AK Gençliğin Buluşma Noktası
Akaid ve Fıkıh İman ve iman esasları, mükellefiyet ve hükümler.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-10-2009, 19:08   #1
Kullanıcı Adı
Ömer Bekir
Standart Ehl-i Bid'at Kimlerdir.?Alametleri Nelerdir.?
Soru: Ehl-i Bid'at Kimlerdir?

Cevap: Asr-ı Saadetten sonra ortaya çıkmış, Şer'i bir delile dayanmayan bazı inanç ve davranışları benimseyen guruplardır.
Diğer bir ifadeyle Sünni kelamcılara göre: ALLAH-u Teala'yı bir şeye benzetme veya ALLAH-u Teala'yı cisim olarak kabul etme gibi aşırı görüşlere sapmayan Selef Alimleri ile Matüridiiye ve Eş'ariye dışında kalan fırkaların tamamı Ehl-i bid'at'dir.


Soru: Ehl-i Bid'at'ı Ehl-i Sünnet'ten ayıran temel özellikler nelerdir?

Cevap: Bu özellikleri aşağıdaki noktalarda toplamak mümkündür.

1-
Nasların (ayet ve hadislerin) ruhuna ve İslam'ın temel yönelişlerine vakıf olamamak.
Nitekim sapık Mutezile'nin, mürteki-i kebire (büyük günah işleyen bir kimse) yi ne mümin ne de kafir saymaları bu kabildendir.
Halbuki bir çok ayeti kerime ve hadisi şeriflerde hiç bir günahın (inkar etmek ve hafife almadıkça) insanı dinden çıkartmayacağı açıkça belirtilmiştir.

2- Yabancı kültürlerin etkisi altında kalıp ayet ve hadisleri uzak yorumlarla tevil etmek.

3- Kur'an'ın kendisine has üslup ve Arap dilinin ifade özelliklerine bakmaksızın bazı ayetlerin ve hadislerin zahirine takılıp kalmak.
"Gözler O'nu idrak edemez." (En'am suresi 103 den)
Ayeti kerimesini "Gözler ALLAH-u Teala'yı göremez" diye tefsir etmeleri, Arap dilinin özelliklerini göz ardı etmelerindendir.
Zira idrak, anlamak ve kavramak manalarına gelmektedir ki, burada ALLAH-u Teala'nın öz zatının kimse tarafından idrak edilemeyeceği, tam manasıyla anlaşılamayacağı, gören göz tarafından kuşatılamayacağı açıklanmak istenmiştir.
Yoksa şekilsiz, örneksiz ve idraksiz bir görme reddedilmemiştir. Aksine bir çok ayet ve hadislerde bu husus ispat edilmiştir.

4- Ayet ve hadislerin yorumlanmasında peşin ve indi görüşleri, ayet ve hadislerin murat (kast edilen) manalarına hakim kılmak. yani kendi kafalarından yorum yapmak.

İbni Teymiye ve sapık yandaşlarının
"Rahman arşın üzerine istiva etti" (Taha suresi 5)
Ayet-i celilesine: "Rahman arşın üzerine oturdu." diye mana vermeleri ve bir çok hadisi şeriflerde:
"ALLAH-u Teala'nın nüzülü" ile ilgili geçen ifadeleri, bildiğimiz manada inmekle tefsir etmeleri, ayet ve hadislerden kast edilen manaları anlamamazlıktan gelmektedirler.
Zira burada anlatılmak istenen, ALLAH-u Teala'nın zatına layık bir istiva ile arşa hükmetmesidir.
Oturmak, kalkmak, inmek, çıkmak gibi işler ise sonradan yaratılanlara mahsuz olduğundan

"O'nun (ALLAH-u Teala'nın) benzeri hiç bir şey yoktur." (Şura suresi 11) ayeti kerimesiyle ALLAH-u Teala'dan uzak tutulmuştur. Rabbimiz bunlardan münezzeh ve beridir.

Yine böylece zamanımızda bulunan bazı kimselerin Mehdi ve Deccal ile ilgili hadisi şerifleri kendi görüşlerine göre yorumlamaları gerçek Mehdi ile hiç alakası olmayan kimseleri Mehdi ilan edip hakiki Deccal'dan çok uzak olanları Deccallıkla vasıflamaları Ehl-i Sünnetin görüşlerine hiç uymamaktadır.

Evet Hz. Mehdi den evvel onun öncüsü olmak üzere bir takım Mehdi denebilecek alimler Deccal den önce de onun hazırlıkçısı olan Deccallerin çıkacağı hadisi şeriflerde zikredilmiştir.
Fakat gerçek Mehdi nin kıyamete yakın çıkacağı hakiki Decccal ile savaşacağı ve İsa (a.s.)'ın ona yardım etmek üzere gökten ineceği hakkında, inkarı insanı kafir edecek derecede kat'i ve mütevatir hadisi şerifler bulunmaktadır.
Geniş bilgi için Ahmet Mahmud Ünlü Nüzül-i Mesih risalesine bakınız.

Bu sapıkların iddiasına göre ise Mehdi de Deccal de gelmiş geçmiş fakat ne İsa (a.s.) inmiş nede kıyamet kopmuştur.

5- İslam'ın ilk neslini oluşturan ve onu her yönüyle sonraki nesile aktaran Ashab-ı Kiram (RadiyALLAHü anhüma) 'a karşı iyi niyetli olma-mak.
Onların , özellikle dini ilgilendiren rivayet, anlayış ve uygulamalarına değer vermeyip, kendi indi yorumlarını onların üstünde tutmak.
Nitekim sapık Şia fırkası Hz. Ebubekir, Ömer ve Osman (RadiyALLAHü anhüm) hazaratını sevme-meleri, Hz. Muaviye ve onunla birlikte bulunan onbin sahabiyi kafir saymaları ve onların dini hükümlerle ilgili rivayetlerini reddetmeleri bu maddenin en güzel örneğidir.
Yine aynı fırkanı çıplak ayağa (mest giymeden) meshetmeyi ve Müta nikahını (geçici, anlaşmalı nikahı) kabul etmeleri Sahabenin nakil ve tatbiklerine itibar etmeyip kendi yorumlarını onlara tercih ettiklerinin göstergesidir.

6- Peygamber Efendimiz (Sallâllahü Aleyhi Vesellem)'in Kavli, Fiili ve Takriri sünnetine karşı menfi (olumsuz) bir tavır takınmak.
Nitekim bazı kimselerin Rasülullah (Sallâllahü Aleyhi Vesellem)'in emrettiği ve tatbik ettiği sakal ve sarık gibi önemli sünnetleri kabul etmedikleri ve daha nice sünnetleri hafife alıp reddettikleri görülmektedir.

7-
Kur'an ve İslam'ın temel prensipleriyle bağdaştığı halde kendi görüşleriyle bağdaştıramadıkları bazı hadisi şerifleri mütevatir olmadıkları gerekçesiyle reddetmek.
Nitekim Şia mezhebi Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer (RadiyALLAHü Anhüma) nın fazileti, dereceleri hakkındaki bir çok hadisi şerifleri inkar etmektedirler.

8- Kendi mezhep anlayışlarını desteklemek amacıyla hadis uydurmak veya bu tür hadisleri rivayet etmek.
Mesela Şia mezhebi halifeliğin Hz. Ebubekir (Radiyallahu Anh) dan evvel Hz. Ali (Radiyallahu Anh) ye ait olduğu hususunda bir çok hadis uydurmuşlardır.
Nitekim Aliyyül-Kari (Rahimehullah) Şia'nın üçyüz bin hadis uydurduklarını nakletmiştir.

9- Ashab-ı Kiram'dan itibaren oluşan Cumhur-u Müslimin'in (çoğunluğun) din anlayışından kopup ayrılmak,azınlık halet-i ruhiyesi içerisinde karşı gruplar küfür (kafirlik) le itham etmek (suçlamak).
Nitekim günümüzdeki Vehhabi fırkası Matüridi ve Eş'ari gibi Ehl-i Sünnet'in temsilcilerini ve mansuplarını kafir sayarak bu vartaya (uçuruma) düşmüşlerdir.

10- Dinin temel hükümlerini, ayet ve hadislerin ruhundan ve Cumhur Ulema'nı görüşlerinden koparak sürekli tartışmaya açık tutmak.
Şimdi bir takım sapıklar türemiş Vakfe 'nin arefe günü olması gerektiği ile ilgili sağlam hadisi şerifler ve Cumhurun ittifakı varken Vakfe'nin hac aylarının herhangi bir gününde yapılabileceğini söyleyecek kadar ileri gitmişlerdir.





Ahmet Mahmut Ünlü
İtikat Risalesi

 

Ömer Bekir isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi