AK Gençliğin Buluşma Noktası
Akaid ve Fıkıh İman ve iman esasları, mükellefiyet ve hükümler.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-21-2008, 02:35   #61
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HAMR:

Şarab, sarhoşluk veren içki.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! Hamr, kumar, (tapmaya mahsus) dikili taşlar, ezlâm (fal okları) ancak şeytanın amelinden birer pisliktir. Bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, hamrda ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz hepiniz (bunlardan) vaz geçtiniz değil mi? (Mâide sûresi: 90, 91)

Her sarhoşluk veren şey hamr (şarab)dır. Ve her sarhoşluk veren şey haramdır. (Hadîs-i şerîf-Müslim)

Hamr içen ile arkadaşlık etmeyiniz! Cenâzesine gitmeyiniz! Buna kız vermeyiniz ve onun kızı ile evlenmeyiniz. Muhakkak biliniz ki, hamr içen kıyâmet günü mezardan yüzü kara, gözleri mâvi olarak kalkar. Dili sarkmış pis kokulu olur. Herkes pis kokusundan kaçar. (Hadîs-i şerîf-Riyâdün-Nâsihîn)

Hamr dört mezhebde de haramdır. İçmesi ve her türlü kullanılması günâhtır. Yalnız sirke yapılması ve susuzluktan ölmek üzere olanın ölmiyecek kadar su yerine içmesi câizdir. (Senâullah Dehlevî)

Alkolü az olan hamr da haramdır. Sarhoş etmese de damlasını içmek haramdır. Helâl diyenin îmânı gider. Hamr, idrar gibi kaba necâsettir. Her türlü kullanmak, ilâç yapmak, buruna çekmek, söz birliği ile haramdır. Satması câiz değildir. Parası haramdır. (İbn-i Âbidîn)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:35   #62
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HANBELÎ:

Ehl-i sünnetin ameldeki dört hak mezhebinden biri olan Hanbelî mezhebine mensub kimse.

Hanbelî Mezhebi:

Ehl-i sünnetin amelde (yapılacak işlerde)ki dört hak mezhebinden biri.

İbâdetlerin en kıymetlisi, farz-ı ayn olanlardır. Farzlardan sonra en kıymetlisi, Şâfiî mezhebinde sünnet namazlar, Hanbelî mezhebinde cihâd (Allah yolunda harb etmek), Hanefî ve Mâlikî mezheblerinde ise ilim öğrenmek ve öğretmek ve sonra cihâddır. (M.Tâhir Sünbül Mekkî)

Âlimlerin çoğuna göre altın ile gümüş her ne hâl ve şekilde olursa olsun, her ne niyetle saklanırsa saklansın zekâtı verilir. Hanbelî mezhebinde kadınların zînet (süs) olarak kullandıkları altının ve gümüşün zekâtı verilmez. (Alâüddîn-i Haskefî, Abdurrahmân Cezîrî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:35   #63
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HANEFÎ:

Ehl-i sünnetin ameldeki dört hak mezhebinden biri olan Hanefî mezhebine mensub kimse.

Hanefî Mezhebi:

Ehl-i sünnetin amelde (yapılacak işlerde)ki dört mezhebinden biri.

Hanefî mezhebi Osmanlı Devleti zamânında her yere yayıldı. Devletin resmî mezhebi gibi oldu. Bugün dünyâ yüzünde bulunan müslümanların yarıdan fazlası ve Ehl-i sünnetin pek çoğu, Hanefî mezhebine göre ibâdet etmektedir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:36   #64
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HÂNEKÂH (Hânegâh):

Tekke, dergah. İrşâd (doğru yolu gösterme) ve sohbet ile insanları olgunlaştırma hizmetlerinin yapıldığı yer. (Bkz. Tekke ve Zâviye)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:36   #65
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HANÎF:

Sapıklıktan, yanlış inanışlardan Hakk'a, doğruya meyleden, dönen, müslüman. İslâmiyet'ten önce Arabistan'da putlara tapmayıp, hazret-i İbrâhim'in dîni üzerine bulunanlara verilen isim. Çoğulu hunefâ'dır.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

İbrâhim ne yahûdî idi, ne de hıristiyan idi. O hanîf idi. (Âl-i İmrân sûresi: 67)

Hanîflerin en meşhûrlarından birisi Arab hatîblerinden olan Kus bin Sâide'dir. Onun Mekke-i mükerremede kurulan Ukaz panayırında meşhûr konuşmasının bir kısmı şöyledir:

Her şey fânîdir (geçicidir). Bâki (devamlı olan) ancak Allahü teâlâdır. Birdir, ortağı ve benzeri yoktur. İbâdet edilecek ancak O'dur. Evvel gelip geçenlerde bize ibret alacak şey çoktur. Büyük-küçük hep göçüp gidiyor. Giden geri gelmiyor. Kesin olarak inandım ki, herkese olan bana da olacaktır. (Ben de öleceğim). (Ahmed Cevdet Paşa)

Hanîf Dîni:

Doğru yol, İslâmiyet.

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:36   #66
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HÂNİS:

Yemîninin gereğini yapmayan.

Bir kimse, semâya çıkacağım veya şu taşı altın yapacağım diye yemîn edince, yapmadığı için, hânis olup yemîn keffâreti verir. (İbn-i Âbidîn)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:36   #67
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HANNÂNE:

Resûlullah efendimizin dayanarak hutbe okuduğu, Mescid-i Nebevî'de dikili bulunan hurma kütüğü.

Resûlullah efendimiz, Medîne'de Mescid-i Nebevî'de, hutbeyi, Hannâne'ye dayanarak okurlardı. Minber yapılınca, Hannâne'nin yanına gitmedi. Ondan ağlama seslerini, bütün cemâat işitti. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz minberden inip, Hannâne'ye sarılınca, sesi kesildi; "Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyâmete kadar ağlardı" buyurdu. (Nişâncızâde)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:37   #68
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HANNÂS:

İnsanların kalblerine vesvese veren sinsi şeytan.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

(Ey Habîbim!) De ki: İnsan ve cinden olan ve insanların göğüslerine (îmân ve îtikâdına) vesvese veren hannâsın şerrinden insanların mâbûduna ve insanların bütün işlerinin sâhibine ve insanların Rabbine sığınırım. (Nâs sûresi: 1-6)

Şeytan köpek gibidir. Köpek kaçar ise de başka taraftan yine gelir. Nefs ise kaplan gibidir. Saldırması ancak öldürmekle biter. İnsanlara vesvese veren şeytana bunun için hannâs denilmiştir. İnsan hannâsın bir vesvesesine uymazsa bundan vaz geçer. Başka vesveseye başlar. Çok hayırlı işe mâni olmak için, az hayırlı şeyi de vesvese yapar, fısıldar. Büyük günâha sürüklemek için, küçük hayır yapmayı da vesvese eder. Şeytanın vesvesesi olan küçük hayırlı iş, insana tatlı gelir ve acele ile yapmak ister. Acele etmek ise şeytandandır. (Muhammed Hâdimî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:37   #69
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HARAC:

Güçlük, sıkıntı, eziyet. 1. Bir farzı yapma veya haramdan sakınma esnâsında karşılaşılan güçlük.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Allah(ü teâlâ) din husûsunda üzerinize bir harâc yüklemedi. (Hac sûresi: 77)

Bir işin yapılmasında harâc bulunursa ve kendi mezhebine göre yapmaya imkân olmazsa, bu işi, başka mezhebe uyarak yapmak câiz olur. Fakat, ikinci mezhebin o işe bağlı olan şartlarını da gözetmek lâzımdır. Hanefî mezhebi âlimleri, böyle işlerde, diğer mezhebleri taklîd etmeğe fetvâ (izin) vermişlerdir. (İbn-i Âbidîn)

Her müslümanın ibâdet yaparken ve haramdan sakınırken, kendi mezhebi âlimlerinin "fetvâ böyledir", "en iyisi budur", "en doğru söz budur" gibi bildirdiklerine uyması lâzımdır. Kendi arzusu ile yaptığı bir şey, buna uymasına mâni (engel) olur ve bu mâni olmanın önlenmesinde harac, meşakkat bulunursa, kendi mezhebinde doğru olduğu bildirilen başka bir söze uyması lâzımdır. (Abdülhakîm-i Arvâsî)

2. Müslüman olmayan vatandaşlardan seneden seneye alınan toprak vergisi.

Zor ile alınıp da, kâfirlere bırakılan veya barış yoluyla alınıp, kâfirlerin olan topraklardan harac alınır. (İbn-i Âbidîn)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 02:38   #70
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (H)
HARÂM:

Allahü teâlânın Kur'ân-ı kerîmde yapmayınız diye açıkça yasak ettiği şeyler.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

De ki, Rabbim; bütün fuhşiyâtı (küfür ve nifakı) açığını ve gizlisini, her türlü günâhı, haksız isyânı ve Allahü teâlâya hiçbir zaman bir burhan indirmediği herhangi bir şeyi ortak koşmanızı ve bilmediğiniz şeyleri Allahü teâlâya isnâd etmenizi, harâm etti. (A'râf sûresi: 33)

Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri harâmdır. Sonra ellerini kaldırıp, duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabûl olunur? (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)

İnsan, harâm işlemeği kalbinden geçirir, Allah'tan korkarak yapmazsa, hiç günâh yazılmaz. Harâmı işleyince, bir günâh yazılır. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Allahü teâlâ, harâm olan şeylerde size şifâ yaratmamıştır. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Harâmlardan sakınmak, akıllıların şânından, şereflilerin tabiatındandır. (Hazret-i Ali)

Harâmda şifâ yoktur. (İmâm-ı Rabbânî)

Harâmdan bir altını sâhibine vermek, yüz altın sadaka vermekten fazîletlidir, iyidir. (İmâm-ı Rabbânî)

Dünyâda harâm işleyen kimse, âhirette ondan mahrûm kalır. Burada helâl şeyleri kullananlar, orada o şeylerin hakîkatine kavuşur. Meselâ, bir erkek dünyâda harâm olan ipeği giyerse, âhirette ipek giymekten mahrûm edilir. İpek ise, Cennet elbisesidir. O hâlde, bu günâhtan temizlenmedikçe, Cennet'e girilemez demektir. Cennet'e giremeyen de Cehennem'e gider. Çünkü, âhirette, bu ikisinden başka yer yoktur. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

Harâm li Aynihi:

Kendileri harâm olan şeyler.

Leş, domuz eti, şarab gibi Allahü teâlâ tarafından harâm edilen şeyler harâm li aynihidir. Bunlara helâl demek küfr olur, îmânın gitmesine sebeb olur. (Muhammed Hâdimî)

Harâm li Gayrihi:

Aslı harâm olmayıp, sonradan hâsıl olan bir sebepten dolayı harâm olan şey.

Bir kimsenin bir kişinin bağına girip, sâhibinin izni olmadan meyve koparıp yimesi, ev eşyâsını ve parasını çalıp harcaması harâm li gayrihidir. Bunları yapan kimse, yaparken Besmele söylese, yâhut helâldir derse kâfir olmaz. (Muhammed Hâdimî)

Harâm Lokma:

Helâl olmayan ve dînen yenmesi yasaklanan yiyecek.

Vücûduna harâm lokma karışmış bir kimse, namazdan tad duymaz. (Behâeddîn-i Buhârî)

Mîde yenilen şeylerin toplandığı yerdir. Oraya helal lokma koyarsan, âzâlardan sâlih (iyi) ameller, işler meydana gelir. Şüpheli lokma koyarsan, âzâlar Allah yolunda amel etmekte şüpheye düşerler. Eğer harâm lokma koyarsan, o lokma seninle Allahü teâlâ arasında bir perde olur ve Cenâb-ı Hakkın beğendiği yolda yürümen mümkün olmaz. (Ebû Bekr-i Dükkî)

Alış veriş ilmini bilmiyen harâm lokma yemekten kurtulamaz. Harâm lokma yiyen ise, ibâdetlerin sevâbını bulamaz. (Ahî Evran)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi