Bir milattır dokunulmayacaklara dokunulması.Hep ziihnimizde onlara bir şey olmaz olmaz mantığıyürüttüğümüz
adamlar bile bugün bithap düşmüş durumda.
Hani bir kavram vardır eşitlikle ilgili;
"Herkez eşit ama onlar daha da eşit"
Gerçekten de öyle. Şuan ki uygulama onların bizden daha eşit olduğunu gösteriyor.
Milat demiştik.Hakikaten de bir milat. Düşünsenize, yargıyı ele geçirmiş, askeri ele geçirmiş,basını ele geçirmiş zihniyetin
akımından gelen birisini tutukluyorsunuz.Bu tutuklana adam a öyle böyle bir adam değil.Koskoca üst düzey asker...

Bir ara İstanbul emniyet müdürlüğüne krallar gibi giren adam, şimdi neredeyse eline kelepçe geçirilme olayına maruz kalacak.
Yine bir zamanlar saygı ve konumu çerçevesinde önünde diz çökülen adam,şimdi yargının önünde diz çöküyor.Bu tablolar görmek
istediğimiz tablolar değil.Ancak darbeye darbeyle gitmessek daha vahim senaryolar yaşanabilir.
Üstelik bu şahıs ifade vermeme hakkını kullanıyor.Bu davranaışın demokratik olduğunu düşünüyor.
Konuşmama hakkının kullanılması dolaylı olarak suçluluk duygusunun kabullenişidir.
Belki de emniyeti kendisinin hesap vereceği bir kurum olarak görmüyor.
Pratik olarak suçsuz olduğu iddia edilen bir adamın böylesi önemli bir davada konuşmama hakkını kullanması iyi bir tablo değil.
Nihayetinde çıktığı mahkemede savcı tutuklama kararı verdi.

Birileri konuşmayarak olaylardan sıyrılma yöntemini benimsemiş olabilir.
Ancak konuşmamak o insanı aklamak yerine, o insandaki şüphe duygusunu her geçen gün arttırmaktadır.
Nitekim benimde şuan gözlemlediğim tablo bu şekilde.
Ancak gelinen bu noktaya rağmen zanlının savunucuları neden bir adım geriye gitmiyorlar?
Bana kalırsa onlar putlaştırılmış...