Elif Çakır



Kodu mu oturtan bir Genelkurmay Başkanı istiyorum!

Yok yok aklımı filan kaçırmadım gayet ciddiyim! Kodumu oturtan bir genelkurmay başkanı istiyorum... Başka türlüsü olmayacak, çıkan onca haber, belge, ses kayıtları, video görüntüleri kimseleri utandırıp da onurluca istifa edeni yok... Yetmedi, Heron kayıtları komutanların canlı olarak kare kare baskında ölen askerleri izlediklerini ortaya koydu... Daha ne olacak, ne olması gerekiyor...

***

Henüz YAŞ kararları açıklanmadı ben bu yazıyı yazarken.

Ama duyduk ki, İlker Başbuğ Paşa, görev süresinin uzatılması teklifini kabul etmemiş.

Sevinelim mi, üzülelim mi bilemedim.

Onu hep ekranda asık bir suratla parmak sallarken hatırlayacağız.

Kime karşı: Sivil iradeye karşı.

Oysa görev süresi boyunca, herhangi bir demokratik ülkeyi ayağa kaldıracak, halkı sokaklara dökecek hadiseler yaşandı bu ülkede.

İlker Paşa ise ekranlara çıkıp, “kâğıt parçası” dedi, “mühimmatla darbe mi olurmuş” dedi, “TSK’ya karşı asimetrik psikolojik savaş açıldı” dedi.

İlker Başbuğ da, artık halının altına süpürülemeyecek kadar odaları sarmış olan siyasi pisliği temizlemeye çalışmaktan usanmış olmalı ki, görev süresinin uzatılması teklifini kabul etmemiş. İkide bir ekranlara çıkıp “asimetrik psikolojik harekât” demekten bıkıp usandı herhalde. Tabii nereye kadar!

Bakın neredeyse haftası doluyor, Heronların baskını görüntülemesi hakkında Genelkurmay’dan halen bir ses yok. (YAŞ geldi çattı ya, zaten kaç aydır askerlerin hepsinin aklı fikri orada. Herkes, yaptığı bütün hatalara rağmen terfi peşinde!..)

Ordu, gırtlağına kadar siyasete o kadar bulanmış ki, karakollarda baskına uğrayıp can veren ülke evlatlarına dönüp bakan yok.

Oğullarını Hantepe’de şehit veren aileler infial halinde.

“BBG evi gibi gözetliyoruz” demişti Büyükanıt Paşa.

Gerçekten de öyleymiş!

Ana babaların gözünden sakındıkları, binbir türlü emekle büyütüp askere yolladıkları çocuklar meğer “BBG Kışlası”nda figüran olmuşlar!..

Tüylerim diken diken oldu Taraf’taki haberi görünce...

Gözümün önüne yine İlker Başbuğ’un öfkeyle parmak sallaması geldi.

Ah İlker Paşa ah!..

Ne olurdu o parmağını sivil iradeye sallayacağına, kendi emrin altındakilere sallayabilseydin!

Hani şu “kodumu oturtan genelkurmay başkanı istiyorum” diyenler vardı.

Evet, bu millet de artık kodu mu oturtan genelkurmay başkanı istiyor.

Fakat halkın kendisine, çoluk çocuğuna karşı değil...

Emri altındakilerin her türlü hukuksuz ve sorumsuz davranışları karşısında aynı öfkeli suratla onlara parmağını sallayan bir genelkurmay başkanı...

Kim olacaksa yeni Genelkurmay Başkanı, Işık Koşaner mi, bir başkası mı?

Askerlik vazifesini en iyi şekilde yerine getirmekle ilgilenmeyip de, kendi halkını fişlemekle, hükümet devirmece oynamakla vakit harcayan TSK mensuplarını hizaya getirecek bir Genelkurmay Başkanı olmalı artık.

Gerçekten yürekleri yanarak, “evlatlarını bize hiç sorgu sual etmeden teslim eden bu halka yanlış yaptık” diyerek kendi kendilerini sigaya çekeceklerse ne mutlu...

Gönül ister ki böyle olsun.

Ama gönüllü olarak olmayacaksa da..

Yine gözümüz üzerlerinde olacak.

Halkın gözü Heron’larınkine benzemez.

Halkın gözü üzerlerinde olsa ne olur, demeyin... Artık yeni anayasaya göre (gerçi kayısıya çözüm yok ama) hukuk da yerini bulmuş olacak. Sivil yargı yolu açılacak. Her şey eskisi gibi kolay olmayacak.

En güvenilen kurum değil artık TSK.

Bunu kendi elleriyle yaptılar.

Hiç kimsede suç aramasınlar.

Asimetrik psikolojik harekât falan yok.

Sorumsuzluk var.

Duygusuzluk var.

Vicdansızlık var.

Kendini her şeyin üzerinde gören büyük bir kibir var.

Yeni Genelkurmay Başkanı işte bunun için kodu mu oturtan bir komutan olmalı.

Bütün halkı yeniden yanına almalı...

Star 05.08.2010