AK Gençliğin Buluşma Noktası
Siyaset Siyaset haberleri bu bölümde paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-14-2009, 22:30   #1
Kullanıcı Adı
Yıldırım
Standart Erdoğan:Bu tezgaha seyirci kalmayacağız...
Erdoğan'dan 'kirli tezgah' yorumu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlandığı ileri sürülen 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'yla ilgili olarak ilk açıklamasını yaptı. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İşte son günlerde, gazetelerin yaptığı haberleri görüyorsunuz. AK Parti üzerinde oynanması düşünülen oyunları görüyorsunuz. Şu anda bizler de bunları araştırıyoruz. Gerekirse biz de ilgilerle onlara yönelik olarak davaları açacağız'' dedi.
Erdoğan, Şanlıurfa Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin il kongresinde konuşmasının başında dün şehit edilen Polis Memuru Nihat Karakoca'ya Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk Milleti'ne başsağlığı diledi.
Başbakan Erdoğan, maalesef bir güvenlik elemanını daha kaybettiklerini belirterek, ''Şehit polis için düzenlenen törene yetişemedim, ancak milletvekilleri ve Emniyet Genel Müdürü törene katıldı'' dedi.
Konuşması sırasında havanın sıcak olması nedeniyle partililerden müsaade isteyerek ceketini çıkaran Erdoğan, isteyenlerin de ceketlerini çıkarabileceğini ifade etti ve ''Serbestsiniz'' dedi.
Şanlıurfa'da yüzdeler, oranlar, rakamlar ne olursa olsun, hizmete devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, ''Şanlurfa'nın hayır duası bize yeter'' dedi.
Şanlıurfa'da son ortaya çıkan sonuçları masaya yatırdıklarını ve muhasebelerini yaptıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, AK Parti'ye oy versin ya da vermesin, her şehre, ilçeye ve beldeye aynı mesafede olduklarını söyledi.
Şanlıurfa'da son belediye seçimlerini kazanamadıklarını ancak çalışmaların durmadan devam ettiğine işaret eden Erdoğan, ''(Çalışmaları durdurun) dedik mi? Demedik. Şimdi çalışmalar tüm gücüyle sürüyor'' dedi.
Kendileri için makam, mevki ve koltukların bir önemi olmadığını anlatan Erdoğan, bu makamların, bu mevkilerin, bu koltukların asıl sahibinin millet olduğunu kaydetti.
Erdoğan, ''Bizim sonsuz makamımız milletimizin gönlünde edineceğimiz makamlardır. O makamları da ancak hizmet, eser üreterek, milletin derdine çözüm üreterek kazanabiliriz'' diye konuştu.
AK Parti'nin son 4 seçimde Türkiye'nin partisi olduğunu açık ve net olarak ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, 7 Haziranda 30 mahalli birimde yapılan seçimlerde AK Parti'nin yüzde 43 ile rakiplerine büyük bir fark attığını kaydetti.
-''BAYKAL DURSUN, DURSUN''-
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 29 Mart seçimleri sonrasında hükümetin yarısının değiştiğini açıkladığını hatırlattı.
Bu arada, salondakilerin, ''Baykal istifa'' şeklinde slogan atmaları üzerine Başbakan Erdoğan, ''Yok, yok, yok... Aman, aman, aman... Öyle muhalefete can kurban, dursun, dursun'' dedi.
Erdoğan, 7 Haziranda milletin Baykal'a bir kez daha sandıkta en anlamlı cevabı verdiğini belirterek, Baykal'ın rakamlarla arasının çok iyi olmadığını bildiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, 29 Mart seçimlerinden zaferle çıktıkları halde kendi muhasebelerini yaptıklarını ancak CHP Genel Başkanı Baykal'ın her seçimde geride kalmasına rağmen muhasebesini yapmadığını ve milletin verdiği mesajı doğru okumaya çalışmadığını ifade etti.
''Onlar Türkiye'nin etrafında düşman ürettiler. Biz geldik dostlar ürettik'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Şimdi kalkmış Türkiye'nin itibarından bahsediyorlar. Siz önce Türkiye'ye kaybettirdiğiniz zamanın hesabını verin. Döneminizdeki yolsuzlukların hesabını verin. 21 tane bankayı fona devrettiniz ey MHP, ey DSP, ey ANAP... Bu kapatılan, fona devredilen bankaların, bu millete maliyeti ne idi?. 40 milyar dolar... Ne yaptınız? Mecaliniz kalırsa ondan sonra gelin, sizinle bu mevzuları konuşalım. Bizim yolumuz demokrasi yoludur. Hukuk yoludur, bizim yolumuz Anayasamızda açıkça ifade edilen demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yoludur. Bizim tek bir gündem maddemiz vardır, o da bu ülkenin 4 bir yanına adaleti yaymak ve bu ülkenin her karış toprağını adaletle yönetmek ve kalkındırmaktır. İşte son günlerde, gazetelerin yaptığı haberleri görüyorsunuz. AK Parti üzerinde oynanması düşünülen oyunları görüyorsunuz. Şu anda bizler de bunları araştırıyoruz. Gerekirse biz de ilgilerle onlara yönelik olarak davaları açacağız. Bunlardan geri duramayız. Demokratik bir ortamda AK Parti'ye karşı yapılan bu gayri hukuki sürece seyirci kalamayız. Gereken ne ise bunların hepsi yapılacaktır. İşte onun için gecemizi gündüzümüze katıyor, işte onun için durmadan, bıkmadan, usanmadan milletimize hizmet etmeyi sürdürüyor, şehirlerimizi bölgelerimizi ülkemizi daha bayındır hale getirmek için canla başla çalışıyoruz.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gazze'nin üzerine bombalar yağarken, oralarda masum insanlar, çocuklar, hatta bebekler katledilirken bütün dünyanın sustuğunu ama kendisinin susmadığını belirterek, ''Beyefendiler sus pus kesilmişken, bu beyefendiler katliama kör ve sağır kesilmişken bu kardeşiniz korkmadan, çekinmeden, tereddüt etmeden bu aziz milletin sesi oldu ve bunu orada seslendirdi'' dedi.
Erdoğan, Atatürk Kapalı Spor Salonunda düzenlenen AK Parti Şanlıurfa İl Kongresinde yaptığı konuşmada, Kongrenin Türk demokrasisine, Türkiye'ye, Türk milletine, Şanlıurfa'ya hayırlı olmasını temenni etti.
Millete efendi olmaya gelmediklerini ifade eden Erdoğan, ''Milletimizin karşısında, haşa imparator falan değiliz. Biz bu milletin hizmetkarıyız. Çünkü biz biliyoruz ki halka hizmet hakka hizmettir'' diye konuştu.
Muhalefeti de eleştiren Erdoğan, muhalefetin TBMM'yi çalıştırmama gayreti içine girdiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Çünkü başarısızlıklarını örtmek için yapacak başka bir iş yok. Yalanla, iftiralarla, haksız ithamlarla Ak Parti'ye çamur atmaya kadar her yolu deniyorlar. İstedikleri kadar denesinler, engel çıkarsınlar, iftira atsınlar, çamur atsınlar. Biz yetkiyi milletten, sizlerden aldık, yegane başvuru mercimiz millettir ve millete hizmet üretmeye devam edeceğiz. Milletimizin menfaatine olan yasaları çıkarana kadar Meclisi tatile sokmayacağız, eğer hizmete varlarsa beyefendiler, o zaman beyefendiler de bizlerle beraber yaz boyu Parlamentoda çalışmaya devam ederler. Biz çalışacağız, niye çünkü engelliyorlar. Ya gelirsiniz bu yasaları beraber çıkarırız ya da kusura bakmayın 1 Temmuz tatil tarihi olmayacak, durmak yok yola devam tarihi olacak.''
-''NAYLON FATURALAR NEREDE? BUNUN HESABINI VER SEN ÖNCE''-
Başbakan Erdoğan, Baykal'ın iki de bir kendilerini bir yerlerle ilişkilendirmeye çalıştığını kaydederek, şöyle devam etti:
''Fener, mener, falan filan, Deniz Feneri... Ak Parti'nin kasasına kurulduğundan bu yana gayrimeşru bir kuruş para girmemiştir. Ne Deniz Feneri'nden ne yöneticilerinden bir kuruş girmemiştir. Bizim kasa mevcudumuz kasamız, bütçemiz hiç bir siyasi partide olmayan bir şekille sitemizde her gün ne yapar, yayımlanır kurulduğumuzdan bu yana ki herkes görsün, ki millet denetlesin bizim kasamızı. Ne oluyor, ne kadar paramız, ne kadar para giriyor, ne kadar çıkıyor millet görsün. Hep bunu istedik ve bugün de böyle yarın da böyle olacak.
Ancak ben şimdi diyorumki Sayın Baykal, Hazine'nin sana, CHP'ye verdiği parayı nereye harcadınız ki yapılan Başsavcılık denetimlerinde evet 1 trilyona yakın usulsüzlük bulundu ve bu paranın tahsiline Anayasa Mahkemesi karar verdi ve bu parayı ödediniz Sayın Baykal nereye harcadınız? Bu naylon faturalar nerede? Bunun hesabını ver sen önce. Milletin parasını nereye harcadın söyle bakalım. Anayasa Mahkemesi'nden tescillisin sen tescilli. Bak bizim öyle bir durumumuz yok. Ama sen tescillisin, önce bunun hesabını ver.''
İş Bankası'ndan, Türk Dil Kurumu'na, Tarih Kurumu'na verilmesi gereken paraların da verilmediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''CHP'nin orada temsil edilen adamları da var ve vermedikleri için yargıya gidildi. Bizim de duyurumuz var. Sonunda yargı şu anda aklımda kaldığı kadarıyla 104 trilyona mahkum etti. Bu parayı ödeyeceksiniz dediler ve İş Bankası bu parayı ödemek durumunda kaldı...Bize dürüstlük dersi vermeye kalkıyorsun. Önce aynaya bir bak, ondan sonra çık da bunları konuş. Öyle boş dosyaları meydanlarda sallamakla dürüstlük olmuyor Sayın Baykal. Önce bunu hallet bunu...''
-MAYINLI ARAZİNİN YÜZÖLÇÜMÜ-
Başbakan Erdoğan son 1 ay içerisinde Meclis'te yaşanan tartışmaları da gündeme getirerek, Şanlıurfalıların bu tartışmaları dikkatle, ilgiyle izlediklerini bildiğini söyledi. Muhalefetin bu süreci nasıl kuru hamasetle yürüttüğünü en iyi vatandaşların bildiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yalanlarla, iftirayla, komplo teorileriyle, mayın meseleleriyle nasıl başka yerlere bu konunun çekildiğinin en yakın şahidi sizlersiniz. Bizim Suriye sınırındaki mayınlı arazimizin yüzölçümü, bunu en iyi siz biliyorsunuz, 216 kilometrekaredir. Bakın bu rakam çok önemli. Bu mayınlı arazinin bir ucundan CHP tuttu, diğer ucundan MHP tuttu, bir diğer ucundan da DTP onlara destek verdi. Sündüre sündüre lastik gibi çeke çeke iki Kıbrıs adası büyüklüğüne çıkardılar. El insaf, iki Kıbrıs adası diyorlar, ne demek biliyor musunuz? 19 bin 502 kilometrekare demek. Burası ne kadar? 216 kilometre. 19 bin kilometrekare nire, 216 kilometrekare nire, insaf insaf... Bunlar ya matematik bilmiyorlar, ya hesap kitap bilmiyorlar veyahut da bunların kılavuzları farklı. Kılavuzu karga olanın biliyorsunuz değil mi gerisini ben söylemeyim.
'Mayınlı arazileri yörede yaşayanlara dağıtalım' diye tutturdular. Acaba hayatlarında kaç kere Şanlıurfa'ya geldiler veya iktidarlarında Şanlıurfa'nın sınırındaki bir köyü gidip gördüler mi? Şanlıurfa'da tarım nasıl yapılır, nerelerde yapılır, acaba hiç incelediler mi? Bunlar Ankara'dan başlarını dışarıya uzatamaz. Seçimden seçime o da bazı Anadolu şehirlerinde şöyle bir boy gösterirler. Ondan sonra sırra kadem basarlar, yüzlerine bir daha rastlayamazsınız. Bakın buradan Şanlıurfa'dan bir kez daha sesleniyorum; biz hükümet olarak uluslararası bir yükümlülükten dolayı mayınlı arazileri temizleme kararı aldık. Suriye tarafı böyle bir güzelliği yaptı temizledi, biz de kendi tarafımızda aynı güzelliği yapalım istedik ve buraları ülkemize toprak kazandırma noktasında, organik tarım yapabilme noktasında hazırlıklarını yapalım dedik. Bütün mesele temizlik bitsin, burayı milletimize kazandıralım.''
-''TİTİZİZ, HASSASIZ''-
Sınırdaki mayınların, olabilecek en ucuz bedelle, en güvenilir ve en sağlıklı şekilde temizliğini yapacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
''Bunların dediği gibi değil, var mı bizim o ihale şartnamesinin içerisinde İsrail. Nereden çıkardınız bu İsrail'i. Olmayan bir şey, hiç ilgisi alakası yok. Ama dert başka. Çözüm var mı çözümleri de yok. Efendim diyor 'Petrolü İsrail'e verecek, madenler İsrail'e verilecek'. İnsaf ayıptır ya ayıp. Orada ta 1993'ten bu yana TPOA petrol araştırması yapıyor, çeşitli Türk firmaları orada araştırmalar yapıyor, yabancı firmalar yapıyor, zaten onlar yapılıyor ama Suriye sınırında bir güvenlik şeridimiz var. Bu güvenlik şeridi TSK'nın denetiminde ve ayrıca bu çalışmanın içerisinde Milli Savunma Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Maliye Bakanlığı var. Titiziz, hassasız, bu ülkenin, bu milletin menfaatlerine gelince Ak Parti ne CHP'si ne MHP'siyle ne DTP'siyle, hiç birisiyle mukayese dahi edilemez. Bu iddiaların tamamı yalandır. Bu kadar açık konuşuyorum, tamamı yalandır. Burada yabancıların gelip yerleşeceği, sınır güvenliğimizin tehdit altına sokulacağı, bu toprakların peşkeş çekileceği şeklindeki iddiaların tümü hırçın, kaybetmiş, paniklemiş bir muhalefetin asılsız iddialarıdır.
Bu kardeşinizi bugüne kadar tanıdınız. Tanıdığınıza göre gereken cevabı da siz en iyi şekilde verirsiniz. Milletin her bir kuruşuna karşı nasıl bir titizlik içerisinde olduğumuzu, yolsuzluklardan hesap sorarken yolsuzluklara kapıları tamamıyla kapattığımızı sizler çok iyi bilirsiniz. Dikkat edin Gazze'nin üzerine bombalar yağarken oralarda masum insanlar, çocuklar, hatta bebekler katledilirken bütün dünya sustu, ama biz susmadık. MHP'si CHP'si, yakın dostları olan medya bunların eskimiş monşerleri, haklı söylüyor olmamızdan, haklıyı savunuyor olmamızdan rahatsız oldular, 'Türkiye yalnızlaşıyor' dediler. 'Türkiye dış politikasında ivme kaybediyor' dediler. Ama ne oldu, Türkiye kaybetmedi, Türkiye itibar kazandı, ağırlık kazandı. Türkiye tüm dünyanın gönlünü kazandı. Melborn'dan Washington'a, Pekin'den Paris'e Saraybosna'ya, Tahran'dan Kahire'ye kadar Türkiye alkışlandı. Bu beyefendiler sus pus kesilmişken bu beyefendiler katliama kör ve sağır kesilmişken, bu kardeşiniz korkmadan, çekinmeden tereddüt etmeden bu aziz milletin sesi oldu ve bunu orada seslendirdi.
Bizim Davos'taki insani duruşumuz karşısında tedirgin olan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı İsrail Cumhurbaşkanı karşısında eleştiren, hatta hakaret eden bu monşer eskileri, çıkmış şimdi 'bu toprakları İsrail'e peşkeş çekiyorsunuz' diyorlar. Sizler vatanseverliğinizi tartışma konusu yapabilirsiniz ama bilesiniz ki bu parti vatan ve millet sevgisini tartışma konusu yapmaz. Bizim vatan sevgimiz onların ki gibi içi boş söylemlerden, kuru hamasetlerden oluşmaz. Bu milleti yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa, yasaklara mahkum ettiler. AK Parti geldi ve bunlarla mücadele etti. Bu ülkeyi rekor düzeyde faizlere mahkum ettiler. AK Parti o enflasyonu da o faizleri de yerle bir etti.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çözümsüzlük siyasetini çözümmüş gibi gösterenlere yanıldıklarını, aldandıklarını anlatacaklarını ifade ederek, ''Hiç kimse elini taşın altına koymasa bile AK Parti olarak biz, elimizi taşın altına koyacak, Türkiye'yi aydınlık yarınlara taşıyacağız'' dedi.
Erdoğan, Şanlıurfa Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin il kongresindeki konuşmasında, AK Parti iktidarından önce Türk lirasının önünde 6 sıfır bulunduğunu anımsattı. Erdoğan, ''Seçimlerde de kullandım ama affedersiniz, tuvalete gidiyorsunuz o zaman, tuvaletin fiyatı ne olmuştu? Bir milyon, iki milyon. Eskiden zenginlere 'Milyoner' derlerdi, hatırlayın. Ayıp oldu, rezil olduk dünyaya, rezil olduk'' diye konuştu.
AK Parti'den önceki iktidarların Türkiye'yi içine kapattıklarını belirten Erdoğan, kendi iktidarlarının ülkeyi dışa açtığını söyledi.
Finansal krize karşı teşvik paketini geçen hafta açıkladıklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, GAP'ın merkezinde ve dördüncü bölgede bulunan Şanlıurfa'nın, teşvik sisteminden en fazla yararlanacak illerden biri olduğunu anımsattı.
Türkiye'ye, Türkiye'nin zenginliğine, kaynaklarına inandıklarını ifade eden Erdoğan, ''Biz, bu bölgenin kaderinin değişeceğine, bu bölgenin dünyanın tarım merkezi, tahıl merkezi, gıda merkezi olacağına da inanıyoruz. 6,5 yıldır bu umutla, bu samimiyetle bölgeye yatırım yapıyoruz. 'Şanlıurfa kazanırsa Türkiye kazanır, Mardin kazanırsa Türkiye kazanır, Muş, Bitlis, Hakkari kazanırsa Türkiye kazanır' diyoruz'' dedi.
-''İSTİSMAR SİYASETİNE PRİM VERMEYECEĞİZ''-
Başbakan Erdoğan, el ele vererek kardeşlik, dostluk içinde geleceği birlikte inşa edeceklerini belirterek, şunları söyledi: ''Aramıza nifak sokmaya, bizi geri kalmışlığa, yoksulluğa mahkum edenlere aldanmayacak, onların istismar siyasetine prim vermeyeceğiz. Çözümsüzlük siyasetini çözümmüş gibi gösterenlere yanıldıklarını, aldandıklarını anlatacağız. Hiç kimse elini taşın altına koymasa bile AK Parti olarak biz, elimizi taşın altına koyacak, Türkiye'yi aydınlık yarınlara taşıyacağız. Bizim derdimiz, 81 vilayet ile bu ülkenin tam bayındır hale gelmesidir. Bizim derdimiz, 780 bin kilometre karesi ile bu ülkenin her karış toprağına adalet ve huzur ikliminin yayılmasıdır. Bizim derdimiz, 71,5 milyon insanımızın ekmeğini çoğaltmak, yuvasını şenlendirmektir. 6,5 yıldır bunun mücadelesini verdik, milletimizle birlikte çok büyük başarılar yakaladık. Allah'ın izni ile çok daha ileri noktalara hep birlikte ulaşacağız.'' Erdoğan, 6,5 yıldır hiçbir vatandaş aç ve açıkta kalmasın diye çalıştıklarını, çaba harcadıklarını dile getirdi. Bir grup partilinin, ''Başbakanım destek, Şanlıurfa Spor şampiyon'' şeklinde tempo tutmaları üzerine Başbakan Erdoğan, ''Şimdi hep beraber, dayanışma içinde Şanlıurfalı kardeşlerim Şanlıurfa Spor'u ne yapacak? Çıkaracak. Başbakandan başka türlü destek beklerseniz, o zaman o, rüşvete girer'' karşılığını verdi.
zaman

 

Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-15-2009, 00:13   #2
Kullanıcı Adı
Yıldırım
Standart
ARINÇ, ASKERİN KARARINI BÖYLE YORUMLADI

13 Haziran 2009 22:22
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Taraf gazetesinin haberi üzerine Genelkurmay Başkanlığı'nın aldığı haber yasağı kararı üzerine, konuyu farklı yönleriyle değerlendirdi.

- ''BU DAVADA (ERGENEKON) SANIK OLARAK GÖRÜNEN BİR KİŞİNİN OFİSİNDE ELE GEÇİRİLEN BİR BELGE VARSA, DAVAYI GÖREN MAHKEMENİN BU KONUDA BİR YAYIN YASAĞI GETİRMESİ VE BUNU TALEP ETMESİ SÖZ KONUSU OLABİLİR''
- ''YOKSA, HENÜZ SORUŞTURMA SAFHASINA GEÇİLDİĞİNİ YENİ BİLDİĞİMİZ BİR KONU ÜZERİNDE ASKERİ SAVCILIĞIN KENDİNİ YETKİLİ GÖRMESİ, TARTIŞILIR BİR KONUDUR''
-''SAVCILAR TARAFINDAN İNCELEME YAPILAN BİR KONUDA, ASKERİ SAVCILIĞIN KENDİNİ YETKİLİ GÖRMESİ VE ASKERİ MAHKEMEDEN BİR KARAR ÇIKARTMASI DİKKATİMİZİ ÇEKMEKTEDİR''
-''ANAYASAMIZIN AMİR HÜKMÜ BASININ HÜR OLMASI VE SANSÜR EDİLEMEMESİDİR. BU KONUDA BİR KISITLAMA KARARININ GETİRİLMESİ DOĞRUSU BİZİ MEMNUN ETMEZ''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ergenekon Davasında sanık olarak görünen bir kişinin ofisinde ele geçirilen bir belgeyle ilgili davayı gören mahkemenin yayın yasağı getirmesi ve bunu talep etmesinin söz konusu olabileceğini belirterek, ''Yoksa, henüz soruşturma safhasına geçildiğini yeni bildiğimiz bir konu üzerinde askeri savcılığın kendini yetkili görmesi tartışılır bir konudur'' dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Anadolu Ajansı'nı ziyaret etti. Arınç'a ziyaretinde Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hilmi Bengi, Genel Müdür Yardımcıları Tahsin Aktı ve Ahmet Tek, Yönetim Kurulu üyeleri Salih Melek ve Sibel Tokgöz ile daire başkanları, ajansın çalışmalarıyla ilgili brifing verdi.
Arınç, ziyareti sırasında bir gazetecinin, bir basın organında yayımlanan haberde yer alan ve Ergenekon Davası sanıklarından Serdar Öztürk'e ait olduğu iddia edilen belgeye ilişkin sorusu üzerine, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nin dün bununla ilgili yayın yasağı getirdiğini ve belgelerden örnek alması haklarının kısıtlanmasına karar verdiğini hatırlattı. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şüphesiz Anayasamızın amir hükmü basının hür olması ve sansür edilememesidir. Bu konuda bir kısıtlama kararının getirilmesi, doğrusu bizi memnun etmez. Çünkü halkın bilgilenme hakkı bizim için çok önemlidir, özgürlükler önemlidir. Ancak hem Anayasamızda, hem de Basın Yasası'nın 3. maddesinde milli güvenlik, kamu düzeni vesaire gibi sebeplerle bu hakkın kısıtlanabileceği de ön görülmüştür. Dolayısıyla gerçekten tehlike ve vahamet arz eden bazı konular olursa bu konuda mahkemelerin kısıtlama kararı getirmesi de görevleri icabıdır.''
Birkaç günden bu yana bu husus üzerinde yayınlar yapıldığını, Ergenekon Davası kapsamında Silivri'de ağır ceza mahkemesi tarafından yapılan yargılamada sanık durumunda bulunan Serdar Öztürk'ün, ev, iş yeri ya da ofisinde gerçekleştirilen aramada ele geçirilen bir belgeden bahsedildiğini hatırlatan Arınç, bu belgeyle ilgili talep üzerine yayın yasağı getirildiğine işaret etti.
SAVCILIĞIN KENDİSİNİ YETKİLİ GÖRMESİ TARTIŞILIR
Bununla ilgili dikkat çeken ilk konunun, askeri mahkemenin böyle bir karar verip veremeyeceği olduğunu belirten Arınç, şu değerlendirmede bulundu:
''Genelde bu tür haberler üzerine sivil mahkemelerin, savcıların talebi üzerine veya bizzat kendisinde dava görülen mahkemelerin talebi üzerine karar verilebildiği görülüyor. Askeri mahkemelerin böyle bir karar vermesi konusunda sadece bir örnekten bahsedilebilir. Aktütün Karakolu'na yapılan baskınla ilgili böyle bir karar geçmişte alınmıştır. Demek ki askeri mahkeme kendisini bu konuda yetkili ve yeterli görmektedir.''
Kararın içine bakıldığında bazı konuların dikkat çektiğini anlatan Arınç, ''Öncelikli olarak Silivri'de bir dava görülüyor. Bunun bir örgüt davası olduğunu da biliyoruz. Bu davada sanık olarak görünen bir kişinin ofisinde ele geçirilen bir belge varsa davayı gören mahkemenin bu konuda bir yayın yapma yasağı getirmesi ve bunu talep etmesi söz konusu olabilir'' dedi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yoksa henüz soruşturma safhasına geçildiğini yeni bildiğimiz bir konu üzerinde askeri savcılığın kendisini yetkili görmesi tartışılır bir konudur. Asıl dava Silivri'de ağır ceza mahkemesi tarafından görülmektedir. Oradaki savcılığın veya mahkemenin bu konuda bir ihtiyaç gördüğünü söylemek durumunda değiliz.
Kaldı ki, bu belgeyle ilgili olarak bu örgüt davasını takip eden savcılar bir inceleme, soruşturma yapacaklarsa bununla ilgili soruşturma safhası devam ediyor demektir. Dolayısıyla yeni bir iddianame hazırlanması, hem bu sanık, hem de bu sanıklarla irtibatlı olduğu bilinen kişiler varsa onlarla ilgili yeni bir dava açılması veya takipsizlik kararı verilmesi mümkündür. Dolayısıyla savcılar tarafından inceleme yapılan bir konuda askeri savcılığın kendini yetkili görmesi ve askeri mahkemeden bir karar çıkartması dikkatimizi çekmektedir.''
Bu belgeyle ilgili henüz bir suçlama ve suç tasnifi yapılmadığını, belgenin hangi suça ve örgüte işaret ettiği, gerçek olup olmadığı konusunda henüz bir soruşturma sonuçlanmadığını, iddianame tanzim edilmediğini veya takipsizlik kararı verilmediğini belirten Arınç, ''Dolayısıyla soruşturmayı yapanlar sivil savcılarsa ve görülmekte olan davayla ilgi ve irtibatı da henüz ortaya çıkmamışsa, bu belge üzerinde bir yayın yapma yasağının askeri mahkeme tarafından kendisini görevli addederek bir karar verilmesini ben doğrusu çok ilginç buluyorum'' diye konuştu.
-''SİVİL YARGIYA AİT BİR KURUMDUR''-
Mahkeme kararları üzerine itirazın mümkün olduğunu, zaten mahkeme kararının sonunda da ''en yakın askeri mahkemeye itiraz edilebileceğinin'' ön görüldüğünü anımsatan Arınç, şunlara dikkati çekti:
''Ancak, burada tartışma konusu olacak şeylerden bir tanesi, buna sivil savcı ve mahkemelerin mi karar vereceği, yoksa askeri mahkemelerin askeri savcının talebi üzerine karar verip veremeyecekleridir. Benim şahsi düşünceme göre, henüz çok fazla detaylarıyla incelememiş olmakla birlikte, bu belgenin 'Ergenekon Terör Örgütü' ismiyle bilinen ve halen yargılaması devam eden bir davanın sanıklarından birinin evinde veya iş yerinde ele geçirilmiş olması dolayısıyla bu davayla ilgi ve irtibatı bulunmaktadır.
Bu davayı gören ağır ceza mahkemesidir. Ağır ceza mahkemesi sivil yargıya ait bir kurumdur. Dolayısıyla onun gerek görmesi halinde bir yayın yasağı getirilmesi veya belgelerden örnek elde etme imkanının kısıtlanması söz konusu olabilir diye düşünüyorum.''
OLAYI KENDİ AÇIMDAN TAKİP EDECEĞİM
Bu konuda yeterli inceleme yapılmasını ve özellikle basın kuruluşlarının harekete geçmesini öneren Arınç, ''Benim basından sorumlu veya medya ile ilişkili bir Başbakan Yardımcısı olarak söyleyebileceğim şey, elbette kamu düzeni, milli güvenlik önemlidir. Elbette belgelerin karartılması ve çok kuvvetli şüphe veya delil varsa bunun üzerinde bir yayın yasağı getirilmesi mümkündür. Ancak böyle bir durum var mıdır, böyle bir durum varsa kararı hangi mahkeme almalıdır, bu konuda hukukçularımızın harekete geçmesini ve basın kuruluşlarımızın basının hukukuna sahip çıkmasını temenni ediyorum. Ben de olayı ayrıca kendi açımdan takip etmeye devam edeceğim'' şeklinde konuştu.
Arınç, ziyareti izleyen gazetecilerin, ''Bir kaç ay önce 'Ergenekon kapsamında tutuklanan bazı komutanlarla iyi ki savaşa girmemişiz' demiştiniz. Bu belge de sizi haklı çıkartıyor gibi. Bu konudaki düşünceniz nedir?'' sorusuna, ''Bu konuda ben yorum yapmam. Ama söylediğiniz durumla ilgili bugün önemli bir genel yayın yönetmeninin köşesinde bir yorum yapılmıştır. Ben bunu tüm halkımızın ve kamuoyunun dikkatlerine sunuyorum. Yoksa hükümet içerisinde yer alan bir bakan olarak benim tekrar bu konuşmam üzerinde bir şeyler söylememe gerek yok sanıyorum'' yanıtını verdi.
Ziyaretin sonunda, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hilmi Bengi tarafından, Bülent Arınç'a İzlanda ziyareti sırasında çekilen fotoğraflardan oluşan bir albüm hediye edildi.
Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi