04-01-2014, 02:29 | #1 |
Emin Pazarcı - Paralel Hezimet
Emin Pazarcı
Paralel hezimet Müneccim değilim ama görünen köy kılavuz istemiyordu. Günler öncesinden yazmıştım. Seçime hile karıştırıldığını iddia edeceklerini ortaya koymuştum. "Çamura yatacaklar" demiştim. Aynen öyle oldu. Bu satırların yazıldığı saatlerde, geleneksel "oylar çalındı" festivali başlamıştı! Çünkü… Kendilerini öylesine şartlandırmışlardı ki… Öylesine halktan kopuklardı ki… Başbakan Erdoğan'a o kadar düşmanlık besliyorlardı ki… AK Parti'nin büyük bir hezimet yaşayacağına kendilerini o kadar inandırmışlardı ki… Hiç beklemedikleri bir sonuçla karşılaşınca büyük hayal kırıklığına uğradılar. Dengeleri bozuldu. Böylesine tepki vermeleri son derece doğal. Oysa, Türkiye hâkim teminatında seçim yapan dünyanın ender ülkelerinden biri. Ayrıca, dün seçimde her sandıkta partilerin temsilcileri vardı. Hepsi de sandık tutanaklarını aldı. Bunlar parti genel merkezlerine kadar ulaştı. Nerede ne olduğunu, hangi sandıktan ne kadar oy çıktığını herkes biliyor. Kısacası, kimsenin kimseden bir şey kaçırması mümkün değil. Öyle düşünenler varsa, itiraz yolu da açık. O yüzden, koparılan yaygaranın hiçbir anlamı yok. Üstelik ortaya çıkan bu sonuç, kamuoyu araştırmacılarınca önceden belirlenen rakamlarla da örtüşüyor. Seçim öncesi üç aşağı beş yukarı bu tablo görünüyordu. Sadece belli kesimler inanmadılar, hepsi o kadar. Ankara'ya gelince… Mansur Yavaş, erken bir seçim zaferi ilan etti. Gökçek ise, "Ben kazandım" dedi. Bu satırların yazıldığı sırada oy sayımı devam ediyordu. Aslında, Ankara'daki tabloyu, bizzat Melih Gökçek'in kendisi yarattı. Başlangıçta CHP'yi hiç düşünmeyen, kendisine gelen teklifleri geri çeviren Yavaş'ı zorla iterek CHP'nin saflarına kattı. Yavaş, DP'den aday olacaktı. Seçim masrafları da Balgat'taki Genel Merkez Binası satılarak karşılanacaktı. Asıl amacı, mensubu bulunduğu MHP'de Genel Başkanlık hedefine ulaşmaktı. Ne yaptı Melih Gökçek? İmar değişikliğiyle DP'nin binasını satılamaz hâle getirdi. Yavaş'ı parasız ve pulsuz bıraktı. Böylece Mansur Yavaş'ı "bitirdiğini" düşünürken, aslında kendisini sıkıntı içine soktu. Yavaş'ı ite kaka CHP'li yaptı! Gökçek, kendi kalesine bir gol attı ama aslında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi büyük bir sıkıntıdan kurtardı. Şimdi, Devlet Bahçeli'nin, Melih Gökçek'e bir teşekkür borcu var. Seçim sonuçlarına genel olarak bakarsak… Kim ne derse desin, kim aksini iddia ederse etsin, bu seçim sonuçları Başbakan Erdoğan açısından önemli bir kazanım. Hatta "zafer" bile denilebilir. Başbakan, siyasi hayatının en ciddi mücadelelerinden birinin içine girdi. Cumhuriyet tarihinin en gergin ve en çirkin seçim kampanyasını geride bıraktı. Sonunda, bir önceki yerel seçime oranla oylarını artırarak çıktı. Erdoğan, sadece rakip siyasi partilerle mücadele etmedi. Karşısında Türkiye'nin hiç de alışık olmadığı bir ittifak vardı. Ülke dışından vurulmaya, belli sermaye grupları tarafından aşağı çekilmeye çalışıldı. Cemaat denilen yapının ise neler yaptığını hep birlikte yaşadık… Belden aşağı vuruşların her türünden örnekler verdiler. Parti içinden ve arkadan defalarca hançerlemeye çalıştılar. Devlet içindeki bütün uzantılarını sahaya sürdüler. Bir medya ordusunu üzerine sürdüler. Sonuç ortada: Olmadı, başaramadılar. Erdoğan'ı aşağı çekmeye çalışırken, kendilerini bitirip perişan ettiler. Dün akşam, Nazlı Ilıcak bile televizyonda "AK Parti beklenenin üzerinde oy almış görünüyor." sözleriyle hakkı teslim etti. Sonuçta, Türkiye'de paralel bir hezimet yaşandı! Pensilvanya'daki zâtı bundan sonra çok daha zor günler bekliyor. Kaynak Akşam 31.03.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|