AK Gençliğin Buluşma Noktası
Akaid ve Fıkıh İman ve iman esasları, mükellefiyet ve hükümler.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-21-2008, 04:59   #1
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İŞTİBÂK-ÜN-NÜCÛM:

Güneş battıktan sonra, yıldızların çoğunun görünmesi, yâni güneşin arka kenârının, şer'î ufuk altına on derece irtifâ'a (yüksekliğe) inmesi.

Akşam namazını, vaktin evvelinde kılmak sünnettir. İştibâk-ün-nücûm vaktinden sonraya bırakmak haramdır. Hastalık ve seferî (yolcu) olmak gibi bir durum olursa, yıldızlar çok görülünceye kadar geciktirilebilir. (İbn-i Âbidîn)

Kapalı havalarda, ezân okunsa bile, güneş battığına kanâat getirmedikçe, iftâr etmemeli, orucu açmamalıdır. İştibâk-ün-nücûmdan evvel iftâr edince, müstehab olan ta'cîl (acele etme) yapılmış olur. (İbn-i Âbidîn)

 

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-21-2008, 04:59   #2
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İTÂ'AT:

Söz dinleme, boyun eğme, emre göre hareket etme. Sözünden çıkmama.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruluyor ki:

Allahü teâlâya ve O'nun peygamberlerine itâat edenler, âhirette Peygamberlere ve sıddıklara ve şehîdlere ve sâlihlere verilen nîmetlere ortak olacaklardır. (Nisâ sûresi: 69)

Allahü teâlâya ve O'nun Resûlüne ve siz müslümanlardan olan âmirlere itâ'at ediniz. (Nisâ sûresi 59)

Kim bana itâat ederse Allahü teâlâya itâat etmiş ve her kim bana isyân ederse (karşı gelirse) Allahü teâlâya isyân etmiş olur. Bir de kim âmire itâat ederse bana itâat etmiş, kim âmire isyân ederse bana isyân etmiş olur. (Hadîs-i şerîf-Müslim)

Ey insanlar! Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmak kolaydır. Bunun için O'na itâat ediniz. Cehennem ateşine düşmeyiniz. Çünkü dayanamazsınız. (Kâ'b-ül-Ahbâr)

Bir insanın itâatkâr kul olmasının aslı dört şeydir: Birincisi, uzun emelli olmamak. İkincisi, cenâb-ı Hakk'ın va'dinden emin olmak. Üçüncüsü, cenâb-ı Hakk'ın taksîmine, verdiğine râzı olmak. Dördüncüsü haram yememek. Kim bu dört şeyi yerine getirirse, bütün mücâhedeleri yerine getirmiş olur. Nefsini itâat altına almış olur. (Ahmed Nâmıkî Câmî)

Allahü teâlâya itâat etmek bir hazîneye benzer. Bu hazînenin anahtarı duâ, anahtarın dişleri de helâl lokmadır. (Yahyâ bin Main)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:59   #3
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İTÂB:

Azarlama.

Mekrûh (Resûlullah efendimizin beğenmediği ve ibâdetlerin sevâbını gideren şeyleri) işleyen veya müekked sünneti (Resûlullah efendimizin devamlı yaptıkları, pek az terk ettikleri kuuvvetli sünneti) özürsüz terk etmeyi âdet edinen kimse, itâb olunur. (Muhammed Es'ad)

Müstehâbı (Peygamber efendimizin, ömründe bir-iki kere işlediği hareketleri) terk edene azâb ve itâb olunmaz. (Kutbüddîn İznikî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 04:59   #4
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İ'TİKÂD (Îtikâd):

Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem), Allahü teâlâ tarafından, bildirdikleri şeylerin hepsine inanma veya inanılacak şeyler. (Bkz. Îmân)

Allahü teâlânın bildirdiği her din iki kısımdır. Biri, kalb ile inanılması lâzım olan bilgiler, diğeri beden ile veya kalb ile yapılacak ibâdet bilgileridir. Bunlardan îtikâd esasları her dinde aynıdır, dînin aslı ve temelidir. Din ağacının gövdesidir. Amel ise, ağacın dalları yaprakları gibidir. Her müslümanın önce îtikâdını düzeltmesi, Ehl-i sünnet vel-cemâat âlimlerinin bildirdikleri gibi inanması lâzımdır. Cehennem'in ebedî azâbından kurtulanlar ancak bu îtikâd üzere olanlardır. (İmâm-ı Rabbânî)

Müslümanların birinci vazîfesi, îtikâdı düzeltip, Ehl-i sünnet vel-cemâat âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak inanmaktır. İkinci olarak, fıkıh (İslâmiyet'in emir ve yasaklarla ilgili) bilgilerini öğrenip, her şeyi bu bilgiye göre yapmaktır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

İ'tikâdda Mezheb:

Îmân edilecek, inanılacak husûslarda tâbi olunan, uyulan yol.

Îtikâdda mezhebler, Ehl-i sünnet ve'l-cemâat ve Ehl-i bid'at mezhebleri olmak üzere iki kısma ayrılır. Her müslümanın, Ehl-i sünnetin iki îmâmından birine yâni Îmâm-ı Mâturîdî ve İmâm-ı Eş'arî mezheblerinden birine uyması lâzımdır. Îmânla ilgili bilgilerde bu iki imâmdan birine uymak insanı bid'at (bozuk) îtikâddan kurtarır. Çünkü Ehl-i sünnet âlimleri aklın ermediği bilgilerde yalnız Kur'ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uymuşlar, akıllarını yalnız bu ikisini anlamakta kullanmışlardır. (Muhammed Hâdimî, İmâm-ı Rabbânî)

Hanefî mezhebindekiler, îtikâdda Ebû Mansûr Mâturîdî hazretlerine tâbi olmuşlardır. Çünkü Ebû Mansûr Mâturîdî hazretleri, îtikâdî ve amelî hususlarda, İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe'nin mezhebindedir. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheblerinde bulunanlar, îtikâdda Ebü'l-Hasen Eş'arî hazretlerine tâbi olmuşlardır. Ebü'l-Hasen Eş'arî hazretleri, Şâfiî mezhebinde idi. (Taşköprüzâde)

Îtikâdda mezhebimiz olan Ehl-i sünnet vel-cemâat mezhebinden başka, yetmiş iki fırkanın inançları yanlıştır, bozuktur, Cehennem'e gideceklerdir. Çünkü îtikâd mezheblerinin yetmiş üçe ayrılacağını, bunlardan yalnız birinin doğru, diğerlerinin bozuk olacağını Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem haber vermiştir. Yanlış oldukları bildirilen yetmiş iki fırkaya bid'at (sapıklık) fırkaları denir. Bunların hiçbiri kâfir değildir. Hepsine müslüman denir. Fakat yetmiş iki mezhebden herhangi birinde bulunduğunu söyleyen bir kimse, Kur'ân-ı kerîmde veya hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş ve müslümanlar arasında yayılmış bilgilerden birine inanmazsa, kâfir olur. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî, İmâm-ı Rabbânî, Ahmed Tahtâvî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 05:00   #5
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İ'TİKÂF (Îtikâf):

İbâdet niyetiyle câmide bir müddet bulunmak. Îtikâf, nezr (adak) olursa vâcib, Ramazan ayının son on gününde sünnet, bunların dışında herhangi bir zamanda namaz kılmayı beklemek, göz-kulak günâh işlemesin niyetiyle mescidde bulunmak ise müstehâbdır (sevâbdır). Îtikâfa girene mü'tekif denir.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Mescidlerde îtikâfta bulunduğunuz zaman kadınlarınıza yaklaşmayın. (Bekara sûresi: 187)

Îtikâfta olan kimseye bütün sevâbları yapıyormuş gibi ecir (sevâb) verilir. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)

Allah için bir gün îtikâf yapmak, insanı Cehennem ateşinden uzaklaştırır. (Hadîs-i şerîf-Hakîm)

Peygamber efendimiz orucun farz kılınmasından sonra ömürlerinin sonuna kadar her Ramazanın son on gününde îtikâfta bulunmuşlardır. Bu, îtikâfın sünnet ile sâbit olmasının delîlidir. (M. Zihni Efendi)

Kadın, evinin mescidinde yâni namaz kılmak için ayırdığı bir odasında veya köşesinde îtikâf eder. Mescidde îtikâf etmez. (M. Zihni Efendi)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 05:00   #6
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İ'TİMÂD-I NEFS:

Nefse güvenmek, bir iş için lâzım olan çalışmaları ve sebeplere yapışmayı bırakarak o işi başarırım diye kendine güvenmek.

İslâm dîni, çalışmayı ve Allahü teâlâya tevekkül etmeyi (güvenmeyi) emr eder. Îtimâd-ı nefs, İslâmiyet'in emirlerine karşı gelmektir. Mantık ilmine de uygun olmayan îtimâd-ı nefs, egoistliğe (bencilliğe) ve kendini beğenmeye yol açar. "Başkasının yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu batman taşı sanır" atasözü, îtimâd-ı nefsin yanlış olduğunu göstermektedir. Hakîkî bir müslüman îtimâd-ı nefs yerine, elden geldiği kadar sebeplere yapıştıktan sonra Allahü teâlâya tevekkül eder, güvenir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

İslâm düşmanları, insan îtimâd-ı nefs etmeli diyor. Müslümanlar ise, yalnız Allah'a güvenmelidir diyor. İslâm düşmanları tevekküle (Allahü teâlâya güvenmeye) inanmadıklarından, tevekkülden alınan kuvvet ve cesâretin yerini boş bırakmamak için îtimâd-ı nefs sözüyle bu ihtiyâcı karşılamak zorunda kalmışlardır. (Mustafa Sabri)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 05:00   #7
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İTMİ'NÂN:

Huzûr, sükûn ve râhata kavuşma.

Kur'ân-ı kerîmde buyruldu ki:

Biliniz ki, kalbler yalnız Allahü teâlâyı zikretmekle itmi'nân bulur. (Ra'd sûresi: 30)

Kalbin itmi'nânının alâmeti, dînin emir ve yasaklarına tam uymaktır. (Hâcı Dost Muhammed)

İtmi'nân hâsıl olunca, nefste hiç azgınlık ve taşkınlık bulmuyorum. Şerîate tam uyduğunu görüyorum. Öyle ki, nefs, mâsivâyı (Allahü teâlâdan başkasını) tamâmen unutmuş olan kalb gibi olmakta, Allah'tan başka hiçbir şeyi görmez ve bilmez bir hâle gelmektedir. (İmâm-ı Rabbânî)

Kalbin itmi'nânı zikr iledir. (İmâm-ı Rabbânî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 05:00   #8
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İTTİBÂ:

Tâbi olma, bağlanma, uyma.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Ey sevgili Peygamberim!Onlara de ki; eğer Allahü teâlâyı seviyorsanız ve Allahü teâlânın da sizi sevmesini istiyorsanız, bana ittibâ ediniz! Allahü teâlâ, bana ittibâ edenleri sever. (Âl-i İmrân sûresi: 31)

Yâ Rabbî! Bize hakkı hak olarak göster ve ona ittibâ ile bizi rızıklandır. Bâtılı da bâtıl olarak göster ve ondan kaçınmakla bizi rızıklandır. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)

Peygamber efendimize ittibânın ufak bir zerresi, bütün dünyâ lezzetlerinden ve bütün âhiret nîmetlerinden daha üstündür. Hakîkî üstünlük; O'nun sünnet-i seniyyesine ittibâ etmektir. (Ahmed Fârûkî)

Mezheb imâmlarına tâbî olmak, onları taklîd etmek demek; onların kendi emirlerini yapmak demek değildir. Onların Kitâb'dan (Kur'ân-ı kerîmden) ve Sünnet'ten (hadîs-i şerîflerden) bildirdiklerine ittibâ etmektir. (Abdülvehhâb-ı Şârânî)

Dört hak (doğru) mezhebden birine ittibâ etmeyen kimse, Ehl-i sünnetten (Resûlullah efendimiz ve dört halîfesinin yolundan) ayrılmış olur. (Ahmed Tahtâvî)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 05:01   #9
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İTTİHÂD:

Birleşme.

Allahü teâlâ hiçbir şeyle ittihâd etmez. Hiçbir şey de O'nunla ittihâd etmez. (İmâm-ı Rabbânî)

Her şeyden, her mahlûktan, Allahü teâlâya giden bir yol vardır. Çünkü, her mahlûkun (yaratılmışın) kendisi ve sıfatları (özellikleri) Allahü teâlânın kudretinin eseridir. Bu eserlerin sâhibini bulan uyanık bir kimse, o gizli yolu ve mânevî bağı görür, anlar. Eşyânın Allahü teâlâya delâlet etmesi, O'nu göstermesi için O'nunla ittihâd etmesi lâzım gelmez. Duman ateşi haber verir ise de ateşle bir birleşmesi yoktur (o, ateşten tamâmen ayrı bir şeydir. (İmâm-ı Rabbânî)
dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-21-2008, 05:01   #10
Kullanıcı Adı
dildade
Standart Dini Terimler Sözlüğü (İ)
İTTİKÂ:

Allahü teâlâdan korkma, haramlardan, günâhlardan sakınma. (Bkz. Takvâ)

Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:

Küçük hatâlar müstesnâ günâhların büyüklerinden ve fuhşiyattan kaçınanlara gelince; muhakkak Rabbin mağfireti bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve annelerinizin karnında ceninler iken sizi (bütün hâllerinizi) en iyi bilendir. O hâlde kendinizi temize çıkarmayın. O, ittikâ edenleri en iyi bilendir. (Necm sûresi: 32)

Ey âdemoğulları! Size aranızdan âyetlerimi anlatacak peygamberler gelir de kim ittikâ eder de hâlini ıslâh ederse, onlara hiçbir korku yoktur. Onlar mahzûn da olmayacaklardır. (A'râf sûresi: 35)

Haramlardan ittikâ eden, hayvanlara zulmetmeyen, ücretsiz bir iş yaptırmayan ve herkesin elindekini onun helâl mülkü bilen kimse takvâ sâhibi (haramlardan kaçınmış) olur. (İbn-i Âbidîn)

dildade isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi