07-30-2014, 14:07 | #1 |
Emin Pazarcı - Cemaat Ortalığa Döküldü
Emin Pazarcı
Cemaat ortalığa döküldü Başbakan “İnlerine girilecek inlerine” dediğinde, kimse böyle bir sonuç beklemiyordu. İnlerine girildi ve onlar da panikle gizlendikleri yerden dışarı fırladılar. Bütün yapı ortalığa döküldü. Artık bu işin gizlisi, saklısı, inkâr edilecek bir tarafı kalmadı. Siyaset ayağı adliyeye koştu. Hukuk ayağı soruşturmayı etkisizleştirmeye ve sulandırmaya çalıştı. Medya ayağı feryadı bastı… Hakan’ı, İdris’i, Ekrem’i ve diğerleri adliye önünde arz-ı endam eyledi. Ablalar ve ağabeyler oraya âdeta çadır kurdu. Yetmedi, hep birlikte “selfie”ler çekildi, sosyal medyada paylaşıldı. Cümbür cemaat ortalığa döküldüler. Kare tamamlandı! Söze gelince o polislerin binde birini bile tanımıyorlardı. Hiçbir ilgileri ve irtibatları yoktu. “Bize ne” diyorlardı: - Konuşmayın, insanlar hakkında atıp tutmayın. Suç işleyen varsa ve delil bulabiliyorsanız gereğini yapın. “Gereğini yapmak” için gerekli adımlar atıldı. Bu defa da, “Olmaz, olamaz, yapamazsınız” söylemi geliştirildi. Gözaltına alınanları “aklama paklama” görevine soyunuldu. Bu amaçla eldeki bütün kuvvetler seferber edildi. Yine din istismarı devreye sokuldu… Hâşâ, içlerinden Hz. Peygamber’i, annesini, eşini, dört halifeyi ve sahabeyi nezarete götürüp, o polisleri selamlatanlar bile çıktı! Ben o polislerin hiçbirini tanımam. Herhangi bir suça karışıp karışmadıklarını da bilmem. Aksi ispat edilene kadar hepsini “masum” görürüm. Doğrudur yanlıştır deme noktasında değilim; ancak ortada çok ciddi suçlamalar var. Günlerdir medyada enva-i çeşit iddia dolaşıp duruyor. Önemli belgeler yayınlanıyor, çok ciddi bazı kişiler şok isnatlarda bulunuyor. Üstelik, geçmişte oldukça garip gelişmeler oldu; bunlara hep birlikte şahitlik ettik. Suçlamaların hiçbiri yenir yutulur gibi değil… Âdeta içinde olmayan yok. Şantaj, kumpas, özel hayatın gizliliğine müdahale, ajanlık, hatta devleti ele geçirmek ve seçilmiş hükümeti yıkmaya teşebbüs bile var… Elbette bunlar araştırılacak. Ama engel üstüne engel çıkarılıyor. Panik büyük! İşin hukuki tarafını bir yana bırakıp, gelin olayları kamuoyunun gördüğü ilk noktadan ele alalım… İlk tartışma dershanelerdi. Hükümet bir düzenleme yapmak istedi. Ortalığı ayağa kaldırdılar. Yapmadıklarını bırakmadılar. Her türlü siyasi oyunun içine girdiler. Millî iradeyle iş başına gelmiş bir kadroya savaş açtılar. Âdeta, “Türkiye bizden sorulur, sen de kim oluyorsun” tavrı içine girdiler. Sonra birtakım kasetler piyasaya çıktı. Onlara sahip çıkıp dört elle sarıldılar. Yasa dışı dinlemeler ortalığa saçıldı. Tepki göstermek bir yana, bunların gerçek olmadığı doğrultusunda bir algı yaymak için çırpınıp durdular. Haklarında bin türlü iddia bulunan bazı hâkim ve savcıları ilahlaştırdılar. Onlara yönelen her türlü suçlamayı kendilerine yapılmış saydılar. Bu insanları savunmak için kendilerini helak ettiler. Polislerle ilgili operasyonda takındıkları tavır da zaten ortada! Gırtlaklarına kadar siyasetin içindeler. Ekonomik hayatı yönlendirmek için çırpınıyorlar. Adaleti istedikleri gibi dizayn etmeye çalışıyorlar. Sosyal hayatı tanzimde bile kendilerini yetkili görüyorlar… Bitmedi, kendilerinin dışında kimseye hayat hakkı tanımıyorlar. Sonra da kalkıp “Dinî bir cemaat olduklarından” söz ediyorlar. Hadi oradan… Böyle dinî cemaat olur mu? Sizin dışınızdaki herkes kör ve sersem mi? Kendinize gelin biraz! Farkında mısınız, lime lime dökülüyorsunuz. Tutulacak bir tarafınız yok. Nereden tutulursa, orası elde kalıyor. Aynaya bir bakın, kendinizi ne hâle getirdiniz! Kaynak Akşam 30.07.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
07-30-2014, 19:01 | #2 |
Paralel Yapı'da çöküş paniği
KİRLİ yüzü ortaya çıkan Paralel Yapı, örgütten kaçışları saklamak için taktik değiştirdi. Çöküşü önlemeye çalışan Paralel çete 'kapalı hücre sistemi'ni terk etti. Pensilvanya merkezli paralel yapı, eleman kaybı yaşayınca taktik değiştirdi. Kapalı örgüt hücreleri bir araya geliyor. 'Hâlâ güçlüyüz' imajı veriliyor... PARALEL yapı, 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinden sonra artan örgütten kaçışları perdelemek için taktik değişikliğe gitti. Hükümete yönelik darbe girişimlerinde başarısız olan paralel yapı elemanları, Gülen cemaatinden kaçışları tabana hissettirmemek için kapalı hücre sisteminden merkezi sisteme geçti. Kapalı hücre sisteminde; yapı yayıldığı her bölgede ayrı birimler oluşturuyordu. Başlarında bölge sorumlusu olarak "ağabey"ler vardı. Hücrelerdeki öğrenciler kimseyi tanımaz, iletişime geçemezdi. Üst kademeyle iletişimi ağabeyler sağlardı. Aynı sınıfta olup, farklı bölgelerdeki evlerde yaşayan öğrenciler birbirlerinin evlerde kaldığından bile haberdar değildi. Çeşitli dönemlerde düzenlenen kamplara bölge bölge gidilirdi. 17 ve 25 Aralık'ta paralel yapının darbe girişimi boşa çıkınca sistem çöktü. Öğrenciler yapıdan çıkmaya başladı. Paniğe kapılan örgüt ise sistem değiştirdi. Halkalar birleşti, çember genişledi. Yapı, şimdi bölgelerde ağlarında kalan öğrencileri merkezde toplayarak "Hâlâ güçlüyüz" algısı yaratmaya çalışıyor. Ancak bu toplama kalabalıklar gerçeği yansıtmıyor. İşte paralel yapıdan çıkan iki öğrencinin özetle anlattıkları: 'ÖĞRENCİ VE EV AŞIRI AZALDI' E.K.(24): Evlerde genelde 5 kişi kalırdı. Bir evde kalacaklar belirlenirken, tanışık olmamaları önem taşırdı. Buna çok dikkat edilirdi. Son katıldığım kampta, eskiden 15 kişinin olduğu kamplara oranla çok fazla sayıda kişi olduğunu gördük. Şaşırdık. Bununla ilgili bize kimse bir şey demedi ama biz öğrenci ve ev sayısının aşırı şekilde azaldığını bildiğimizden bunun "Hâlâ kalabalığız, ayaktayız, yıkılmadık, her şey hâlâ eskisi gibi" algısı oluşturmak için yapıldığının farkına vardık. Darbe girişimlerinden sonra evlerde yaşananlardan çok rahatsız olmuştum. Kamplarda yapılmak isteneni görünce tamamen ayrıldım. Ayrılma kararımı bildirdiğimde sürekli bana nedenini sordular. "Zor zamanda böyle mi olacaktı?" diye duygu sömürüsü yapmaya çalıştılar. YAZ KAMPINA TAŞIMA ÖĞRENCİ M.Ç.(23): Üniversitedeki 3 yılımda Kadıköy'de 6 kere kaldığım ev değiştirildi. Hiçbirisinde de daha önce kalmış olduğum evlerde tanıştığım kimseyle karşılaşmadım. Bize bu yer değişikliklerini öğrencilerin birbirinden sıkılmaması ve sorun çıkmaması için yaptıklarını söylemişlerdi. Yaşanan son süreçte birçok arkadaş evlerde olanlardan, konuşmalardan çok rahatsız oldu. Fırsatını bulan zaten evlerden ayrıldı. Ayrılmaya karar veren de çok. Ama bunlar da "Acaba fişlendim mi, cemaat bize bir şey yapar mı?" diye bir korku yaşıyorlar. Geçen yıl kampa gittiğimizde 15 kişiydik. En son yaz kampında çok kişi varmış. Bölgelerdeki evlerden gençleri bir araya getirmişler. Böylece her şey eskisi gibi mesajı vermek istiyorlar. Ama nafile örgütten kaçış hız kazandı. Kaynak:Sabah gazetesi- ahaber |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|