03-18-2014, 17:23 | #1 |
Emin Pazarcı - Karanlığın Arkasındaki Çete
Emin Pazarcı
Karanlığın arkasındaki çete Biz tartışıyoruz ama yabancılar olayın farkında. Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler anlattı. Yurt dışından gelen heyet üyeleri, zaman zaman Fethullah Gülen'i ve Türkiye'de neler olduğunu soruyorlar. "ABD'de yaşıyor" cevabını aldıklarında da "tamam" diye araya giriyorlar: - Anladık, daha fazlasına gerek yok. Yabancıların bu ferasetine dikkati çeken Emrullah İşler de şu yorumu yapıyor: - Fethullah Gülen hareketi yerli bir proje değil. Belki başlangıçta yerli ve dinî olarak ortaya çıktı. Bir himmet hareketi vardı. Herkes paralarını ortaya akıttı. Ama bugün durum farklı! Emrullah İşler profesör, bir din âlimi. Dün Kızılcahamam'da öğle yemeğinde bir araya geldik. Türkiye'de son dönemde yaşananlara ilginç bir pencere açtı… Dershaneler tartışması yaşanırken olayın bugünkü noktaya geleceğini tahmin ettiğini ve bunu da paylaştığını söyledi. Herkesin bir insanı sevebileceğini, ancak bunun "akılların kiraya verilmesi" noktasına gelmemesi gerektiğine dikkati çekti: - Maalesef bizde cemaat bir akıl tutulması yaşıyor. Cemaat artık bitmiştir, bir başka yapı ortaya çıkmıştır. Yakın tarihimizde ne kadar kirli ve karanlık iş varsa, tehdit ve şantaj yaşanmışsa, arkasında bu yapının olduğu anlaşılmıştır. Geçmişte cemaat adını bir kalkan olarak kullanan sinsi yapının bugün ortaya çıktığını belirten İşler, "Karşımızda 'her şey benim olsun, her şeyi ben kontrol edeyim' diyen bir yapı var. Bunlar, fedakâr insanları da istismar etmişler." değerlendirmesini yaptı. İşler, üç önemli noktanın altını çizdi: 1) Cemaatleşmeden örgüte geçme kararı verilmiştir. 2) Aslında bugün yapılan, cemaati bitirme operasyonudur. Çünkü Türkiye bu yapıyı kaldıramaz. Cemaat kendi ipini kendi çekmiştir. 3) Bu sadece AK Parti'ye değil, cemaate de yapılan bir operasyondur. Cemaat bitmiştir. İşler, bütün bu yaşananların birinci derece sorumlusunun da F. Gülen olduğunu söyledi. Başbakan Yardımcısı İşler, bazı tespitlerini başlıklar hâlinde sıraladı: - Gülen, bize siyasi istikrarın devamı için elinden geleceğini yapacağını söyledi. Ama tam tersini yaptı. - Başbakan ve Hükümet'e karşı bir karalama kampanyası başlattı. - Yurt dışındaki okullarda Türkçe falan öğretilmiyor. Türkçe bilen birkaç çocuk öne çıkarılıp millî duygularımız istismar ediliyor. - Okullarda eğitim dilinin İngilizce olması bir taşeronluktur. - Sadece bize değil, geçmişte CHP ve MHP'ye de operasyon yaptılar. Bahçeli'nin millî bir davada sessiz kalmasını anlayamıyorum. - Artık karşımızda cemaat değil bir çete var. Devleti ele geçirmeye çalışan bir örgütle karşı karşıyayız. - MGK da bu yapıyı tehdit olarak görmeye başladı. - Bu çete, Türkiye Cumhuriyeti'nin istiklâl ve milletimizin beka sorunu hâline gelmiştir. Peki bundan sonra ne olacak? Emrullah İşler, çok açık ve net konuştu: - Ortada, devleti ele geçirme ve casusluk gibi büyük suçlar var. Bu suçların TCK'daki karşılığı neyse yerini bulacak. İhanete kadar varan bir hareketle karşı karşıyayız. Bunlar teker teker yargı önüne çıkacak ve yaptıklarının hesabı sorulacak. Tabii, dönüm noktası 30 Mart olacak. Başbakan Yardımcısı İşler de buna işaret etti: - 30 Mart, Türkiye'nin kader seçimi hâline geldi. Karşımızdaki çete için de bir ölüm-kalım mücadelesi. Beklediğini bulamazsa yok olup gidecek. İşler, işte bu yüzden "olağanüstü şeyler olabileceğini" söylüyor. Seçim sonuçlarını etkilemeye, sandık güvenliğini zedelemeye yönelik yeni adımların gelebileceğine işaret ediyor: - Türkiye'de büyük bir operasyon yapmayı plânlıyor olabilirler. Peki başarabilirler mi? Emrullah İşler'e göre, millet bütün olup bitenin farkında: - Millet bir beka ve istiklâl sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu gördü. Gereğini yapacak. Başbakan yardımcılığı koltuğunda oturan ve devletin istihbaratını elinde tutan İşler'in söyledikleri ortada. Türkiye, gerçekten son derece hassas bir dönemden geçiyor! Kaynak Akşam 18.03.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|