![]() |
#1 |
![]() NEFES ALMANIN, yaşamın tek şartı olduğu her yerde insanlar birbirlerine televizyonda izledikleri diziyi anlatarak güne ait yapılacak işlerine başlıyorlar. Öyle kritikler yapıyorlar ki, sanırsınız senaryonun bir ucundan onlar tutuyor.
Herkesin favorisi ayrı. Sorsanız aslında, hiç kimse çok televizyon izlemiyor, ama sadece falan diziye takılıyor. Günlerin dizilere endekslendiğini, misafirliklerin bile ona göre ayarlandığını duyunca insanın hayreti bir kat daha artıyor. Bir arkadaşımın ‘kendi gününde ve saatinde’ sloganıyla tanıtılan bir diziye yetişmek için çektiği sıkıntıyı görünce hem çok şaşırmış, hem de üzülmüştüm. Yaşadığı sınırlı zaman diliminde önem verdiği şeylerden biriydi sanal bir kahramanın yaptıkları. “Dostların yokluğu gurbettir” diyor Hz Ali. Sanırım kendisini vefasızların attığı gurbette acısını böyle dindiriyordu. Televizyon dizilerinin yayınlandığı günlere bakıldığında, komşularımızı ya da akrabalarımızı ziyaret etmeye aslında hiç de vaktimiz yok. Çünkü her günün en değerli zamanını parsellemiş, izlenme rekorları kıran ve hayatımızın vazgeçilmezi olan bir dizi var. Senaryodan fırlayıp, evlerimize misafir ettiğimiz sahte kahramanların çektikleri acılara üzülüp, sevinçleriyle gizliden gizliye biz de mutlu oluyoruz. Yaşadıkları hayatlarla dünyamıza o kadar rahat giriyorlar ki, bir müddet sonra aileden birileri oluyorlar. Hiç farkına varmadan onlar gibi olmaya başlıyoruz zamanla. Belki de bir hafta boyunca dizinin final sahnesi üzerinden önümüzdeki haftanın bölümünü kurtarmaya çalışıyoruz. Artık dizileri o kadar kanıksadık ki, kendi hayatımızı da diziler gibi yaşamaya başladık. Kurgulanmış hayatlar üzerinden kendimizi ifade ederken yaşadığımız gerçek dünya ile kendimize biçtiğimiz roller karıştığından, birbirinin kopyası sönük hayatlar yaşanıyor gözümüzün önünde. Farklılıkların giderek azaldığı dünyamızda, insanların hal ve hareketlerini iyi incelediğimizde, kimin neyin izleyicisi olduğunu tahmin etmekte zorlanmıyoruz. Hayatımız adına dizilerin en büyük zararı, herkesin aynı konuda hep aynı şeyleri düşünmesini sağlamasıdır. Bahardaki renk cümbüşü kadar canlı olması gereken insan zihninin, tektipleştiğini görüyoruz. Dünyayı dizilerin penceresinden izlemeye başladığımızdan beri en adi bayağılılıklar bile gözümüzde normalleşiyor ve normalleştiği ölçüde de hayatımızda yerini almaya başlıyor. Çocuklarımızın yetişmesini de yoğun iş temposundan dolayı televizyona endekslediğimiz, çok acı bir vakıa olarak ortada. Artık aileler oturup birbirleriyle dayanışma içerisinde paylaşacakları zamanları, hangi dizinin izleneceği üzerinden didişerek geçiriyor. Dünyaya imtihan edilmek için gönderilen bizler için yaratılış gayemize göre fıtratımızı inşa etmek zahmetine katlanmak zor geliyor. Düşünmenin vereceği sıkıntıların sonunda ulaşacağımız huzur, dünyada herşeyden tatlıdır oysa. Peygamber Efendimiz “Bir saatlik tefekkür bin yıllık ibadetten hayırlıdır” buyuruyor. Namazlarımızı modern zamanların verdiği iç huzurla Cuma namazı üzerinden eda ederken, Müslüman olmanın farklılığını ortaya koyamıyoruz. Kur’an bize, Hz. İbrahim’in kendisini aramasını misal verirken aslında tefekkürün hikmetini anlatmakta. Tefekkür insan ruhunun gıdası, aklının dar koridorlarda yolunu kaybetmemesi için mihenk taşıdır. Vahyin geldiği ilk günlerde çöl ortasında yaşamını sürdürmeye çalışanların dünya adına maruz kaldıkları imtihan ile günümüz insanının maruz kaldığı imtihan gözönüne alındığında, aklın uğradığı duraklarda kaybolmaması için tefekküre zaman ayırmalıyız. Bu konuda Bediüzzaman’dan yaptığımız alıntıya yer verelim: “Ey gözleri sağlam ve kalbleri kör olmayan insanlar! Bakınız, insan âleminde iki daire ve iki levha vardır: Birinci daire: rububiyet dairesidir. İkinci daire: ubudiyet dairesidir. Birinci levha: hüsn-ü san'attır. İkinci levha: tefekkür ve istihsandır. Bu iki daireyle iki levha arasındaki münasebete bakınız ki, ubudiyet dairesi bütün kuvvetiyle rububiyet dairesi hesabına çalışıyor. Tefekkür, teşekkür, istihsan levhası da bütün işaretleriyle hüsn-ü san'at ve nimet levhasına bakıyor. Bu hakikati gözünle gördükten sonra, rububiyet ve ubudiyet dairelerinin reisleri arasında en büyük bir münasebetin bulunmamasına aklınca imkân var mıdır? Ve Sâniin makãsıdına kemâl-i ihlâsla hizmet eden ubudiyet reisinin Sâni ile azîm bir münasebeti ve kavî bir intisabı ve o intisapla her iki daire reisleri arasında bir muârefe ve mükâleme ve alışverişin olmamasına ihtimal var mıdır? Öyleyse, bilbedâhe tahakkuk etti ki, ubudiyet reisi, rububiyetin has, mahbub ve makbulüdür. (Mesnevî-i Nuriye, 12. Reşha) Günlerini hizmet eksenli geçirmeye çalışanların da program yorgunu olmaları ehlinin malumudur. Bu kadar yoğunlukta kâinat kitabını bile okumanın lüks sayıldığı zaman dilimlerinde yaşıyoruz. Ehl-i dünya ile ehl-i İslam arasındaki makasın da giderek kapandığı düşünüldüğünde, tefekkürün bizim için ne kadar lazım olduğu ortada. Tefekkürden nasibimizi almadığımızda olsa gerek, Müslüman olmamıza rağmen, merhamet etmeyi bile unutmuşuz. Bizimle yola çıkanlar işimize yaradığı sürece kullanılan makine parçalarından farksız. Farklılıkları önemsemediğimizden yorulana yardım etmekten çok tasfiye etme derdindeyiz. Gelin dünyaya neden geldiğimizi yeniden düşünmek için birkaç gün televizyonlarımıza veda edelim. Gerisi nasıl olsa gelir. Ne kadar tatlı bir aileniz ve çocuğunuz olduğunun farkına vardıktan sonra, onları size hediye edenin ne dediğine daha kolay kulak verebilirsiniz.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ne kadar güzel bir paylaşım canım kardeşim...
amaaa.... nedense bu öneriler hep dizelerde kalıyor... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Çok önemli bir konu bu gerçekten bi okadarda üzüldüğüm bir konu..bu televizyonun ve dizilerin hayatımızı bu kadar etkilemesi hayatımıza bu denli girmesi şaşılacak bir durum bence...insanlar kurguyla gerçeği ayıramıyor artık ve o kadar boşa vakit geçiriyor ki bu televizyon karşınsında üzülmemek elde değil..gün geçtikçe daha da artıyor bu bağımlılık..sonumuzu pek iyi görmüyorum bu noktada ama Allah sonumuzu haytersin diyeyim yine..bu faydalı paylaşm için teşekkrler..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Eyvallah dostlar..hayatımızda sadece tv değil elimizdeki zaman nimetini sarf ettiğimiz her nokta bizler için önemlidir...tamamiyle televizyon seyretmeyelim diyemeyiz tabi ..ancak gerçek hayatla ilişkimizin kesilmesi, suni olan hikayeler için bir sonraki haftayı bekleme adına bizlerde oluşan bağımlılık bağlamına dikkat etmeliyiz..
TV'ler göze hitabı temel olarak seçtiği için akıl hafızasını fakirleştirdiğini unutmayalım.. tv'le insan birşeyler öğretme yönünü kaymetmiştir.. aynı zamanda bizlerin olaylara bakış açısını da değiştirmiş ciddi olan konulara dahi eğlence kültürüyle bakmamıza sebep olmuştur... Laftan çok icraat vakti yani dizlerden uzaklaştıkça her akşam 2 saat kitaba okuyacak vaktimiz olacaktır...günün diğer zamanlarını hesaba katmadan.. Güzel yorumlarınız için sonsuz minnet olsun.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Mükemmel bir paylaşım,yeni farkedip okuduğum için yani gecikmeli okuduğum için özür dilerim.Yazılanların tamamına katılıyorum.Etrafıma bakınca ve bunları okuyunca bir an benden bahsediyor gii hissettim.Çevremde hayatını bu dizilere adamış bir sürü insan var.Perşembe günü oldu mu birçok arkadaşımla irtibatım kesiliyor,neden kurtlar vadisi var.Bir diğeri ertesi gün aşk-ı memnu denen ahlaksız ilişkilerin geçtiği diziyi anlatıyor.Bişey diyemiyorsun ve dinlemek zorunda kalıyorsun.Tek eğlencem kitaplarım,siyaset ve spor.gerisi çok önemli değil.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Fark edip okumuş olmanız kazancımızdır...okuyan gönüllere minnet olsun
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() İnsanları uyutma taktikleri arasında televizyonlarda yerini aldı.İnsanları futbol sevdalısı yaparak o büyük beşiklerde sallayıp uyutmayı, sakinleştirmeyi nasıl becerdi iseler şimdilerde evlerimize kadar fitnevizyon sayesinde ulaşmayı körpe beyinleri yıkamayı başarmak üzereler.Hertürlü olumsuzlukların ifşa edildiği,eğlence adı altında insanlık dışı yaşamın bir ilaç gibi vucutlara yavaş yavaş enjekte edildiği, toplumda avrupalılaşma adı altında aile kavramının körlenmeye çalışıldığı bir görsel tablo izlemekteyiz.Tabiki bir sonraki günde insanların birbirlerine anlatacağı veya yaşamlarına etki eden pek olumlu gelişmeler olmadığınıdan o kültürle beslenen o kültürü iç dinamiklerine kadar almış bir topluluk oyuncuların edep dışı halleri ile hem hal olup birbirlerine onları aksetirirler. Bizi savaşta yenemeyenlerin taktiği bu günlerde aile kavramını yavaş yavaş ortadan kaldırarak bizi oltüst etme yolunda emin adımlarla yol almaktadırlar.Biliriz ki yeşilçamda bir asır dünyaya hükmetmiş dedelerin torunlarına yapılan yayınların altında sadece evlere ayakkabı ile girebilmek için, o kültürü onlara adepte edebilmek için birçok film çevrilmiş masum anadolu halkını örf ve adetlerimizden uzaklaştırıp asıl kimliklerinden uzaklaştırmaya çalışmışlardır.Gelin şu kokuşmuş sistemde yayın yapan çocuklarımızı zehirleyen medyaya karşı ayakta duralım bu çirkef yayınlarını izlemeyelim.
Gönülden hanım gönlünüze sağlık herkesimi ilgilendiren böyle güzel paylaşımı bizlere aksettirdiğiniz için minnetler efendim. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() şükürler olsun ki dizi alışkalnlığım yok.... önceleri çok zorlanmış olmama rağmen şuan aramıyorum diyebilirim.... diyebilirim diyorum çünkü arkadaş ortamlarında genelde dizi mevzuları geçiyo yabancı kalıyorum ama yinede memnunum..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() Biz erkekler pek müptelası değiliz bu dizilerin , daha çok bayanları sömüren sektör yine bayanlarımızı zehirleyerek toplumun yapı taşlarını örslüyor , bayanlar bu noktada çok daha uyanık olması gerekir toplumun harcı onların ellerinde yoğruluyor çünkü
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Evet geleceğimize şekil verecek neslin yetişmesi noktasında büyük pay sahibi olan anneler bu zehir deryasından uzaklaştıkça aklanacak, yeni baharları karşılayıp tomurcuklaşmış olan çiçeklerimizi açmasını sağlayıp yanmasını engelleyeceklerdir.İyi bir nesil, güzel bir gelecek için manevi duygularımızı selahiyeti için dizilere gösterilen ehemmiyeti kitaplara aksettirelim derim.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|