|
![]() |
#1 |
![]() İmam "Allah-u Ekber!" diyor, benim aklım almış başını gidiyor. 28 Şubat’ın curcunalı günlerine doğru. Hani gazeteler manşet atmış, birilerini suçluyor. Ama sanki okuyunca sizi suçluyormuş gibi oluyordunuz.
Hacı Bayram Veli Camii avlusunda sabah namazı başlamak üzere. Herkesin buz gibi zeminde namaz kılacağı bir yerde, avludaki bir bankı kapmış olan adam, biraz da bu durumun vicdan azabını çektiğinden olsa gerek, gelene gidene yol gösteriyor. “Gel gel şuraya otur!, ayakkabılarını şu bankın altına doğru bırakıver…” “Camiin içinde alt bölümde kadınlar için ayrılan bölüm boşmuş, doğru oraya gidin…” Zonguldak’tan Erbakan Hoca’yı uğurlamak için gelmiş. Ama Hacı Bayram’ı benim gibi yıllardır Ankara’da yaşayan birinden bile daha iyi biliyor. İnsanlar akın akın yanımızdan geçip kendine bir yer bulmaya çalışıyor. Bir tanesi küçük bir karton parçası bulmuş, alnını secdeye koyarken kullanacağı için, onu gelen geçen basmasın diye gözü gibi koruyor. Gülümseyerek uyarıyor insanları. Namaz başlıyor, imam birinci rekatta kalplerin Allah’ı zikretmekle mutmain olacağını anlatan ayeti, ikinci rekatta ise altından nehirler akan Adn Cenneti’ni tarif eden ayetleri okuyor. İmam "Allah-u Ekber!" diyor, benim aklım almış başını gidiyor. 28 Şubat’ın curcunalı günlerine doğru. Hani gazeteler manşet atmış, birilerini suçluyor. Ama sanki okuyunca sizi suçluyormuş gibi oluyordunuz. At iziyle it izinin birbirine karıştığı, Sincan’daki tanklarla birlikte tarihin en büyük psikolojik harekatının yürütüldüğü, bunun için de toplumun denek olarak kullanıldığı o meşum yıllar. Erbakan Hoca’ya yapılanlar üşüşüyor aklıma. Hafızam, beyin damarlarımın kıvrımlarını delercesine yükleniyor. Hoca’nın direnişleri, direnemeyişleri geçiyor. Bir film şeridi gibi gözümün önünden… Namaz bitiyor, Güneş yükselmeye başlıyor kuşluk yerine. Soğuktan kulaklarım üşüyor. Varsın üşüsün… Bekleyeceğiz, kerahat vakti geçecek cenaze namazı kılınacak. Hiç bitmeyecek gibiydi o günler… Mimarları da öyle düşünüyordu, mağdurları da. Bin yıl sürecek gibi geliyordu herkese. İtiraf etmeleyim, özlü bir özeleştiri imkanı da sundu o günler. Etrafımdaki insanlar, etrafları dışında da inançlı insanlar olduğunu fark ettiler örneğin. Özlü iç muhasebeler yapıldı, aşırılık ve şekilciliği terk edenler oldu. Sade, gösterişsiz, bandosuz-marşsız bir cenaze töreni tamamlanıyor. Haklar helal ediliyor. Ve hocaya veda anı geliyor. Cenaze arabası önümüzden geçerken kimileri içli içli dua ediyor, kimileri içli içli ağlıyor. Kimileri hem içli içli ağlayıp dua ediyor, hem de hocaya el sallıyor. Orada bulanan herkes gibi benim de üzerimde hakkı var Hoca’nın. 15 yıldır ekmeğimi kazandığım yerde olmayı, O’nun bu ekmek teknesini kurmasına borçluyum. Allah O’nu, Adn Cenneti’ne koysun…! Arkasından da bizleri… Mehmet Acet - Haber 7
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() o atmosferi cok guzel betimlemis Elhamdulillah oradaydim hocami sonsuzlluga ugurlayip el sallayabildim arkasindan.secdede ustumuze dogan gunes,hava,ustumuzde ucusan kuslar hersey cok huzur vericiydi gercekten cok rahatlamis hissediyoruminsallah herkese nasip olmustur.
|
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|