zammı herkesi çarptı!


Enflasyon hedefinin altında kalan AKP iktidarının, elektriğe konutlarda yüzde 21, sanayide yüzde 22 gibi insafsız bir zam yapması, herkesi isyan ettirdi. Özellikle maaşına yüzde 2 zam alabilen sabit gelirli kesim, bu zammın altından nasıl kalkacağını düşünüyor!




Elektriğe ‘tasarruf’ zammı!
AKP iktidarının elektriğin fiyatını konutlarda yüzde 21, sanayide ise yüzde 22 artırması vatandaş, esnaf ve sanayiciyi isyan ettirdi



Hükümetin İngiliz vatandaşı Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, elektriğe yapılan acımasız zammın, ‘tasarruf’ amacı taşıdığını söyledi



Hükümetin, elektriğe yaptığı konutlarıda yüzde 21 sanayiye yüzde 22 oranındaki zamma tüm kesimleri çarptı. Karnın doyurmakta zorlanan vatandaş “elize geçen bir para yok, bunu nasıl öderiz” diye kara kara düşünmeye başladı. Tüm kesimlerin belini büken bu akılalmaz zam oranlarına esnaftan, sanayiciye tepkiler sürüyor. AKP’nin İngiliz vatandaşı olan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, dalga geçer gibi zammı tasarruf amacıyla yaptıklarını ifade ederek ilginç bir savunmada bulundu.




Enerji üretmeliyiz
Türkiye’nin elektriğin neredeyse yüzde 60’ını ithal girdilerle ürettiğini söyleyen Şimşek, “Hidroelektrik ve nükleer santrallere ağırlık verilmeli. Bütün bunlar Türkiye’nin hem dışa bağımlılığını azaltacak hem de önümüzdeki dönemlerde özellikle elektrik fiyatlarının rekabet unsuru anlamında Türk şirketlerini destekleyici nitelikte olmasını sağlayacak” dedi.



Gaz lambası ile protesto
Türk Eğitim-Sen Kayseri 2 No’lu Şubesi’ne bağlı üyeler, elektriğe yapılan zammı ampul kırıp gaz lambası yakarak protesto etti. Şube Başkanı Ali İhsan Öztürk, Türkiye gündeminde yaşanan olaylara tepki göstermeye devam edeceklerini belirterek, elektriğe yapılan yüzde 22’lik zamla vatandaşın zor duruma düştüğünü söyledi. Öztürk, “ Hükümet vatandaşın belini iyice büktü. Yapılan elektrik zammını eleştirmek için ampul kırıp gaz lambası yaktık. Tepkimizi bu şekilde duyuracağız” dedi..




Bütçe perişan
Elektrik Mühendisleri Odası Genel Başkanı Musa Çeçen, “Otomatik zam sistemiyle 4 kişilik ailenin aylık elektrik faturasını 80-100 YTL’ye çıkaracak süreç başlayacak” dedi. YPK’nın kararıyla elektrik zammının 1 Temmuz, 1 Ekim, 1 Nisan tarihlerinde yılda 3 kez ayarlanmasının sağlandığını ifade etti.



Sanayici kızgın
Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez, zammın istihdama, üretime olumsuz yansıyacağını öne sürerek, “Enflasyon yükselecek, faizler de tekrar yükselme trendine girecek” dedi. Üzülmez, “ Daha makul zam yapılmalıydı. 6 ay içinde bu şekildeki elektrik zammı, üretilen malların fiyatlarının da artmasına yol açacak” diye konuştu.



Vergisinden bile KDV alıyorlar!..
Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, “Elektrikte vergi üzerinden KDV alınması anlamsızdır. 24 milyon elektrik abonesinin cebinden ayda sadece KDV farkı olarak 30 milyon YTL para haksız yere ekilmektedir” dedi. Dinç, “elektrik zammının tüketicinin cebindeki deliği onarılmaz şekilde büyüttüğünü” ileri sürdü. Elektrik zamlarının üretici ve tüketici fiyat endekslerinin yükselmesine neden olacağını ifade eden Dinç, “Pek çok sektörün girdisi olan elektrik fiyatlarının artması ile tüm sektörlerde katlamalı bir zam furyası haline dönüşecektir. 6 ayda toplamda yüzde 45’e ulaşan bir zammın hiçbir ekonomi politikasıyla izahı mümkün değildir” diye konuştu.




28/06/2008 02:59 46 defa okundu

yen,çag

6 yıla endekslediğimiz zaman yıllık faiz %2 civarında oluyor o sebeple sıkıntı yok.Ayrıca doğalgaz fiyatlarında yapılan %50'lik zamma karşılık ( %60 elektriği doğalgazdan ürettiğimizi düşünürsek ) olması muhtemel bir artış.İnşallah hükümetimizin enerji politikaları(rüzgar,hidro,nükleer vs ) sayesinde elektrik korkusu yaşamayacagız.Tabi nükleer enerji deyince bazı ülkelere bagımlı olan greenpeace'ciler hoplamazlarsa yk neymiş doga kirleniyormuş kardeşim avrupa ülkelerini her seferinde örnek gösteriyorsunuz ne oluyorda şimdi yerinizde oturamıyorsunuz.Yoksa Türkiye'nin bagımlılıklardan kurtulmasını mı istemiyorsunuz ?

Müntesip rüzgar enerjisi demişken şu önemli haberi ekleyim.

----
Rüzgar enerjisine 450 milyon euro yatırım

Polat Enerji ile Demirer Enerji ortaklığı, ikinci rüzgar enerjisi santralini Manisa'da devreye alırken, grubun 2010 yılına kadar bu alanda 450 milyon euro tutarında yatırım yapacağı açıklandı.



Manisa Sayalar Rüzgar Enerjisi Santrali, Enerji Bakanı Hilmi Güler'in de katılımı ile açıldı. Törende konuşan Enerji Bakanı Güler, "Enerjide bir kurtuluş savaşı, bağımsızlık savaşı veriyoruz. Bağımsızlık savaşı, yerli kaynaklarımıza ağırlık vererek, enerji verimliliğine ağırlık vererek, dışa bağımlılığı azaltarak hatta ortadan kaldırarak gerçekleşecek" dedi. Bütün Türkiye'nin Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası'nı hazırladıklarını anımsatan Güler, böylece ülkenin her ilinde rüzgar enerjisi üretim potansiyelinin belirlendiğini ifade etti. Göreve geldiklerinde 17 MW olan rüzgar kurulu gücünün 478'e çıktığını belirten Güler, "Türkiye'nin rüzgar potansiyeli 48 bin MW. Tabii bunun hepsinin kurulması mümkün olmayabilir ama en azından 15 bin MW kurulabilir. Bu da 15-20 milyar dolarlık yatırım demek" dedi. Rüzgardan sonraki hedeflerinin jeotermal ve güneş olduğunu ifade eden Güler, "Biz güneşin de haritasını, atlasını çıkarttık. Biz bilimsel çalışıyoruz, öyle lafla değil, bilimsel biçimde. Türkiye'nin 380 milyar kWh potansiyeli var. Türkiye'nin geçen yıl ürettiği elektrik miktarı 190 milyar kWh. Düşünün güneş potansiyeli bunun iki katı. Tabii maliyet sorunu var. Ama güneşte fiyat aşağı iniyor, petrol çıkıyor, bir yerde buluşacaklar. Onda birini yapsak... Bundan sonraki hedef güneştir. Onun için, güneşin zaptı yakın, diyoruz" diye konuştu. Rüzgar santrallerinin yeşil alan görevi gördüğünü ifade eden Güler, Polat'a seslenerek, "Bu santralle birlikte buraya 2 milyon ağaç dikmiş oluyorsunuz. Santral, karbondioksit yutak etkisi yapmış oluyor" dedi.


-MGK'DAN NÜKLEER DESTEĞI-

Dünkü Milli Güvenlik Kurulu'nda enerji konusunda brifing verdiğini de kaydeden Güler, "Gerek nükleer gerek yenilenebilir enerji destek noktasında görüşmelerimiz oldu" dedi. EPDK Başkanı Hasan Köktaş, Sayalar Rüzgar Enerjisi Santralının yılda 153 bin kişinin elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacağını vurguladı. Bundan 5 yıl öncesinde Türkiye'nin işletmede olan dört adet rüzgar santralının toplam kurulu gücünün 20 MW olduğunu anımsatan Köktaş, son iki yılda devreye giren 11 rüzgar santrali ile birlikte kurulu gücün yaklaşık 17 kat artarak 333 MW'a çıktığını kaydetti. Köktaş, şu bilgileri verdi: "Toplam 142 MW kurulu gücündeki iki adet tesisin birkaç ay içerisinde tamamlanması ile önümüzdeki aylarda ülkemizin toplam rüzgar kurulu gücü 475 MW'a ulaşacaktır. Sadece bu santrallerin kurulması ile yapılan yatırımların ekonomik büyüklüğü 500 milyon YTL'dir. Kurumumuz tarafından bugüne kadar 3 bin 60 MW'lık 97 rüzgar projesine lisans verilmiş olup ilaveten 1022 MW'lık 19 proje için uygun bulma kararı alınmıştır. 2 bin 480 MW kurulu gücünde 44 proje için ise değerlendirme sürmektedir. Kurumumuza 1 Kasım 2007 tarihinde bir günde başvurusu yapılan 70 bin MW'lik toplam gücü kapsayan 722 proje içerisinde eleme yapılmaya yönelik çalışmalar sürdürülmektedir."


-POLAT: AVRUPA'NIN EN BÜYÜK SANTRALINI KURUYORUZ-

Polat Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, 10 yıl önce yasa bile olmadan rüzgar işine girdiklerini anımsatarak, "Bu yasayı çıkarana kadar dört-beş tane hükümet dönemi yaşadık.9-10 sene evvel bize herkes gülerek bakıyordu. Böyle bir şeyin olmasının mümkün olmadığını düşünüyorlardı Türkiye'de. Bugün arka arkaya santraller açılıyor, gerisi de gelecek" dedi. Sayalar'ın Polat-Demirer ortaklığının ikinci santralı olduğunu ifade eden Polat, 2010 yılına kadar beş tane daha santralı devreye alacaklarını, bu çerçevede toplam 450 milyon euro yatırım yapacaklarını bildirdi. Rüzgar santralı kurarken en çok bürokraside zorlandıklarını belirten Polat, "Dağlara çıkıp montaj yapmaktan daha çok maalesef bizi bu işin bürokrasisi yoruyor. Bürokrasi konusunda lütfen bizim önümüzü açın, enerjimizi daha verimli santraller yapmak için harcamamıza yardımcı olmanızı sizden rica ediyoruz. Yerel kaynaklara dönmek ülkemizi dışa bağımlılık konusunda da yavaşlatacaktır. Hızımızın artması lazım. Onun için de bürokrasiyi en alt düzeye indirmemiz lazım. Bu santralleri sadece elektrik üretim birimi olarak görmemiz lazım. Bu santrellari imal ederken dünya kadar işyerinin, binlerce insanın istihdamını düşünmemiz lazım, Türkiye'nin ihtiyacı olan katma değerin de yaratıldığını hatırlamamız lazım" diye konuştu. Polat, bir yıl sonra Soma'da 141 MW'lık, Avrupa'da tek noktada en büyük olacak rüzgar santralını devreye alacaklarını da söyledi.


-YILDA 66 BIN TON KARBONDIOKSIT SALINIMINI ENGELLEYECEK-

Demirer Enerji Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erol Demirer, bölgede rüzgar ölçümlerine 1996 yılında başladıklarını, aradan 12 yıl geçtiğini kaydederek, "Bizi en çok yoran havai hattı. 30 kilometrelik yüksek enerji hattı kurmak gerekti. İzinleri almak çok vakit harcadı. Bu santralın salınımını engellediği karbondioksit miktarı senede 66 bin ton. Böyle santralların dünyanın temiz tutulmasında büyük katkısı olacak" diye konuştu. 34.2 MW kurulu gücündeki Manisa Sayalar Rüzgar Enerjisi Santrali, 40 milyon euro'ya mal oldu. Santrall yılda 116 milyon kWh elektrik üretecek. Burgaz ve Sayalar'ı devreye alan Polat-Demirer ortaklığı, 2010 yılına kadar Soma, Kozbeyli, Samurlu, Seyitali, Poyraz rüzgar santrallerini de devreye alarak toplam 450 milyon euro yatırım yapmış olacak. Öte yandan, sera gazı emisyonu azaltımına katkı sağlama çerçevesinde Manisa Sayalar Santrali Türkiye'de "VER Gold Standart" sertifikasını alan ilk üç rüzgar santralinden biri oldu.

ajanslar

bugun neden tüm avrupa nükleer enerji tesislerini kapatıyor söylermisin? Onlar kapatırken biz acalım ? Burda terslik görmüyormusun?

Bü ülkede 500 ytl asgari ücretle yasayan insanlar oldugunu unutmayalım 480 liradan 20 liralık komik 1 zam verdik sonra bunun fazlasını elektrik olarak geri aldık eger bunu elestirmeye yanasmıyorsanız ve normal diyorsanız dicek 1 sey bulamıyorum

Güzel kardeşim, biraz insaflı davran. Bizde yeri gelince eleştiriyoruz. Sanmaki körü körüne bağlıyız. Diyorsun ki avrupada nükleer enerji santralleri kapatılıyor. Hangi ülke kapattı peki söylermisin? Onların kapatmaya kurtulmaya çalıştıkları şey nükleer atık depoları. Tamam. Yinede açılmasın diyelim. O zaman başka bir çözüm üret. Barajlarla olmuyor işte. Yağış bile yok ki. İnsanlar içecek suyu zor buluyor. Nasıl ondan elektrik üretsin? Rüzgar konusu dersen hükümet zaten bu konuda çalışma yapıyor. Ama rüzgar yeterli olur mu? Hayır. Şu aşamda diğer gelişmiş 30'a yakın ülke gibi bizimde nükleere geçmemiz gerekiyor.

Asgari ücrete gelince. Haklısın. Zam çok düşük. Bunu başbakana sor, eminim o da aynısını söyler. Ama ne yapsın? Biz süper güç değiliz ki! Ekonomimiz süper değil ki! İmkanlarımız belli. 2002 krizini unutma. Yeni yeni toparlanıyoruz. Ülke güçlendikçe şartlar eminim daha iyi olacaktır. Önemli olan bu hususta sabırsız olmamak. İnsaflı düşünmek. Ak Partiden önce asgari ücretlinin durumu daha mı iyiydi sanki? Eğer sen elini vicdanına koyup "evet 2002'de asgari ücret çok daha iyiydi." yada "bu ülkenin başına başka parti geçmiş olsaydı ülkemiz daha iyi olurdu Asgari ücretli daha fazla para alırdı. Elektriğe benzine daha az zam gelirdi" diyebiliyorsan bende sana hiçbir şey söylemiyorum.

Demek ki medeni yaşamın olmazsa olmazı ,fakat kendini ciddiye almayanları da fena halde çarpması ile ünlü olan elektriğin insanlar üzerindeki bir başka tehlikeli boyutunuda senden öğrenmiş bulunuyoruz.Yani sadece insan bedenini çarpmakla kalmayıp deriden yapılmasına rağmen cüzdanları da çarpabiliyor.Fakat bu konuda fazlada karamsar olmanı istemem kardeş sakin olabilirsin.Ufak bir tespit yaptım .Şöyleki ,bildiğimiz kadarı ile ancak 25 volttan sonrası tehlikeli olabilen elektriğin uzmanlar tarafından da dikkate alındığı görülmüş olmalı ki yapılan zammın % 22 leri geçmediği görülmektedir.Bu sebeble en azından kendi doğal hali çarpmaya devam etse bile ,yapılan bu küçük zamın vatandaşın cebini pek çarpacağını zannetmiyorum .Bu konuda müsterih olabilirsin.
Bilmem ikna oldunmu ?

Nüklearmis kapatan kapatana onların kapattıklarını alır kullanırız olmazmı ?



Amerika


* Dünyadaki toplam 434 nükleer santralin 104'ü ABD'de. Ancak 1978'den beri nükleer santral siparişi verilmiyor. Son 17 yılda da hiç nükleer santral yapılmadı.


* Çernobil'den sonra yapımı süren 128 santral iptal edildi.



Fransa


Elektrik enerjisinin yüzde 70'ini nükleer kaynaklardan sağlayan Fransa'da bile 1997'de hükümet kararıyla 2010 yılına kadarki nükleer program askıya alındı. Fransa tarihinde ilk kez geçtiğimiz eylülde Yeşiller'in Çevre Bakanı Dominique Voynet'in inisiyatifiyle Carnet Nükleer Santralı'nın yapımı durduruldu.



Almanya


* Elektrik enerjisinin yüzde 28'ini nükleer santrallerden karşılıyor. Schröder hükümetinin koalisyon protokolunde nükleer enerji kullanımından 20 yıl içinde vazgeçilmesi hükmü yer alıyor.


* Yapılan kamuoyu yoklamalarında halkın yüzde 69'u nükleer santrala karşı.


* 1986'dan bu yana 4 nükleer santral kapatıldı, yapımı planlanan 1 santraldan da vazgeçildi.



İsveç


* Elektriğinın yüzde 60'ını nükleer enerjiden sağlayan İsveç'te, ülkedeki 12 nükleer santralin hepsinin 2010 yılına kadar kapatılması kararlaştırıldı. Bu santrallerden ilki Barseback - 1 bu hafta başında kapatıldı.



Kanada


* 1975'ten beri yeni nükleer santral siparişi verilmedi. Ülkedeki 33 nükleer santralden 7'si kapatıldı



İspanya


* 56 nükleer santral planlandı, ancak 8 tanesi inşa edildikten sonra 48 tanesi iptal edildi. 1984'te hükümet, yüksek maliyetli olduğu için projelendirilen 5 santralı durdurdu.



İtalya


* 1987'de yapılan referandumla 3 santral kapatıldı.



İngiltere


* Çernobil'den sonra yapımı süren 3 santral iptal edildi.



İsviçre


* 15 yıldır hiç nükleer santral yapılmıyor. 1990'da yapılan referandumla tüm nükleer program askıya alındı.



Avusturya


* İnşa edilmiş olan nükleer santralları çalıştırmıyor.



Filipinler


* Tamamlanmış olan nükleer santralları çalıştırmıyor.



Brezilya


* Yapımı bitmekte olan 2. santralinden ve 1.1 milyar dolar harcadığı 3. nükleer santralinden vazgeçti



Çin


* İnşaatına başlanan 2 nükleer santralın yapımı askıya alındı.



Rusya


* Çernobil faciasından sonra onlarca nükleer santral projesi iptal edildi

ülkem kardeşim. İyi güzel hoş yazmışsın. Peki bu haberin kaynağını sorsam sana? Ben söyliyeyim. Greenpeace O verdiğin rakamlar ise tamamen çarpıtmadan ibaret. Çeşitli sebeplerle açılan davalar sonucunda yerleşim yerine yakın olan santraller çeşitli dönemlerde kapatıldı. Durum bundan ibaret. Yoksa avrupa, Amerika, Çin gibi gelişmiş ülkelerde hala nükleer enerji kullanılıyor. Enerji nükleerden karşılanıyor. Üstelik o yazıda geçtiği gibi tehlikeli de değil. Aksine doğru yapıldığında çevre dostu.

Ben sana okuman için kaynak vereceğim, ama eminim dersin ki o güvenilir değil. Doğru olanı Greenpeace biliyor. Ama olsun. Ciddiye almasanda bilgin olsun. Bir oku.

Kaynak: Türkiye Atom Enerjisi Kurumu

Satır satır foruma aktarmak istemiyorum. Linki;

http://www.taek.gov.tr/bilgi/sss/cevredostumu.html

Yalnız o sayfadan bir alıntı yaparak sözlerimi noktalayacağım;


Nükleer Enerji Çevre Dostu Bir Teknolojidir
Nükleer enerji üretim zinciri, tümüyle ele alındığında sera gazı salımı konusunda en temiz seçenektir. Nükleer enerjinin iklim değişikliğine sebep olan atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunun azaltılmasında büyük rolü vardır. Günümüzde nükleer santraller, elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salımında yıllık olarak yaklaşık %17 azalmaya sebep olmaktadır. Yani bu santrallerin yerine fosil yakıtlı santrallerden elektrik elde edilseydi her yıl 1.2 Milyar ton karbon atmosfere verilecekti. Nükleer enerji üretimi sürecinde ortaya çıkan atıkların ve kullanılmış yakıtların yönetimi, gelecek nesillere fazla bir yük bırakmadan insan sağlığı ve çevrenin korunmasını amaçlamaktadır.