Güzel insan bu tür niyetler ülke geleçeği için güzel olabilir , yalnız siyaset dünyanın her alandaki gelişmesini hissederek ve içindeki güçleride hesapa katarak var olma sanatı ise , niyetlerin güzelliği bazen haklı ve iktidar olmaya yetmiyor, belli bir güce ve kıvama gelmek dünya siyaseti ile yol almakta olduğuna inanıyorum ,yalnız dediğiniz şeylerin olması için bütün kurum ve millet olarak tek yapıya ve ideolojik prangalar ile milletin için de ayrışmaların olmadığın anti demokratik yapılara girişilmediği dönemlere ait bir olgudur bu gün öyle bir entik bölünmeler varki zihin aforozu olarak bu kadar cok kültürlü farklılıkların içinde bazen içeriye dönük kendi doğrularımız ile siyaset yapma şansı bırakmıyor maalesef , bu gün abd ve dünyadan soyutlanarak siyaset yapma devri değildir belli kıvam ve güç onların siyasi bakışlarında gizli olabiliyor ha istermiyim onların yanında yer almak asla ama var olmak ve hissettirmek güçlü olmak için müttefik kıvamında kalması gerektiğine inanıyorum çünkü iç dinamiklerin ile bir çok sorunu dahi aşamıyorsun çoğu medeni gelişmeleri bile hep dayatarak kabul eden bir ülkenin onlardan soyutlanması ile içine kapanması ve otoriter güçlere teslim olması demetir acizane düşüncem budur
Kalın puntoyla işaretlediğim kısımı önemli gördüğüm için işaretledim. Uluslararası sistem, tek kutuplu dünyadan oluşuyor görünebilir. Yani ABDnin başını çektiği kapitalizm. Devletlerarası ilişkiler olmuştur ve elbette olacaktır. Bizim reddetiğimiz kısım, bunun yanlış yöntemlerle yapılması. Örneğin Türkiye, tek kutuplu sistemin başı ABD olduğu savıyla "her ne koşul olursa olsun" diyerek stratejik müttefiklik olsun diye ABD ile beraber olursa, dahası kendi çıkarlarına dahi sıkıntı düşürecek hale getirirse bunu doğru bulamayız. Yani AKP hükümetinin, bu tutumunun korkunçluğunu söylemek zorundayız. Reel politik denen uluslararası dengeleri etkileyen en önemli kriter bile, Türkiyenin ABD veya İsraille stratejik ittifakını yanlış buluyor. Çünkü bu devletlerin Türkiye üzerinde yıkıcı ve bölücü emelleri var. Dahası bunu, bu yanlış politikayı ısrarla dayatan başbakan Erdoğan bile görmüştür. Hatırlayın PKK elindeki ABD silahları var deyişini. Bunu bildiği halde ve PKKlıları İsrail eğittiğini bildiği halde nasıl oluyorda bu stratejik ABD-İsrail ittifakı sürüyor? Bu yanlıştır. ABD ve İSrail de dahil her ülkeyle irtibat kurulmalı. Fakat bu çıkarlar doğrultusunda olursa bir anlamı olur. Örneğin ABD ve İsrail zulüm dayatıyor. Sen Türkiye olarak çıkıp yapamaszın demelisin. Filistine yada Iraka zulüm yapamazsın demelisin. Diyemiyorsan hatta kalkıp bu ülkelerin işgaline seyirci kalıyor ve o ülkeleri işgal edenlerle stratejik ilişki kuruyorsan bu ne reelpolitikaya nede Türkiyenin bin yıllık misyonuna sığar. Bunu kimse kabul etmez.
İç dinamiklerde sorun aşamamak, ata binen yiğitle alakalıdır. Eğer ata biniş şeklin yanlış ise içerde dinamik falan bırakmaz hepsini dağıtırsın. Eğer amacın Yeniden Büyük Türkiye ise, öncelikle en büyük dinamik millet arkana geçer ve destek olur. Ondan sonra diğer dinamikler isterlerse kendilerini düzeltirler. Düzeltemezlerse bu onların bileceği iştir.
03-26-2008, 13:01
Erdoğan'a cesaret Şener'e Şeref
Ağaç şeklinde