BİR DAHA COPLA SAM…
Hocam darbe kışkırtıcılığından gözaltına alınıyor,
“Bu görüntü Türkiye'ye yakışmıyor” diyor.
Darbecileri gözaltına almak yakışmıyor Türkiye'ye öyle mi?
Peki ne yakışıyor hocam?
Dünyada ilk beş yüz üniversite arasına girecek kadar bile bilim üretememek mi?
Halkın bir derdine merhem olacak bir tane proje üretememek ama
utanmadan “Ordu göreve” pankartı altında darbe kışkırtıcılığı yapmak mı?
Halkın seçtiklerine aba üstünden sopa göstermek mi?

Beş rektör, beş bilim adamı faşizme yataklıktan gözaltına alınıyor.
Yunanistan'da 74 de devrilen darbecilerin bir kısmı asıldı, geberdi gitti.
Bir kısmı hala hapiste ve ölene kadar da orada kalacak
Orada darbesever bir tane bilim adamı bulamazsınız..
Çünkü onlar faşizmi gördüler.
Onlar Hitler'in onbaşılarının nasıl profesör tokatladıklarını gördüler.
Ve Yunanistan'da milli gelir, kişi başına Türkiye'nin birkaç katı.
Çünkü onlar demokrasi ile kalkınma arasındaki bağlantıyı öğrendiler.
Kalkınmaya, ilerlemeye faydanız yok, bari gölge etmeyin hocam…
Yakışmadı hocam…
Hiç yakışmadı darbe kışkırtıcılığı size…

Hadi siz Hitler'in onbaşılarından dayak yiyenleri görmediniz diyelim,
Peki faşizmin coplardan nasibini alan entelimizin işkencecisi ile muhabbetine ne demeli?
Yarım asırlık gazeteci entelimiz işkencecisi ile yemekte buluşuyor
İşkencecisi kendisine işkence etmekten ne kadar üzüntü duyduğunu söylüyor
Sonra sohbet:
"Tabii geçmişte çok hatalar yaptık… Zamanda geriye bakınca gülüyorsunuz… O dönem hepimiz üzülmüştük… Karşılıklı önyargılar vardı.. Bize göre her solcu kişi, her TKP'li bu memlekete zarar verecek kişiydi. Tabii sizce de bizler faşisttik…. Zamanla sizi anladık…"
Şeklinde devam ediyor.
Yani “aslında hepimiz aynı kumaştanmışız” demeye getiriyor işkenceci.
E, doğru söze ne denir?
Fakat muhabbet güzel.
Allah ağızlarının tadını bozmasın.
E, herhalde işkence mağduruna da “Bir daha copla Sam…” demek düşüyor.
Gözlerim yaşarıyor, ne mutlu, işkencecisi ile, mağduru ile, imtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz biz.
İşkencecimiz önyargılarından vazgeçiyor
Biz de işkencecilere karşı önyargılarımızdan vazgeçiyoruz!

Fakat benim asıl anlamadığım,
Ne zamandan beri darbecileri desteklemek, çağdaş yaşamı desteklemek oldu?
Hangi çağdaş ülkede, çağdaş yaşamın bir parçası darbe?
2000 yılında darbecilerle kol kola girenlere çağdaş değil,
Mağara adamı denir
veya kadını.
Evet, yakışmadı bu Türkiye'ye
Hiç yakışmadı…

Bir emekli politikacımız da hava alanına gidip
Göz altına alınanlara el sallamış
Bak ona yakışır işte…
Ne de olsa yaş sekseni geçti…
Ne sallasa olur…