyor; diyemez de. Ancak Türkiye'nin ağırlığını hissettirmek için her türlü seçeneğin zorlanması gerekiyor. En güçlü seçenekler diplomatik yolların sonuna kadar zorlanmasıyla ortaya çıkar. Bu yol işletildiğinde meydana gelebilecek olası çözümsüzlük dahi size yeni hareket alanları açar ki o zaman kimsenin size itiraz hakkı kalmaz. Üzülerek kaydetmek zorundayım ki Türkiye'de dış politika hâlâ iç siyasetin dar çerçevesine sıkıştırılıyor. En hayatî konular bile yeni kamplaşmaların oluşturulmasına vesile ediliyor. İçerideki bu dağınıklık sürdükçe uluslararası platformlarda kendimizi ifade etmemiz çok zor. Keşke dar alanda derin paslaşmalar yerine engin bir ufuktan oyunun tamamı görülebilse ve ona göre tedbir alınabilse... 30 Ekim 2007, Salı
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Soğukkanlı kalabilen yazarlarımızdan bir tanesi Ekrem Dumanlı...Söyledikleri kulağa hoş gelmiyor aslında Ermenistanla diplomasi falan ama gözlerimizi kapatıp 'ışıkları kim söndürdü?' demek de çözüm getirmiyor maalesef!!!!
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() dış politikada en büyük hayal kırıklığı uyandırabilecek şeyin blöf olduğunu eski bir büyükelçiden dinledim yani sınır ötesi konusunda
bir yandan da ırak sınırına girerseniz savaş çıkar diyen barzani iki arada bi derede kalmak bu olsa gerek |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() TAMAM NE YAPMAK GEREKİYOR. BİR 6 ŞEHİT DAHA VERDİK YAZAR BEY. DAHA NE KADAR OTURACAĞIZ SAKİN SAKİN. BİR AN ÖNCE SOMUT ADIM LÜTFEN. ADAMLAR HERGÜN 1 ASKERİMİZİ ŞEHİT EDİYORLAR.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|