AK Gençliğin Buluşma Noktası


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-26-2009, 03:04   #1
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart En rahat bu hükümet dönemi
Dini hoşgörü problemlerin ya da azınlık problemlerinin açıkça konuşulduğu bir dönem varsa o da bu hükümet dönemidir.

Röportaj: Nesrullah SONAY

Fener Rum patriği yardımcısı ve Fener Rum Patrikhanesi basın sözcüsü Peder Dositheos Anağnostopulos, Heybeliada Ruhban Okulu'dan Rus patriği Kirill'in patrikhaneyi ziyaretine, Ergenekon'dan Türkiye'deki Rum azınlığa kadar pek çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İstanbul Üniversitesi (İÜ)biyokimya bölümü mezunu olan ama 2003'yılından beri aile mesleği olan Fener Rum patrikhanesinde papazlık yapan Peder Dositheos BUGÜN'e konuştu. Peder Dositheos, Heybeliada Ruhban Okulu'nun Eylül ayına kadar açılabileceğinin mümkün olmadığını belirterek, " Eğer bu okul yalnızca bir lise olarak açılırsa bizim problemimizi çözmez. Okul YÖK'ün kontrolü, Patrikhanenin ise manevi idaresi altında olmalı ve yüksekokul statüsünde bulunmalı" dedi.
İSTANBUL'UN KÜLTÜR AYNASI DEĞİŞTİ
Bir Ortodoks için İstanbul'da yaşam nasıl?
İstanbul'un kültür aynası değişti. Benim çocukluğumdaki İstanbul bugün yoktur. Benim liseyi bitirdiğim yıl (1959) İstanbul'da 1 milyon insan yaşıyordu. Bunların yüzde 25'i gayrimüslimdi. Şimdiyse nüfusun sadece yüzde birini gayrimüslimler oluşturuyor. Eskiden çok İstanbul çok başkaydı. Şu anda bize o kültürü hatırlatan anıtlar vardır. Bunların başında kiliseler geliyor. 1960'lı yıllarda bu kiliseler pazar günleri dolu oluyorlardı. Cemaat toplanır birlikte sohbet edilirdi. Şimdi bu gelenek devam ediyor ama, Pazar günleri kiliselerdeki insan sayısı 10 veya 15'i geçmiyor. Benim lise arkadaşlarımdan hepsi İstanbul'dan gitti. Bir tek ben kaldım. Bu bir boşluk yaratıyor. Ben çocukluğumdan beri İstanbul'u sevilecek bir yer olarak görüyorum.
Türkiye'deki Ortodoks nüfusu nedir?
İki türlüdür. İstanbul'da yaşayan Ortodokslar ki sayıları 2 bin 500'den fazla değil bir de Hatay'da yaşayan Rum Ortodokslar vardır. Bunların nüfusu da bugün 10 bin civarındadır. Hatay kilisesiyle bağlantımız var; ama Hatay kilisesi Fener Rum Patrikhanesine bağlı değil Antakya Patrikhanesine bağlıdır.
BEN İSTİSNAYIM
Siz 6 yıldır Patrikhane'de papazsınız ama biyokimya uzmanısınız ve teorik olarak din eğitimi almadınız. Diğerleri de sizin gibi olamaz mı?
Benim papaz olabilmemin veya papazlığı çabuk öğrenebilmemin sebebi ailemin kilise geçmişi olması. Örneğin babam bir papazdı ve ben kilisede büyüdüm. Bazıları diyor ki siz bunu yaptığınıza göre ruhban okuluna ne gerek var. Bu yanlıştır çünkü, ilahiyat okulundan ilahiyatçı çıkar. Ben ne okuduğumu ne söylediğimi anlıyor, vaaz verebiliyorum fakat bu bir istisnadır. Esasen liseyi bitirdikten sonra bir ilahiyat ve pratik ilahiyat yani kilisede bir ayini yönetebilecek seviyede bilgiye sahip olmak şarttır.
OKUL, YÖK'E BAĞLI OLMALI
Heybeliada Ruhban Okulu için neler yapıldı ve daha neler yapılabilir?
Heybeli Ada Ruhban Okulu için basında okuduklarımızın hiçbirinin resmi tarafı yoktur. Ne patrikhane ne oranın başrahibi ne Milli Eğitim Bakanlığı ve ne de başka kurumlar arasında hiçbir resmi başvuru veya görüşme olmadı.
Ortodokslar olarak okulun nasıl olmasını istiyorsunuz?
Herhangi bir davet de almadık bu zamana kadar. Basından okuduklarımızın kıymetlendirilmesi şöyledir; Eğer bir yalnız dini lise olarak açılırsa bu bizim bir problemimizi çözmez. Neden çözmez; çünkü İstanbul Patrikhanesi'ne bağlı dünyada yaklaşık olarak 8 milyon Ortodoks vardır. Amerika'da Avustralya'da, Yeni Zellanda'da, Avrupa'nın orta, güney ve kuzeyinde, Kore'de, Çin'de kilisemiz vardır. Biz bunlara papaz yetiştirmekte mecburuz. Papaz yetiştirmek başkalarının elinde değil İstanbul Patrikhanesi'nin yardımıyla yapılacak bir şeydir. Bu patrikhanenin vereceği eğitimle olabilecek şartı vardır. Dolayısıyla eğer bu okul yalnız lise olarak açılırsa sadece Türkiye'deki azınlık mensuplarına eğitim verebilir. Yani kalkıp yurt dışından biri gelip burada okuyamaz. Böylelikle bu problemi çözmüş olmazsınız.
BU İŞ YÖK'SÜZ OLMAZ
Meslek okulu olarak açılma kısmı vardır. Bu da YÖK'süz olmaz. Okul YÖK'ün kontrolü altında Patrikhanenin ise manevi idaresi altında olmalı. YÖK'ün idaresi altında olması ya da kontrolü altında olması şartı reddetmiyoruz. Yalnız bu şartı konuşmak lazım; Çünkü eğer bu okul YÖK'e bağlanırsa o zaman buraya bir Müslüman da buraya gelip okuyabilir ki bu mümkün değil. 1:Bir Müslüman Papaz olamaz. Bu bir meslek okuludur ve bu okulun amacı Papaz yetiştirmektir. 2: Aynı şekilde kadınlar da Papaz olamaz. Üçüncüsü de oraya giden insanlar bir manastır personeli olarak orada yatılı kalacaktır. Bu 2-3 veya 4 senelik zaman zarfında olur. Bu şartlara uyulursa YÖK'le birlikte çalışmak mümkün olabilir. Bunları konuşmak için de YÖK'ü ya da Milli Eğitim Bakanlığı'nı ziyaret etmek lazım. En son 2007 yılında sözlü olarak bu problemler Ankara'ya arz edilmiştir. Bu yıl için Ankara'ya yeni bir dilekçe hazırlama çalışmamız olacak. Sonbahar'da okul açılacak deniliyor ama ben buna inanmıyorum çünkü buna imkan yok.
EN UMUT VERİCİ DÖNEMDEYİZ
'Heybeliada Ruhban Okulu açılabilir' söylemleri sizi umutlandırıyor mu?
2003 senesinden beri kilisedeyim. Bu altı sene boyunca 'açıldı', 'açılacak' vs sözler sarf edildi. Ancak şunu söylemek lazım; en umutlu olduğumuz dönem bu dönemdir. Şu ana kadar 'nasıl açılacak?' konusunda herhangi bir şey söylenmiş değildi. Şimdi reel bir şekilde konuşulmaya başlandı. Bu da bize umut veriyor. 'Açılırsa nasıl açılır?' 'kime bağlı olur', 'nasıl çalışır', 'kaç papaza ihtiyaç var?', gibi gerçekçi bir ifadeyle bunu konuşuyoruz.
SİYASİ AMAÇ GÜTMEMELİ
Türkiye'de 'laiklik' çoğu zaman tartışıla gelmiş bir konu olmuştur. Türkiye'de sizin istediğiniz bir biçimde din okulu açılacak olması laikliğe aykırı olmaz mı?
Laiklik demek kilisenin veya dinin siyasi işlere karışmamasıdır. Bütün Avrupa bunu böyle anlar. Mesela Almanya'da kiliseler ya da dini kurumlar Almanya'nın idaresine karışmaz. Eğer müzakere edilecek bir konu varsa bunu konuşurlar. AB bunu böyle anlar. İsteyen bir kilise veya din okulu açabilir, yalnız bir şartla; bu açılacak okul, kilise veya dini kurum ne olursa olsun siyasi hayata müdahale etmemelidir. Dolayısıyla bu okulun laikliğe aykırı olacağını düşünmüyoruz. Bu okul kalkıp da Türkiye'de siyasi faaliyetlerde bulunamaz. Heybeliada Ruhban Okulu 1844 senesinden bu güne kadar siyasetten uzak durmuştur.
MAKARİOS ADAYA AYAK BİLE BASMADI
Makarios'un açmış olduğu bir okul mudur?
Ruhban Okulu hakkında 'bu Makarios'un açmış oldu bir okuldur neden açılmasına müsaade edelim' diye söylemler oluyor. Makarios bu okula gelmedi bile. Eğer Makarios bu okulda eğitilmiş olsaydı siyasi problemleri yaratacak konumda olmazdı çünkü Heybeliada ruhban okulundan çıkan insanlar her şeyden evvel dini vazife güder ve ideal düşünceye sahip olurlar. Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını bu sebepten dolayı istiyoruz.
ORTODOKSLAR BİZDEN SİNYAL BEKLİYOR
Ortodoks dinine mensup kişiler Ruhban Okulu'nun açılması hakkında ne düşünüyor?
Yüzde 100 açılması gerekli olduğu kanısındalar. Okulun açık olduğu dönemlerde bize Hatay'dan Antakya Kilisesinden buraya öğrenci gelirdi. Aynı şekilde mısır'dan, Balkanlar'dan gelen öğrenciler vardı. Bunlar yine buraya gelmeyi arzu ediyorlar. Şu anda onlar gelme konusunda Türkiye'den bir sinyal bekliyor. Okul kapanmadan önce öğrencilerin yüzde 20'si dışarıdan gelirdi. 1964 senesindeki durum böyleydi.
BU BİR GELENEKTİR
Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill'in İstanbul ziyaretinden nasıl bir mesaj çıkarmalıyız?
Bu ziyaret normal bir ziyaretti. Ortodoks kilisesinde bir hiyerarşi vardır. Bu hiyerarşinin başında birince patrik İstanbul Patriğidir. Bu demektir ki İstanbul dışındaki patriklerde bir seçim olunca seçilen patrik buraya gelip beraberce bir ayin yönetmesi ezelden beri gelen bir gelenektir. Bu geleneğe bu zamana kadar uymayan sadece Rus Patriğiydi. Özellikle Sovyetler Birliği zamanında oradaki patriğin buraya gelmesine imkan yoktu. Şimdi demokratik olmaya çalışan Rusya da bu durum başkadır. Bundan önceki patrik komünizm zamanında seçilmişti. Komünizmden sonra hayatının son günlerinde gelme şansı oldu. Şu anki Rus patriğin ziyaret etmiş olması normal bir kilise münasebeti içerisinde görülmelidir. Bazıları kriz yaşanacak dedi ama herhangi bir sorun yaşanmadı. Burada mühim olan bir konu vardır. Rus Kilisesiyle İstanbul Kilisesi arasında iman birliği vardır. Mesela İstanbul kilisesi ile Katolik Kilisesi arasında ise bir iman birliği yok ama din birliği vardır. Aradaki problemleri çözecek bir diyaloga ihtiyaç vardır.
KİLİSELER ÖZERKTİR
Patrik Kirill'le 'ekümenik' problemi yaşandı mı?
Patrik Kirill, burada iki kez konuştu. 'ekümenik' kelimesini telafuz etti. Rusya'da bu kelimeyi kullanıyor. Rusya'nın bu kelimeyi kullanmasının nedeni, Rusya Kilisesi ekümenik kelimesinin manasını çok iyi bilir. Bunun manası bu kelimenin İstanbul kilisesinin ismi olmasıdır. Ekümeniklik demek Rusya kilisesi üzerinde hükümranlık sürmek demek değildir. Çünkü Ortodoks kiliseleri özerk kiliselerdir. Ekümeniklik demek İstanbul veya Türkiye Cumhuriyeti dışında yaşayan ve kendi memleketleri dışında yaşayan yani diasporada yaşayan Hıristiyanların başı olduğu demektir. Nitekim 8-9 milyon Ortodoks vardır ve bunların hepsi Rum veya Yunanlı değildir. Bunu Ruslara anlattığımızda onlar da kabul ediyor.
EN RAHAT OLDUĞUMUZ DÖNEM AKP DÖNEMİ
Ortodoks vatandaşı veya T.C. vatandaşı olarak Dönemin hükümetinden memnuniyetiniz ne ölçüde?
Ben Türkiye'yi iyi bilen biriyim. Kendimi bildim süre boyunca dini hoşgörü problemlerin ya da azınlık problemlerinin açıkça konuşulduğu bir dönem varsa o da bu hükümet dönemidir. Söz konusu hükümet insan hakları konusunda açık bir forum getirmiştir.

Bugün

 

Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi