![]() |
#1 |
![]() Yazıktır, günahtır...
Pazar gününü pazartesiye bağlayan gece, Kanal D televizyonunda Kurtuluş filmi gösterildi. Çok yorgundum, kaç gündür doğru dürüst uyumamıştım; buna rağmen, neredeyse sahur vaktinde biten filmi sonuna kadar seyrettim. Film esnasında yedi sekiz kere gözlerim doldu. Hele bazı sahneler vardı ki, kayıtsız kalmanın imkânı yoktu. 29 Ekim günü, mahallemizin üzerinden dokuz adet helikopter geçti. Yağmur yağıyordu, buna rağmen balkona çıkıp ailece el salladık. Çevreme baktım; balkona çıkıp el sallayan tek aile bizdik. Yine, neredeyse bütün gün televizyon karşısındaydık. İstanbul’daki, Ankara’daki geçit törenlerini göğsümüz kabararak izledik. Kimi yerlerde duygulandık. Bir yandan da “inşallah kutlamaları kana bulayan bir eylem olmaz” diye dua ettik. Hatta akşamki havai fişek gösterisini bile izledik. Hem de “bu gösteriye harcanan 2,5 milyon YTL ile (2,5 trilyon) şu kadar fakir doyurulur” hesabı yapmadan... *** Memleketimiz en kritik dönemlerinden birini yaşıyor, milletimizin üzerinde türlü oyunlar oynanıyor. Gün, birlik ve beraberlik günü... Devletimizin ve devlet büyüklerimizin yapması gereken şey, bir kişiyi bile dışarıda bırakmadan, hainliği ispatlanmamış herkesi kucaklayıp tam bir aile fotoğrafı vermek... Şimdi, bir kişiye bile ihtiyacımız var. Laik de olsa, “dinci” de olsa, bir kişinin bile hesabını yapmak zorundayız. Birilerini ya da bir kesimi gücendirecek, hedef alacak konuşmalardan, davranışlardan uzak durmalıyız. Bunu içimizden gelerek yapmasak bile, ayrılıkları keskinleştirmeye çalışan “düşmanlara” inat yapmalıyız. *** Ve ertesi gün... Gazeteye geliyor, ajanslardan geçen haberlere bakıyorum. Sayın Büyükanıt, genelkurmayın internet sitesinde bir açıklama yapmış. Bakalım ne demiş? “Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş kazanımlarına kasteden irtica tehdidi karşısında en büyük dayanağımız laikliktir. Cumhuriyetimizin dayandığı akılcı ve bilimsel tutumun ayrılmaz bir parçası olan laiklikten vazgeçilebileceğini düşünmek, çağdaş uygarlık hedefinden uzaklaşarak karanlıklar içine gömülmeyi arzu etmekle eş değerdir.” Oldu mu şimdi bu? Böyle kritik bir zamanda, hem de hiç gereği yokken, bu tür bir açıklama yapmak şart mı? *** Bir anda Kurtuluş filminin etkisinden kurtuluyor ve sonrasını hatırlıyorum. Bir anda havai fişeğe harcanan onca para için yetkililere kızıyorum. Bir anda “irtica” hanesini bugüne kadar kimlerin doldurduğu aklıma geliyor: Namazında niyazında olanlar, resepsiyonlarda içki içmeyenler, İslam’ın emirlerine göre yaşamaya çalışanlar vs. Beraberinde; şehit askerlerimizin babaları, anneleri, hanımları, nişanlıları gözümün önünde canlanıyor. Efendiler! Yazıktır, günahtır. Yapmayın. İbrahim TENEKECİ 31.10.2007 Milli Gazete
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() yazik gunah ayip
ah bunlardan anlasalar zaten yapmayacaklar |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|