12-09-2007, 23:02 | #11 |
Dinimizi gerçekten ne kadar biliyoruz ?
İmamı Şafii hazretleri buyuruyorki olmazya farzı mahal kuranı kerim eğer kaybolmuş olsaydı bu vel asr suresi bütün Kur’anı anlatmaya yeterli olurdu;
Ve yine istiklal marşımızın yazarı olan merhum Mehmet Akif Ersoy diyorki ,Allahın 99 ismi var en başında hak ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak, hani ashabı kiram biribirlerinden ayrılırlarken velasr suresini okurlarmış bu neden çünki esrarı felah gizlidir o surede (yani kurtuluşun sırları gizlidir demiş oluyor ) -103/VEL ASR-1: Vel asr(asri). Asra yemin olsun -103/VEL ASR-2: İnnel insâne le fî husr(husrin). Muhakkak ki; insanlar, hüsrandadırlar, (mutlaka hüsrandadırlar) Burada hüsranın ne olduğunu ve ne anlama geldiğini anlamak için mü’minun suresinin 102 ve 103. ayetlerine bakıyoruz beraberce -23/MU'MİNUN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne). O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar felaha erenlerdir. -23/MU'MİNUN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne). Ve kimin mizanı (sevap tartıları), hafif gelirse işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır. Burada insanların iki guruba ayrıldıklarını görüyoruz yani Allaha ulaşmayı dileyip felaha ulaşanlar ve Allaha ulaşmayı dilemeyip nefislerini hüsrana düşürmüş olanlar öyleyse neden Allaha ulaşmayı dilemeyip hürana düşenlerdir, cevap kuranı kerimde net bir şekilde geliyor işte yunus suresinin 45. ayetikerimesi -10/YUNUS-45: Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne). Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrana düştüler (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimse(ler) olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar). Burada bir ayet daha geliyor ve konu kesin olarak açıklığa kavuşuyor yunus suresinin 7 ve 8. ayetlerine göre insanlar Allaha ulaşmayı dilemedikleri için cehenneme gidiyorlar. -10/YUNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. -10/YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir). ......hüsranda kalmanın Allaha ulaşmayı dilememekle eşdeğer olması sebebiyle Allah’a ulaşmayı dilemeyen insanların hüsranda oldukları için cehenneme gidecekleri sonucuna ulaştık bu dersimizde ise cehenneme giden insanlara Kuranı Kerim’in verdiği diğer isimleri inceleyeceğiz . Bu insanlar, 1-Şirktedirler; 2-Takva sahibi değillerdir; 3-Fırkalara ayrılmışlardır; 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın. 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyeâ(şiyean), kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar. 4-Amelleri boşa gitmiştir: 18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen). De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?” 18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an). Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar. 18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen). İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız. 5 -Allahın kulu değillerdir: 39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi). Onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinab ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele! Bu insanlar, 6-Hüsrandadırlar; 10/YUNUS-45: Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne). Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrana düştüler (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimse(ler) olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar). ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 7-Küfürdedirler; BAKARA 6, 7: İnnellezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu'minûn(yu'minûne). Hatemallâhu alâ kulûbihim ve alâ sem'ıhim, ve alâ ebsârihim gışâveh(gışâvetun), ve le hum azâbun azîm(azîmun). Onlar muhakkak ki kâfirdirler. Onları ikaz etsen de, etmesen de (onlar için) eşittir (birdir). Îmân etmezler. Allah onların kalpleri üzerine (kalplerindeki rahmet kapısının üzerine) ve (kalplerindeki) işitme (sem'î) hassasının üzerine mühür vurdu (mühürledi). (Ve kalplerindeki) görme (basar) hassasının üzerine GIŞAVET (adlı) bir perde (çekti). Onlar için azîm (büyük) bir azap (var). ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 8,9- Allah’ın Ayetlerinden Gafildirler ve Gidecekleri Yer Ateştir; 10/YUNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki; onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. 10/YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir). ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 10-Allah’ın Dostu Değillerdir; BAKARA – 257 Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri) , vellezîne keferû evliyâuhumut tagûtu yuhricûnehum minen nûri ilaz zulumât(zulumâti) , ulâike ashâbun nâr(nâri) , hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) . Allah, îmân eden o kimselerin dostu (ve yardımcısı) dır. Onları (onların nefslerinin kalplerini) zulümattan nura çıkarır. O kâfir kimseler ki; onlar tagutun (şeytanın) dostlarıdır. Onlar (onların nefslerinin kalpleri) nurdan zulümata çıkarılırlar. İşte onlar, ateş halkıdır. Onlar, orada ebedî kalıcıdırlar. Allah amenu olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur. Tagutun dostları ise kafirler olduğuna göre amenu olanlar müminlerdir. Allah'a ulaşmayı dilemeyen Tagut'un dostları ise kâfirlerdir. Yani mü'min değildirler. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 11-Dalalettedirler; RAD – 27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşau ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe). Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Allah dilediği kimseyi dalalette bırakır ve O'na yönelen (ulaşmayı dileyen) kimseyi kendisine ulaştırır (hidayete erdirir).” ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 12-Mümin Değillerdir; SEBE – 20 Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mû'minîn(mû'minîne) Şeytan, insanlar üzerindeki vaadini yerine getirdi. Mü'minlerden ibaret bir tek fırka hariç hepsi, iblise tâbî oldular. EN'AM – 153 Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu) , ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi) , zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne) . Ve muhakkak ki; bu, benim sırat-ı müstakîmimdir. (fırkalara ayrılmayanların tek yolu olan Sırat-ı Müstakîmdir) . Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o (tâbi olduğunuz) yollar sizi, onun (Allah'ın) yolundan ayırır (fırkalara ayrılmış olursunuz) . İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti) . Böylece takva sahibi olursunuz |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|