09-14-2009, 21:36 | #41 | |
Alıntı:
İngiliz güdümünde ki, hainlerin ancak dağlarda sayılı gün yaşayabildiği, o günlerinide de kısaltmak için onların peşinden dağlara giden, ALSANCAK'a bakan kem gözlerin yaban dağlarda dahi bir an yaşamasına tahammülü olmayan ve bu uğurda, canlarını veren o kahraman 25 şehit vatan evladı arakadaşlarınız, bu gün o hainlerin mecliste elini kollunu sallayarak gezdiğini görse, dahi iktidarın gaflet içerisinde onların isteklerini mulahaza ettiğini görseydi, ne söylerdi!!! İşte bu gün diyarbakırda dtp millet vekilleri ve beliye başkanları, adliye önünde eylem ve açıklama yaptı, haklarında savcılıkca tahkikat yürütülen arkadaşları için.. Serbest bırakılmalarını istiyoruz dediler...Onları yargılayamazsınız dediler.. aksi taktirde 10 bin insan sokağa dökülür diye tehdit ettiler...Acaba o 25 şehidimiz, pkk lılara artık soruşturma dahi açılmasının ne denli zor olduğu şu günleri görselerdi, ingiliz piyonlarının savcıların dahi işini yapmasını engellemek için tehditler savurduğunu görselerdi, ne söylerlerdi!! O 25 şehit nalarının bağrına ateş düşüren bölücü başından bahsederken "sayın" diye bahsedenlerle, ülkenin başbakanının yada bakanlarının tokalaştığını görselerdi ne söylerlerdi!! "ÜÇ BEŞ ÇAPULCU TERÖRÖSİTLE BAŞ EDEMEDİK, DAHA FAZLA KAN DÖKÜLMESİN DİYE DEMOKATİK ACILIM YAPIYORUZ" SÖYLEMLERİYLE, TERÖRİSTE EN AZINDA BU ÜLKENİN ONURUNU PEŞKEŞ CEKEN GAFLET UYKUSUNDAKİ İYİ NİYETLİ İNSANLARIMIZI GÖRSELERDİ NE SÖYLERLERDİ!! Konu anabisTR tarafından (09-14-2009 Saat 21:39 ) değiştirilmiştir.. |
||
09-16-2009, 03:05 | #42 |
Çok zor bir süreçten geçiyoruz hakikaten.
CHP ve MHP'nin aşırı olumsuz tavrından dolayı hükümet pek kolay bir şekilde eleştirilemiyor. Elbette silahların susması daha iyi olacaktır. Bunu AKP'de biliyor ancak muhalefet partilerinin aşırı tutumu bu meseleyi çok daha zor bir hale getiriyor. CHP ve MHP biraz yumuşamasa hükümet sorunu bu durumda çözemez herhalde. Çözmek istediği anda Anayasa Mahkemesi'ni karşısında bulabilir. Unutmamak gerekir; MHP pusuda aç ve acımasız bir kurt gibi bekliyor AKP'yi. |
|
09-16-2009, 03:32 | #43 |
Olumlu bir yazı klavyeye almışsın Asi_İsyankar barışa katkıların için teşekkürler :-)
Başbakan'ın, Ahmet Türk'le görüşmesi bana göre geç bile oldu, nitekim Bülent Arınç da aynısını söyledi, Başbakan'ı görüşmeye ikna etmek için epeyi uğraşmış. Neyse bu aşamayı geçtik. CHP ve MHP'ye hiç geçmek istemiyorum, ağır sözler kullanabilirim, fazlasıyla hakediyorlar. Memleketin kanını emen en büyük derdimiz bitecek beyefendiler kıllarını kıpırdatmıyorlar aksine köstek oluyorlar. CHP'nin yakın geçmişte hazırladığı Kürt Raporları daha raflarda tozlanmadı bile bu kadar mı şeref yoksunu olur bir parti lideri yazıklar olsun, o karaktersiz herife! MHP'nin tavrı, 72 milyona karşı yapılan müthiş derecede bir küstahlık, daha ilerisi olamaz. Tamam düşüncelerin, felsefen, kara zihniyetin kuru zihniyetin farklı yönde olabilir ama ülkemizi bu kadar derinden ilgilendiren azami derecede hassas bu konuyla biraz ilgilen, ne oluyor ne bitiyor bak. 5 yaşında çocuk musun 'ben oynamıyorum' diye bağırıp çığırıyorsun. Önce kapıları kesin olarak kapatmıştı, geçen TBMM'de kapalı oturum yapılırsa ona gitmeyiz diyordu en sonunda aklına yeni bir fikir geldi bu zeka küpü adamın (o hesap videosunu hatırlayın), şimdi de "kapalı oturuma geliriz tüm konuşulanları çıkışta anlatırız" diyor. Adamın bir İstiklal Mahkemesi kurmadığı kaldı şeref yoksunu vatan paraziti! Forumumuzda Köşe Yazılarından Paragraflar diye bir ödüllü yarışma açıldı. Forum Yöneticimiz AK_Kelebek'in oraya eklediği bir yazı çok ilgimi çekti, MHP ve hatta CHP'yi çok iyi tarif ediyor. Paragrafı buraya alıyorum: 07.09.2009 A.Turan ALKAN - Zaman / ''Hayır, bölünmeyeceğiz' "Şu dar günde milliyetçi fikriyatın krize katkısı sadece üst perdeden tehdit ve bir adım sonra "bölünmeye gidiyoruz" feryadı mı olmalıydı? Nerede şu beğenmediğiniz içi boş açılım planına çöp tenekesini boylatacak çok daha iyi bir açılım projeleri? Milliyetçilik, çok daha iyi bir plân ortaya koyan bir siyasetin dili olmalıydı. Militan milliyetçiliği herkes yapabilir, fikrî ve teorik manada milliyetçiliğe katkı yapmak ise herkesin kârı değil... Ve bir şey daha biliyorum: Bir ülkeyi, milliyetçilerinden başka kimse bölemez!" Teşekkürler Ahmet Turan Alkan, Teşekkürler Ak Kelebek |
|
09-16-2009, 14:33 | #44 |
İlgi ve yorumun için teşekkür ederim Özgün_İrade kardeşim.
Gelişmelerin daha iyi bir yönde ilerlemesini diliyorum. Bâki Selamlar... |
|
10-19-2009, 23:18 | #45 |
Demokratik Açılım 2009
"KÜRT AÇILIMI 2009" diye bir başlık açmıştım daha önce, ancak bu "KÜRT AÇILIM"ı "DEMOKRATİK AÇILIM"a dönmüş olduğu için yeni bir başlık ve yeni bir konu açma niyetine girdim.. Konumuzun başlığı malum "DEMOKRATİK AÇILIM".. "DEMOKRATİK AÇILIM" aslında daha iyi bir başlık oldu sanırım. Hem genel hem daha kucaklayıcı görnüyor, ancak ne kadar çok samimi..? Yüzde 80'i herhalde Kürt Sorununu kapsıyor.. Milliyetçi kanadın tepkisini azaltmak için de başlık değiştirilmiştir kanımca. Velhasıl başlık sorun değil. Sorun çözülsün de, Barış gelsin de açılım başlığı önemli değil.. Başlıklarla uğraşacak vaktimiz yok.. Umarım bu başlık altında tüm sorunlar tez zamanda çözüme kavuşur.. Açılım Ahmet Türk ve Başbakan Erdoğan'ın buluşmaysıyla start aldı diyebiliriz.. Geçen süre zarfında iyi ama yetersiz gelişmeler oldu. Herhalde muhalefetin sert çıkışları yüzünden bu süreç zaman zaman yavaşladı. Yinede herşey olumlu yönde gidiyor.. Herhalde bu süreç artık durdurulamaz. Eğer Ak Parti başarılı çıkarsa oylarını muhtemelen yükseltecektir. Yok eğer bu süreçte başarısız olursa galiba yüzde 20'lere inecektir... CHP ve MHP'nin çirkin ve çıkarcı çıkışları süreci baltalamaya yöneliktir. Bu çıkışların ülkeye hiç bir faydası olmayacak ve beraberinde zararlar getirecektir.. Mesela MHP Ak Parti Hükümetini Yüce Divan'la tehdit ediyor.. Eee; eğer böyle bir şey olursa ne olacak.? Bu sefer CHP'nin kadrolu elemanları, ulusalcılar devreye girmiş olacak ve bu iş çok büyük zorluklara girecek. Ak Parti herhalde bu durumda akılsız hareket edecek değil. Şimdilik sabırlı olmaktan başka çaremiz yok. fazla bir şey bekleyemeyiz şimdilik. Ancak önümüzdeki aylar içinde çok iyi gelişmeler olabilir.. CHP'nin saçma sapan kamera takıntısı da başka bir sorun haline geldi.. Yahu bunlar harbiden siyasetten pek anlamıyorlar. Sadece siyasetten mi. Birçok şeyden anlamıyorlar. Milletin hassasiyetleri için Başbakan gizli buluşmadan yanayken Deniz Baykal milletin yaralarına tuz basmakta ısrar ediyor..! Herneyse ortaya tam çıkacak eski Kürt raporlarından sonra Ak Parti bu açılım konusunda daha rahat hareket edebilir. Birkaç gün önce Abdullah öcalan'ın çağrısı üzerine bir kaç grup PKK'lı da Türkiye'ye Barış için geldi. Bu konudaki şu anki son durum; yasal işlemlerin devam etmesidir. Ancak 10 yıl önceki gibi tutklanırlar mı tutuklanmazlar mı net bir şekilde bilinmez. Herkes serbest bırakılacaklarını umuyor. Beklentiler bu yönde. Bakalım ilerleyen saatlerde veya günlerde bu durum hakkında neler olacak, hep beraber göreceğiz... Bundan sonra "DEMOKRATİK AÇILIM"la ilgili tüm olumlu olumsuz gelişmeleri bu başlık altında değerlendireceğimi belirtmek isterim. İsteyen arkadaşlarımız da bu başlık altında bu konu hakkında değerlendirmelerde bulunabilirler. Bâki Selamlar... Konu Asi_isyankar tarafından (10-20-2009 Saat 11:03 ) değiştirilmiştir.. |
|
10-19-2009, 23:33 | #46 |
Demokratik açılımın başlangıcından itibaren güzel bir dille ele alınışı . Güzel bir yazı olmuş . Devamını bekliyoruz +
|
|
10-19-2009, 23:52 | #47 |
|
|
10-20-2009, 10:59 | #48 |
Konuya anket ekledim.
İsteyen arkadaşlarımız oy kullanabilirler. DostçaKalın... |
|
10-20-2009, 11:31 | #49 |
Sürecin yavaş işlemesi , somut adımların daha net olarak atılmış olmaması bir handikap oluşturabilir.
Bu hızlı ilerleme niyetini baltalayan tabi ki muhalefetin zamansız ve anlamsız tepkisi.Ortada birşey yokken basıyorlar yaygarayı, Halbuki bekleyip söylenen adımlara göre tepkilerini dillendirseler muhtemeldir ki gelecek siyasi arenalarda kullanmaya hazır sermaye toplayabilirler.Şuan yaptıkları mevcut seçmenleri ile iktifa etmek.Siyasette seçmen sayısına kanaatın olmasını bekleyemezsiniz..Bu siyasetin doğasına aykırı bir durum. Ama ne gariptir ki bu gün muhalefet bu hatayı yapıyor.Bence siyaset sahnesinin hakkını vermiyorlar. GElelim Ak Parti kanadına;inandığım odur ki bu girişim yarı yolda bırakılmayacak velev ki başta yapmayı düşündükleri şeyleri gerçekleştiremeyeceklerini anlasalar da birtakım değişiklikler getirecekler, daha doğrusu mecbur kalmış durumdalar. Şu saat itibarıyla daha net konuşmalar, konular üzerinde fikir beyan edilmeli, Dtp kanadının niyeti birkez daha inceden inceye irdelenmeli, Bu dönüşün (34 kişilik grup)anlamı ve amacı mutlaka basından önce saptanmalı. Sürece verilen önem asli devlet sorumluluklarını yerine getirmede bir ağırlık getirmemeli. Zordur bu yolda yürümek bazen yürek bazen cesaret bazen gözyaşı bazense kendini unutmak demek......................SAnırım bu ruh başbakanda var . ya yanındakilerde ya karşısındakilerde var mı bilmiyorum. Allah utandırmasın |
|
10-20-2009, 12:45 | #50 |
Barışa alışmak
Yirmi beş yıl savaşan bir ülke, uyuşturucuya alışır gibi alışır savaşa.
Bir tür savaş bağımlısı olur. Çünkü o halkı savaşa ikna etmek, yirmi beş yıl süren bir savaşı meşru göstermek için yoğun bir propaganda bombardımanı yapılır. “Düşmanın” kötülükleri sıralanır, düşman aşağılanır, düşmanın her konuda haksız olduğu yazılır. İnsanlar, bunları okudukça, televizyonlarda bunları gördükçe öfke dolarlar, kinlenirler. Sonra barış vakti gelir. İşte sorun o zaman başlar. Çünkü “barışı” destekleyecek olanlar, barışı övecek olanlar, yıllarca savaşı övmüş olanlardır. Bir “kokain tüccarı” gibi sattıkları “malı” kendileri de kullanmaya alışmışlar, onlar da zehirlenmişlerdir. Savaştan barışa dönmekte çok zorlanırlar. Bugün bunu açıkça görüyoruz. Medyanın önemli bir kısmı, yakın tarihimizin en büyük olayı yaşanırken sessiz kalıyor. Olup biteni anlamakta zorlandıkları gibi “barışı” kendi içlerine sindirmekte de zorlanıyorlar. Şu son iki günkü gazetelere bakarsanız ne demek istediğimi daha rahat görürsünüz. Şimdi kendi yöneticileri ve medyası tarafından zehirlenmiş olan insanları yeniden barışa alıştıracağız. Bu sadece Türk tarafı için değil, Kürt tarafı için de geçerli. Türkler yıllarca kendi televizyonlarında “şehit” cenazelerini izledikleri gibi Kürtler de kendi televizyonlarında kendi “şehitlerinin” cenazelerini izlediler. Türk tarafı kendi çocuklarını nasıl “şehit” gördüyse Kürtler de kendi çocuklarını “şehit” gördü. İki taraf da diğer tarafın ölüsünü aşağıladı. İki taraf da kendi haklılığına inandı. Şimdi iki taraf da yeni bir hayatı, yeni bir barışı kabullenirken zorlanacak. İki taraf da barış kapımıza geldiğinde “biz kazandık” diye bağırmak istiyor. Ama barış, savaş değil. Savaşı sadece tek taraf kazanabilirken, barışı iki taraf da kazanabiliyor. Ya iki taraf yan yana gelecek ve hep birlikte “biz kazandık” diye bağıracağız ya da ayrı ayrı durup “biz kaybettik” diye bağıracağız. Bu savaşın kazananı yok çünkü. Bu barışın kazananı var. Bu barışın kazananı Türkiye, yetmiş milyon insan. Barış geldiğinde, sadece Kürtlerin hayatı değişmeyecek. Kürtleri “eşit vatandaş” olarak hayata kabul ederken bütün bozukluklarımızı da düzeltmek zorunda kalacağız, dindarlarımız da kazanacak, Kürtlere özgürlüğünü ve eşitliğini verecek olan demokratik düzenlemeler dindarlara da eşitliklerini ve özgürlüklerini verecek, solculara da verecek, Alevilere de verecek. Kürtlerle birlikte dindarlar da, Aleviler de, solcular da kazanacak. Ulusalcı gençler de kazanacak. “En büyük Türkiye” diye bağırıp ondan sonra mahalle karakolunda “en büyük Türkiye’nin polisinden dayak yiyen” ulusalcı genç de barışın şemsiyesi altında korunacak. Bugün kıyı şeritlerinde “işlerimizi Kürtlere kaptıracağız” diye korkup “ırkçı” inanışların esiri haline gelenler, barış sayesinde zenginleşmeye başladığımızda, savaşa giden para hayata dönmeye koyulduğunda, ticaret canlandığında, turizm patladığında, “bu ülkenin herkese yeteceğini” kazandığı paranın arttığını görerek anlayacak. Hayatın asıl amacının “düşmanın” burnunu sürtmek olmadığını, asıl amacın iyi, dürüst, zengin ve mutlu yaşamak olduğunu kavrayacağız. Şimdi kullandığımız dili, içimize sinen düşmanlığı, ölme ve öldürme tutkusunu, ırkçılığı, “en büyük ırkın kendi ırkımız” olduğuna inanma saflığını, öfkenin çekiciliğini bir kenara bırakma zamanı. İç barışla birlikte gelişecek olan “dış barış” da hayatımıza yeni değerler katacak. Boru hatları, ticaret anlaşmaları, yeni yatırımlar bambaşka bir hayat biçimi oluşturacak. Bu, bizim bilmediğimiz, huzurlu ve zengin bir hayat. Bu ülke büyük bir dönüşümden geçiyor. Dün en büyük dönemeçlerinden birini döndü. Kürt meselesinde atılan olumlu bir adım bütün ülkeyi kısa zamanda etkileyecek. Öfkeye alışmış ruhumuz, düşmanlığa alışmış zihnimiz, kısa süreliğine de olsa bir sarsıntı geçirecek. Bu sarsıntıyı, olan ve olacak iyi şeyleri görerek, anlayarak, hissederek aşacağız. Uyuşturucu tedavisi gören bir hasta gibi öfke tutkunluğumuzu tatmin edecek öfke kaynağını bulamadığımızda inlesek de, tedavi sonucunda ulaşacağımız hayatı hayal etmek bize güç verecek. Barışa alışacağız ve barış müptelası olacağız. Ahmet Altan - 20.10.2009 - Taraf |
|
Konuyu Toplam 7 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 7 Misafir) | |
|
|