03-02-2012, 02:29 | #1 |
Erbakan direnseydi 28 Şubat olmazdı !
28 ŞUBAT'IN İLK RÖVANŞINI ERDOĞAN 2003'TE ALDI
28 Şubat 1997'de MGK toplantısını ile yapılan darbenin rövanşı, tam altı yıl sonra 30 Nisan 2003'te yine MGK'da alındı. Bugün ortalığı saran 28 Şubat kahramanları arasından sıyrılıp, gelecek kuşaklara gerçekleri emanet edebilmek için bu rövanşı hatırlatmamız ve bir mukayese yapmamız lâzım. Necmettin Erbakan, artık hayırla ve rahmetle yâd edilmeyi hak eden bir tarihî figür. Kılıçdaroğlu bile artık onu "28 Şubat'ın gerçek mağduru" ilan ettiğine göre, hak sahibine teslim edilmiş olmalı. Tarihin hesabı bir kişinin ömrüne sığmıyor. Erbakan Hoca'nın izleri kendi hayatı ile sınırlı değil. Erbakan bir okuldu. Bugün Türkiye'yi yöneten kadro o okuldan yetişti. Özellikle Erbakan'ın tecrübelerini tevarüs ederek. 28 ŞUBAT'IN GERÇEK MAĞDURU MİLLET OLDU 28 Şubat'ın 15. yıldönümü ile Hoca'nın Hakk'a yürüyüşünün sene-i devriyesi çakışınca ister istemez "28 Şubat'ın Erbakan'ı" ön plana çıktı. Politikacıları içinde bulundukları şartlara göre değerlendirmek lâzım. 28 Şubat'ın gerçek mağduru milletin bizatihi kendisi oldu. Galiba tarih nihaî hükmünü verirken, dönemin politikacılarını milletin hukukunu muhafaza etme becerisine göre yargılayacak. İKİNCİSİNDE HEDEF ERDOĞAN'DI Bugünlere nasıl geldiğimizi anlamak için 30 Nisan 2003 tarihli MGK toplantısını 28 Şubat'ın rövanşı olarak hatırlamalıyız. Birinde Başbakan Erbakan'dı. İkincisinde ise Erdoğan. Benzerlikler çok. İkisi de "laiklik ve irtica" gerilimi ile şekillendi. 28 Şubat'ın meşhur 406 sayılı 18 maddelik kararları, 30 Nisan'ın da gündemindeydi. İkisi de MGK'nın aynı anayasal statüye sahip olduğu şartlarda yapıldı. MGK'nın yapısı daha sonra 2004'te değiştirildi. Birincisi 9 saat ile tarihin en uzun MGK toplantısıydı. İkincisi ise 7,5 saat ile ikinci sıraya yerleşti. ABDULLAH GÜL'ÜN TALİMATI VE İRTİCA TARTIŞMASI Hafızalarımızı tazeleyelim. Abdullah Gül'ün Dışişleri bakanı sıfatıyla büyükelçiliklere gönderdiği ve Türk okullarının himaye edilmesini tavsiye eden genelgesi bir irtica tartışması başlattı. Bu genelge "Gülen okullarının ve Milli Görüş teşkilatlarının desteklenmesi" olarak takdim edildi. Hemen öncesinde 23 Nisan resepsiyonu askerlerin boykotu ile karşılaştı. Ortalık medya desteği ile tıpkı 28 Şubat öncesi gibi gerildi. TASFİYE ETMEYE ÇALIŞTILAR BAŞARAMADILAR 30 Nisan tarihli MGK toplantısı, Erdoğan'ın başbakan olarak katıldığı ikinci toplantıydı. Birincisi, Irak savaşına odaklandığı için, irtica gündemi bu toplantıya bırakılmıştı. Askerler 28 Şubat'ın gündemini oluşturan 406 sayılı kararları ısıtıp masaya koymuştu. Aynı yer, aynı kanunî yapı, aynı konu ve aynı taktikler. 30 Nisan 2003 tarihinde askerî kanat MGK vasıtasıyla askerî vesayet düzenini, altı yıl öncesinin araçlarını ve kalıbını kullanarak tesviye etmeye teşebbüs ettiler. Başaramadılar. HADDİNİ AŞAN PAŞA'YA AYAR ÇEKTİ Şartlar aynı değildi. Erbakan bir koalisyon hükümetinin başbakanı idi. Psikolojik harekât üzerine inşa edilmiş postmodern darbe ile Türkiye ilk defa karşılaşıyordu. Bu kadar Bizans oyununu üretecek sermaye o günün siyasetçilerinde bile yoktu. Erbakan Hoca askerlerle uzlaşmayı, onları yatıştırmayı denedi. Sabır zırhını kuşandı. Soğuk Savaş döneminin politikacıları, dehşet dengesi yüzünden savaşmayı göze almazlar, nihayetinde uzlaşırlardı. Erdoğan ise tek partili bir hükümetin başbakanıydı ve 28 Şubat'ın gadrine uğramış ve yaşadıklarından dersler çıkarmış bir politikacıydı. Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda Hilmi Özkök oturuyordu. Erdoğan dik durdu. Geri adım atmadı. Sunum yaparken haddini aşan bir tuğgenerali hizaya çekti. Muhtemelen "Hop bir dakika ne oluyor, Başbakan'la konuşuyorsun" lafıyla çektiği ayar, kuvvet komutanlarını da susturmaya yetti. Rövanş bu sözle alındı. DİK DURDUK DİKLENMEDİK Erdoğan'ın dik duruşu, basit bir meydan okuma değildi. Öncesinde ve sonrasında ortamı yumuşatmak için büyük çaba harcadı. MGK toplantısı öncesi grup toplantısında "bürokrat" kelimesi ile askerleri kastederek "sadece siyasîler yolsuzluk yapmadı" sözüyle yönelttiği tehdidi; "gerilimin tarafı olmayız" sözüyle dengeledi. Uzlaşmaya açık ama direnmeye de kararlı olduğunu gösteren bir tavır ve üslup sergiledi. "Dik durmak, ama diklenmemek" formülü 30 Nisan MGK toplantısından çıkmıştır. ERBAKAN DA DİRENSEYDİ 28 ŞUBAT OLMAZDI Erbakan da, Erdoğan gibi dursaydı 28 Şubat süreci olur muydu? Ben bu soruya "olmazdı" cevabını veriyorum. Hükümet dağılırdı, kaos büyürdü, belki daha da kötü şeyler yaşanırdı. Ama tarihe "postmodern" sıfatıyla geçen bu darbe hayat bulamazdı. Mümtazer Türköne ____________ Aynen katılıyorum.Erbakan kendini uyarmaya çalışanlara da aldırış etmedi (Gülen'in uyarıları misaldir,asker değişik hareketler içinde şeklinde defaatle haber gönderdiği biliniyor) asker bizim askerimiz sorun yok deyip POLYANACILIK oynamıştı.Askerin maaşına zam yapıyor onlara uzlaşı mesajları veriyordu ancak askerin tepesine bineceğini hesap edememişti sanırım. 28 Şubat MGK sında milli iradenin gücünün farkında değildi Erbakan ölümü idamı sürgünü dahi göze alıp o kararları yüzlerine PAÇAVRA gibi çarpmasını bilemedi..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-02-2012, 02:32 | #2 |
yapacak yorum fazlaca ama...
konu sahibi sen olunca benhur içimden gelmiyor... |
|
03-02-2012, 02:40 | #3 |
Erbakan Ey müslümanlar haydi sokaklara deseydi şu an Türkiye'nin libyadan pek bir farkı olmazdı benhur. Çünkü erbakan hoca bunu söyleseydi rejimi yıkmaya and içmiş milyonlarca kitle bulabilirdi. Ama yapmadı sukunete çağırdı şiddete çağırmadı.
Birileri beceremediniz artık bırakın demeseydi ergenekoncu paşalara protez bacak olmasaydı belki 28 şubat olmazdı. Bu süreç yüzünden en çok utanması gerekenler çıkıp şimdi rahatça sallayabiliyorlar ya en çok buna kızıyorum. Her devrin adamları her iktidarın yandaşları bir türlü erbakan hocayı ve adil düzeni içlerine sindiremediler. Çünkü adil düzen amerikaya karşıydı onların girmek için kırk takla attığı can attığı avrupa birliğine karşıydı natoya karşıydı . İslam birliği kurulacak derken bile birileri yine rahatsız oldu. Her iktidarın yandaşı olanlar o gün neden erbakan hocanında yandaşı olamadılar. Veya oldurulmadılar. Avrupa Birliği erbakandan rahatsız Amerika erbakandan rahatsız Nato erbakandan rahatsız Askerler erbakandan rahatsız Gülen erbakandan rahatsız Kartel medyası erbakandan rahatsız acaba erbakandan mı rahatsızlar yoksa onun hedeflerinden mi ? Dik dursaymış mış %21 oyla ve hiç bir ahlak sınırını tanımayan medya baskısı ab amerika nato cemaat her türlü baskıya karşı ancak bu kadar dik durabilmiştir hoca. 28 şubatta gazete manşetlerini incele kim nereden taraf olmuş nerede saf tutmuş neler demiş neden rahatsız olmuş iyicene görürsün. Vel hasıl biz onun mücadelesine şahidiz ondan razıyız Allah'ta ondan razı olsun. Onun hedeflerini Adil düzeni anlayamayanlara amerikayla natoyla avrupa birliğiyle kartelle askerle aynı safta duranlara da anlamayı nasip etsin. amin. |
|
03-02-2012, 02:47 | #4 |
Bu şuna benziyor
ASKER Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasını istemiyordu AÇIK AÇIK bunu söyledi Bir kısım medya ve iş dünyası da istemiyordu Ama halk bu üçlüyü istiyordu Arınç'ın başbakana ifadesi ile "Ya sen (Erdoğan),ya ben (Arınç) yada Gül,başka bir dördüncü değil" şeklinde ki ifadesiyle bu dayatmaya Erdoğan BOYUN EĞMEDİ. Cumhurbaşkanı seçimleri KAOS ile sonuçlandı 367 krizi çıktı Muhtıra varildi Gül seçilemedi Erken Seçime gidildi MİLLET GEREKENİ YAPTI Yada Asker YAŞ kararları ile cuntacıları TERFİ ettirmek istedi Erdoğan'a dayattı YAŞ günlerce sürdü TSK günlerce komutansız kaldı Kriz büyüdü Genelkurmay başkanı dahi tüm kuvvet komutanları İSTİFA etti Ama Erdoğan BOYUN EĞMEDİ.. İşte kaosu dahi göze alabilen CESUR insanlar ile KORKAKLAR demeyeyim ama diğerleri arasında ki en belirgin fark bence budur. |
|
03-02-2012, 02:52 | #5 |
Hak ile Batılın savaşında Hak'dan taraf olun...! Hakkın içinde daire kurmayın ! Çünkü O Yine Haktır ! Hakkın yakında çıkaracağı bir OK vardır !!!
|
|
03-02-2012, 02:53 | #6 |
yazdıklarımın cevabı bu değil
belli ki yüzün yok daldan dala atlıyorsun sen tarihi muhasebe yapmadan önce bağlı bulunduğun hareket 28 şubatta nerede durmuş biraz onu sorgula onun muhasebesini yap benhur. Keşke her biriniz biraz erbakan hoca kadar yürekli olsaydınız Türkiye şu an İslam birliğinin sancaktarlığını yapıyor olacaktı. Tabii kimilerinin hedefi İslam birliğidir derdi ümmettir. Kimilerinin hedefi Avrupa Birliğidir derdi amerikan menfaatleridir nato menfaatleridir. En belirgin fark bu bence. |
|
03-02-2012, 04:33 | #7 |
1. 28 subat sürecine girilmesinde Refah partinin sucu olmasada, bazi refahlilarin hatali tutumu bu süreci hizlendirdi ve darbecilerin arzusu istikametinde yönlendirildi.
2. Erbakan hocanin en büyük talihsizligi, partinin tek basina iktidar olmayisiydi. Refah- DYP koalisyonu vardi. Böyle bir koalisyona gitmesi baslica bir hataydi. Ve böyle bir koalisyon ortagiyla 28 subatcilara ne kadar muhalif olabilirsinizki? Bu sebepten Refah partisini AK parti ile kiyas edemeyiz. |
|
03-02-2012, 15:46 | #8 |
Dik durmak sözü yanlış anlaşılmış sanırım ve ak parti'nin kurulması ve bugünlere gelinmesi Erbakan'ın bedel ödemesiyle ilişiklendirilmiş.Çok bencilce ifadeler.
Erbakan'da etkilendi bu doğrudur ancak Asıl bedel ödeyen millet olmuştur. İmam Hatipler imha edilmiş on binlerce genç eğitimden uzaklaştırılmış Kızlarımızın eğitim hakkı ellerinden alınmış Binlerce sivil asker işini kaybetmiş fişlenmiş yağmalanmış Ve bütün bunlar Erbakan'ın DİK DURMASI sayesinde gerçekleşmiş Bu nasıl dik duruş Allah aşkına. Ve Erdoğan ile Erbakan eşit şartlara sahip değildi doğrudur yine eve giren hırsıza kabahat elbette bulacağız bizim burada sorduğumuz şu,tüm bu olumsuzlukları engellemek adına ne yapıldı? Askerin maaşına %100 zam vermek dışında Fikret BİLA yazmış, Erbakan SİNCAN'da yürüyen tanklara karşı durdu da biz mi yazmadık demiş. Onun ne mal olduğunu biliyoruz ama acaba Post Modern darbeyi ENGELLEMEK İÇİN ERBAKAN NE YAPTI? Bu soruya kim ne cevap verebilir? |
|
03-02-2012, 16:05 | #9 |
Postmodern darbeyi
amerika destekledi ab destekledi nato destekledi kartel destekledi ulusalcılar destekledi senin hareketin bırakın gidin dedi yeni hükümet kuruldu zaman gazetesi ilk günden yalakalık yapmaya başladı Erbakan ne yaptı diyorsun bu durum karşısında ! Yapabileceğinin en iyisini yaptı . Sukunete çağırdı partisi kapatıldı isteyseydi milyonları sokağa döküp iç savaş bile çıkartabilirdi. Ama ne dedi iyi hatırla ''Olay tarihin akışı içerisinden fevkalade normal bir olaydır . Herkesi sukunute çağırıyorum . '' Haydi mücahitlerim haydi aslanlarım haydi sokağa haydi çatışmaya haydi savaşa deseydi daha mı güzel olacaktı ? Senin bağlı bulunduğun hareketin 28 şubatta yediği haltlar yüzünden bugün sizin utanmanız lazım ama sende yüz kalmamış ki ! |
|
03-02-2012, 16:12 | #10 | |
Alıntı:
Sokaktan bahsetmiyoruz Hangi askeri görevden almayı denedi? Yada o gün eğer dayatmalar karşısında MİLLETE gitseydi Tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçimi dayatmasında Erdoğan'ın millete gitmesi gibi Belki de 28 Şubatı ve postmodern darbeyi yaşamayacaktık Kim bilir Biz burada geçmişi doğruları ve yanlışları tartışıyoruz Erdoğan geçmişte ki hatalardan DERS aldığı içindir ki bugün 10 yıldır TEK BAŞINA iktidarda Tüm mesele bundan ibaret |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|