Bilindiği üzere devekuşu kuşlar arasında en iri olanıdır. Öyle ki 150 kg ağırlığa sahip olup 2 metre uzunluğunda boyu vardır. İşte onun böylesine iri olması aynı zamanda uçamadığının bir göstergesi. Olsun önemi yok, Yüce Allah ona uçma özelliği yerine uzun bacak ihsan edip saatte 95 kilometre hızla koşma kabiliyeti vermiş. Zaten bu sayede kendini düşmanlarına karşı koruyabiliyor da. Hatta düşmanlarınca bir köşeye kıstırılsa bile olağan üstü tekmeler atarak kurtulabiliyor. Çünkü her bir tekmesi insanı canından edebilecek cinsten ağır darbeler diyebiliriz. Kaldı ki tekme bir yana, tırnaklarının yaklaşık 17 cm olması hasebiyle aslan gibi yırtıcı bir hayvan için bile tehlike teşkil edebiliyor. Bu arada her ne kadar halk arasında “Başını deve kuşu gibi kuma sokma” türünden darb-ı mesel bir söz olsa da aslında bu kuş başını kuma sokmaz, asıl derdi kum içerisinde taş parçalarını almaktır. Nitekim midesine taş indirmekle yediği besinleri rahatlıkla öğütebiliyor. Zaten asıl ana yiyeceği bitkiler oluşturmakla birlikte bazen kaplumbağa ve kertenkele yakaladığı zaman etçil de olabiliyor. Şimdi merak ediyorsunuzdur deve kuşu iyi hoşta bunun dünya ile ne ilgisi var diye. Tabii ki ilgisi var. Şöyle ki; tıpkı devekuşunun kendisi gibi yumurtası da iri olup, görünümü küre şekline benzemektedir. Dolayısıyla önce kendisinden bahsettik, şimdi ise yaklaşık ağırlığı 1200–1500 gram olan yumurtasından bahsetmek zamanıdır.
Evet, hiç şüphesiz dünya yuvarlaktır. İnsanoğlu dünyanın yuvarlak olduğunu daha yeni fark ede dursun, bakın Kuran 1400 yılı aşkın öncesinden; “ Gece bir alamettir onlara. Ondan gündüzü soyar çıkarırız”(Yasin 37) ayetiyle bildirmiş bile. Zira ayette geçen neslehu fiilinin kökü olan ‘selh’ yuvarlak bir nesneyi soyup çıkarmak demektir.
Kur’anı Kerim'de geçen bir ayette dünya bir deve kuşu yumurtasına benzetilir. Bu benzetme acaba niye diye hiç düşündünüz mü?
Bütün canlı yumurtalar incelendiğinde küreye en yakın şekil itibariyle deve kuşu olduğu görülecektir. Dünyanın elips ya da küre şeklinde olduğunu benzetme metoduyla ortaya koymak için belli ki deve kuşu yumurtası örnek model seçilmiş. İyi ki de böyle olmuş. Çünkü deve kuşu yumurtası isabetli bir model olup, harikulade mucizevî örnek teşkil eder. Yani hem geçmiş, hem bugün, hem yarın, hem de gelecek kuşak insanların anlaması açısından Yüce Mevlamızca sunulmuş bir benzetmedir. Bakın ayeti Kerimede Allah (c.c); “Sonra arzı deve kuşu yumurtası (mücessemkat-ı nakıs) şekli verdi (söbüleştirdi)” (Naziat suresi, ayet–30) buyurarak dünyamızın açık ve net bir şekilde küresel olduğunu ortaya koyuyor. Keza yine Allah-ü Teala; “Bundan sonra da yeri yayıp döşedi” (Naziat, 30) buyurmakta. Anlaşılan Arapçada 'deha' kavramı devekuşu yumurtası demek olup, bu yumurta dünyanın şekline benzemekle kalmayıp, tıpkı dünya gibi iki kutbu şişkin, iki ucu basık haldedir. Aynı zamanda dünyamızın dış örtüsü olan yer kabuğu 75 kilometre kalınlığında olup, sanki teşbih sanatıyla kürevîmsi bir yumurta kabuğu üzerinde yaşadığımıza dikkat çekilmektedir.
Tefsirlerde böyle bir yorum göremezsiniz tabi. Aslında bu günümüz teknolojisinin gelişmesi ile birlikte özellikle evrim teorisini savunanlara karşı yaratılış modeli tarzı diyebileceğimiz yorumlardan sadece bir tanesi. Malumunuz daha düne kadar dünyamızın yuvarlak mı, yoksa düz mü konusunda hararetli tartışmalara şahit olmuştu tüm insanlık. Teknolojik gelişmelerin ivme kazanmasıyla bu mesele net bir şekilde aydınlanmıştır. Böylece deve kuşu yumurtası benzetmesiyle Kuran’ın bir kez daha mucizü’l beyan olduğunu cümle âlem görmüş oldu. Bu yüzden Rabbül âlemin mealen; “ Görmüyorlar mı ki, Biz muhakkak kuvvetimizle arza gelip uçlarından noksanlaştırıyoruz” (Enbiya 44) buyurarak dünyanın elips şeklinde olduğunu ilan etmiştir. Belli ki buradaki basıklık noksanlık manasınadır.
Velhasıl; Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri dünyanın yuvarlaklığı hakkında ünlü Marifetname kitabında;
“Bu âlemin tabiî şekli yuvarlaktır. Yuvarlak olduğunun delillerden biri de kâinatın hangi tarafına baksan şekli yumru görünür. Her kıtanın bir yay şeklinde olduğu, düşünme ve görme kanunu ile insan aklının tecrübesiyle bilinir. Sonra kara ve denizlerde dağ ve tepelerin hepsinin küre şeklinde olduğu ve arzın gölgesine düşen ayın tutulması ve tutulma zamanında arzın gölgesinin ayın yüzünde yuvarlak görülmesi, gökyüzünde gezegenlerin hareketiyle, enlem ve boyların yerlerinin değişik bulunması, yuvarlaklığının delilleridir” tarzında meseleyi ele almıştır. Hakeza miladi 1091 yılında İmam-ı Gazali Hazretleri Tehafüt’ül Felasife (Felsefecilere cevap) adlı eserinde bugünkü bilgilere örtüşebilecek nitelikte yerin ve ayın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğüne dair bilgiler sunmaktadır.
Vesselam.
https://twitter.com/#!/Alperengurbuzer

Sen BBPli misin?

Kökü Muhsin Başkanın sevgisiyle yoğrulmuş, geleceği geniş perspektifle sarmalayan Tayyip Erdoğan yüreğine sahip bir kardeşinizim.