El Hayat gazetesinde yayınlanan Mustafa Zeyn imzalı yazıda Türkiye'de İslamla devletin uzlaştığını, Ordu'nun İslamın yükselişine zemin hazırladığını ileri sürdü.

Dünya, Türkiye'yi böyle gözlüyor

Türkiye'de nihayet İslam'la devlet uzlaştı. Ordu İslam'ın yükselişine zemin hazırladı, İslamcılar demokrasiyi öğrendi

Türkiye'de siyasal İslam'la modern devlet arasında tarihi bir uzlaşı sağlanması, Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesine dek 80 yıl kadar sürdü. Asker bu dönemde, sultanların yıllarca İslam adına yönettiği muhafazakâr bir topluma karşı uygulamaya koyulan laikliği koruyabildi. Sultanlar halifelik unvanını kullanarak Müslümanların gözünde meşruiyet kazandı. Bu unvan adına savaştılar ve Haçlı söylemlerine karşı dini söylemlerle ülkeler işgal ettiler, kıtaları boyun eğdirdiler.

Atatürk ve ordu, sultanın Osmanlı devletinin son günlerinde başlattığı Türkleştirme kampanyası yerine bir Batılılaşma kampanyası başlattı. Modern bir anayasa hazırladılar, şeriatı kaldırdılar. Modern okullar kurdular. Dinden ve Araplardan uzaklaşmanın sembolü mahiyetinde alfabeyi değiştirdiler. Batılılaşma hayatın her alanına uzandı. Geçmişe dönmeye çalışan her hükümeti devirdiler.

Ordu Türkiye'yi komünizmle mücadelede NATO'nun savunma hattına çevirdi. Halkın duygularına karşı da tavır aldılar. İslamcı akımlar da dahil etnik ve siyasi azınlıklara baskı uyguladılar. İsrail'le sağlam ilişkiler kurdular. Bütün bunlar, Atatürk'ün 'ulusalcılıkla İslam'ın uyuşmadığı'na yönelik ilkesinin hayata geçirilmesiydi. Fakat Atatürk ve arkadaşlarının yapılandırdığı laiklik bir kimlik oluşturmadı. Bu bir yönetim şekliydi.

Türkiye'nin son dönemde, Atatürkçülük'le İslam arasında tarihi bir uzlaşıya sahne oluyor. 1980 darbesi sonrası ordu Türkiye kimliğinin dini boyutu üzerinde duran yeni bir ideoloji yapılandırdı. Sünnilikle ulusalcılık arasında güçlü bir ilişki bulunduğunu göstermek için düşük rütbeli subaylara İslami kitaplar dayattılar. Ülkenin Müslüman kimliğini teyit etmek için darbeciler imam-hatip okullarını kurup devlet okullarında da din eğitimini zorunlu kıldı.

Yani Osmanlı döneminde milletleri birleştiren İslami çerçeveye döndüler, laik solcu eğilimlere sahip 1000'den fazla eğitim görevlisini kovdular ve onların yerlerini İslamcı kimlikli akademisyenler işgal etti. Bir başka ifadeyle Türk ordusu İslamcıların yükselmesine zemin hazırladı. Ordu solcularla mücadelede, İslamcıları kullanarak başarılı oldu. Bugün Türkiye'de İslamcıların kontrolünde bulunan 700'den fazla dini okul var.

Değişen sadece ordu değildi. İslamcılar da birçok Osmanlı yöntemini değiştirdi. 'Şimdi hilafet' söylemine başvurmadılar. Cihat örgütleri kurmadılar. Devletin eğilimlerine uyum sağladılar. İktidarı istila etmeye çalışmadılar. Yani demokratik oyunu iyi oynadılar. Türkiye şu an onların ve askerin sorumluluğunda. Komutanların Gül'ün yemin törenini boykot etmesine rağmen iki taraf arasındaki uyum iyi görünüyor.

(Londra'da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 1 Eylül 2007/Radikal)