Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşuyor... Erdoğan'ın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Ödülünün hakkını veriyor" şeklindeki sözlerine cevabı cok sert oldu...



Erdoğan'ın değerlendirmeleri şöyle:

Bir yandan Libya ile ilgili düşünmeden açıklama yapmamızı bekleyerek bir düşünceye sahip olmadığını gösteriyor. Kendisine sorulan çanak bir soruya 'ödülün hakkını veriyor' diyerek bunu gösteriyor.

Libya'daki Türk kardeşlerimizin güvenliğini hiçe sayacak kadar ileri gidebiliyor.

Bugün Libya'da 25 bin Türk vatandaşı var. Bu konuda hızlı açıklama yapmamız beklenemez. Türkiye dış politikada ısmarlama açıklama yapan bir ülkde değildir. Biz ne zaman, nerede, nasıl açıklama yapacağımız gayet iyi biliyoruz. Bunun zamanı geldiğinde gerkli açıklamaları yaparız. bu konuda hiçbir bilgiye sahip olmadıkları halde akıl verenlerin yönlendirmesine de gerek yok. Biz her zaman gereken mesajı dünyaya veririz. Biz her zaman Türkiye'nin ve Türk milletininmenfaatini gözetiriz. Eğer bugün Türkiye'nin nasıl bir tavı sergileyeceği merak ediliyorsa bunun sorumluluğunu iyi anlamalıyız. Bu konular hariçten gazel okuyarak fantezilerle yorum yapılamaz.

Biz gelişmeleri 24 saat canlı olarak çok yakından izliyoruz. Diplomasi sadece medya karşısına çıkmakla yapılamaz. Biz ne ilkesel duruşumuzdan tavi veririz ne de kardeş halkların isteklerini duyarsız kalırız. Ne de ülkemiz insanlarına zarar verilmesine izin veririz. Bilmeden konuşmasınlar.

Libya'da bana tevdi edilen ödül Filistin meselesine duyarlılığımız ve o konuda çırpınışımız için verilmiştir. Bu ödül bir yönetimin değil Ortadoğu halklarının Türkiye sevdasının bir sonucudur. Libya'da şahsımız nezdinde verilen ödül halkların sevgsinin karşılığı olarak verildi. Ben o ödülü alırken ne dedim. Kalkıp bu ödülü geri ver, diyenler hangi maksata hizmet ettiklerini onlar düşünüyor mu?

Libya'da bize neden ödül verildi. Filistin halkına yönelik çabalarımız ve çırpınışımız için verildi. Bu ödül bir yönetimin değil, Ortadoğu halklarının Türkiye sevdasının bir ödülü. Böyle küçük meselelere takılması tehlikelidir. Libya'da durum bu kadar hassasken bunu yapmak seviyesizlik ve sorumsuzluktur. Birilerinin işi gücü bırakıp ödül meselesine takılması dikkat çekicidir. Ben bunu milletime havale ediyorum.

Bizi ve tüm bölgeyi kaygılandıran haberler alıyoruz. Göstericilere yönelik sert tedbirler alındığı ve ölü sayısının yüzlerceyi geçtiğine yönelik haberler alıyoruz. Şu ana kadar sürekli olarak uçaklarla oradaki vatandaşlarımızı geri getirme çabası içindeyiz.

Düşünmeden böyle tahrik mekanizmalarını çalıştırmayı da tehlikeli buluyoruz. Bingazi'de de tahliye çalışmaları sürüyor. İki feribotumuz dün hareket ettiler ve bugün varacaklar. Denik Kuvvetleri Komutanlığı'nın fırkateynleri refakat ediyor. İşadamlarımız sürekli irtibat halinde. Önceliğimiz Libya'daki vatandaşlarımızın tahliyesidir.

Ne kimsenin içişlerine karıştık ne de sessiz kaldık. Bölge ülkelerinin tamamına aynı nazarla bakıyoruz. Bu ülkelerdeki olayların hiç biri diğerine benzemiyor. Bu olayları aynı görüp tahrik eden açıklamalar yapanlar önyargılarıyla bunu yapıyor. Biz insanla ilgiliyiz. Bazıları gibi günü kurtaran açıklamalar yapmıyoruz.

Kendi halkını dinlemeyen hiç bir yönetim uzun süre ayakta kalmaz. İnsanlarımızın güvenliğini yakından ilgilendiren böyle hassas bir konuda ortak bir mutabakat gerekiyor. Burada bile tek ses olamıyoruz. Bu nasıl bir yaklaşım? Bakıyorsunuz bütün muhalefetin tutumu bu. Yandaş ve candaş medyaya bakıyorsunuz o da aynı. Sorumlu davranmak yok. Büyük bir ülkenin medyası ve siyasileri gibi davranmaya davet ediyorum.

Süreci çok yakından takip ediyoruz ve bununla ilgili girişimlerimiz devam ediyor.

TÜRKİYE GÜNDEMİ VE BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ...

MHP lideri 'bir kez denenmek istiyoruz' demiş. 'Yapamazsak millet tokat atar' diyor. Öncelikle bu milletin ferasetini bildiği için kutluyorum. Millet emanetini yere düşürenleri affetmemiş, MHP liderinin deyimiyle onların ensesine tokadı vurmuş. MHP lideri bir defa denenmek istiyoruz derken DSP'nin ortağıyken millete ödettiği bedeli ve 3 Kasım seçimlerinde yediği tokadı belli ki hatırlamak istemiyor. Ya da hatırlamıyor. Türkiye'de demokrasiye ne zaman müdahale edilmişse o zaman ekonomi çok ağır darbeler almıştır.

O dönemde iktidarda olanlara milletim gereğini yaptı. Siz yaptınız biz ödedik Sayın Bahçeli. Ondan sonra sıkılmadan çıkıp 'burunlarından getireceğiz' diyorlar. Ben de merak ediyordum bizim burnumuzdan kim getirecek diye. Enseye tokattan öte demokratik tokadı önemsemek lazım. Bazen külhanbeyi edebiyatı ile konuşuyor. Bizim aldığımız terbiye buna müsade etmez. Enflasyon hesabı ile bugüne taşıdığınızda o rakamları onlar olmamış olsaydı, Türkiye'nin ekonomi noktasında ne durumda olduğunu tasavvur edin. Ayrıntısına girmeyeceğim. İşsizliğin nasıl yükseldiğini, kepenklerin nasıl kapandığını, fabrika bacalarının nasıl söndüğünü gördük.

AYRINTILAR GELİYOR

Libya'daki Türk kardeşlerimizin güvenliğini hiçe sayacak kadar ileri gidebiliyor.

Bu cümle kilit cümledir. Kaddafi farklı bir kişilik. Mübarek gibi değil. Adam "gerekirse son kurşunumuza kadar savaşır, burayı kan gölüne çeviririz" dedi. Üstelik oğlu da bizi suçlarken, böyle bir zamanda yapılacak yanlış bir açıklama, oradaki binlerce Türk kardeşimizin hayatını tehlikeye atar.

Boş işler vekili Kılıçdaroğlu bunları düşünemez.