![]() |
#1 |
![]() [size=10pt]Düştüğü Yerden Kalkan Yiğit Başkan Tayyip Erdoğan Düştüğü yer: Siirt 12 Aralık 1997 12 Aralık 1997 yılında davet üzerine gittiği Siirt’te, miting sırasında okuduğu birşiir nedeniyle Diyarbakır DGM’de yargılanmaya başlandı. Yargılama sonucu Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesinden “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlediği gerekçesiyle dört ay hapis cezasına çarptırıldı bu cezasını 24 Temmuz 1999 günü tamamladı. Kalktığı yer: Siirt 09 MART 2003 Siirt Millet vekili olarak Meclis'e girdi ve Abdullah Gül'ün Başbakanlığı'ndaki 58. hükümetin 3 Kasım seçimlerinde adaylığı kabul edilmeyen Erdoğan yenilenen 09 MART 2003Siirt seçimlerinde istifasını sunması üzerine 59. Hükümeti kurarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı oldu. Tayyip Erdoğan'ın( 6 Aralık 1997 )tarihinde Siirt'te yaptığı ve yargılanmasına neden olan konuşmasından bir bölüm ‘‘Türkiye'de düşünce özgürlüğü yok ve ırk ayrımı yapılıyor. Referansımız İslamiyet. Bizi hiçbir zaman sindiremezler. Batı insanının bile inanç hürriyeti var. Türkiye'de neden buna saygı gösterilmiyor? Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker. Okunan ezanı kimse susturamayacak. Türkiye'deki ırk ayrımına kesinlikle son vereceğiz. Çünkü Refah Partisi diğer partilerle zıt fikirde. Bizi hiçbir zaman sindiremezler. Gökler, yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa yolumuzdan dönmeyiz. Benim referansım islamiyettir. Bunu yerine getiremiyorsam, yaşamanın ne anlamı var. Batı insanının bile inanç hürriyeti var. Avrupa'da ibadete, başörtüsüne saygı duyuluyor. Ama, Türkiye'de engelleme getiriliyor.Türkiye'de neden buna saygı gösterilmiyor. Okunan ezanı kimse susturamayacak. Çünkü, ezanın sustuğu yerde insanların huzuru olmaz. Kürt, Arap, Çerkez ayrımı yapılamaz. Çünkü bütün insanların birleştiği çatı İslam'dır. Türkiye'deki ırk ayrımına kesinlikle son vereceğiz. Bunu bu hale getirenler utansın.’’[/size]
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() mahkeme acılınca aglarsınız bunlar laiklige aykırı sözler degilmi?
‘‘Türkiye'de düşünce özgürlüğü yok ve ırk ayrımı yapılıyor. Referansımız İslamiyet. Bizi hiçbir zaman sindiremezler. Batı insanının bile inanç hürriyeti var. Türkiye'de neden buna saygı gösterilmiyor? Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker. Okunan ezanı kimse susturamayacak. Türkiye'deki ırk ayrımına kesinlikle son vereceğiz. Çünkü Refah Partisi diğer partilerle zıt fikirde. Bizi hiçbir zaman sindiremezler. Gökler, yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa yolumuzdan dönmeyiz. Benim referansım islamiyettir. Bunu yerine getiremiyorsam, yaşamanın ne anlamı var. Batı insanının bile inanç hürriyeti var. Avrupa'da ibadete, başörtüsüne saygı duyuluyor. Ama, Türkiye'de engelleme getiriliyor.Türkiye'de neden buna saygı gösterilmiyor. Okunan ezanı kimse susturamayacak. Çünkü, ezanın sustuğu yerde insanların huzuru olmaz. Kürt, Arap, Çerkez ayrımı yapılamaz. Çünkü bütün insanların birleştiği çatı İslam'dır. Türkiye'deki ırk ayrımına kesinlikle son vereceğiz. Bunu bu hale getirenler utansın.’’ |
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Silin şunun yazdıklarını ya! >
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Siirtle başladı siirtle devam.
Durmak yok yola devam |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 | |
![]() Alıntı:
![]() Atatürk şöyle diyor: “Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünseler, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklar. Dini örtünme, kadınların toplum hayatında, ekonomik hayatta, çalışma hayatında ve ilim hayatında erkeklerle ortak çalışmalar yapmasına mani bulunmayacak bir normal şekildedir. Bu normal şekil, toplumumuzun ahlak ve terbiyesine uygundur.”Kadının tarzı telebbüsünde (giyim kuşamında) teceddüt (yenileşme) yapmak meselesi mevzubahis değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri belletmek mecburiyeti karşısında değiliz. Fertler, her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkine, arzusuna, terbiye ve seviyesine göre istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir." M. Kemal Atatürk (Ankara, 03/04/1923) Yukarıdaki satırları dikkatle okuduğumuzda, Atatürk'ün parmak bastığı noktaları şu şekilde özetleyebiliriz: 1) Atatürk tesettürün şeriatın tavsiyesi ve dinin emri olduğunu kabul ediyor. 2) Tesettürün kadınların sosyal hayatını engellemeyecek şekilde basit olmasını tavsiye ediyor. 3) Kadınların erkeklerle teşrik-i faaliyet etmesini arzuluyor. 4) Açık saçık giyime de karşı olduğunu belirtiyor. Mustafa Kemal'in kadınların nasıl giyinmesi gerektiğine dair tek sözü yok. Nasıl giyinmemeleri gerektiğine dair söyledikleri, günümüzün Atatürkçülerini pek de memnun edecek şeyler değil. "Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır." Giyim tarzımızda milletin ruhi ihtiyacını tatmin için, İslam ve Türk hayatını başlangıçtan bugüne kadar layıkıyla tetkik ve etrafiyle açıklamamız lazımdır.Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus âdetleri, kendine göre millî hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır. Bizim örtünme meselesinde nazarı itibara alacağımız şey, bir yandan milletin ruhunu, diğer yandan hayatın icabatını düşünmektir. Örtünmedeki ifrat ve tefritten kurtulmakla bu iki ihtiyacı da temin etmiş olacağız. Bazı milletlerin zevk alemlerini memleketimizde tatbike kalkmak şüphesiz ki hatadır. Bu yol toplum hayatımızı feyz ve fazilete ulaştırmaz. Eğer kadınlarımız dinin tavsiye ve emrettiği bir kıyafetle, faziletin icap ettirdiği hareket tarzıyla içimizde bulunur; milletin ilim, sanat, içtimaiyat hareketlerine iştirak ederse bu hali, emin olunuz, milletin en mutaassıbı daha takdir etmekten geri duramaz. Bilakis o halin aleyhinde söylenecek sözlere karsı, belki onun müteşebbislerinden daha fazla savunucusu olur." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 11. Cilt, s. 149-151) Yaa bari bunlardan utanın azcık ya..Yazık..Sevdiğinizi söylediğiniz(aslında zerre sevginiz yok) Atatürk bile hanımların giyimlerinde bir değişiklik yapmalarının söz konusu olmadığını,aksine açık giyime karşı bile olduğunu açıklamış..!Aksini iddia edyorsanız kanıtıyla sundum..Hadi o zaman paşayıda çıkaralım yerinden onuda yargılayın..Baksanıza şeriatın gerektirdiği gibi olan giyimi savunmuş..Laikliğe aykırı değilmiydi şeriat..Hadi onada bir şey bulun bakalım.. ;) Ben niye yazıyorum ki..Tas aynı hamam aynı..Canınız çıksa huyunuz çıkmaz sizin.. |
||
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Teşekkürler duyguseli +1
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() tabiiki kalkacak yigit o cünkü
allahin önünde egilenlerin sirtini allah yere getirmez ama putlarin önünde egilenler vahh onlara bu dünyayida öteki dünyayida kaybetmislerdir |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() bazen burda öyle yorumlar okuyorum ki hayrete düsüyorum
acaba ben ismi gibi ak olmayan bir gencligin formundamiyim diye düsünmeden edemiyorum kisi yazdigindan sorumludur amenna isin garip tarafi Forumdan sorumlu olan kardeslerde bu yazilara ses cikarmiyorlar bize ters gelen bir konu olabilir Bizim zihniyetimize ters bir görüs olabilir bizim zihniyetimize ters bir görüs diye bu konulara yazdigimiz cevaplar islam ahlakina örf ve adetlerimize ters Düsen hatta ahlaksizlik diye nitelendirdigimiz sözlerle cevap vermek Bizlere ne kadar yakisiyor sorgulamamiz lazim burdaki bazi yorumlari sayin basbakanimiz Recep tayyip erdogan bey okumus olsaydi zannedersem utanc duyardi bumu ak genclik bu genclermi türkiyenin yüz aki bu genclermi türkiyenin gelecegi diye sorgulardi sanirim ...... Forumda Bir cok konuda argo sayilacak kadar sevyesizce cahilce yazilmis Cümleler var bu cümleleri yazanlari bu sevyesizlige sesiz kalanlari kiniyorum ... İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Mü'min ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır." Tirmizî, Birr 48, (1978). Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Lâneti çok yapanlar Kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar." Müslim, Birr 85, (2598); Ebu Dâvud, Edeb 53, (4907). Semüre İbnu Cündüb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Birbirinize, Allah'ın laneti, Allah'ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın." Ebu Dâvud, Edeb 53, (4906); Tirmizî, Birr 48, (1977). |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|