Adamlar yıllardır bekliyorlar okulları açılsın diye, bir tek bizim hükümetin "he" demesine bakıyor bu iş ki patrik yukarıdaki sözü ile de hemen bu iş artık hallolabilir, zorluk çıkarmayacağız, biz zaten hazırız demeye getiriyor.

Eyvallah dinimizden, medeniyetimizden elbette taviz verilmeyecektir ama bizim medeniyetimizin kökleri de tasavvufa dayanır o yüzden sırf karşı tarafı kötüleyip kendimiz ak, pak, saf görmek de pek cahilce olur. Kendini bilen rabbini bilir. Herkes bize düşman, bize düşman olan herkes kötüdür ve biz iyiyiz mantığı ile yol alınmaz. Eğer Yunan fanatiklerinin, milliyetçilerinin yorumları okunursa aynı zihniyet onlarda da görülecektir. Onlar da bizi sinsi planlar yapıyor olarak görüyor.

Bu forum AK Parti forumu, forum herkese açık, elbette her görüş olacaktır fakat forumun kendisi ve partinin kendisi böyle değildir, uçlarda olan partilerin nerelerde olduğunu görüyoruz.

AK Parti ağırbaşlı ve gerçekçidir!

Bu haber eksik, gerisini ben tamamlayacağım..

Diyanet'ten Patrikhane'ye ziyaret
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Fener Rum Patriği Bartholomeos'u ziyaret etti.

AA




İstanbul- Görmez'in, Balat'taki Fener Rum Patrikhanesi'ndeki ziyareti 1 saat 45 dakika sürdü. Görmez ile Fener Rum Patriği Bartholomeos yaptıkları açıklamaların ardından patrikhane bahçesindeki Aya Yorgi Kilisesi'ne geçtiler.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez gerçekleşen ziyareti yerli ve yabancı birçok basın kuruluşu izledi.



Ziyaretin gündemi

Görmez ve Bartholomeos, baş başa olan görüşmelerinde Nijerya'da yaşanan olaylar karşısında duydukları rahatsızlığı karşılıklı olarak dile getirdi.

Görmez, Batı Trakya'daki Müslüman azınlığın yaşadığı problemleri anlatırken, Bartholomeos, orada sorunların çözümünden yana olduğunu, Batı Trakya'daki Müslüman azınlığa destek verdiğini ama kendisinin yaptırım gücünün olmadığını söyledi.

Sorunu Yunanlı siyasetçilerin çözmesi gerektiğini kaydeden Bartholomeos, bu konuda gerekli girişimlerde bulunduğunu belirtti.

Bartholomeos, Atina'ya yapılacak camiyi de desteklediğini, bunda bir sakınca görmediğini kaydetti.


Görmez'in açıklaması

Buluşmanın ardından Diyanet İşleri Başkanı Görmez şunları söyledi:

''Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye'de yaşayan gayrimüslim vatandaşlarımızı ülkemizin asli bir unsuru olarak görüyoruz. Din özgürlükleri konusunda, inanç özgürlüğü konusunda, eğitim özgürlüğü konusunda, mabed masumiyeti konusunda kendimiz için hangi hakları istiyorsak, onların da aynı haklara sahip olmasını, sadece ülkemizde değil, bütün dünyada her kimliği taşıyan, her dine inanan insanın özgürce kendi inancının gereklerini, ibadetlerini ve inancına uygun olarak eğitimini çocuklarına vermesini, aynı zamanda din adamları yetiştirmesini, onların bir hakkı olduğunu düşünüyoruz.

Bu ülkede herhangi bir dini topluluğun kendi din adamlarını yetiştirmek için başka ülkelere muhtaç olması, bu ülkenin büyüklüğüne yakışmıyor. Elbette tarihte, tarih boyunca var olduğu gibi aynı şekilde yine kanun ve mevzuat çerçevesinde varlığını idame ettirmesinin, bu ülkenin büyüklüğüne yakıştığını ifade etmek istiyorum"



Ruhban Okulu konusu

Patrik Bartholomeos ise şöyle konuştu:

"Hükümetimiz Ruhban Okulu konusuna müspet yaklaşıyor. Öyle inanmak istiyoruz. Bugüne kadar bize hep umut verildi ama açmak mümkün olmadı. Altyapımız hazır. Bize bugün izin çıkarsa biz yarın hizmete sokabiliriz. Medyanın bu olaya ilgisi için çok teşekkür ederiz. Bizi gerçekten duygulandırıyorsunuz"
5 Temmuz 2012

.

Ben bir tek kendi dinimi tanırım başkasını tanımam

Buna dinî yorumlar katmak gereksiz.
Bu tamamen siyasettir ve bu siyasetin adı da: OSMANLI HOŞGÖRÜSÜDÜR!
Dışişleri bakanı nasıl bir OSMANLI gibi davranıyorsa, Diyanet işleri başkanı da bir OSMANLI gibi davranıyor.
Bizim medeniyetimiz, kültürümüz, ecdadımız Emeviler ya da başka ırkçı devletler değil ki! Bizim ecdadımız ne mutlu ki OSMANLIDIR!
Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u aldığında Rumlara dinî özgürlüklerini vermiş ve Ermeniler için de İstanbul'da bir patrikhane açmıştır!
AK PARTİ döneminde de gayri müslimler görmedikleri hoşgörüyü görmüşlerdir! Rumlar bile vaktinde DP'ye oy veriyorlardı CHP'den bıktıkları için!

Fatih Ermenilere İstanbul'da papaz okulu değil koskoca bir PATRİKHANE açmıştı! O zaman ki gavurlar ile şimdi ki gavurlar başka mı? Biz Müslümanlar da Hristiyan ve Yahudilerin anlayışı yok çok şükür ki çünkü biz gayri müslimlere kâfir değil önce insan olarak bakarız. Bu yüzden İspanya zulmünden kaçan Yahudileri ülkemize kabul etmiştik. Gayri müslim düşmanlığı biz de İslam düşmanlığı ile başlamıştır yani CHP ile yani Kemalist sistem ile! Muhafazakarlar başa geçince muhafazakar olan diğer inançtaki insanlar da rahatlamıştır! Bu bir gerçektir! Gayrimüslimlerden muhafazakar olanlara ayrı bir saygımız var. Osmanlı Yunanistan'ı aldığında manastıra çekilmiş olan ve züht hayatı yaşayan keşişlere saygısından dokunmamıştı.

Muhammedî muhabbetin eksikliği insanlara muhabbetle değil düşmanca baktırır! Ve zaten direk önyargılı olarak düşman diye etiketlediğinde zaten o düşmandır artık senin için, ne yapsa yaranamaz sana yani senin kibrine!

Yönetemeyen aptallar ya yasak getirir ya da özgürlük verir ama kontrol etmeden!

Sultan II. Abdülhamid Han tam bir deha idi! Kiliselere özgürlük veriyordu fakat Bulgar ve Rum kiliselerinin aralarını açarak bir olmalarını engelliyordu. İttihatçılar başa geçince bunları bıraktılar çünkü darbe yapmışlardı ve asıl politikamızdan habersizlerdi fakat daha sonra bunlar bir olup isyan ettiler ve sonrasını herkes biliyor.

Siyonizmin varlığı bir gerçek fakat hepsini kafir diye düşman göremeyiz. Bu vicdansızlık, adaletsizlik olur. Müslüman yönetici adaleti ve vicdanı getirmekle yükümlüdür. Laiklikten daha laiktir, özgürlükçüdür İslam şeriatı. İran'daki İsrail karşıtı Ortodoks Yahudileri de düşünmek de yarar var. Ama kimse de demiyor ki onlar Müslimdir diye.

İlk cümlenize değil de bu cümlenize katılıyorum. Yani tam olarak elbette güvenilemez. Ama güvenmemek demek özgürlük vermemek demek değildir ki, özgürlükleri verilir ama devlet kontrolünde kalır ki normali de bu, sonuç itibari ile bu okul Yunanistan'da değil Türkiye'de...

Osmanlı'da ilk yahudi siyonist Yasef Nassi'dir.Bunun gizli bir siyonist olduğunu Kanuni Sultan Süleyman bilseydi kellesini vururdu.O zaman ki yahudilerin hali pek içler acısıydı.Zamanla yahudi göçleriosmanlı topraklarına gelince bunlar Osmanlı'ya faydaları olduysa da asırlar geçtikçe Osmanlı'yı zarara sokmuşlardır.Sonradan bildiğiniz gibi Osmanlı'yı hem içeriden hem dışarıdan yıkmışlardır.Bunlara yüz verilirse olacağı da budur.Osmanlı bunlara karşı hep iyi niyetli olduğu için kaybetmiştir.Bunlara karşı en çetin mücadeleyi yapan II.Sultan Abdulhamid olmuştur.

Yahudi Yasef Nassi hakkında geniş bilgi için linki tıklayınız..

YASEF NASSİ

Benim farkındalık yaratmaya çalıştığım konu siyonistleri ve siyonist liderleri bir kenara koymak ve siyasi mücadeleyi onlarla yapmak fakat normal gayrimüslim vatandaşları ve onların haklarını da vicdanen başka bir yere koymak çünkü sonuç itibari ile onlar Yunanistan vatandaşı değil Türkiye vatandaşıdır, eskiden de Osmanlıydılar. Onlara sahip çıkan bu ülkenin hükümetidir ve ecdadı örnek alan hükümetimiz de ne yaptığını gayet iyi biliyor. Asıl siyonist olan İsrail'e nasıl karşı çıktığı malum. Ve normal gayrimüslim yerlilerimize de nasıl hoşgörü ile davrandığı da malum. İsrail'e ve bizi soykırım ile suçlayan Ermenilere taviz yok fakat yerlilere adaletle hükmetmek mecburiyetindedir hükümet.

Sonuç itibari ile bu hükümetin yaptıklarını beğeniyorum. Maşallah güzel gidiyor.