Dizilerin diliyle Güneydoğu! { Mutlaka Okunmalı } - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**tayyipleyiz** · 07-09-2008, 03:32

Dizilerin diliyle Güneydoğu!

Töre cinayetlerinin işlendiği "Yaralı Yürek" adlı dizi yayınlandığında yöre halkı tarafından tepki görmüş, hatta Şubat 2007'de çekim sırasında ekip saldırıya uğramıştı.

Tepkinin sebebi sadece dizide töre baskısı dolayısıyla intihar eden bir kıza özenen 12 yaşındaki Hatice Demir'in intiharı değil, bölge halkının tarih öncesi çağlarda yaşayan vahşi insanlar güruhu olarak anlatılmasıydı. Ölen küçük Hatice'nin amcası Cuma Demir, "Devamlı dizilerde Güneydoğu suçlanıyor, töre cinayetleriyle aşağılanıyoruz" diyordu.

Mardin-Midyat yöresinde çevrilen diziler de öyle. Özellikle geniş bir kitle tarafından izlenen "Aşka Sürgün" ve "Sıla" adlı diziler, işin tadını kaçırdılar. "Sıla" dizisinin yönetmeni ve fikir annesi Gül Oğuz, "feminist" olmayıp "hümanist" olduğunu söylüyor, ama gerektiğinde hakikati tahrif ve suistimal etmekten çekinmediğini de belirtiyor. Hanımefendi, bu tür dizilere "Demek töre işi tutuyor diye başlıyor herkes" diyor. (Günaydın, 25 Mart 2007)

Mesela, ailesinin vermek istemediği erkek, kızı telefonla arar ve kız o esnada "suçüstü" yakalanır, sırf bu "suç"tan dolayı aile (kabile-aşiret) meclisinin kararıyla -ve elbette töre gereği- kızın öldürülmesi hükme bağlanır, zavallı kızcağız ağabeyleri tarafından hunharca öldürülür.

Sizce bu kararı veren ve infaz edenler "insan" olabilir mi? Bunu sahiden emreden bir töre, din, gelenek, âdet, vicdan, örf, teamül var mı? Böyle şey olabilir mi? Ama dizide oluyor. Oluyorsa, bunun anlamı şudur: Güneydoğu'da yaşayan insanlar (elbette Kürtler ve Araplar) tarih-öncesi (Pre-historik) zamanlarda yaşıyor. Töre cinayetleri kaba, baskıcı, kadın düşmanı, ataerkil, vahşi/geri bir kültürün 21. yüzyılın kalbinde devam eden tezahürleri. Bu insan güruhu bir "toplum" değil, vahşiler-barbarlar sürüsü, bunlar insan olamazlar. Anlaşılan bunlar medenileşemiyorlar, insan olamıyorlar, çünkü bu hordalarda genetik bir sorun var. O halde kafalarına vura vura modernleştirmek lazım. Bunlar kültürden, şehirden, demokrasiden ne anlar! Ne demişti şarkıcı Demet Akalın, bütün Diyarbakırlılara "Dağdan mı geldiniz, Diyarbakır'dan mı? Moron moron bakıyorsunuz!". Pekiyi bu insanların siyasi tercihleri, oyları bir kıymet ifade eder mi? Etmez. O halde demokrasi de gerekmez!

İkinci tür diziler "siyasi-güvenlik temalı" olanlar. Bu dizilerde yine "uyuşturucu, silah kaçakçılığı, yasadışı faaliyetler, terör, PKK eylemleri, devlet içi çatışmalar, Kürt sorunu, Güneydoğu'nun ekonomik yoksulluğu" konuları üzerinden şu mesajlar veriliyor: Bu bölgede vahşi insanlar yaşıyor. Para veya örgüt bağlantısı dolayısıyla, mesela sekiz aylık hamile bir kadını sadece Türk olduğu için vahşice öldürüyorlar. Örgütle ilişkili bir Kürt doktor, Türk hastasını zehirleyebiliyor. Bir köyün imamı da muhtarı da gizli örgüt elemanı, bölgeyi aydınlatmak üzere oraya giden öğretmenleri, doktorları acımasızca katlediyorlar. Bu tiplerin ne insafı var ne ruhi hassasiyetleri. Münferit olaylar bölge halkına genelleştiriliyor.

Tabii ki, hikâyenin tek bir anlatımı veriliyor. Yakılan ve boşaltılan köyler, dışkı yedirilen insanlar, tecavüze uğrayan insanlar, ani gece baskınları, yüz binlerce insanın maruz kaldığı işkence olayları, Diyarbakır Cezaevi, sefalet, üç milyon insanın göçe zorlanması, şehrin varoşlarında 70 metrekarelik evlerde 7 ailenin balık istifi yaşamaya zorlanması anlatılmıyor. Bu tür dizilerde de Kürt sorunu; "terör, uyuşturucu, kaçakçılık, uluslararası servisler ve vahşet"le özdeşleştirilerek anlatılıyor ki, dolaylı olarak seyircilerin, yani Türk kamuoyunun bilinç altına maalesef nefret, ötekileştirme ve ırkçılık zerkediliyor.

Oysa 17. Abant Toplantısı'nda meselenin hiç de öyle olmadığı açıkça ortaya kondu. Bir de bölgeden anlatılan hikâyeleri dinleyenler gözyaşlarını tutamadı ve Sonuç Bildirisi'nde "Çözüm dilinin oluşmasında medyanın sorumluluğu, hassasiyeti ve üslubu çok önemli katkı sağlayacaktır" ifadesine yer verildi. İnşallah dizi yapımcıları ve TV yöneticileri bölgeyi maruz bıraktıkları bu oryantalist saldırılara bir son verirler.

ALİ BULAÇ

**ümitli_bekleyis** · 07-09-2008, 03:41

Ülke birliğini , sorumluluk bilinciyle yaptığı yayının ülkeye sağlayacağı katkıyı düşünmek yerine çıkarlarını, reytingini ön plana alırsa olacağı budur.. Herkes üzerine düşen görevi , hizmeti en iyi, en faydalı şekilde yapmış olsa şu an Doğudaki çocuklarımız ile Batıdakiler arasında "Gönül Köprüsü " kurmamıza gerek kalmazdı.O köprü zaten varolan ve tehditlere boyun eğmeyen bir yapıda olurdu. Ne yazık ki olan ile olması gereken arasında hala katetmemiz gereken yol var. Giriştiğimiz çabalar, gayretler sonucunu en güzel şekilde verecektir İnşaAllah ...

Teşekkürler paylaştığınız için ...

**tayyipleyiz** · 07-09-2008, 03:43

Tebrik ederim, yorumunuz için minnet olsun. (+)

**haritaci70** · 07-09-2008, 03:56

Az işim vardı ancak okuyavildim :D :D :D

Ülke gerçeklerini anlatması gereken kamuoyunu bilgilendirmesi gereken medya , malesef bu işi artık çığrından çıkarttı. Özellikle kartel medyası olayı iyice abarttı. Sonu nereye gidecek bu işin hiç bilmiyorum ... Ama hayırlısı olur inşalah.. Allahım sen bizleri doğru yolundan ayırma. Amin

**tayyipleyiz** · 07-09-2008, 15:24

Amin!

**cilveloy** · 10-31-2008, 10:52

bazı gercekler bi şekilde tabi ki gün yüzüne cıkarılmalı lakin bu gercekleri sırf reyting yapabilmek için ve bundan cıkar elde etmek için bazı insanları rencide edici hareketlerde bulunup bulunmadıgından emin olmak lazım ki fayda saglamak sa amac öncelikle bu faydanın faydadan ziyade zarar ve bir kinleşme getirebileceginide göz önünde bulundurmak gerekli gerek Türk gerek Kürt unutmamalı unutulmamalı bu vatan bizm bu vatan hepmizin birimize gelecek bir zarar hepimizedir aslında ..

**ALmi´** · 01-21-2010, 21:01

Kürt ile Pkk ayırımını, Güneydoğunun özellikle de köylerinde yaşananları en iyi anlatan tek bir dizi var.O da 'Tek Türkiye'..
Geriye kalan diziler hikaye..

**kadir99** · 02-20-2010, 19:02

tek amaçları iki ayrı düşünce varmış gibi göstermek iki ayrı millet farkı yaratmak gerçekten çok yazık bu işin birde diğer kısmına baktığınızda o kişileri kotuleyerek para kazanıyorlar onlar için ballı kaymak gibi bir sey fakat birilerinin buna dur demesi lazım.

**Muhammed24** · 03-27-2017, 12:14

Tebrik ederim..

07-09-2008, 03:32	#1
Kullanıcı Adı tayyipleyiz	Dizilerin diliyle Güneydoğu! { Mutlaka Okunmalı } Dizilerin diliyle Güneydoğu! Töre cinayetlerinin işlendiği "Yaralı Yürek" adlı dizi yayınlandığında yöre halkı tarafından tepki görmüş, hatta Şubat 2007'de çekim sırasında ekip saldırıya uğramıştı. Tepkinin sebebi sadece dizide töre baskısı dolayısıyla intihar eden bir kıza özenen 12 yaşındaki Hatice Demir'in intiharı değil, bölge halkının tarih öncesi çağlarda yaşayan vahşi insanlar güruhu olarak anlatılmasıydı. Ölen küçük Hatice'nin amcası Cuma Demir, "Devamlı dizilerde Güneydoğu suçlanıyor, töre cinayetleriyle aşağılanıyoruz" diyordu. Mardin-Midyat yöresinde çevrilen diziler de öyle. Özellikle geniş bir kitle tarafından izlenen "Aşka Sürgün" ve "Sıla" adlı diziler, işin tadını kaçırdılar. "Sıla" dizisinin yönetmeni ve fikir annesi Gül Oğuz, "feminist" olmayıp "hümanist" olduğunu söylüyor, ama gerektiğinde hakikati tahrif ve suistimal etmekten çekinmediğini de belirtiyor. Hanımefendi, bu tür dizilere "Demek töre işi tutuyor diye başlıyor herkes" diyor. (Günaydın, 25 Mart 2007) Mesela, ailesinin vermek istemediği erkek, kızı telefonla arar ve kız o esnada "suçüstü" yakalanır, sırf bu "suç"tan dolayı aile (kabile-aşiret) meclisinin kararıyla -ve elbette töre gereği- kızın öldürülmesi hükme bağlanır, zavallı kızcağız ağabeyleri tarafından hunharca öldürülür. Sizce bu kararı veren ve infaz edenler "insan" olabilir mi? Bunu sahiden emreden bir töre, din, gelenek, âdet, vicdan, örf, teamül var mı? Böyle şey olabilir mi? Ama dizide oluyor. Oluyorsa, bunun anlamı şudur: Güneydoğu'da yaşayan insanlar (elbette Kürtler ve Araplar) tarih-öncesi (Pre-historik) zamanlarda yaşıyor. Töre cinayetleri kaba, baskıcı, kadın düşmanı, ataerkil, vahşi/geri bir kültürün 21. yüzyılın kalbinde devam eden tezahürleri. Bu insan güruhu bir "toplum" değil, vahşiler-barbarlar sürüsü, bunlar insan olamazlar. Anlaşılan bunlar medenileşemiyorlar, insan olamıyorlar, çünkü bu hordalarda genetik bir sorun var. O halde kafalarına vura vura modernleştirmek lazım. Bunlar kültürden, şehirden, demokrasiden ne anlar! Ne demişti şarkıcı Demet Akalın, bütün Diyarbakırlılara "Dağdan mı geldiniz, Diyarbakır'dan mı? Moron moron bakıyorsunuz!". Pekiyi bu insanların siyasi tercihleri, oyları bir kıymet ifade eder mi? Etmez. O halde demokrasi de gerekmez! İkinci tür diziler "siyasi-güvenlik temalı" olanlar. Bu dizilerde yine "uyuşturucu, silah kaçakçılığı, yasadışı faaliyetler, terör, PKK eylemleri, devlet içi çatışmalar, Kürt sorunu, Güneydoğu'nun ekonomik yoksulluğu" konuları üzerinden şu mesajlar veriliyor: Bu bölgede vahşi insanlar yaşıyor. Para veya örgüt bağlantısı dolayısıyla, mesela sekiz aylık hamile bir kadını sadece Türk olduğu için vahşice öldürüyorlar. Örgütle ilişkili bir Kürt doktor, Türk hastasını zehirleyebiliyor. Bir köyün imamı da muhtarı da gizli örgüt elemanı, bölgeyi aydınlatmak üzere oraya giden öğretmenleri, doktorları acımasızca katlediyorlar. Bu tiplerin ne insafı var ne ruhi hassasiyetleri. Münferit olaylar bölge halkına genelleştiriliyor. Tabii ki, hikâyenin tek bir anlatımı veriliyor. Yakılan ve boşaltılan köyler, dışkı yedirilen insanlar, tecavüze uğrayan insanlar, ani gece baskınları, yüz binlerce insanın maruz kaldığı işkence olayları, Diyarbakır Cezaevi, sefalet, üç milyon insanın göçe zorlanması, şehrin varoşlarında 70 metrekarelik evlerde 7 ailenin balık istifi yaşamaya zorlanması anlatılmıyor. Bu tür dizilerde de Kürt sorunu; "terör, uyuşturucu, kaçakçılık, uluslararası servisler ve vahşet"le özdeşleştirilerek anlatılıyor ki, dolaylı olarak seyircilerin, yani Türk kamuoyunun bilinç altına maalesef nefret, ötekileştirme ve ırkçılık zerkediliyor. Oysa 17. Abant Toplantısı'nda meselenin hiç de öyle olmadığı açıkça ortaya kondu. Bir de bölgeden anlatılan hikâyeleri dinleyenler gözyaşlarını tutamadı ve Sonuç Bildirisi'nde "Çözüm dilinin oluşmasında medyanın sorumluluğu, hassasiyeti ve üslubu çok önemli katkı sağlayacaktır" ifadesine yer verildi. İnşallah dizi yapımcıları ve TV yöneticileri bölgeyi maruz bıraktıkları bu oryantalist saldırılara bir son verirler. ALİ BULAÇ

07-09-2008, 03:41	#2
Kullanıcı Adı ümitli_bekleyis	Dizilerin diliyle Güneydoğu! { Mutlaka Okunmalı } Ülke birliğini , sorumluluk bilinciyle yaptığı yayının ülkeye sağlayacağı katkıyı düşünmek yerine çıkarlarını, reytingini ön plana alırsa olacağı budur.. Herkes üzerine düşen görevi , hizmeti en iyi, en faydalı şekilde yapmış olsa şu an Doğudaki çocuklarımız ile Batıdakiler arasında "Gönül Köprüsü " kurmamıza gerek kalmazdı.O köprü zaten varolan ve tehditlere boyun eğmeyen bir yapıda olurdu. Ne yazık ki olan ile olması gereken arasında hala katetmemiz gereken yol var. Giriştiğimiz çabalar, gayretler sonucunu en güzel şekilde verecektir İnşaAllah ... Teşekkürler paylaştığınız için ...

07-09-2008, 03:43	#3
Kullanıcı Adı tayyipleyiz	Dizilerin diliyle Güneydoğu! { Mutlaka Okunmalı } Tebrik ederim, yorumunuz için minnet olsun. (+)

07-09-2008, 03:56	#4
Kullanıcı Adı haritaci70	Dizilerin diliyle Güneydoğu! { Mutlaka Okunmalı } Az işim vardı ancak okuyavildim :D :D :D Ülke gerçeklerini anlatması gereken kamuoyunu bilgilendirmesi gereken medya , malesef bu işi artık çığrından çıkarttı. Özellikle kartel medyası olayı iyice abarttı. Sonu nereye gidecek bu işin hiç bilmiyorum ... Ama hayırlısı olur inşalah.. Allahım sen bizleri doğru yolundan ayırma. Amin

07-09-2008, 15:24	#5
Kullanıcı Adı tayyipleyiz	Dizilerin diliyle Güneydoğu! { Mutlaka Okunmalı } Amin!

10-31-2008, 10:52	#6
Kullanıcı Adı cilveloy	bazı gercekler bi şekilde tabi ki gün yüzüne cıkarılmalı lakin bu gercekleri sırf reyting yapabilmek için ve bundan cıkar elde etmek için bazı insanları rencide edici hareketlerde bulunup bulunmadıgından emin olmak lazım ki fayda saglamak sa amac öncelikle bu faydanın faydadan ziyade zarar ve bir kinleşme getirebileceginide göz önünde bulundurmak gerekli gerek Türk gerek Kürt unutmamalı unutulmamalı bu vatan bizm bu vatan hepmizin birimize gelecek bir zarar hepimizedir aslında ..

01-21-2010, 21:01	#7
Kullanıcı Adı ALmi´	Kürt ile Pkk ayırımını, Güneydoğunun özellikle de köylerinde yaşananları en iyi anlatan tek bir dizi var.O da 'Tek Türkiye'.. Geriye kalan diziler hikaye..

02-20-2010, 19:02	#8
Kullanıcı Adı kadir99	tek amaçları iki ayrı düşünce varmış gibi göstermek iki ayrı millet farkı yaratmak gerçekten çok yazık bu işin birde diğer kısmına baktığınızda o kişileri kotuleyerek para kazanıyorlar onlar için ballı kaymak gibi bir sey fakat birilerinin buna dur demesi lazım.

03-27-2017, 12:14	#9
Kullanıcı Adı Muhammed24	Tebrik ederim..

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)

Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster Sayfayı E-Mail olarak gönder
Stil
Normal Hybrid-Şeklinde gösterime geç Ağaç şeklinde gösterime geç