08-14-2010, 02:30 | #1 |
Demokrat Parti Eski Yöneticilerinden Veryansın
Demokrat Parti eski yöneticilerinden veryansın
Demokrat Parti'de Süleyman Soylu döneminin 35 eski Genel İdare Kurulu üyesi, Süleyman Soylu’nun evet dediği için ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevkine ortak bir basın bildirisiyle tepki gösterdiler. Soylu’nun gerçek Demokrat Parti’yi özleyenler için umut ışığı olduğunu belirten imza sahipleri, parti yönetimine de seslenerek “Evet diyen sayın Soylu ve arkadaşlarının yasalara ve tüzüğe aykırı olarak partiden uzaklaştırabileceğini, ama halkın gönlünden uzaklaştırılamayacağını” belirttiler. “27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat’ta demokrasiye ve demokrat misyona darbe vuranlarla kolkola hayır kampanyasına destek vermek Demokrat Parti’nin halktan ve bu misyondan bağlarını kopartacak bir politikadır” diyerek de darbelerin Demokrat Parti misyonunu ortadan kaldırmaya çalıştığını ve bununla birlikte olmanın doğru olmayacağını ifade ettiler. “ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE EVET DEMEK PARTİ SUÇU OLAMAZ” 12 Eylül’de yapılacak anayasa referandumu geleceğimiz için dönüm noktası olacaktır. Ülkemize 27 Mayıs 1960'tan bu yana statükocu, vesayet sisteminin hâkim olduğu, âdeta bir ara rejim hüküm sürmektedir. Kendi iradesiyle anayasasını yapma imkânı bir türlü sağlanmamış halkımız, darbelerin dayattığı anayasa ile idare edilmeye çalışılmaktadır. Bu anayasaları oluşturan zihniyet, darbelerle Demokrat Parti misyonunu ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Halkına inanmayan, güvenmeyen, halkın değer yargılarıyla örtüşmeyen bu dayatmacı, demokrasinin gelişmesinde en büyük engel olan anayasanın değiştirilmesinde çok geç kalınmış ve ülkemiz çok fırsatlar kaçırmıştır. Demokrasi çıtası yüksek ülkeler zenginleşmiş, demokrasi çıtası düşük, darbelerle idare edilmeye çalışılan ülkeler fakirleşmiştir. 12 Eylül’de yapılacak referandumda oylanacak anayasa değişiklik maddelerinin eksik olduğunu, daha ileri demokrasi için daha çok maddesinin değişmesinin gerektiğine ve bu değişikliğin yeni anayasa değişikliğinin önünü açacağına inanıyoruz. Bizi ilgilendiren anayasayı kimin değiştirdiği değil, değiştirilecek olan maddeler olmalıdır. Bu değişiklikler, önce ülkemizin demokrasisinin gelişmesine, vesayet sisteminin önüne bir nebze olsun set çekilmesine vesile olacaktır. Demokrat Parti yönetiminin demokrasiye getireceği katkılara bakmadan, halkın ve Demokrat Parti’ye gönül verenlerin teammüllerini göz önünde bulundurmadan, anayasa değişikliğine hayır kararı alması ve bunu mensuplarına dayatmacı bir tavırla uygulatmaya çalışması; anayasaya, kanunlara ve parti tüzüğüne aykırıdır. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat’ta demokrasiye ve Demokrat Misyon'a darbe vuranlarla kolkola hayır kampanyasına destek vermek, Demokrat Parti’nin halktan ve bu misyondan bağlarını kopartacak bir politikadır. Nitekim aynı anlayış, 367 dayatmasını meşrulaştırmak için meclise girmeyerek DP ve ANAP’ı baraj altında bırakmıştır. Anayasa değişikliğine evet diyerek, Demokrat Parti'nin gerçek misyonunu özleyenlerin ve halkla tekrar buluşmasının önünü açan sayın Süleyman Soylu, Demokrat Parti’yi özleyenler için umut ışığı olmuştur. Ülkemizin vesayetten kurtarılmasının ilk adımı olacak anayasa değişikliğine evet demek, Demokrat Parti’ye ve onun misyonuna evet demektir. Evet demekten dolayı sayın Soylu ve arkadaşlarını bugünkü parti yönetimi yasalara ve tüzüğe aykırı olarak partiden uzaklaştırabilir; ama halkımızın gönlünden uzaklaştıramaz. Hatta halkımızın gönlünde taht kurmalarına engel olamaz. Sayın Süleyman Soylu’nun genel başkanlığında ilk yapılan genel idare kurulu toplantısında partiden uzaklaştırılan herkese geniş bir hoşgörü ile af getirilmişti. Bu anlayışta olan bizler, bu tür partiden uzaklaştırmalarla partinin bir yere varamayacağına inanıyoruz. Zamanında sayın Cindoruk’un partiden uzaklaştırılmasının da Demokrat Parti geleneğine uymadığının bilincinde olduğumuzdan, 29 Mart Mahalli Seçimleri’nde partiye oy vermeyerek ve bunu deklare ederek parti suçu işleyen sayın Cindoruk’un disiplin kuruluna verilerek ihraç edilmesinin ve böylece genel başkan adayı olmasının önüne geçmeyi dahi düşünmedik. Bunu da kamuoyu vicdanına havale ettik. Anayasa oylamalarında partinin bağlayıcı karar alamayacağı açık olduğu halde, partinin disiplin kurullarının bu konuda işletilmesinin kamu vicdanında yer bulmayacağını ve bu davranışın partimize onarılmayacak büyük yaralar açarak halktan tamamen koparacağına inanıyoruz. Parti yönetiminin bu yanlış yoldan dönerek aklı selim kararlar almasını temenni ediyoruz. Bildiride İmzası Bulunan Genel İdare Kurulu Eski Üyeleri Hasan Subaşı Gik eski üyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aykut Kuranel, Gik eski üyesi, parti kurucusu Nevzat Ceylan, Eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, Gik eski üyesi, merhum Celal Bayar’ın torunu Oğuz Tezmen Gik eski üyesi ve Ulaştırma eski Bakanı Avukat Tahir Alan Eski Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Sabri Erdil Eski Genel Başkan Yardımcısı Harun Akın Eski Genel Başkan Yardımcısı Fezal Gülfidan Eski Genel Muhasip Fevzi Yalçın Eski Genel Sekreter İrfettin Akar Gik eski üyesi eski milletvekili Ahmet Yıldırım Gik eski üyesi Ali Arslan Gik eski üyesi Ali Aygören Gik eski üyesi Denizli Belediyesi eski Başkanı Ayfer Arat Gik eski üyesi Prof. Dr. Cengiz Yılmaz Gik eski üyesi Doç. Dr. Kenan Dağcı Gik eski üyesi Doç. Dr. Efe Çaman Gik eski üyesi Erdal Taşkın Eski Genel Sekreter Yardımcısı Avukat Erdoğan Sarı Gik eski üyesi Doç. Dr. Faruk Bilir Gik eski üyesi Falih Özgür Gik eski üyesi Kenan Nuhut Eski Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Debooglu Gik eski üyesi Dr. Melike Elitaş Ertuğrul Gik eski üyesi Mesut Cessur Gik eski üyesi Onur Gözen Gik eski üyesi Salih Erhan Gik eski üyesi Süleyman Aydoğdu Gik eski üyesi Tuncer Başoğlu Gik eski üyesi Doç. Dr. Vedat Demir Gik eski üyesi Avukat Yılmaz Menderes Gik eski üyesi Halit Okumuşoğlu Gik eski üyesi Ziya Doyuran Gik eski üyesi Metin Demir Gik eski üyesi Haber 7 13.08.2010
Konu Cihannur tarafından (08-14-2010 Saat 02:51 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|