AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 11-30-2008, 02:58   #1
Kullanıcı Adı
By_Demokrat
Arrow Einstein Ne Demiş? Baykal için
Einstein ne demiş?

Baykal'ı ve CHP kurultaylarını düşünüyorum. Ve Einstein'ın bir sözü aklıma takılıyor. "Aptallığın en açık kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp değişik sonuç almayı beklemektir" demiş büyük bilim adamı...

Baykal'ı düşünüyorum.

İşine geldiği vakit 'değişim'den, 'yenilenme'den dem vuran, ama çabucak unutan Baykal'ı...

Sloganları seven...

Sadece kürsülerden en hırçın üslubuyla bu sloganları bağırmaktan hoşlanan... Ama bundan öteye gidemeyen... Siyaseti birtakım slogan ve klişelerin ötesine götüremediği için de derinleşemeyen... Bu yüzden bir türlü inandırıcı olamayan, güven veremeyen lider...

Baykal'ı düşünüyorum.

1995'te Londra'ya gitmiştik birlikte. Tony Blair'le buluşmuştu. O zaman İngiliz İşçi Partisi'nin yeni sol programına merak sarmıştı Baykal.

Blair 43 yaşındaydı.

Önce partisini değiştirmiş, sonra iktidara yükselmişti Blair... Yıllar geçti daha hâlâ başbakanlık koltuğunda oturuyor Blair. Bu yılki seçimi de kazanacağı kesin gibi.

Baykal'a gelince...

70'ine doğru yol alıyor.

Ama hem muhalefette, hem seçim kazanamıyor bunca yıldır. 1995'te yüzde 10 barajını kıl payı geçmişti. 1999'da baraja takıldı. 2002'de de, uzun muhalefet döneminden, ekonomik tarihimizin en büyük '2001 şubat krizi'nden ve Kemal Derviş dopinginden sonra bile yine muhalefette kalmıştı.

Baykal 1999'da baraja takılınca şunları yazmıştım:

"CHP tam dört yıldır muhalefetteydi. Çetelere bulaşmadı. Ama yine de oyunu artıramadı. Üstelik baraja takıldı. Yani yüzde 10'un altında kaldı. Niye? CHP yeniden doğuşa geçebilir mi? Yoksa tabela partisi olarak tarihin arşivine mi kaldırılır?"

Hâlâ kuşku, hâlâ soru işareti. Defalarca denenmiş olanı, acaba diyerek daha hâlâ denemeye kalkışmak...

Ne yazık!

Biraz daha geriye gidelim.

1980'lerin Baykal'ı.

İspanya'ya gitmiştim 1985 yılında. Franco'dan kurtuluşun ve demokrasiye geçişin onuncu yılı kutlanıyordu. İspanya'da Sosyalistler üç yıldır iktidardaydı. Ülkeyi demokratikleştiriyor, Avrupa Birliği'ne taşıyorlardı.

Sosyalistlerin lideri Felipe Gonzales başbakandı, 43 yaşındaydı. Alfonso Guerra, partide ve hükümette iki numaraydı, 44 yaşındaydı. Önce mühendis olmuş, sonra felsefe ve edebiyat okumuştu. Jose Marawall 43 yaşındaydı. Partinin ideoloğu ve Eğitim Bakanı'ydı. İngiltere'de, Oxford Üniversitesi'nde hukuk ve sosyoloji doktorası yapmış, Franco zindanlarında yatmıştı. Miguel Boyer 44 yaşındaydı ve Felipe'nin iç kabinesindendi. Ekonomi ondan soruluyordu.

Başbakan Gonzales dışında hepsiyle uzun sohbetler yapmıştık, Cumhuriyet Madrid muhabiri Nilgün Cerrahoğlu'yla. İzlenimlerimi uzun uzun yazmıştım. Daha yaşı 45'e vurmamış gerçekten genç İspanyol sosyalistlerinin ülkelerini nasıl kalkındırdıklarını, nasıl demokratikleştirdiklerini, nasıl Avrupa'yla bütünleştirdiklerini anlatmıştım.

Türkiye'ye dönünce belki de ilk telefon Baykal'dan gelmişti. Ankara'da kendisiyle buluşup 'İspanyol modeli'ni konuşmuştuk. On yıl sonra Londra'da 'Blair modeli'nde olacağı gibi, on yıl önce de Gonzales modeli konusunda heyecanlanmıştı Baykal...

Ama o kadar.

Değişen bir şey olmadı.

Baykal yine sloganlarda, kendi dar çevresinde yaşamaya, yaşlanmaya devam etti. Taşra kokan tarzından ve kendi ezberlerinden hiç kurtulamadı. Cilası bazen parlardı. Ama şöyle bir çizikle herhangi bir derinlikten yoksun olduğu hemen anlaşılırdı.

Onun içindir ki:

Arada bir etkilenir gibi olduğu Gonzales'lerin, Blair'lerin ufuk genişliğini, entelektüel takım oyunu zihniyetini, değişim iradelerini kavrayamadı.

Ya da böyle bir kumaştan değildi.

Farklı bir kumaştan dokunduğu için de, böyle yolları 1990'ların ilk yarısında kendisine göstermeye çalışan bir İsmail Cem'i, 2000'lerin hemen başında yine bu yolları kendisine içtenlikle anlatmak isteyen bir Kemal Derviş'i vitrin süsü olarak kullanmaktan öteye gitmedi, gidemedi Baykal.

Geçelim.

Aklımda Einstein'ın sözü:

"Aptallığın en açık kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp değişik sonuç almayı beklemektir."

Ben Baykal'ı artık daha fazla düşünmek istemiyorum. Siz hâlâ düşünüyor musunuz, CHP'nin sayın kurultay delegeleri?..




Hasan Cemal tarafından yazılan bu makale,
26 Ocak 2005 Çarşamba günü yayınlanan Milliyet Gazetesindeki köşe yazısıdır...

 

By_Demokrat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi