05-29-2009, 14:54 | #1 |
Ergenekon duruşmasına damgasını vuran sözler
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşması, davada dört ferdi sanık olan Görüm ailesinin Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan hakkında söyledikleri duruşmaya damgasını vurdu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşması, davada dört ferdi sanık olan Görüm ailesinin Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan"ı nerede gördüklerine dair tartışmalarına sahne oldu. Tutuksuz sanıklardan Yusuf Görüm, örgütün tetikçisi ve üyesi olduğu suçlamalarını reddederek, "Reisim, bizim elimize kimse bomba veremez. Ne silah, ne bıçak… Çünkü biz almayız." dedi. Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında konuşan sanık Yusuf Görüm, kardeşi Hüseyin Görüm'ün ailenin en küçüğü olduğunu, kendi kafasına göre hareket ettiğini, kendilerinin de ona pek karışmadıklarını belirtti. Görüm, "Ama iş vatana geldiği zaman sonuna kadar vatanına bağlı, Atatürk'ü seven, Allah'ını, bayrağını bilen bir insandır. Ben kardeşimle bu yüzden gurur duyuyorum." şeklinde konuştu. Mersin'deki Kuvayı Milliye 1919 Derneği'nin açılışında silah üzerine yemin edilmesinin kendisine ters geldiğini de vurgulayan Görüm, bu nedenle dernek üyesi olan kızkardeşi Nalan Görüm ve Sevilay adlı arkadaşının dernekten istifa etmesini sağladığını söyledi. Mersin'deki bu yemin töreninden sonra Roj TV'de bir programda Murat Karayılan'ın Mehmet Fikri Karadağ ve kardeşi Hüseyin Görüm'ün bir fotoğrafını göstererek, bu kişilerin PKK'nın kelle avcılığına soyunduğunu söylediğini öne süren Görüm, bu olaydan sonra kardeşini PKK'nın ölüm listesinde olduğu konusunda uyardığını ifade etti. Görüm, sabah ifade veren yeğeni Raif Görüm'ün Alpaslan Arslan'ı nerede gördüğü konusunda yanıldığını, bunun da Görüm'ün Almanya'dan geldiği için Türkçe'sinin ve İstanbul konusundaki bilgisinin yeterli olmamasından kaynaklandığını öne sürerek, Arslan'la 2003 ya da 2004 yılında Maltepe'de dernek binasında değil, İçerenköy'deki Hüseyin Görüm'ün bürosunda görüştüklerini söyledi. "Alpaslan Arslan çok güzel silah çekmiş ama hiçbir zaman iyi bir avukat olamamış. Kardeşim Hüseyni Görüm'e icraya geldiğinde yanlış olarak, suçu olmadığı halde evini boşalttı." diyen Görüm, daha sonra da Arslan'la birkaç ticari işleri konusunda görüştüklerini belirtti. Görüm, şöyle konuştu: "Alpaslan Arslan adlı şahsa, aslında şahıs bile demek istemiyorum. İnsan demek hele hele hiç istemiyorum. Eğer Türkiye Cumhuriyeti bunu insan yerine koyuyorsa ben insan değilim o zaman. Osman Yıldırım denilen itirafçı çıkacak, 'Rasim Görüm bize Ümraniye'de bombaları verdi' diyecek. Reisim bizim elimize kimse bomba veremez. Ne silah, ne bıçak… Çünkü biz almayız. Muzaffer Tekin ya da Fikri Albay diyecek ki; 'Rasim, sen bunları al, insanları öldür.' İnsanları öldüren adamın öbür tarafta yeri olmayacağını hepimiz biliriz. Alpaslan Arslan diyor ki; 'Şeriat istiyorum' Dini savunmak, hiç suçu olmayan bir insana Danıştay'ı basıp kurşun sıkmak mıdır? İslam'ın kılıcı Kuran'dır. Açarsın, öğrenirsin. Biz, silahı biliriz, silahı severiz. Ama öyle kolay kolay da tetiği çekmeyiz. Bunlar Müslüman insanın en son yapacağı şeyler." O dönemde sabun fabrikası olduğunu anlatan Yusuf Görüm, derneğin yakınındaki fabrikaya sabun satmaya geldiği zamanlarda zaman zaman Muzaffer Tekin ve Kuddusi Okkır'la da karşılaştığını söyledi. Sanık Yusuf Görüm, savunmasının ardından yapılan çapraz sorgusu sırasında savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorusu üzerine Alparslan Aslan'ın avukat olması nedeniyle iş yerlerinde biriken çekleri kırma konusunda kendisinden yardım istediklerini söyledi. Görüm, "Yardım istedik ama herhangi bir çalışmamız da olmadı." dedi. Savcı Pekgüzel'in sorusu üzerine sanık Yusuf Görüm, Maltepe'de Kuvayı Milliye derneğinin kurulduğu yerin kardeşi Hüseyin Görüm'e ait bir konteyner olduğunu ve buraya karargah dediklerini söyledi. Görüm, bu karargahın, dernek olma aşamasından önce Vatansever Kuvvetler Güç Birliği'ne (VKGB) ait olduğunu ifade etti. Muzaffer Tekin'i, dernek olma sürecinden önce karargahta iki kez gördüğünü belirten Görüm, "Dernek olma süreciyle birlikte Mehmet Fikri Karadağ da karargaha gelmeye başladı. Bu aşamadan sonra Muzaffer Tekin'i orada bir daha görmedim." diye konuştu. Görüm'ün, karargaha sık sık gitmediğini, saatlerce orada kalmadığını, sadece çay içmek için uğradığını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "Bir çay içimi oraya uğruyorsunuz ama orada yapılan çalışmalar hakkında nasıl bilgi sahibi oluyorsunuz?" diye sordu. Görüm, bu konuların kendisini aştığını, ilgilenmediğini söyledi. Savcı Mahmet Ali Pekgüzel, yaptığı bir telefon konuşmasında Milli Savunma Bakanlığı'ndan derneğe ödenek ayrıldığına ilişkin bir görüşme yaptığı sorulunca Görüm, "Ben derneğe Milli Savunma Bakanlığı'ndan ödenek geleceğini Fikri Karadağ'dan duydum" diye konuştu. Görüm, daha sonra bu konuyu kardeşi Hüseyin Görüm'den duyduğunu ifade etti. Çapraz sorgusunun sonunda telefon tapeleriyle alakalı bir açıklama yapmak istediğini belirten Yusuf Görüm, "Bizim semtimiz Küçükyalı Maltepe'dir. Akşamları arkadaşlarla buluşup okey oynarız. Bazen onlar beni arar, 'Ağabey darbe yapacağız, gelir misin?' derler. Bazen da ben onları arayıp bir darbe yapalım derim. Yani bizim orada okey oyunlarının adı darbedir. (CİHAN)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|