![]() |
#1 |
![]() Diyarbakır'da Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu, madde bağımlısı 400 gencin ailesiyle görüşerek çarpıcı bir rapor hazırladı. Valilik, Emniyet ve Sosyal Hizmetler'in de aralarında bulunduğu 17 kurumun verilerini de inceleyen komisyon, uyuşturucu kullanılan bölgelerde daha çok olay çıktığını belirledi. Raporda, gençlerin madde kullanımı ve satışında birinci derecede etkili olan faktörün sanılanın aksine 'göç' değil, 'yoksulluk ve terör faaliyetleri' olduğu vurgulandı. Aralarında akademisyen, avukat, psikolog ve halkla ilişkiler uzmanının bulunduğu Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu'nca hazırlanan rapor, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve bakanlıklara gönderildi. Raporda, terör örgütü faaliyetlerinin yoğun olduğu Kaynartepe, 5 Nisan, Dicle ve Ferit Köşk gibi mahallelerde uyuşturucu kullanımı ve satıcılığının had safhada olduğuna dikkat çekildi. Diyarbakır'da uyuşturucudan son iki yılda 3 bin 153 kişi hakkında işlem yapıldığının belirtildiği raporda denetimli serbestlik verilerine de yer verildi. Buna göre son üç yılda 342'si çocuk toplam 2 bin 512 kişi madde bağımlılığı sebebiyle denetimli serbestliğe tabi tutularak kayıt altına alındı. Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde madde bağımlıları için bir tedavi merkezi bulunduğu fakat bu merkezin nitelikli eleman yetersizliği ve yatak sayısının az olması sebebiyle tedaviye cevap veremediği kaydedildi. Komisyon, madde bağımlısı gençlerin aileleriyle de görüşerek rapora ekledi. Raporda yer verilen Bağlar ilçesinde yaşanan iki olay, uyuşturucu kullanımının vahametini gözler önüne seriyor: "11 yaşındaki ilköğretim öğrencisi kız çocuğunun, okul önündeki zehir tacirlerinden edindiği uyuşturucuyla bağımlı hale geldiği belirlenmiştir. Zaman içinde maddeye ulaşamayan çocuk, evden kaçıp satıcılarının yoğun olarak bulunduğu Diyarbakır surları çevresine gitmiş ve 3 gün sonra aşırı dozda uyuşturucudan baygın halde bulunmuştur. Mardinkapı semtinde ise 12 yaşındaki kız çocuğunun madde bağımlısı olduğu, çocuklarının defalarca evden kaçması durumuyla baş edemeyen ana-babanın son çare olarak çocuğu bir odaya zincirleyerek bağladığı tespit edilmiştir." Raporun son bölümü önerilere ayrıldı. Tavsiyeler özetle şöyle: "Uyuşturucu ve tedavisiyle ilgili ailelere eğitim verilmeli. Çocukların boş zamanları çok iyi değerlendirmeli. Gençler, 'hayır' deme becerisi, kendini tanıma, karar verme, iletişim ve risk analizleri konularında bilgilendirilmeli. Öğrencilere spor, kurs ve diğer sosyal faaliyetleri sunulmalı. Uyuşturucudan beslenen suç örgütleri belirlenmeli ve bunlara karşı ciddi önlemler alınmalı. Zaman
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|