|
![]() |
#1 |
![]() Davutoğlu: İsrail'i yalnızlaştıracağız
![]() 10 Haziran 2010 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği operasyonla ilgili uluslararası soruşturma komisyonu kurulmasını kabul etmemesi durumunda yapacaklarını anlattı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği operasyonla ilgili uluslararası soruşturma komisyonu kurulmasını kabul etmemesi durumunda, Türkiye'nin uygulayacağı müeyyideler olduğunu ve "Her zeminde İsrail'in yalnızlaştırılacağını" söyledi. Kanal 24 televizyonunda katıldığı bir programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Davutoğlu, İsrail'in yardım gemilerine düzenlediği operasyonun ardından birinci hedeflerinin konunun uluslararası gündemin en üst noktasına taşınması ve vatandaşların kurtarılması olduğunu ve bunların her ikisinin de yapıldığını belirterek, bundan sonraki aşamada ilk hedefin uluslararası bir soruşturma komisyonun kurulması olacağını söyledi. "Bu konuda son derece haklıyız, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, millet olarak haklıyız" diyen Davutoğlu, bu amaçla her zeminde baskı yapacaklarını belirtti. Bakan Davutoğlu, "İsrail'in uluslararası soruşturmayı kabul etmediğini resmi olarak açıklaması durumunda, uygulayacağımız müeyyideler var" dedi. "Her zeminde İsrail'i yalnızlaştıracağız, her zeminde..." diye konuşan Davutoğlu, bu konunun uluslararası hukuk bakımından takibinin de yapılacağını, ayrıca Gazze ablukasının kalkması için de çabaların süreceğini bildirdi. Davutoğlu, gemilerde terör destekçilerinin olduğu iddialarının da açıklığa kavuşması için bağımsız bir soruşturma yapılması gerektiğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, konvoy hareket ettikten sonra olabilecek gelişmelerle ilgili değişik planlarının olduğunu belirterek, Brezilya'da uçakları hareket etmek üzereyken müdahale haberinin kendilerine ulaştığını hatırlattı ve "daha önce hazırlanan plan çerçevesinde harekete geçtiklerini" ifade etti. "Eğer İsrail, gemileri barışçıl bir şekilde uyarmış ve gemiler Gazze karasularına yaklaşmış olsaydı ve burada bir sorun doğsaydı yapabileceklerimiz farklıydı" diyen Davutoğlu, yapılan planlamaya göre birinci hedeflerinin BM Güvenlik Konseyi kararı çıkarmak, ikinci hedeflerinin bunu diğer uluslararası platformlara taşımak olduğunu belirtti. Bütün vatandaşların ve bütün yolcuların salimen İsrail dışına çıkarılmasının öncelikli hedefleri olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "bunun için konulan 24 saat süre içinde tek bir kişinin İsrail'de kalmadığını" kaydetti. Davutoğlu, ''İsrail'in bu süreyi aşması durumunda İsrail ve Amerika tarafı ne olacağını çok iyi biliyordu" dedi. "Hükümetin, olabilecekleri önceden bildiği ve önlem alınmadığı" yolundaki suçlamalarla ilgili konuşan Davutoğlu, "Hükümetin, bakanlığın ya da kurumların bu konuda ihmalinin söz konusu olmadığını" vurguladı. Davutoğlu, "yurt dışında Türkiye'yi suçlayan bazı çevrelerin, hükümetin, teşvikte bulunduğunu iddia ettiğini, Türkiye'de de gemilere neden bir savaş uçağının eşlik etmediği yolunda eleştiriler olduğunu" belirterek, "bu iki eleştiriye aynı anda muhatap olmanın bile bu eleştirilerin geçersizliğini ortaya koyduğunu" kaydetti. Yardım insiyatifin tümünün Türk insiyatifi olmadığını ifade eden Davutoğlu, "haksız bir ambargoya karşı protesto çabasını ve insani yardım hareketini engelleyemeyeceklerini, buna resmi bir nitelik katmanın da sivil hareketin sivil niteliğini ortadan kaldıracağını" söyledi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Bizim demokratik bir ülke olarak, herhangi bir sivil toplum kuruluşuna direktif verme hakkımız yok" dedi. Türkiye'nin dış politikasında eksen kayması olduğu yönündeki tartışmayla ilgili de konuşan Davutoğlu, kendilerinin hiçbir zaman "Biz Avrupa Birliği idealinden vazgeçtik" demediklerini vurguladı. Davutoğlu, olabilecek her imkanı değerlendirerek bir fasıl daha açmaya çalıştıklarını, bu konuda her türlü çabayı gösterdiklerini, AB konusunda hiçbir ihmalde bulunmadıklarını bildirdi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "bu konuda mevcut politikayı eleştirenlerin; Türkiye'yi Avrupa'ya değil Doğu'ya yüzünü dönmekle tenkit edenlerin, anayasa değişikliğini de aynı şevkle desteklemeleri gerektiğini" kaydetti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin adım adım ilerleyerek Tahran anlaşmasının zeminini oluşturduğunu belirterek, "17 Mayısta Tahran anlaşması sağlandı. Bu anlaşmanın zeminini hazırlayan şey de Sayın Obama ile son olarak Nisan ayında yapılan görüşme ve Sayın Obama tarafından bize yazılan mektuptur" dedi. Davutoğlu, Türkiye'ye gönderilen mektubun Brezilya'ya gönderilen mektupla aynı olduğunu ve burada kendilerinden talep edilen ana unsurların Tahran anlaşmasıyla sağlandığını ifade etti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kanal 24'te katıldığı bir programda, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin nükleer silahlar konusunda ilkesel olarak bir tutum içinde bulunduğunu ve çok uzun zamandır bunu her zeminde vurguladığını bildiren Davutoğlu, Türkiye'nin nükleer silahlara karşı olduğunu ve nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge istediğini söyledi. Türkiye'nin, barışçıl nükleer enerjinin herkesin hakkı olduğuna inandığını ifade eden Davutoğlu, nükleer tekel oluşmasının doğru olmadığını ve bu durumun bazı ülkelere ekonomik rekabette fayda sağladığını kaydetti. Türkiye'nin her iki konuda da çıkacak ihtilaflarda çözüm yolu olarak diplomasiyi benimsediğini vurgulayan Davutoğlu, askeri yönteme kesinlikle karşı olduklarının altını çizdi. "Biz bölgemizde nükleer silah istemiyoruz" diyen Davutoğlu, İran'ın nükleer programıyla ilgili bu süreçte şeffaf davranması ve UAEK ile işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini kaydederek, geçen yıl yürütülen müzakerelerin koptuğunu, ancak daha sonra müzakerelerin Türkiye'nin girişimleri sonucunda tekrar başladığını hatırlattı. "Türkiye'nin bu sürece müdahil olması da yeni değildir" ifadesini kullanan Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin, İran'a ilk yaptırımın uygulanmaya başladığı 2006 yılından bu yana sürecin içinde bulunduğuna dikkati çekti. Davutoğlu, "Biz BM Güvenlik Konseyi'ndeki herhangi bir üye değiliz. Biz İran'a komşu olan yegane BMGK üyesi ülkeyiz" dedi. İran'a uygulanacak yaptırımların Türkiye'ye maliyetinin olacağını ifade eden Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yaptırımlar, bugünkü geçen haliyle yumuşatılmış bir hali ve bunda Türkiye'nin çabalarının, Tahran anlaşmasının etkisi olmuştur. Hazırlanan taslakta, gayrı resmi olarak paylaşılan taslakta, özellikle enerji ticaret, ulaştırma, sigortacılık, bankacılık gibi alanlarda ciddi müeyyideler geliyordu. İsrail'in istediği yaptırımlar, İran'ı felç kılacak yaptırımlardı." Diplomasiyle ciddi bir mesafe aldıklarını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin dünyada yalnızlaşması gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Türkiye'nin BMGK'nın yaptırım kararlarına uyup uymayacağı sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, şu ana kadar İran'a yönelik 6 yaptırım kararı çıktığını hatırlatarak, Türkiye'nin de bu konuda geçmişteki uygulamalarını sürdüreceğini bildirdi. Türkiye'nin İran'a yönelik var olan yaptırımların da kaldırılmasını istediğini kaydeden Davutoğlu, Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacminin 10 milyar dolar civarında olduğunu, yaptırımların kalkması durumunda bu rakamın 30 milyar dolara çıkacağını ifade etti. Türkiye'nin batı karşısında doğuyu tercih ettiği yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirten Davutoğlu, şöyle dedi: "Bizim tercihimiz çok açık. İlk olarak insani bir tercihimiz var; nükleer silahlara karşıyız. İkinci olarak da ulusal çıkarlarımız var. Nükleer silahların mevcudiyeti ister İran'da olsun, ister İsrail'de olsun, ister başka bir ülkede, Türkiye'nin ulusal menfaatlerine aykırıdır." Davutoğlu, yarın yapılacak Türk-Arap Forumu'nda, Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye arasında serbest ticaret anlaşmasını duyuracaklarını açıkladı. -"YENİ ULUSLARARASI DÜZENE İHTİYAÇ VAR" Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bugün uluslararası siyasal, ekonomik, kültürel düzenin yeniden inşa edilmesi ve kapsayıcı olması gerektiğini ifade etti. Halen BM reformunun yapılmadığını ve 5 ülkenin çok ayrıcalıklı bir yapıya oturtulduğunu belirten Davutoğlu, uluslararası sistemin çok daha katılımcı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini bildirdi. "Biz birilerinin görüşünün mikrofonu ya da hoparlörü olacak değiliz" diyen Davutoğlu, hiyerarşik yapı içinde Türkiye'ye şu kadar bir pay düşer diyerek hareket etmeyeceklerini belirtti ve Türkiye'nin özgüvenle hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. -"KIBRIS'TA ADALETSİZLİK YAPILDI" Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin sırtını Avrupa'ya döndüğü yönündeki eleştirilere de yanıt verirken, Türkiye'nin Kıbrıs'ta Annan Planından sonra ambargoyu kaldırmış, her zaman Türkiye'nin AB'ye imtiyazlı ortaklığından bahsetmeyen bir Avrupa'ya sırtını dönmüş ve Doğuya yönelmiş olması halinde bu eleştirilerin haklı olabileceğini kaydetti. "AB Kıbrıs konusunda büyük bir adaletsizlik yapmıştır" diyen Davutoğlu, Kıbrıs'ta yapılanların yanı sıra Türkiye'nin AB sürecinde 7 faslın Kıbrıs konusu nedeniyle engellendiğini bildirdi. Davutoğlu, bütün bunlara rağmen Türk liderlerin AB'den vazgeçildiği yönünde bir beyanatı bulunmadığını ve tüm AB toplantılarına katıldıklarını ifade etti. -EKSEN KAYMASI TARTIŞMASI Türkiye'nin eksen kaymasıyla karşı karşıya kalıp kalmadığı yönündeki soruyu yanıtlayan Davutoğlu, Türkiye'nin ekseninin insanlığın vicdanı olduğunu belirterek, Türkiye'nin her zaman insani değerleri savunduğunu söyledi ve "AB içinde de bu değerleri savunmaya devam edeceğiz. AB'ye girmiş olsak da Kudüs'ün kaderi bizim kaderimiz olacaktı. Bağdat'ın kaderi bizim kaderimiz olacaktı. Brüksel'in kaderi de bizim kaderimiz olacaktı" diye konuştu.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() İsrail'in sonu yakındır...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Hakli oldugumuzu bir israil birde amerika anlamadi gibime geliyor zaten.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() İsrail elçisi hala türkiyede, görev başında.
Hatta istanbuldaki toplantıya katılıyor, bi de tutup afra tafra yapıp iran devlet başkanı konuşurken toplantıyı terkediyor. İsrail elçisi hala burda iken, hala tüm anlaşmalar yürürlükte iken, hala israile trilyonlar aktarır bir durumda iken israili yanlızlaştıracağız gibi konuşmaları hep çekinceyle bakıyorum. İnşaallah sadece konuşmada kalmaz bu tepkiler ve icraate dönüşür. Davutoğluna güveniyorum. Güvenimizi boşa çıkarmamasını diliyorum. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() Alıntı:
hala yapılanlar tatmin edici değil mi sizi ? |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Sizce ![]() Gemimizi basın türkiye cumhuriyeti vatandaşlarını katleden bir devletin elçisi hala ülkemizde, toplantılara katılıyor, toplantıda beğenmediği birisi (mesela iran cumhurbaşkanı) konuşurken toplantıyı terkediyor, toplantı sonunda karar alınmasını engelliyor. Gemimiz hala orda. Bu katil devletle olan tüm anlaşmalar hala yürürlükte. İthalat tüm hızıyla devam ediyor. Bu katil devlete hala trilyonlar akıtmaya devam ediyoruz. Vs.vs. Konuşmalar güzel, gayet güzel, sözlü tepkiler güzel, gayet güzel. Ama ben artık bu konuşmaların icraatla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple sorunuza üzülerek EVET diyemiyorum. tekrar soruyorum: SİZCE ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() peki çıkan krizde kendi vatandaşlarını yaralılarını ve diğer ülkelerin vatandaşlarını getirmesi
BM acil toplantıya çağrılarak kınama kararının çıkması Büyükelçimizin geri çağrılması 3 tane askeri anlaşmanın iptal edilmesi daha önceki konya tatbikatının iptal edilmesi başbakanımızın ve Dışişleri bakanımızın yaptığı sert açıklamalar BM başta olmak üzere Amerikadaki yetkiliiler dahil her yerde Hamasın terör örtügüt olmadığı ve İsrailin zulmettiğinin her platformda dile getirilmesi Hamas ve el fetih arasında arabuluculuk yapılması suriye ile filistin arasında toplantıların gerçekleştirilmesi one minute çıkışı bunlar sizce yeterli değil mi bir şimdiye kadar kimler bunu yapabildi ? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Kasım 2009'da, ABD'de Defense News tarafından yayımlanan söyleşide, "Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesini İsrail ile ortaklıktan uzaklaştırarak, radikal İslam'a doğru götürüyor mu?" yönündeki soru üzerine şunları söylemişti:
"Türkiye, dünyada, demokratik olmayan bir kurumun, yani ordunun demokrasinin korunmasıyla görevlendirildiği tek ülkedir. Ve bunu yaptılar. Şimdi ordunun rolü değişti ve mesele; Erdoğan'ın, bu Müslüman halkını demokrasiye götürüp götürmeyeceği, ya da demokratik güçlerin, daha İslami bir devleti talep edip etmeyeceğidir..." şimdi Amerikadaki yahudi lobisi Obamaya baskı yapmaya başladı ABD gazeteleri yahudi think thank kuruluşları Başbakan aleyhinde demeçler vermeye başladı Amerika gazeteleri TÜrkiyenin eksen kaymalası ve ABD müttfeikliğini kaybetmesi doğuya doğru yönelmesi haberleri ve yorumları ile kaynıyor hala ABD ye rağmen BM de israile yaptırıma hayır oyu verip ABD ye rağmen iranla URANYUM takası doğalgaz anlaşması yapması Rusya ile vizeleri kaldırıp nabuko projesine Rusyanın dahil olması IMF nin Türkiyeden defolması bütün bunlar eskiden siyasi yöntem olan IMF ci (Siyonist işbirlikçileri ) tezini sizce çürütmekte midir ? Senelerdir siyaset uğruna söylenen bu sözler sizce halkı kandırmak için mi söylendi yanlış tespitler değil miydi bunlar ? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() SERT AÇIKLAMALAR değil sert icraatlar bekliyoruz diyorum hala bana yazıyorsunuz tatmin olmadınız mı diye.
İCRAAT göster arkadaşım bana icraat. BU SON GEMİ OLAYIYLA İLGİLİ icraat istiyorum. yazdığınız şeyler kötü dedim mi? Hepsine destek veriyorum ama ne diyorum: İcraat olmazsa sözün bir hükmü olmaz, hem gürleyeceksin hem yağacaksın. Sen bana hala tatmin olmadın mı diyeceğini biraz bekle desen, her şeyin bi zamanı var desen, icraatlar da olacak dersen tamam bekleyelim derim ama hala tatmin olmadınmı dersen evet tatmin olmadım diyorum. Şimdiye kadar kimler bunu yapabildi demişsin, şimdiye kadar israil kaç kere bizim gemimize çıkıp insanlarımızı öldürdü? ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() yukarıda bir sürü icraat anlattım daha ne anlatıyım
konya tabikatının iptali BM nin acilen toplantıya çağrılıp kınama kararı 3 askeri anlaşmanın iptali büyükelçimizin türkiyeye gelmesi vatandaşlarımızı sağ salim alıp ülkemize getirmemiz hamas-el fetih arası uzlaşmalar vs .vs. daha ne istiyorsun İsrailin gemimize binip vatandaşımıza saldırmasının hükümetle ne alakası var durup durduk yerde kendinizi hedef haline getirip suçu hükümetin üstüne atıyorsunuz belkide fethullah gülen bundan dolayı haklıydı lafa bak Allah aşkına gemimizi bastı diye hükümeti suçluyorlar bu kadar olur |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|