01-10-2014, 13:42 | #1 |
Emin Pazarcı - Fütursuz, Küstah ve Saldırgan
Emin Pazarcı
Fütursuz, küstah ve saldırgan Türk Silahlı Kuvvetleri içinde önemli bir görevde bulunuyordu. Dürüst, düzgün bir insan, aynı zamanda da iyi yetişmiş bir askerdi. Çevremdeki insanlar arasında “dost” diyebileceklerimin içindeydi. Fakat her görüşmemiz sıkıntılıydı... Sürekli olarak “dinlenme” ve “izlenme” şüphesiyle doluydu. Her seferinde kendine göre tedbirler alıyordu. Hiç unutmam 10 yıl kadar önce bana bir telefon kartı gönderdi. Kutunun içine bir de not iliştirmişti: “Bundan sonraki görüşmelerimizi bu kart üzerinden yapalım. Beni bu kartla ... numaralı telefondan arayabilirsin.” Açıkçası şaşırdım. Bana anlamsız gibi geldi. Sordum, “Bizi dinlediklerini biliyoruz” cevabını verdi. “Kim” diye devam ettim, “İçeriden, bizimkiler” dedi. Ama bu işi yapanların TSK dışında olduğunu söyledi. Ben yine önemsemedim. Dinleseler ne olacaktı? Ne konuşuyorduk ki? Bizim sohbetlerimiz ne işlerine yarardı? Dostluğumuzun, dinleyenler açısından herhangi bir getirisi olamazdı! Ama o farklı düşünüyordu: -Bunların ne yapacağı belli olmaz. Biz tedbirimizi alalım. Tadımız kaçmasın. Benim düşüncem ise, değişmiyordu. Söylemiyor, kırmak istemiyor; ama o günlerde bu tür davranışları gereksiz paranoya olarak görüyordum. Ama artık düşüncem değişti. O dostum tedbir almakta son derece haklıymış. Benim göremediklerimi o günden görmüş. Doğru olanı yapmış. Gelişmelere baksanıza, kimin eli kimin cebinde belli değil! Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde yaşananlar ortada: MİT mensupları bu hassas bölgede görev yaparken, sürekli olarak izlendiklerini fark ediyorlar. Kendilerini takip edenlerin bir başka ülke adına casusluk faaliyeti yapan elemanlar olduğunu düşünerek, ilgili birimlere haber veriyorlar. Peki kim çıkıyor bunlar? Emniyet elemanları, yani polis! Garip değil mi? Ülkenin polisi, yine bu ülkenin istihbarat elemanlarının peşinde. Hem de yasal hiçbir yetkiye dayanmadan ve kâğıt üzerinde herhangi bir görevlendirme yapılıp izin alınmadan. Olacak iş mi bu? Tabii ki değil, ama oluyor! Artık apaçık görünüyor: Emniyet içindeki bazı güçler, devlet imkânlarını kullanarak, hukuk dışı faaliyetlerle uğraşıyorlar. Üstelik son derece fütursuz davranıyorlar, saldırgan tavırlar sergiliyorlar. Herhangi bir kural tanımıyorlar. Devlet içinde ayrı bir devlet veya çete gibiler! Arkalarında ise garip ilişkiler var. Devlet, bunlara karşı bazı tedbirler alıyor. Emniyet’te birtakım operasyonlar yapılıyor. Hemen Batı’daki malûm çevrelerden ve AB komiserliğinden tepkiler yükseliyor. Yargıda da benzer olaylar yaşanıyor... Devletin ve MİT’in bilgisi dahilinde Suriye’ye bazı yardım malzemeleri gönderiliyor. “İçinde silah olduğu ihbarları var” bağrışları arasında savcılar, arama yapmak için peşine düşüyor. Tam da önemli uluslararası toplantıların arifesinde. Üstelik, Türkiye’nin etkinliğini ve itibarını zedeleyeceği biline biline. Bunların hiçbiri normal ve bu ülkenin lehine değil. Tamamı son derece düşündürücü ve rahatsız edici! Birileri kucağımıza oturmuş, sürekli olarak sakalımızı yoluyorlar. Devlet içinde yuvalanmış, son derece rahatsız edici bir yapıyla karşı karşıyayız. Ayrıca, attığı adımlara, ortaya çıkan sonuçlara ve dış destekçilerine basılırsa, bu yapı yerli değil. Millî hiç değil. Bu yapı kırılmak zorunda... Aksi takdirde, ne bu ülke insanının sandık başına gidip oy vermesinin, ne de “millî irade” söylemlerinin hiçbir anlamı kalmayacak. Böyle giderse bu yapı, size, bana, ona, buna hepimize büyük zarar verecek. Bu millet çok büyük bedeller ödemek zorunda kalacak! Kaynak Akşam 09.01.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|