AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yakın Tarih Cumhuriyet tarihimiz ile ilgili paylaşımlar.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 09-02-2011, 03:08   #1
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Lightbulb Darbe Akıncılar'a neler yaptı ?



Darbe Akıncılar'a neler yaptı ?

Akıncılar 12 Eylül'den nasıl etkilendi? Hazırlıkları var mıydı? Akıncıların önder kadrosu şimdi nerde?


Erdal Kurgan Arif Altunbaş'a sormaya devam ediyor. Akıncılar'ı konuşuyoruz. Türkiye'de Mehmed Âkiflerle, Said Halim Paşalarla başlayan, gençliksiz, ekipsiz bırakılan İslamcılığın gençliğine kavuştuğu ilk hareketler olan 70'li yılların İslamcı gençliği üzerine kafa yormak gerekiyor. Solcusunun da, sağcısının da, liberallerin de sadece vicdanlılarının görmesi, tanık olması zaruri bir süreci anlatıyor Arif Altunbaş. Ve elbet bu tanıklıkların, değerlendirmelerin 50-100 katıyla devam etmesi gerekiyor. Çünkü yeryüzünün kendilerine İslamcı denilen bu güzel Müslümanların çabalarından başka bir şey ile huzur iklimine kavuşacağı yok! Bunu görmek ille de kahin olmayı gerektiriyor değil. Kendilerine İslamcı denilen biz Müslümanlar izzetlice durup konumlanıp "aman bize şöyle böyle diyecekler" ezikliklerine kapılmadığımız sürece -elbette kimi hatalarla birlikte- çok güzel şeyler yapacağız inşallah!

(dunyabizim.com)

Akıncılar Teşkilatı bir ‘kadro’ hareketi miydi?

Akıncılar derme çatma bir hareket değildi tabiî ki. Bir kadrosu, yönetimi, yönetim tarzı ve geniş bir tabanı vardı. Bu, kadrolaşamadan kapatıldı. Mevcut kurucu ve siyasi irade bir partinin yan kuruluşu gibi hareket etmesi de kadrolaşmanın önünde en büyük engeldi. Partili kurmaylar da kendi hareketlerine zaman zaman sıkıntı vermeye başladığı için bu gençlik hareketinin kendilerine bağımlı olması ve hep öyle kalması için ellerinden ne geliyorsa yaptılar.
Son dönem Akıncılar geniş bir tabanda örgütlenseler de tam olarak buna kadrolaşma denilemez. Siyasi bir partinin yan kuruluşu olmaktan kurtulamadığı için Parti yok olunca onlar da doğru dürüst toparlanamadılar. Dağıldılar. Kapatılmasının en önemli sebeplerinden biriside de bu partinin yan kuruluşu olmak istemeyişi, bağımsız İslamcı bir gençlik hareketine, kadro hareketine dönüşüyor olmasıydı.
Akıncılar Teşkilatı resmen kapatıldıktan sonra yine MSP’nin o zamanki lideri tarafından Akıncı Gençler adıyla yeni bir teşkilat kurduruldu. Kurucu heyette parti liderinin onayladığı isimler vardı. Bu, taşra teşkilatlarında ve tabanda büyük rahatsızlıklar oluşturdu. Akıncılar yerine kurdurulan Akıncı Gençler tamamen partiye bağlı bir hareket olarak ortaya çıktı. Bir müddet sonra onlar da 12 Eylül darbesinin gazabına uğradılar.




’80 darbesinden bu hareket nasıl etkilendi?

Akıncılar bir kadro hareketi olamadı. O zamanki bağlı oldukları partideki siyasi irade de zaten buna müsaade etmezdi. Bu irade Akıncılar'ı bağımsız bir gençlik hareketi olarak hiçbir zaman görmek istemedi. Eğer Akıncılar kadro hareketi olsaydı 12 Eylül sonrasından zamanımıza kadar hayatiyetini her ne pahasına olursa olsun devam ettirirler ve bir birlerine sahip çıkarlar, bu gün mücadelelerini sürdürürlerdi.
Bu kopukluğun bir nedeni de tüm Akıncıların lider kadrolarının siyasi partiye ve liderine olan ölçüsüz, körü körüne bağlılığı idi. ‘Genel’de bağımsız bir hareket lideri gibi serbest düşünememeleri, liderler ve yöneticiler arasındaki kıskançlıklar, kopukluklar, hazımsızlıklar, basiretsizlikler, çapsızlıklar, karizmatik lider kadrolardan yoksun olması bu hareketin bitişini ve zamanla yok olmasının sebeplerindendir.


Peki, bu cunta hareketine hazırlıklı mıydı?

Cunta hareketine Türkiye’de kimse hazırlıklı değildi. Sağ, Sol, İslamcı her ideolojik grup 12 Eylül’e apansız yakalandı ve bunun da bedellerini çok ağır ödedi.

Darbe sürecinin bu kadrolar üzerindeki etkileri nelerdir?

Bu konuda Akıncıları üç kategoride değerlendirmek gerekir:
i-Siyasi parti ve liderine bağlı olanlar. Ki bunlar o partilerin tabanlarında ve tavanlarında bulunmuşlar görev alıp aktif olarak oralarda çalışmışlardır. Bunlardan bir kısmı da yelkenlerini siyasi konjonktür rüzgârının estiği tarafa çevirerek ikbal, makam, mevki peşinde koşmuşlar ve koşmaya devam ediyorlar.
Yine bunlardan bazıları da önceden Allah’ın davası için koşturdukları atlarını iktidar sarhoşluğu içinde ihale dosyalarını kovalamak için koşturdular ve koşturmaktalar. Köşe kapmaca oynuyorlar.
ii-Birçoğu zaten kırsal, yoksul bölgelerden gelmiş dar gelirli ailelerin çocukları geçim ve maişet derdine düşmüşler, ekmek kavgasının baskısına teslim olmuşlar. Birçoğu emekli olup belki de emekliliğin keyfini çıkarırken eski günlerin nostaljik hatıralarıyla yaşıyorlar.
iii-12 Eylül darbesinden sonra bu grup ise en vefalı ve fedakar olan insanlardan oluşanlardır. Akıncı harekete bağlı olan insanlar her ne pahasına olursa olsun bölgelerinde değişik isimlerle, sivil toplum kuruluşları kurarak faaliyetlerini şimdiye kadar sürdürüyorlar.
Bunların da durumu Osmanlıdaki fetret dönemindeki bağımsız beylikler dönemi gibi. Güçlü bir iradenin kendilerini bir araya getirmesini, toplamasını, bekliyor.Osman Bey ne zaman zuhur ederse beylikler bir araya gelerek imparatorluğa aday bir hareketi ortaya koyabilirler.



’80 darbesi sonrasında Akıncılar ne yaptılar ve şimdi neredeler?

Kendilerini nasıl tanımlamaya başladılar?

Bu üçüncü grup darbe sonrası içlerinde bastırdıkları İslamcılığı değişik adlarla dışa vurmaya başladılar ve bunun için gereklerini o adlar altında yapıyor olmalılar. İçinde yaşadıkları sistem ve düzen içindeki konumlarını, durumlarını, anlayışlarını, kime ve ne kadar bağlanmalarını ve bağlanmamalarını gözden geçirerek, özeleştiri yaparak yollarına devam ediyorlar.
Zor, sancılı ve sıkıntılı, sıkı bir dönemdi. Her şeyi siyasi olarak destekledikleri partiden bekledikleri için uzun bir dönem fetret devrini yaşadılar. Kendilerini değişik adlarda, farklı tabelalar altında tanımlamaya başladılar. Ama bu tanımlama ülkeyi kuşatan, kucaklayan bir hareket olmaktan öte, bölgesel çalışmalar şeklinde tezahür etti. Onun için marjinal kaldılar, kardeşler bir birlerini kucaklama cömertliğini, fedakarlığını gösteremediler.
Ülkenin dört bir yanında aktif olan bu gruplar misyonları varsa, bunu oynamak istiyorlarsa lider sultasından, grup taassubundan sıyrılarak bir araya gelip çağdaş aşiretler görünümünden kurtulmak zorundalar. Yoksa ufak gruplarla, kıytırık iç çekişmelerle, grup taassubuyla bir yere varılamayacağını şimdiye kadar anlamış olmaları gerekir.

Şimdiye dek anlattıklarınız tabanla ilgiliydi. Peki, o günün önder kadrosu bugün nerelerde?

Bir kısmı siyasi partilerin peşinde, o parti ve liderinin izinde hareket etmiş, bir kısmı 80 sonrası kurulan ANAP hareketine katılmış, bir kısmı da yurt dışına çıkmak zorunda kaldığından oralarda kendi başlarına çilelerini doldurmaya, kendilerini geliştirmeye çalışmışlardır.
Diğer bir kısmının da şu anda AKP kadrolarının içinde aktif görev yapıyor olmalarına rağmen dava ile mavayı karıştırmış durumda olduklarını da unutmamak gerek!

Erdal Kurgan konuşmaya devam edecek

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi