![]() |
#11 |
![]() 4355-15
4340 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#12 |
![]() 4340-20
4320 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#13 |
![]() 4320-20
4300 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#14 |
![]() 4300-20
4280 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
![]() 4280-10
4270 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#16 |
![]() Elhamdulillahi Rabbil Alemîn Vassalatu vassalamu ala Resûlina Muhammedin ve ala âlihî ve sahbihî ecmaîn
Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- salavât-ı şerîfe'nin fazîletini bildirdiği gibi kendisine nasıl salavât getirileceğini de haber vermiştir. Nitekim Ahzâb Sûresinin 56. âyeti nâzil olunca, sahâbe Peygamber'e başvurarak nasıl salât getirileceğini öğrenmek istediler ve bunu Efendimiz'e sordular. Rasûl-i Ekrem Efendimiz, kendisine bu suâl sorulduğu zaman sükût buyurdu. Ya âdeti üzere o konuda vahiy gelmesini bekledi veya bu suâle en uygun cevâbı verebilmek için düşünme ihtiyacı hissetti. Sükûtun uzaması, Rasûlullâh'ı yorup üzdüklerini zanneden sahâbileri endişeye sevketti ve: "-Keşke bu suâl sorulmasaydı, Rasûlullâh Efendimiz de üzülmeseydi." diye aralarında konuştular. Çok geçmeden Rasûlullâh şu salavâtı tavsiye buyurdu. "Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ salleyte alâ âl-i ibrahim ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ bârekte alâ âl-i İbrahim, inneke hamîdun mecîd. (Allâh'ım! İbrahim'in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed'e ve âline de rahmet et. Allâh'ım! İbrahim'in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed'e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin.) Demek ki, Efendimiz'e salavât getirirken Cenâb-ı Hakk'a şöyle duâ etmiş oluyoruz: "Yâ Rabbi! Rasûl-i Ekrem'in nâmını, şânını hem dünya, hem de âhirette yüce kıl. Onun getirdiği İslâm dinini bütün cihâna yay ve bu dini dünya varoldukça yaşat. Ona âhirette ümmetine şefâat etme hakkı ver ve kendisine sayısız sevap ihsan eyle!" Salât ü selâm böylesine derin manalar ihtivâ ettiğine ve faydası hem bize, hem de bütün müslümanlara ulaştığına göre, salavât-ı şerîfe getirme husûsunda cimrilik etmemeliyiz. Bir gün Ubey b. Ka'b -radıyallâhu anh- Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e sordu: "- Yâ Rasûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?". "- Dilediğin kadar yap." buyurdu. "- Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?" diye sordum. "- Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur." buyurdu. "- Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım." dedim. "- Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur." buyurdu. Ben yine: "- Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?" diye sordum. "- İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur." buyurdu. "- Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?" deyince: "- O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar." buyurdu." (Tirmizî, Kıyâmet, 23) 4280-210 4070 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#17 |
![]() Ayet ve hadîs-i şeriflerde bildirildiği üzere salavât-ı şerîfe getirmenin pek çok faydaları vardır. Bunları kısaca özetleyecek olursak:
1- Salavât, Ahzâb Sûresi 56. âyette belirtildiği üzere Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna itâattir. 2- Salavât, günahların affedilmesine vesîledir. 3- Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavât getirmektir. 4- Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, kendisine salât okuyana mukâbelede bulunur. 5- Her salât getirenin ismi, Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e arz edilir. 6- Salât ü selâm okuyan kimse, Allâh ve Rasûlü'nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih etmiş olduğu için, O'nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer. 7- Rasûl-i Ekrem'in kendisine olan muhabbeti arttığı gibi, onun da Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e olan muhabbeti devam eder ve katlanarak artar. 8- Allâh Teâlâ'nın Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile bize ihsan ettiği lutuflar, sayıya gelmeyecek kadar fazla olmasına rağmen, salât ve selâm ile Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in üzerimizdeki hakkını çok az da olsa ödemeye çalışmış oluruz. 9- Allâh Teâlâ'nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir. 10- Salavât unutulan sözün hatırlanmasına sebep olur. 11- Salavât duâların kabûlüne vesîledir. 12- Yine salavât kıyâmetin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesîledir ki, hadîs-i şerif'te şöyle buyurulur: "Kıyamet gününde üç kişi Allâh'ın arşının gölgesinde gölgelenir: 1- Üzüntülü kişinin sıkıntısını teselli eden kişi. 2- Benim sünnetimi ihyâ eden kimse. 3- Benim üzerime çok çok salavât getiren kimse." Rabbim cümlemizi salavâtın özüne ulaşıp, Peygamber ahlâkıyla ahlaklanmayı, O'nun 23 yıllık nübüvvet hayatından lâyıkı vechile hisseler almayı ihsan eylesin!.. (Âmin) 4070-10 4060 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#18 |
![]() Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) efendimize salât ve selam getiren kimselerin dualarının kabul olması umulur.
Fedâle b. Ubcyd şunu rivayet etti: Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) namazında dua edip Rabbini temcid etmeyen ve Peygambere salat getirmeyen birisini duydu ve: "Bu adam acele etti" dedi. Sonra onu yanına çağırıp şöyle dedi: Sizden biriniz namaz kılınca, önce Rabbini övmekle başlasın, sonra peygamberine salât getirsin. Daha sonra dilediği gibi dua etsin." (Tirmizi- Ebu Davud-Nesai). 4060-20 4040 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#19 |
![]() 4040-60
3980 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#20 |
![]() Ben bir şey duydum ama tam olarak doğruluğunu bilmiyorum bilginiz varsa yardımcı olur musunuz?Cuma günleri dışındaki salavatlarımız melekler aracılığı ile Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e görütülüyor cuma günler Efendimiz kendisi alıyormuş.Ancak
"Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke ya Resulullah, Elfü elfi salatin ve elfi selamin eleyke ya Habiballah, Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke ya emine vahyillah" Bu salavati çektiğimizde Peygamber Efendimiz ayakta alıyormuş.Bilginiz var mı?? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|