![]() |
#1 |
![]() ![]() Eskiden tekkelerin girişlerine yazılı olan “Edep Ya Hu” cümlesini bu mübarek zamanlarda hatırlamak gerekir. Edeb imanın yıldızıdır. Edebini kaybedenin imanının yıldızı sıyrılmıştır. Edeb Yâ Hû; aslen tarikat adabına uymayan nahoş bir davranışta bulunan dervişe hitaben mürşidinin nazikane ihtarının vecizeleşmiş ibaresidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) İbn Mace'de geçen bir hadis–i şeriflerinde şöyle buyurur: "Allah bir kulunu helak etmek isterse ondan hayasını alır. Hayası alındığında onu hep uğursuz bulursun. Onu hep böyle bulduğunda emanet duygusunu da yitirir. Yitirince onu hep hain olarak görürsün. Onu bu halde görünce merhamet duygusunu da kaybeder. O bu hale düşünce onu kovulmuş bir halde bulursun. En son onu öyle bir halde görürsün ki İslam halkası artık onun boynundan alınmıştır." Edeb, nefsi gerektiği şekilde terbiye etmek ve güzel ahlâk ile süslemektir. Edeb, insanın mutlak bir fazilet kaynağıdır. Cennet’teki makamlara, amel ve edeple ulaşıldığını da her zaman hatırlamak gerekir. Tasavvuf ehli ise edebi, ''Ma-fevkini (üstündekini) çok görmemek; ma-dununu (aşağısındakini) tahkir etmemek, herkesi haliyle hoş görüp Halık'ın hatırı için mahluka merhamet edip sevmektir'' şeklinde tarif ederler. Gönüller sultanı Mevlana edep konusunda şunu söyler. ‘Edepsiz, yalnız kendine kötülük etmez;bütün çevreye ateş salar. Şu gök, edep yüzünden ışıklarla dopdolu bir hale gelmiştir; melek edep yüzünden suçtan arınmıştır, temiz olmuştur’ Edepten nasibini alamamış kimsenin milletine - dinine faydalı olması mümkün değildir. Edep hali olmayan kişi hem kendine hem de çevresine zarar verir. İnsan, kendisini her türlü beladan koruyan edep tacını bir an önce giymek zorunda olduğunu unutmamalıdır: Edeb bir taç imiş nur-ı Hüda’dan Giy ol tacı emin ol her beladan... Divanı Kebir’de sık sık edep kavramına yer veren Mevlana şöyle der: "Ademoğlunun eğer edepten nasibi yoksa adem değildir, Ademoğluyla hayvan arasındaki fark edeptir, Gözünü aç da bak cümle Kelamullah’a, Kur’an’ın bütün ayetlerinin manası edepten ibarettir." Makalemizi Hak aşığı Yunus Emre’nin iki güzel beyti ile bitirelim: Ehli diller arasında aradım, kıldım talep. Her hüner makbul imiş, illa edep illa edep...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() güzel bir yazı ALLAH razı olsun :-* günümüz gençlerinin mutlaka okuması lazım. ne yazıkki etrafımızda edepsizlikler diz boyu
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() insanda olmaz ise edep
neylesin medrese mektep okusa alim olsa yine merkep yine merkep |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Günümüz zamanında Edep ve Haya ile yoğrulmuş insanlardan olmak ve bu güzelliklerden nasiplenmiş insanlarla karşılaşmak ümidiyle...paylaşımınız için teşekkürler...+1
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|