![]() |
#1 |
![]() ABD’li senatörler John McCain, Joe Lieberman ve Lindsey Graham, Afganistan'a giderken Türkiye'ye uğradı. Aslı Aydıntaşbaş, senatörlerin gündemlerinden birinin Suriye, ötekisinin ise Erdoğan'ı İsrail konusunda ikna etmek olduğunu yazdı.
Milliyet gazetesinden Aslı Aydıntaşbaş, üç senatörün Türkiye'deki temaslarını bugün köşesine taşıdı. Aydıntaşbaş'ın iddiasına göre, ABD'liler Erdoğan'ın barış görüşmeleri için kritik saydığı Hamas'ı İsrail'i tanıması için ikna etmesini istediler. Senatörlerin Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesi konusuna özel önem verdiklerini de belirten Aydıntaşbaş, ABD'lilerin Erdoğan'a görüşmeden "ağzı kulaklarında" çıktıklarını belirtti. Aydıntaşbaş'ın yazısının ilgili kısmı şöyle: Haritayı açıp önünüze koyduğunuzda, Orta Doğu coğrafyasında yıllardır süregelen statükoyu ters yüz eden iki kritik gelişme var. Birincisi Arap Baharı; ikincisi ise Türkiye’nin bir “bölgesel süpergüç” olarak yükselişi. Bu hafta Washington’dan gelen “ağır” ekibin Afganistan’a gitmeden önce Ankara’da durup iktidarını %50’yle taçlandıran Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşmek istemesinin nedeni de muhtemelen bu durum. Cuma gecesi Erdoğan’la 1.5 saat görüşen ABD’li senatörler John McCain, Joe Lieberman ve Lindsey Graham, sıradan isimler değil. Geçen seçimde Obama’ya karşı başkan adayı olan McCain, Kongre’nin en gür sesi; Musevi asıllı Lieberman, Demokrat Parti, İsrail ve Washington arasındaki hassas dengenin ayarı; muhafazakar güneyden gelen Graham ise Amerika’nın yurtdışı müdahalelerinin yorulmaz savunucusu. Hükümette olmasalar bile Washington’un “ağır abileri” arasında yer alan bu üç senatör, dünya dengelerinin şekillenmesinde yadsınamaz rolü olan isimler. Duyduğum kadarıyla senatörlerin böyle sıcak bir gündemde Türkiye’ye gelmelerinin çok stratejik iki temel nedeni var: Suriye’de Esad rejiminin geleceği konusunda Ankara’nın nabzını yoklamak ve Başbakan Erdoğan’ı İsrail’le yeniden uzlaşma yolunda teşvik etmek. Amerikalılar, Türkiye’de güçlü bir Ak Parti iktidarı olduğunun ve sevseler de sevmeseler de bu hükümetle “iş yapmak” durumunda olduklarının farkındalar. Hele de 12 Haziran’dan sonra. Ancak Washington (ve özellikle de Kongre) açısından ciddi bir pürüz var; o da hükümetin Mavi Marmara sonrasında İsrail’le neredeyse kanlı bıçaklı olması. “Hamas’ı ikna ederiz” Duyduğum kadarıyla Başbakan’ın Amerikalı misafirleriyle görüşmesinde ağırlıklı konu, Türk-İsrail ilişkilerini yeniden rayına oturtacak bir formülün bulunup bulunamayacağı olmuş. Erdoğan’ın kapalı kapılar ardında söylediğiyle kameraların arkasında söylediği arasında bir fark yok. Türkiye “özür ve tazminat olmadan” İsrail’le el sıkışmaya yanaşmıyor. Tazminat kolay, ancak Amerikalılar Netanyahu’nun zaten pamuk ipliğinde olan iktidarının siyasete bir “özür” kaldıramayacağının farkında. İbranice, Türkçe ve İngilizce arasında siyasi intihar sayılmayan ancak Erdoğan’ın da kabul edeceği bir formül aranıyor. Washington, hem Esad’ın reforma ikna edilmesi, hem de Hamas’ın “ehlileştirilmesi” konusunda dönüp dolaşıp yine Ankara’nın kapısını çalıyor. Duyduğum kadarıyla bu görüşmede de Erdoğan, Orta Doğu’daki değişimi hatırlatarak “Hamas masada olmazsa İsrail-Filistin barışı hayal olur” demiş. Bu noktada Batı’nın eli kolu bağlı. Çünkü Hamas İsrail’i tanımıyor, bırakın masaya oturmayı hala İsrail’in imhasını savunuyor. Bu yüzden de dünya gözünde hala “terörist” sayılıyor. Erdoğan’ın Hamas uyarısı üzerine Amerikalılar “Peki Hamas’ı İsrail’i tanımak konusunda siz ikna edin o zaman” demiş. Geçmişte Türkiye esir İsrailli asker Gilad Şalid’in serbest bırakılması konusunda arabuluculuk yapmıştı. Ancak bu kez çıta daha da yüksek. Hamas ve belki de ileride başka ülkelerdeki Müslüman Kardeşler hareketlerinin merkeze çekilmesinde (ve demokratikleşmesinde) Türkiye’nin kilit rol oynaması demek bu... Senatörler memnun ayrıldı Erdoğan görüşmede bunu yapabileceğini, Hamas’ı ikna için devreye girebileceğini söylemiş misafirlerine. Senatörler, toplantıdan Erdoğan’dan son derece etkilenmiş, Türkiye’nin yeni rolünden memnun, ağızları kulaklarında ayrılmış. Hamas geçmişte Ankara’nın tüm ricalarına karşın Gilad Şalid’i serbest bırakmadı. Ancak bu kez Erdoğan’ı dinleyip gerçekten İsrail’i tanıma noktasına gelirse, Türkiye gerçek anlamda bölgesel hegemon haline gelir. Filistin kilidi açılır, Orta Doğu barış görüşmeleri başlar ve ondan sonra bırakın özrü, itibarı, Nobel barış ödülü bile gelir bizim oralara... Bütün bunların olacağının henüz bir garantisi yok tabii. Ancak Erdoğan’ın bu yaz Meclis krizi kadar Orta Doğu barışıyla uğraşacağı ortada. Toplantı sonrasında Lindsey Graham’ın kameralara “Şimdiye kadar bir ülke lideriyle yaptığım en iyi görüşmeydi” demesi de bu yüzden galiba.. islamigündem
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() haberin israil ağzılı kartel medya kaynaklı olması biraz olsun rahatlatıyor içimi...
ama açık söyleyeyiim israil politikamızda bir yumuşama görür gibiyim... en büyük sebebi bilgi kirliliği... yemin krizi şike suriye derken unutuldu bu mesele... hükümetimizden tez vakitte bizi rahatlatacak adımlar görmek istiyoruz... |
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
#4 |
![]() 1967 projesi ile 1967 öncesi sinrlarin kabulü kasdediliyorsa bu yeni birsey degil.
Daha öncede yanilmiyorsam, 1967 sinrlarinin kabulüyle devleti resmen taniyabileceklerine dair bir aciklama yapilmisti.... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() Alıntı:
http://www.youtube.com/watch?v=udOvNVyOvx0 |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Üstad, bize sagdaki Türkiye dahil ortadoguya yayilmis kirmizi alani gösteren haritanin anlamini anlat...Ingilizce yeterli degilde.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Onlar bir tuzak kurar ! Allah bir tuzak kurar ! Allah'ın kuracağı tuzak en hayırlısıdır !
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() http://www.islamigundem.com/disisler...ber-34263.html
Ahmet Davutoğlu, Türk ve İsrailli yetkililerin görüşmelerinin, tazminat ve özür taleplerini iletmek için yapılmış görüşmeler olduğunu söyledi |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|