Diyanet İşleri Başkanlığı, TÜSİAD'ın "Diyanet'ten başka kurumlara geçiş yapılıyor" tarzındaki eleştirilerine Diyanet tarihinde görülmemiş sertlikte yanıt verdi.
“FARKLI KURUMLARA GEÇEN DİN GÖREVLİLERİMİZİ KİMSE MİLİTAN KİŞİLER OLARAK GÖREMEZ

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, TÜSİAD'ın geçen ay devletteki kadrolaşmalara örnek olarak yaptığı "Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden devletin başka kurumlarına geçiş yapılıyor" eleştirisine Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu yanıt verdi. Bardakoğlu, farklı kurumlara geçen kişileri kimsenin militan olarak görmemesi gerektiğini belirterek, “Onlar da herkes kadar vatanına, cumhuriyetine, milletine bağlıdır” dedi.

Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolasıyla Kocatepe Camii Konferans Salonu’ndaki toplantıda konuşan Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan diğer kurumlara geçiş yapan Diyanet İşleri mensuplarının kimse tarafından militan olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Bardakoğlu, “Onlar da herkes kadar vatanına, cumhuriyetine, milletine bağlıdır. Ama istiyoruz ki kimse başka kurumlara geçmesin. İnsanları din konusunda aydınlatmayı bir imtiyaz olarak görsün. Din, herkese ve kendimize karşı dürüst olmayı ödev olarak veriyor” dedi.

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Antakya'da bir toplantıda yaptığı açıklamada, devletteki kadrolaşmayı eleştirmiş, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "transit geçiş merkezi" olduğunu, üzerinden son beş yılda bin 850 kişinin başka kurumlara geçtiğini söylemişti.

-"DİN ADAMLARI DA KUSURLU OLABİLİR"-

Bardakoğlu, din görevlilerinin yeterli maddi ve fiziki gücü olmadığını belirterek, bazı iyileştirmeler yapılması gerektiğini ifade etti.
Bardakoğlu her kurumda olduğu gibi zaman zaman Diyanet’te de hizmet kusuru olduğunu belirterek 80 bin din görevlisi olarak hizmet kusurlarını en aza indirmeye çalıştıklarını, güler yüzlü olmaya gayret ettiklerini kaydetti. Bardakoğlu, din görevlilerinin eğitim seviyesinin yükseltilmesini istediklerini belirterek, Diyanet içerisindeki 80 bin personelin sadece yüzde 10’unun İlahiyat Fakültesi mezunu olduğunu bildirdi.
“21’inci yüzyıla böyle bir tabloyla çıkıyoruz. Din hepimizin ortak bağıdır. Bu yıpranırsa ortak bağımız çürür, toplumsal bütünlüğümüz tehlikeye girer. Biz din görevlimizi nasıl eğitiriz diye düşünüyoruz” diyen Bardakoğlu, diplomayla yetinmediklerini kaydetti.

-"MEDYA VE DİN"-

Bardakoğlu din konusunun medyada mutlaka yer alması gerektiğini ifade ederken bunun yerinde olması, toplumun ihtiyaçlarına çözüm getirmesi gerektiğini söyledi.
Bardakoğlu, “Ele alınan konular bilimsellikten uzak olmamalı. Kişisel kanaatler dini bilgi olarak sunulmamalı. Cumhuriyet kurumu olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’yla gurur duyuyorum. Biz örnek ve özgünlük arz eden bir kurumuz” dedi. Bardakoğlu din alanındaki tartışmaların ahlaki de olması gerektiğini söylerken, “Biz kimseyi kırmamaya özen gösteriyoruz ama itibarımıza da düşkünüz” dedi.

-ÖDÜL TÖRENİ-

Törende daha sonra 2007 yılı hafızlık final yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Birinciye, 5 bin YTL karşılığı 26 adet Cumhuriyet altını, ikinciye 4 bin YTL karşılığı 20 adet Cumhuriyet altını ve bir adat yarım altın, üçüncüye 3 bin YTL karşılığı 15 adet Cumhuriyet altını ve bir adet yarım altın verilirken, ödül masraflarının Türkiye Diyanet Vakfı tarafından verildiği açıklandı.

aktifhaber

gerçekten de militan gibi görüyorlar...çetele tutuyorlar...kaç imamhatipli nereye girdi kaç ilahiyatlı nereye yükseldi....sanki vasıfsızmışlar da sırf mezun oldukları yerden dolayı işe layık görülmüşler.....

Gerçekten de bazı kesimler din görevlilerini imam hatip mezunlarını ilahiyatçıları terörist gibi görüyor... Sezeri hatırlıyorum ilahiyatçılar polis olacak diye emniyete 30 000 polis alımını veto etmişti..

Diyanetin gerçekten bazen böyle açıklamalar yapması gerekiyor..bazılarına ağzının payını alması gerekir....

parası olan ötüyorr oh yan gel keyfim yat ;)

hehehehe