09-06-2008, 16:21 | #1 |
EĞİTİMDE NERDEYİZ
EĞİTİMDE NERDEYİZ
ALPEREN GÜRBÜZER Biz mi çocuğun öğretmeni yoksa çocuk mu bizim öğretmenimiz? Sorusu hep sorula gelmiştir. Araştırıldığında gelinen nokta itibariyle çocukların öğrencisiyiz. Hele çağımızın bilgi çağı olması hasebiyle biz çocuğun kim olacağına değil, çocuk aslında kim olduğumuza karar vermektedir. Teknolojik gelişmelere adapte olmakta büyüklere taş çıkartacak kadar hızla çoğalan yarının bu büyükleri, aramıza katılmakla otoritemizin sarsılmasını istemezsek de kabüllenmemiz gereken durum sözkonusu. Kurulu düzenimizin bu yeni üyeler tarafından benimsenmemesi veya yeni bilgilerle donatılmasını istemelerini yadırgamamalı. Çünkü dünyadaki gelişmelerin seyrine saygı duymamız aklın gereği. Eğitim insanın dünyaya adım atmasıyla başlar ve mezar kapısına kadar devam eden bir süreç... Eğitimin içinde aileden tutunda, karşılaştığımız veya karşılaşmadığımız hertür canlı cansız varlıklar eğitici konumdadır. Eşyanın bile kendi lisanı halle dili var çünkü. Öğretim ise daha çok sonradan kazanılan durum. Yani sonradan bilgilendirmelerle sınırlı. İkisi arasındaki fark; biri ömür boyu devam eder, diğeri ise belirli mekânla hudutları çizilmiş bir olgu olmalarıdır. Öğretim için bugüne kadar gerek düşünce okulları, gerek Manastırlar ve Sinagoglar, gerekse Medreseler seferber olmuşlar. Bilindiği gibi Antik Yunan’ın eğitmenleri filozoflar ve sofistlerdi. Ancak Romada eğitim geneli kapsamıyordu, sadece seçkin azınlığın tekelinde yürüyen bir mekanizmaydı. Konfiçyüs ve Buda Uzak Doğu’nun eğitmeni olarak karşımıza çıkıyor. Yine Yahudiler de eğitim kuruluşları hahamlar kontrolünde, İsevilerde ise papazlar eşliğinde organize olmuşlardı. İslamiyet doğduğunda ilk eğitimini Suffe ehlinin merkezinde cerayan ettiğini görüyoruz. Selçukluda Nizamül Mülk’ün kurmuş olduğu Nizamiye Medresesi günümüzün üniversite niteliğinde bir eğitim yuvası. Batıda uzun süre kilisenin kontrolünde cerayan eden eğitim içlerinde yaşadığı birtakım sıkıntılar neticesinde, özellikle Katolikliğin katı kuralları Hiristiyanlıkta reforme sebep olmuş ve böylece Martın Luther gibi reformistler elinde laik eğitim dediğimiz süreç gerçekleşerek eğitim devletin eline geçer.. İslamiyette reforme gerek yoktu, zaten tek bozulmayan din olması dolayısıyla çağın önünde, aynı zamanda bilimsel gerçeklere ters düşmeyen bir din. Yüce Peygamberimiz ilim nerede olursa olsun alın buyuruyor. Zaten bütün Peygamberler hem rehber hemde eğitmendir. Batıda Kilise bilimi horlayarak giyotine vermiştir. Bundan dolayı reforme gitmek zorunda kalmışlardır. Bizdeki Süleymaniye, Selimiye, Fatih gibi medreseler ve Enderunlar asırlardır ışık vermiş, bu eğitim ocaklarından mezun olanlar üç kıtada cihangir devlet doğuracak tarzda idareciler yetiştirebilmiştirler. Bu arada dillere destan Ahilik ocağının önemine bir iki cümle ilave etmeden geçemeyiz, kelimenin tam anlamıyla ahilik ocağımızda mesleki yönden eğitim ifa etmiş bir mesleki okuldur. Öyleki, ahiliğin bugün bile konuşulması etkisinin büyük olduğuna işaret eder. Eğitimde batıya yönelişimiz 1773 tarihinde başlamış, 1856 Islahat fermanı ile Anayasa da yerini almıştır. Bugün Mekteb-i Sultan dediğimiz Galatasaray Lisesi o yıllarda Fransa’ dan örnek alınmış eğitim sistemimizin bir parçasıdır. Cumhuriyet dönemi ile çeşitli aşamalarla günümüze gelinen noktada dünya sıralamasında eğitim yönden iyi bir konumda olduğumuz söylenemez. Hala eğitim modelleri üzerinde tartışmaların devam etmesi, kalıcı bir eğitim modelinde karar kılamamız içine düştüğümüz handikap maalesef. Osmanlı’daki mahalle Sibyan Okulları Cumhuriyetle isim değiştirerek ilkokul adını almıştır. Mevcut ilkokullarımız beş yıldan 8 yıla çıkartılarak taşımalı eğitim manzaralarının yaşandığı eğitim uygulamalarına şahit olduk. Eğitimde herdefasında fırsat eşitliğinden bahsedilmesine rağmen, uygulamada daha baştan kazananların belli olduğu eğitimin yürürlükte olduğu gözlemleniyor. Türkiye de ilköğretimde okuyan yaklaşık on milyon çocuğun üç milyonu orta öğretimde okuyabilmekte ve bu üçmilyon genç insanında ancak bir milyonu üniversitede okuma fırsatı bulabilmektedir. Üstelik YÖK ortada mevcut rakamları görmezden gelerek hükümetin yeni üniversitelerin açılması yolunda ki iradeyi engelleme yoluna giderek gençlerin geleceğini kararttığının farkında değil galiba. Çünkü Türkiye insanının onda biri ancak üniversitede okuma şansını yakalayabiliyor, diğerleri ise heba edilmektedir. YÖK bilimsel üs olarak fonksiyon icra etmesi gerekirken, ideolojik reflekslerle hareket etmektedir. Türkiye de her defasında YÖK’ün uygulamaları eleştirilmesine rağmen bu konuda adım atılamıyor. Kapalı toplumlarda uygulanan baskıcı sistemlere rahmet okutturacak sözde akademik kurul var karşımızda. Gençler kol kola okul kantinlerinde, bahçelerinde beraber güle eğlene gezdikleri halde YÖK gençleri ayırıma tabi tutması, özel ikna odaları kurup beyinlerini yıkama uygulamalarına başvurması çağımızda yaşadığımız trajik bir olaydır. Oysa çağdaş eğitim insanın şekli ile uğraşmaz, direk beyni ile ilgilenir. İnsanımız, yapılan bu muameleyi hak etmiyor. Zira bizim insanımız necip bir milletin neslinden geliyor, biz ceddimizden hürriyet içinde eğitimin verimli olabileceğini öğrenmiş kuşaklarız. Neyseki Cumhurbaşkanımızın yeni atadığı rektörler ve YÖK başkanının değişmesiyle birlikte büyük değişikliklerin olacağına inancımız tam. Bekleyelim görelim şimdilik. Vesselam.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-06-2008, 18:23 | #2 |
EĞİTİMDE NERDEYİZ
Çok Güzel bir yazı hocam..Ellerinize sağlık.. İzninizle yazınızı kopyalıyorum.. Bir kaç kreşimizin konuk odasında asılmasını rica edeceğim..Her anne baba ve büyüğün okuması gereken süper bir yorum.. (+) :-*
|
|
09-06-2008, 18:40 | #3 |
EĞİTİMDE NERDEYİZ
Paylaşım için sağolun gerçekten güzel bir ayzı olmuş.
|
|
09-08-2008, 12:19 | #4 |
EĞİTİMDE NERDEYİZ
tabiki kopyalayabilirsin, memnun olurm, ayrıca birbirinden değerli paylaşımlar için teşekkür ederim herkese.
|
|
09-08-2008, 20:03 | #5 |
EĞİTİMDE NERDEYİZ
: : eyvAllah üstadım..
|
|
09-08-2008, 22:45 | #6 |
EĞİTİMDE NERDEYİZ
Zevkle okudum.Kalemin dert görmesin.
|
|
09-09-2008, 10:08 | #7 |
EĞİTİMDE NERDEYİZ
SAĞOLUN, AMİN.
|
|
09-09-2008, 10:42 | #8 |
EĞİTİMDE NERDEYİZ
Evet öğretim sonradan kazanılır ve eğitim daha çoçuk yaştayken başlar ve hayat zarrfı içerisinde devam eder....eğitimde nere olduğumuz ve durumumuz gerçekten tartışılmaya değer..
Eğitimin ilk okulu olan ebeveyinlerimiz bu konudaki hasasiyelerini artırmalı ve üstlendikleri sorumluluğun bilincinde, toplumun yani sağlam bir binanın temeklini hazırladıkları bilinci aşılanmalıdır..malesef içerisinde bulunduğumuz son 50 yıl içerisinde yaşadığımız yozlaşma toplum olarak ailelerimizi çoçuklara yetemeyecek bir konuma getirmiştir...bu kadar kısa zamanda yaşayışı, benliği kısacası hayata dair bütün argümanların değişime uğraması farklı nesillerin bir arada olmasına ve buda anlaşılmazlığa neden olmuştur..geçen 50 yıl içerisinde o kadar değiştikki...anneler babalar evladının hızına yetişemez oldu..nihayetinde eğitimimizdede eksikliğe neden oldu.. Öğretim konusundada inşallah ünüversitelerimizin eğitim ve öğretim yuvası diyebileceğimiz statüye kavuşacağı inancını taşıyoruz.. Bu anlamlı paylaşımınız için minnet olsun....+1 |
|
09-22-2008, 10:28 | #9 |
teşekkür ederim çok güzel dile getirmişsin. Allah razı olsun.
|
|
09-26-2009, 12:31 | #10 |
Geçmiş bayramınız mübarek olsun tüm kardelerimin.
|
|
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|